Suçlu eğitim sistemi
Bu toplum bu sapıkları nasıl üretiyor anlayamıyorum. Gün geçmiyor ki bir kadın cinayeti, bir sapık haberi duymayalım. Artık utanmaktan, üzülmekten ve kahrolmaktan bıktık usandık. Üç yaşında bir çocuk, sapıkların hedefi olabiliyorken aslında bu olayın kadın cinayetlerinden, kadına şiddetten farkı olmadığını da bilmemiz gerekiyor. İyi de bu sapıklar, bu şiddet üretenler bu topluma nereden geldi ve neden bir türlü önünü alamıyoruz? Ben Anadolu’da bir kentte doğmuş büyümüş birisiyim. İki kadın iki erkek kardeşe sahibim. Doğup büyüdüğüm ailede ve toplumda kadın değerli ve saygın karakterdi. Babaannem bütün kararlarda son söz sahibiydi. Hatta annemin onaylamadığı hiçbir şeyi babam yapmazdı, kararları ortak alırlardı. Taa ki okula başlayana kadar kadın ile erkek benim için birbirinden farksız iki kişilikti.
***
Ama ilkokula başladığım yıl ve ilk dersimizde sınıfa giren bir erkek öğretmen bizim o güne kadar yan yana oyun oynadığımız, yemek yediğimiz, güldüğümüz, yaramazlık yaptığımız kız arkadaşlarımızı yanımızdan kaldırıp kızları bir tarafta erkeklerı bir tarafta oturmuştu. Bunu çok yadırgamıştık. Acaba bizi neden ayırmışlardı ki? Bizim ne farkımız vardı? Ortaokula geldiğimde yine kız arkadaşlarımızın, büyüdükleri ve bizim onlara zarar vereceğimiz gerekçesiyle bizden uzak tutulup her etkinlikte ayrıştırılmalarına şahit oldum. Bazı derslerde öğretmenler kızlarla bizim aramızdaki farkları anlatıp, sürekli farklı olduğumuzu aşılamaya başlayınca kafam iyice karıştı. Bir akşam eve geldiğimde babama sordum “Baba ablamla benim aramda ne fark var?” babam güldü ve dedi ki “Oğlum neden fark olsun ki, onun da iki ayağı var senin de, o da yemek yiyor sen de, o da gülüyor sen de, o da uyuyor sen de. Fark sadece erkeklerin kafasında oğlum” dedi.
Sonra ben liseye geçtim. Yatılı okulda okuyordum ve sınıfımızda sadece iki kız arkadaşımız vardı. Onlar sınıfın en önünde bir sırada yanlız başlarına oturur, bazı öğretmenler onların sırasını derslerinde daha da öne çekerlerdi. Lise hayatımız boyunca bizden arkadaşlarımıza hiç zarar gelmedi. Ama öğretmenler nedense onlara bizim zarar vermememiz güdüsüyle hareket ettiler. Bir taraftan da onların bizden farklı olduğunu hissettirip bizim de farklı düşünmemizi istediler. Hatta birkaç derste öğretmenimiz kızları sınıftan çıkarıp bize erotik fıkra anlatmış ve onları tekrar sınıfa çağırdığında güldük. O zaman güldüğümüz durumun toplumu bugün cinsiyetçi hale getireceğini bilemezdik. Oysa o günkü basit olayların temelindeki cinsiyetçi yaklaşım bugün bizi maalesef bu durumlarla karşı karşıya bırakıyor. Eğitim sistemimizin üstün çabası! sonucunda üniversiteye geldiğimde artık kızlarla arkadaş olmayacağımıza inanmıştık. Bütün hocalarımızın 11 yıllık büyük emekleriyle cinsiyet farkını kavramış! Ve artık onlardan farklı olduğumuzu anlamıştık! Ne yazık ki artık bize yaklaşan her kadın arkadaşa başka gözle bakmaya başlamıştık. Artık onlar bizim için birer cinsel obje haline gelmişti.
***
Bunları neden yazıyorum. Ben yaşadığımız bu erkek egemen şiddetinin temelinde eğitim sisteminin olduğunu düşünüyorum. Çünkü, cinsiyet rollerini kurumsallaştıran, erkek iktidarını meşrulaştıran bir eğitim sisteminin sonucu şiddettir. En büyük mağdur da maalesef ötekileştirilen ve bunun sonucu zayıf bırakılan kadındır. Hiçbir zaman unutmamalısınız ki her cümlenin başına “ama” koymadan konuşamayan erkek egemen dil kadına şiddeti maalesef hak görmektedir. Gelin bu işe eğitimden başlayalım. Bu olayları tekil olarak düşünüp her olayın faalini lanetlemek de bir çözüm ama kökten çözüm değildir.
