PISA Direktörü: Öğrettikleriniz artık gereksiz
“10 sene önce okuyup yazmak, başkasının yazdığı bilgiyi bulup çıkarmaktan ibaretti. Ansiklopediyi açıyordunuz ve yazılanın doğru olduğunu varsayıyordunuz. Şimdi internete bir şey yazıyorsunuz ve karşınıza 20 bin sonuç çıkıyor. Artık okuryazarlık bilgi bulup çıkarmak değil, bilgi inşa etmek. Türkiye’de matematikte çok fazla cebir, geometri, hesap öğretiyorsunuz. Ama matematik artık çok farklı şeyler için kullanılıyor; mesela olasılık, risk, kesinlik hesapları için. Geleceği şekillendirecek matematik, öğretilenden çok farklı. Öğretmene ders kitabı verdirmek ve öğrencilerden kitabı ezberlemesini istemek artık işe yaramıyor. Matematikçi gibi düşünmelerini sağlamalısınız. Her çocuğun öğrenebileceğine güvenmek... Mesela bazı öğrenciler daha yetenekli görülüyor. Ama en iyi eğitim sistemleri, her öğrencisini başarıya götürenler. Bir diğer mesele de şu: Eğitimin genel başarısı asla öğretmenlerin başarısından fazla olamaz. Yani öğretmenler ne kadar iyiyse, sistem de o kadar iyi olur. Önemli olan en yetenekli kişileri öğretmen olmaya çekmek.”
***
Şimdiye kadar hiç kimse eğitim sistemimizi bu kadar doğru ve bu kadar dürüstçe analiz etmemişti. Dün birisi yüzümüze bu gerçekleri öyle bir çarptı ki ben hâlâ etkisindeyim. Habertürk gazetesi PISA sınavlarını dizayn eden ve hâlâ OECD PISA Direktörlüğü görevini yürüten Andreas Schleicher’i arayıp mülakat yaptı ve bugün yayımladı. Schleicher’in pek çok konuda uyarısı var ama en çok “Öğrettikleriniz artık gereksiz” cümlesi bana ok gibi saplandı. Böyle olmalı zaten hepimiz tekrar tekrar düşünmeliyiz.
Ben yıllardır yazıyorum ama nafile, sanırım PISA direktörünün bu uyarısı herkesin aklını başına getirir. Neden iki aydır ‘Bırakın sınavı aslolan eğitimdeki içerik sorunudur, çocuklar mutsuz, eğitim verimsiz’ diyorum. Neden ‘Sınavla eğitim düzeltilemez. Sınav sadece sorun üretir bunun yerine çocuklarımızı geleceğe hazırlayalım’ diyorum anladınız mı?
Ama sanmıyorum, biz halen TEOG yerine gelen sistemi konuşuruz veya YKS soru sayısını ve TYT’de kaç tarih sorusu çıkacağını konuşuruz. Ama hiçbirimiz bu çocukları ve bu ülkeyi geleceğe nasıl hazırlarız diye konuşmayız. Bakın hepimiz liseleri konuşuyoruz, iyi lise kötü lise, mahalle lisesi, nitelikli lise, sınavla alan lise, almayan lise konuşup duruyoruz. Peki ne fark eder ki... Kendinize veya karşınızdakine sorduğunuz soruları değiştirin. Hepiniz ‘iyi’nin peşindesiniz ama ‘iyi’ ne. Bu yazımda size ‘iyi’ lise nedir sorusunu cevaplamaya çalışayım.
***
Sayın anne babalar şunu hiç unutmayın; çocuğunuz 4 yıl lise 5 yıl üniversite okuyacak. 2018 yılında okula başlayacak ve 2027 yılında mezun olacak, yani 2027 dünyasına hazırlanacak. İşte bu yüzden iyi okul seçeceksiniz. Sakın ha taban puana, bulunduğu yere, mahalle konuşmalarına göre seçmeyin. Nasıl seçeceksiniz size önereyim; öncelikle bugünden başlayın, aşağıdaki soruları bir kağıda yazın. İlginizi çeken okullara gidip bu soruları sorun ve aldığınız cevaba göre okula puan verin. Sonra verdiğiniz puanlara göre seçiminizi yapın. Gelin şunları sorun;
- Bu lisede çocuğuma sağlayacağınız yurtdışı olanakları nelerdir?
