Matematik, iletişim ve UBC

Bir önceki yazımda sizlere üniversitelerin ülkeler ve gelecekleri için öneminden bahsetmiştim. Özellikle üçüncü nesil üniversitelerin ne kadar önemli olduğunu anlatmıştım. Yazımın sonunda da Kanada üniversitelerinin gelişiminden bahsetmiştim. Bu yazımda ise başta Kanada üniversiteleri olmak üzere yeni nesil üniversitelerin özellikle matematik, felsefe ve iletişim üzerine bina edilmelerinden bahsetmek istiyorum.

Son gördüğüm ve inceleme şansı bulduğum Kanada’nın en büyük üniversitelerinden ve ranking listelerinde ilk 30 üniversite içinde yer alan University of British Columbia’nın (UBC) yapısından bahsedeceğim. Üniversitenin yerleşkesi Vancouver kentinin batı ucunda kent ile bitişik, sadece eğitim binası sayısı 305, bütün yerleşkenin büyüklüğü 11 km uzunluğunda, 3.8 km genişliğinde ama üniversitenin rektör yardımcısı “Biz bir kent üniversitesiyiz, bu yüzden kapımız yok ve öğrencilerimiz birçok dersini kent içinde yaşayarak alırlar” diyor. Ama asıl ilginç ve farklı olan üniversitede 10 matematik binası ve 23 matematik laboratuvarı bulunuyor. Öğrenciler hangi bölümlerde olurlarsa olsunlar muhakkak matematik binalarında ders almak ve başarılı olmak zorundalar. Rektör yardımcısı “Matematik bilmeyen bir adam hiçbir işte yaratıcı olamaz. Çünkü mantık ve özellikle de olasılık bilmeyen birisi yaratıcı olamayacağı için bunu yapıyoruz” diyor. Matematik üniversitenin kalbi olmuş durumda. Üniversitenin geçen yıl ABD’nin en büyük üniversitelerinden transfer ettiği hocaların sayıca en fazları matematik alanında. Kısaca matematiksel düşünme, olasılık, mantık her öğrencinin ve her alanın temel becerisi haline gelmiş.

***

Bu belki çoğunuz için kabul edilebilecek bir durum ama iletişim bilimlerini fakülteler üstü bir yapıya kavuşturup, öğrencilere; iletişim bilimi, tartışma, iletişim analizi, sosyal medya, marketing, nöromarketing vb. derslerden en az üç tanesini alma ve başarma zorunluluğu getiriyor. Acaba neden? Türkiye’de halen iletişim fakülteleri diye ayrı fakülte varken ve diğer öğrenciler bu dersleri gereksiz görürken neden UBC bunu yapıyor dersiniz? Rektör yardımcısı “Çağımız iletişim çağı, iletişim alanında başarısız bir mezun yetiştirmek en büyük korkumuz. Bu yüzden önce bütün öğrencilerimize bu alanda beceriler kazandırıyoruz” diyor. Hatta mezunlarının en önem verdiği derslerden birisi “sosyal medya yönetimi” çünkü biliyorlar ki Kanada ve ABD’de büyük şirketlerde işe girebilmeleri ve girişimci olabilmeleri için önce bilinilirlik ve iletişim kurabilme becerisine sahip olmaları gerekiyor.

Üniversitenin ana teması 2+2 felsefesini tam olarak kurabilme; bu da ilk yıl akademik ve bilimsel ağırlıklı program, ikinci iki yılda ise sektör odaklı COOP adıyla öğrencilerini sürekli sahada eğitmek. Bu amaçla öğrencilere daha birinci sınıfta COOP yapabilecekleri şirketler gösterilerek her şirketin kabul için istediği kriterleri sunuyorlar. Bu kriterler ilk iki yıl için yeterli CV’nin yanında olabildiğince yüksek bir not ortalaması. Öğrenciler için bu çok zor bir süreç; örneğin ilk yüzde 10’a giren öğrenci “rektör listesine” alınıyor. Bu öğrencinin rektör ofisi üzerinde sunulan özel hizmetlere erişebilmesi demek, ilk yüzde 20’ye giren öğrenciler “dekan listesine” giriyor ki bu da önemli bir başarı. Sınıf geçmek ve ders geçmek bir anlam ifade etmiyor, çünkü biliyorsunuz ki yarıştığınız bir grup var ve bu grupla rekabet daha önemli.

***

UBC öğrencilerine tek bir felsefe sunuyor. Bunu da kütüphane duvarından okuyabilirsiniz; “Yalanlamak ve reddetmek için okuma! İnanmak ve her şeyi kabullenmek için de okuma! Tartmak, kıyaslamak ve düşünmek için oku! - Francis Bacon”

İşte bu yüzden matematik, mantık, felsefe ve iletişim okutmalıyız. İyi doktorlar, iyi mühendisler, iyi bilim insanları, iyi yöneticiler ve en önemlisi iyi insanlar yetiştirmek için çoktan unutup yok ettiğimiz matematik alanına dönmemiz gerekiyor. Ha bu arada bunların hepsi için de bize geleceği inşa eden üniversite gibi üniversiteler lazım...