Gelin önce okullarda kızlarla erkekleri yan yana oturtun, derslerde farklılıkları değil benzerlikleri anlatın, ortak oyunlar ve projeler geliştirin, cinsiyet ayrımı yapacak bütün figürlerden uzak tutun çocukları. Onlara sürekli insan olmanın güzelliğini anlatın. Karşı durun; öğrencilerinizin çocuk yaşta evlenmesine, taciz görmesine, şiddete uğramasına karşı durun. Çocuklara susmamayı öğretin. Sakın ha unutmayın bu işi çözecek tek güç eğitimdir. Şimdi MEB hemen biliminsanlarını da toplayarak bütün müfredatı ve yapıyı elden geçirsin. Çünkü yetti artık biz sadece İNSANIZ... İNSAN















Avrupa'da istatistikler.. Yapılan araştırmalara göre, günümüzde Avrupa’da doğan her 10 bebekten birinin babası belli değil. Bulgaristan’da bugün “evlilik dışı doğum” oranı yüzde 51, Norveç % 55, İsveç % 54.7, Polonya % 20. 1951, Çekoslavakya % 36.3, Almanya % 32.1, Fransa % 52.6, Hollanda % 51, İtalya %.17.7. İsviçre % 17.
Yanıtla (0) (0)Avrupa'da, Birleşik Krallık'ta ya da Amerika'da söylediğinizi yapmayı bir deneyin ne oluyor görün. Bilmeden konuşmak bu kadar kolay olmamalı!
Yanıtla (0) (0)Manevi önderler azalmış ve karalanmış.. Toplumda Allah sevgisi ve korkusu azalmış. Ahirette hesap verme unutulmuş. Peygamberimizin örnek hayatı unutulmuş. Topçunun, popçunun, sanatsız sanatçının hayatları örnek alınmaya başlanmış... Toplum manevi olarak çürümeye başlamış. "Sevgili" bulma yaşı 10'un altına düşmüş. Zina serbest hale gelmiş. Bayanlar tesettürden uzaklaşmış. İçki ve kumar ve şans oyunları kapsama alanını genişletmiş. Helal lokmaya açık ve gizli faiz girmiş. Televizyonlardaki dizi filmler namus kavramını ve aileyi
Yanıtla (0) (0)Bunların sonucu cemiyet buhranda. Batı da aile zaten bitmiş. Oradaki olumsuz olaylar bursdakinden kat be kat fazla.. Peki çözüm nerede? Çözüm milli ve manevî değerlerde ve eğitimde.. İnsanı eğitmeden, terbiye etmeden, onu toplum yararına kazanmadan cemiyetin manevi yaralarını saramazsınız... Yüce Allah hepimize nefsimizi terbiye etmeyi ve kendisine iyi bir kul olmayı nasip etsin.. Âmin...
Yanıtla (0) (0)Yetkililer bu durum karşısında ne yapıyor? Bir de yürürlükte "muzır (zararlı/ahlaksız) yayınları önleme kanunu" var.. Fakat ne hikmetse uygulanmıyor... Mevcut kanun uygulansa gazetelerin çoğu ya poşete girer ya kapanır. Hakeza tv'ler de öyle... İnternet ise bütün kötülükleri içinde barındıran bir şeytana dönüşmüş durumda.. Bunların sonucu cemiyet buhranda. Batı da aile zaten bitmiş. Oradaki olumsuz olaylar bursdakinden kat be kat fazla..