- Bu lisede İngilizce eğitimi var mı?
- Bu lisede müfredat dışında hangi dersleri alabiliyoruz?
- Lisede çocuğumun fikirlerini hayata geçirmesi için ne tür imkanlar sağlıyorsunuz?
- Mezun olduğunda dünyanın hangi ülkelerinde üniversite eğitimine devam edebiliyor?
Unutmayın eğer çocuğunuzu yeni dünyaya hazırlamak istiyorsanız ve geleceği görüyorsanız okul ararken sizden önceki 50 yılda sorulan soruları sormayın. Unutmayın, çocuğunuz her şeyden kıymetli ve ona yapacağınız en büyük iyilik iyi bir eğitim sunmak...















Sayın yazar velilere önerdiğiniz iyi okul seçimde okul imkânlarının okullarda olmayışı öğretmenin eksikliği olamaz. Var olan imkanlardan faydalanmaları noktasında öğrencilere rehberlik etmede görevlidir öğretmen. Öğretmenin önüne sınava endeksli müfredat(kazanım tablosu) koyar birde bunu uygulamak zorundasın diyenlerin, deneme sınavında netler niye düşük diye hesap soranların, merkezi sınav net ortalamasını başarı sayıp sınavı kolaylaştırmak için sinavı değiştirme çılgınlığına girenlere anlatın o imkanların eksikliğini. Veli gelip öğretmene hesap sormadın bu bahsettiğiniz imkansızlıklardan. Oluşan her olumsuzluğun kurbanı öğretmen seçilince her seferinde öğretmenle uğraşılıyor. SİZ BU İŞİN SAHA KISMINA İNMEDEN eleştirenler deneyiniz. Bİr katkıda bulunmak istiyorsanız sistem kurucularına ve sistemin denetçilerine sahada bu işi omuzlayanları tarafsızca dinlemeyi önerin.
Yanıtla (0) (0)Turgay bey türkiye'nin parlak beyinleri göçüyor önce onları ülkede tutmanın yollarını arayalım Buda gerçek bir demokras, adalet ve özgürlükten geçiyor. Pisa önemli ama çokta takılmamak lazım dediğim gibi Türkiye beyinsiz kalıyor.Türkiye'de adalet ve özgürlük olsun; bilimde olur, teknoloji de olur, üretimde olur,Pisa'da üst sıralara çıkmak da gerçekleşir. Ama eğer demokrasi yoksa bunların hiçbirisi olmaz . Ve biz bunu elan yaşıyoruz. 2012'den beri türkiye'nin ihracatı 140 milyar $'da seyrediyor,artmıyor. Niye acaba? Elbette ki, demokrasi zaafiyetinden. Bunun için turgay bey demokrasi önemli .
Yanıtla (0) (0)Sayın yazar sen uçmuşsun. 20 yıllık öğretmenim o sorduğun soruların hiç birinin cevabını devlet okullarında bulamazsın.
Yanıtla (0) (0)Sınava altı ay kaldı. Fakat hala tercih edilecek okullar belli değil, sınavda hangi sınıftan kaç soru çıkacak belli değil.Bizler veliler olarak merak ediyoruz. lütfen bir an önce bu merakımızı gideriniz.Bu kadar başıboşluk ve vurdum duymazlık fazla.yaptığınız iş atomu parçalamak değil; başı sonu bir sınav hazırlamak ve okullari belirlemek.lütfen ya işinizi yapınız veya istifa ediniz...
Yanıtla (0) (0)Çocuklarımızı 5-6 yaşında elimizden alıp, 20-25 yaşında ÜNİVERSİTE MEZUNU İŞSİZ olarak sokağa bırakan bir mekanizmanın adı, olsa olsa MİLLİ ÖĞÜTÜM SİSTEMİ olur. Eğitimin 2018 bütçesinden arslan payı BİNA İNŞAATLARI için ayrılmış. Sorunun nerede olduğu apaçık iken, bu BÜTÇE, anama sövülmüşcesine ağrıma gitti.
Yanıtla (0) (0)Ne olacak bu eğitim sistemimiz. Şu saçma sapan politik gündemden cikip bir an once egitim sistemini dunya ile rekabetci hale getirmemiz icin onlemler almaliyiz.
