OBP’de adalet…
Eğitimde birinci dönem tamamlandı ve öğrenciler dün karnelerini aldı. Okullar ara tatile başladı. Karnelere hiç değinmeyeyim çünkü sınıfta kalmanın neredeyse yasak olduğu, notların havada uçuştuğu, takdir teşekkür belgelerinin sayısının neredeyse öğrenci sayısına eşit olduğu, ölçme değerlendirmenin kurallarının hiçe sayıldığı bir dönem yaşıyoruz. Maalesef bu konuda sorunun çözümüne dair bir şey yapmaya pek de istekli değiliz. Halen merkezi (LGS veya ÖSYS) sınavlar ve sınavların sonuçlarının eğitim sistemini ölçtüğünü zannederek onları konuşuyoruz. Türkiye’de eğitimin ikinci dönemi maalesef sınav dönemi olarak bilinir. Bu tür sınavlar değişse de sonuçları hiçbir zaman değişmiyor, süreç hep aynı işliyor. Bu sınavlara ilişkin birkaç gündür öğrenciler bir kampanya yürütüyorlar, kampanya konusu “Ortaöğretim Başarı puanı” ve onun adil olmayan şekilde sınavlara eklenmesi, bu konuda ben iki yıldır yazıyorum söylüyorum ama kimse kılını kıpırdatmıyordu ki nihayet gençler kendileri devreye girdi. Kutluyorum onları.
***
Ben de bu konuya destek olmak amacıyla bir daha yazmak istiyorum. Bu iş düzeltilmediği için okullar ya not şişiriyor yada öğrenciler okullarını değiştiriyor. Öğrenciler OBP konusunda çok dertli ben de bunu dile getirmeye söz verdim ve daha önce yazdığım konuyu tekrar yazmalıyım diye düşündüm. Belki bu sefer duyan olur. Üniversite sınavında okul başarı puanları kullanıyoruz. Hatta bu puanın kullanımı konusunda yıllardır büyük tartışmalar sürüp gidiyor. Bütün tartışmaların temelinde de bu puanların objektifliği ve kullanılış şekliyle ilgili. Hatta ÖSYM o kadar çok bu konu zerinde çalıştı ki son yayınladığı OBP hesaplama yönergesinde 28 farklı değişkenle öğrenciler arası eşitliği sağlamaya çalıştı. Bunların temelinde ne var biliyor musunuz? MEB’in aksine kimse okulda verilen puanların objektif ve bilimsel olduğuna inanmıyor. Hal böyle olunca da bu puanların kullanılması sürekli tartışılıyor.
İşin en kritik tarafı ise okul başarı puanının kullanım şekli, kimse düzeltmeye yanaşmadığı için ve önlem alınmadığı içinde bu komediye dönüşmüş durumda. Kesintili 12 yıllık zorunlu eğitim yasasına mecliste bir madde eklenmişti. Madde ile üniversite giriş sisteminin okul başarısını hesaplayan kısmını yani AOBP kaldırmayı ve OBP’yi yeniden düzenlemeyi amaçladılar. Değişikliği hatırlamanız açısından kısaca anlatayım, eski sistemde öğrencilerin okul puanları okulların puan verme işlemi birbirinden farklı ve subjektif olmasından dolayı yeni bir işleme tabi tutularak objektif bir ayarlama yapılıyordu. Böylece not şişirme, bol keseden not verme gibi eşitsizlikler çözülüyordu. Kısacası okulun notları şişirmemesi için istatistiksel ayarlamalar yapılıyordu. Örneğin bir okul notları şişirmişse ÖSYM bu okulun notlarını çan eğrisi sistemine göre düşürüyordu. Düşük olan okulu da yükseltiyordu.
Bunu değiştirdiler hem de ne değişiklik. Sistem o kadar kabaca ve istatistikten yoksun ki sormayın gitsin. Okul başarı puanı sistemi şöyle çalışıyor; öğrencinin 100’lük sistemde başarı puanı “5” ile çarpılıyor çıkan rakam da “0.12” ile çarpılıp öğrencinin sınav puanına ekleniyor. Bu bir felaket bu ne ölçme değerlendirme bilimine uyar, ne istatistiğe uyar. Bu tam bir rezalet, şimdi bir düşünün bir okul bütün öğrencilerine “100” tam puan verse bütün öğrenciler 100 x5= 500 onunda 0.12’si 60 puan alıyor. Bunu engelleyen hiçbir şey yok. Daha basit anlatayım bir okulun birincisi 100 diğer okulun 90 olsun, 100 olan 60 puan alıyor 80 olan 48 puan alıyor. 80 olan okulun birincisi “12” puan kaybediyor. Bu çok ciddi bir kayıp, dolayısıyla okul yöneticileri öğrencilerine düşük ya da yüksek not verdiğinde eski sistemde bu istatistikî yöntemlerle eşitlenirken şimdi tam tersi yüksek ve şişirilmiş not veren destekleniyor. İşin ilginci bunu engelleyen bir yaptırım da yok. Bu durumda okul ya notları şişiriyor ya da şişirmeyen okulun öğrencisi şişirene nakil oluyor. İşte sonuç “3 milyon adet” takdir belgesi.
Çünkü öğretmenlerin verdiği notlarda herhangi bir eşdeğerlik sağlanamadığı için ciddi farklar doğuyor. Ayrıca bu puanlama sistemi başarılı öğrencilerin okuduğu okulları, daha başarısız öğrencilerin okuduğu okullara göre dezavantajlı yapıyor. Bu durumda da öğrenciler okul değiştirmeyi çare olarak görüyor.
***
Okul başarı puanına bakar mısınız? Bu tam bir adam kayırmaca ve adaletsizlik kokuyor. Bunu hem MEB hem de YÖK hemen düzeltmelidir. Bu vebalin altından kimse kalkamaz. Bu çocukların hakkını yiyen bir sistemdir. Benim önerim okul başarısının ya tamamen devre dışı bırakılması ya da politikacıların değil bilim adamlarının yaptığı formüller kullanılmasıdır.