Yanıtla (0) (0)Sayın yazarın cemiyette meydana gelen sapkın olayların temelini karma eğitimin eksikliğine bağlaması anlaşılır gibi değildir. Makalede geçen iki hususa cevap: " Kadın ve erkek arasında bir kere fizyolojik ve biyolojik fark vardır. Sınıfta öğretmenin kızları dışarı çıkarıp ahlaksız fıkra anlatması yanlıştır." Şimdi malum olayla ilgili birkaç kelam edelim.. Bu iğrenç olaylar sonuç, peki sebepleri nedir düşündük mü? Milli ve manevi değerler aşınmış. Televizyon, internet ve yazılı basında müstehcenlik almış başın
Yanıtla (0) (0)15 yıldır ülkeyi muhafazakar bir parti yönetiyor.bu sürede ülke daha çok muhafazakarlaştı,dindarlaştı,giyim kuşamı değişti,söylemi değişti.ama buna rağmen ahlaki değerler çöktü ,saygı çöktü,insani değerler çöktü,helal kazanma çöktü .ACABA NEDEN BU ÇELİŞKİ DOĞDU. burda bir terslik yok mu?
Yanıtla (0) (0)Masal anlatıyorsun. Kaynak ver. İstatistik?
Yanıtla (0) (0)Aynen öyle: cinselliği yok saymak hatadır. Erkekle kadını ayırdığında cinsellik yok olmaz. Bastırılan her dürtü bir yerden patlar. Cinselliği yönetmek, cinselliğin sağlıklı yaşanmasını sağlamak gerekir ki, iş sapıklığa varmasın. Cinselliğin sağlıklı yaşanmadığı toplumlarda cinsel suça eğilim daha fazla.( bkz İsveç vs Hindistan) Nevrotik kişilik bozuklukları da daha sık.
Yanıtla (0) (0)Erkek ve kadın eşittir demek, kadın ve erkek aynıdır demek değildir. Eşitlik farklılar arasında olur zaten. Aynılar arasında eşitlikten bahsetmek absürt olurdu.
Yanıtla (0) (0)Tamamen katılıyorum,teşekkürler bu yazınız için....
Yanıtla (0) (0)Sayın yazar,yaşadıklarınız,maruz kaldıklarınız,gözlemleriniz doğru ise,adı geçen ve sizçe suçlu olarak gördüğünüz öğretim, eğitim sistemi öteden beri uygulamada olduğu halde,on yıl, onbeş yıl önce bu denli,olaylarla, suçlarla ve suçlularla bu denli neden karşılaşmıyorduk sorusuna verebileceğiniz cevabınız var mı?
Yanıtla (0) (0)Toplumda zaten var olan cinsiyetci yaklasim dediginiz seyin egitim sistemine yansimasi denebilir bunlara ancak. Sunu da belirteyim, tepki alacak biliyorum ama, "tam anlamiyla ve kategorik olarak" cinsiyet esitligi dusuncesinin de dogru olduguna katilmiyorum. Her yasta ve durumda erkek ile kadin arasinda bir takim farkliliklar vardir. Bunlarin goz onunde bulundurulmamasi dogru olmaz bence. Toplumun normlari da sonucta nasil yasadigimizi belirleyen onemli parametrelerdendir.
Yanıtla (0) (0)Dediginizi yıllardır beri amerika ve avrupa uyguluyo? peki , t.c. den iyimi ? Daha beter ! avrupada/birleşik krallıkda ,nerdeyse ulusal spor küçük çoçuklara tecavüz etmek, sonra internette kendi grupları arasında onbinlerce kişiye yayınlamak, kücük çocukları öldürmek ,hayvanlarla seks yapıp bunları nette yayınlamak ve daha nekadar sapıklık varsa artıyo, daha azıyolar ! İnsanlar, Allahın verdiği fıtratı ve rolleri tanımazlarsa, değiştirirse ilişkilerinde sıkıntı yaşamaları kaçınılmaz. Çözüm, Peygamberimizi örnek alalım, O hiç şiddet uygulamış
Yanıtla (0) (0)Sig bir bakis dogrusu... Sapikligi korukleyen en onemli etkenlerden biri cinsiyet farkini ve bununla birlikte cinsel arzuyu gormemezlikten gelmektir, ki çogu egitim ortaminda geçerli olan tam da budur. Ozellikle ergen/genç kisi siddetli bir arzu duyar ve bu arzuyu ustalikla yonetmek gerekirken yok saymak hatalarin en vahimidir. Yani, yetti artik, Allah'in hikmetiyle cinsel varliklariz affedersiniz ve sevismek isteriz! Sapikligin kaynagini ariyorsaniz: evliligin zorlasmasi ve kulturel olarak yipratilmasi, ailelerin çocuklari tahtadan saymasi, pornografi kulturu ve tabii ki egitim sistemi.
Yanıtla (0) (0)