Yanıtla (0) (0)SAYIN MİLLİ EĞİTİM BAKANIM, Okullarımızda öğrencilerimize teneffüslerde yerel türküler dinlettirilmesi kararı alınmış.Denizli’de de her teneffüste “aman aman Halime’m nasıl çıkan Veli ağanın yanına” diye türkü dinlettiriliyor.Devamlı bu türkünün dinlettirilmesi ve bilinç altına yerleşmesi eğitim ve öğrenci psikolojisi açısından çok mahzurlu.Onun yerine tüm okullarımızda “Türkiyem”türküsünü dinlettirsek eğitim için daha iyi adım atmış oluruz.
Yanıtla (0) (0)Sokrates( MÖ.469-399.) binlerce yıllar öncesinden," İnsanlara bir şey öğretmeyin,onların düşünmesini sağlayın! lazım olanı öğrenirler" demiş..!.Şimdi siyasilerimiz , hocalarımız, şeyhlerimiz , akademisyenlerimizin alayı düşünmeyin,doğru bu diyorlar..Başkasının yazdığını allayıp pullayıp tekrar bizlere bilgi diye pazarlıyorlar..Bu onlara statü sağlıyor.. İşte bu statü, imtiyaz ve otorite sarsılsın istemiyorlar..Konformist lerimz. Düşünüpte bir şey sormayasın abovvv, ağzına biber sürerim derken,siyasiler terörist muamelesi yapıyor..Sokratesin suçu ne ?Milleti ayartmak,düşünmelerini sağlamak;soru sormayı akıllarına düşürmek...Ve insanları anarşistleştirmek..Ya Galile, bilgi tekeli ve söz söyleme tekeli elinde olan kilise asalak taifesinin sarsılan otoritesi..Ne doğru ne değil bunlar söyler di..Biri kalkmış dünya dönüyor diyor .Abovvv.Olu mu?
Yanıtla (0) (0)Valla şu "milli" sıfatını her yerde, her konuda kullananları görünce içim burkuluyor. Siyasetçiler milletin nabzına şerbet misali "milli" diye bağırınca, herkes bir "milli"dir tutturmuş gidiyor. Tamam, sınırın millisi olur, emlakın millisi olur, kültürün millisi olur, dilin millisi olur vs. Ama herhangi bir alanda geliştireceğin ve satacağın ürünün ve hizmetin millisi olmaz güzel kardeşim. Sen bir ürünü birey olarak geliştirip üretiyorsan, o ürün milli falan değildir, senindir ve elde edeceğin kazanç da senindir. Yani onun milli olması demek, onun millete ait olması demektir. İlla da böyle bir kavram kullanmak istiyorsan, "yerli" dersin. "Yerli üretim" gibi. Tüm dünyaya, haydi abartmayalım dünyanın hiç değilse yarısına ürün ve hizmet satan şirketlerin tanıtımında, tarihçesinde "milli" veya "yerli" kavramına rastlayamazsınız. Microsoft'tan Toyota'ya hemen bütün şirketlerde böyledir bu. Eğitimin de millisi olmaz. Newton'un yerçekimi kanununu, Pisagor'un teoremini, Öklid ve Descartes'ın geometrisini öğretiyorsun ve bunları yaparken de ABD'de geliştirilmiş bilgisayarı veya yazılımları kullanıyorsun. Neresi milli bunun Allah aşkına! Yok öyle bir şey. Zaten evrensel olanı anlamayanın (hiç değilse kendi durumunu karşılaştırmak için) neyin milli olduğundan da haberi olmaz.
Yanıtla (0) (0)Doğru. ERG'nin son raporunda farklı ülkelerdeki başarılı reformlardan bahsedilmiş. Seçmece: "Almanya:...2000 yılındaki olumsuz sonuçlardan sonra Almanya’nın birçok eyaleti öğrencileri daha geç yaşta ve daha az ayrıştırma yoluna gitti. Hamburg, Bavaria, Sexony gibi birçok eyalet Hauptschule ve Realschule okullarını birleştirdi. Batı Berlin ise tüm ortaöğretim türlerini birleştirerek tek tür kapsayıcı lise oluşturdu. Liselerin akademik olarak daha heterojen bir yapıya dönüşmesiyle öğrencilerin genel akademik başarıları yükseldi, sosyoekonomik adaletsizlikler azaldı. 2012’de Almanya’nın PISA başarısı OECD ortalamasının üstüne çıktı; öğrencilerin sosyoekonomik düzeyinin akademik başarıları üzerindeki etkisi büyük oranda düştü...." "Kanada: ...Eğitimle ilgili tartışmaların ve uygulanan stratejilerin hiçbir zaman doğrudan öğrencinin öğrenme deneyimini iyileştirmeyi hedef almadığı ortaya çıktı. Sonucunda öğrenci odağa alındı;...""Şangay: ...1990’larda kapsamlı bir eğitim reformu başlatıldı. Merkezi lise yerleştirme sınavı kaldırıldı, öğrenciler mahallelerindeki ortaöğretim kurumlarına yerleştirildiler...Ancak, eş zamanlı olarak eğitim niteliği daha düşük olan liselerde reform yapılmaya başlandı. Nitelikli eğitim tüm liselere yayılmaya başladı. Kırsaldaki dezavantajlı okulların fiziki durumu güçlendirildi, bu okullara ayrılan bütçe artırıldı. Dezavantajlı öğrencilerin akademik gelişimi iyileşti ve akademik fırsat eşitsizliği azaldı. Akademik olarak başarılı olan okulların müdür ve öğretmenleri daha başarısız okullara transfer edildi...Şanghay PISA’da en yüksek performanslardan birini gösterdi..."
Yanıtla (0) (0)milli kelimesini duyunca tüyleri diken diken olup kendiyle dalga geçtiğini, kendini aşağıladığını fark etmeyip , bide üstüne haklıymış gibi sırıtanlara bakınca , bir ülkeyi işgal etceğine insanlarının zihinlerini işgal et , hem daha ucuz hem daha etkili, sözünü daha iyi anlıyorum.
Yanıtla (0) (0)Milli cebir öğretirsiniz artık
Yanıtla (0) (0)Milli diye birşey olmaz hele bu global dünyada asla. Bu sadece Franco nun yüzbinlik beşikleri gibi milleti uyutmaya yönelik hamaset söylemi. İnsan her yerde insandır ve dünya ile boy ölçüşeceksiniz global doğruları yakalamak zorundasınız.
Yanıtla (0) (0)hocam sorularınızı cevapladığımızda karşımıza kaç tane devlet okulu çıkacak? Sanırım soruların cevabı "iyi ücretli" özel okullar. O yüzden şansımıza küsmemiz gerekiyor. Ama ben kendime şu soruyu soruyorum. Özel okul mu özel aile mi? Devlette eğitim kalitesizse, çok iyi denilen özel okullarda çok pahalıysa bende özel okul yerine özel ailede çocuk yetiştirelim diyorum. Özel aile olalım. Çünkü milyonlarca kişinin bin beş yüz , iki bin kazandığı ve kiraların ortalama bin lira olduğu bir şehirde bu insanlara çocuğunu şuraya gönder, şu kitapları al falan demek biraz sıkıntılı geldi banaç
Yanıtla (0) (0)PISA direktörünün söylemlerini neden "mükemmel" olarak addediyoruz? Bizim milli ve işlevsel bir eğitim modelimiz olamaz mı?Bunu istersek başarabiliriz.
Yanıtla (0) (0)Eğitimi partiye üye yetiştirelim zihniyetiyle yaparsanız dünyadaki yeriniz de diplerde olur. Bunu hatırlattığınız için teşekkürler.
Yanıtla (0) (0)Lise cagindaki cocuklardan ilerideki meslekleri icin bilgi ve beceri biriktirmelerini beklemek ve genelde sahip olmadiklari "olgunluk" seviyesinde olduklarini dusunmek gercekci degil. Asil donanim edinme ve uzmanlasma universitede hatta orada bile lisansustu seviyesinde olur. Ortaokul/Lise'de genel bir formasyon, kultur verilmesi daha gercekci ve dogru yoldur diye dusunuyorum.
Yanıtla (0) (0)Turkiye' de egitim hakkinda karar veren yoneticilerin PISA direktorunun soylediklerinin onemini anlayabileceklerini ve dolayisiyla geregini yapabileceklerini sanmiyorum...Sonuc: elveda gelecek!...
Yanıtla (0) (0)