YORUMLAR (11)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
11 Yorum
  • KARAR OKURU / 30.01.2018 17:21

    12:25: Matematik bilmeyen insan düşünme yeteneğine sahip değildir. Bilmeyen bilmediğini bilmeyen en kara cahildir.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 27.01.2018 12:25

    Matematik elbetteki mantığı, analitik düşünceyi, analiz kabiliyetini geliştirir. Ancak matematik bilmeyen bu işlevlerden yoksundur demek çok saçma. Herkese bu eğitimi verene kadar bu istikamette kabiliyeti olan kişilere yönelerek daha verimli bir çalışma yapılabilir. çağ artık yazılım çağı, buda analitik düşüncenin bir ürünü.

    Yanıtla (0) (0)
  • Takipci / 27.01.2018 12:21

    Matematik Doga bilimlerinin ve Muhendisligin 'alfabe'sidir, olmazsa olmazdir. Elbette herkes Matematik ogrenmek zorunda degildir, fakat Matematik bilenlerin cok olmasi, cok iyi matematikcilerin yetismesi kalkinma/ilerleme icin temel sartlardan biridir.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 27.01.2018 10:16

    Aile akşam ne yiyeceğini düşünüyor siz o insanlara evi nasıl dekore edeceklerini anlatıyorsunuz bütün yazılarınızda olan şey bu... önce temel ve yapısal sorunlar çözülmeli ki bu bahsettiğiniz içerik kısmı çözülebilsin... youtube' yi okulun web sitesini açın bu okullarla ilgili herşeyi zaten görürsünüz gizli kapaklı gizemli şeyler değil ki bu anlattıklarınız... Türkiye' de üniversiteler; eşe dosta iş kapısı, gençleri oyalama kapısı, açıldıkları illeri kalkındırma kapısı vs. olarak görülüyor ve tamamen her gelen siyasi iradenin kontrolü

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 27.01.2018 10:14

    Bomboş olan senin kafan! Matematik bilmediğin için çarpım tablosundan bahsediyorsun! Senin için çok geç, fakat buradaki vahamet senin hadsizliğinden kaynaklanıyor! Zaten meselenin yarısı da senin gibi "hadsizlerin" çokluğu, yarattığı karanlık! Bir avuç kişi uğraşıyor didiniyor enazından yeni kuşaklar için bir umut yaratmaya çalışıyor ammaaaa olmaaz! Hem kel hem fodul! Ya ben matematik biliyor muyum? :hayır! Ama ben var ya ben!!! Hem kendini bir b zannediyor hem dünyada hiçbir şeyin farkında değil hem de durumun ne kadar kötü olduğunun farkında olup bir

    Yanıtla (0) (0)
  • Aliço / 27.01.2018 09:44

    Değerli Yazar, Bu yazınız için kendi adıma teşekkür ederim. Ülkemizde matematik, fizik ve Kimya bilmine önem verilmeli ve dersler uygulamalı olmalı ki bu dallarda nobel alan Türklerden bahsedelim.Saygılarımla

    Yanıtla (0) (0)
  • EMG / 27.01.2018 07:44

    “Matematik bilmeyen bir adam hiçbir işte yaratıcı olamaz. Çünkü mantık ve özellikle de olasılık bilmeyen birisi yaratıcı olamayacağı için bunu yapıyoruz” diyor. Tamamen yalan. Böyle birşey yok. Böyle bir şey Allah'ın yarattığı kulları tasnif etmeye çalışan bir zihniyettir. Matematik öğrenen ve öğrenmeyen. Böyle kalsa iyi. Matematik öğrenebilen ve öğrenemeyen. Yazık.

    Yanıtla (0) (0)
  • EMG / 27.01.2018 01:46

    Bomboş bir yazı. O kadarla kalsa iyi. Matematik öğrenemeyen her gencin ümitlerini yıkacak bir yazı. Halbuki çarpım tablosunu bilmeyen ama yüreği güzel hedefler için çarpan o kadar çok gencimiz varki. Bırak hocam dağınık kalsın. Sen IQ'sü yüksek birkaç sivrizekanın danışmanlığında devam et. Kanadada yolla onları. Oğluna tanışsınlar. Mutlu olsunlar. Çemişgezekten selamlar

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 27.01.2018 01:37

    Şimdi bu gerçekler ortadayken turgay bey bizim üniversite sınavlarına giren Öğrencilerimizin yarısı belki de beş tane matematik sorusu bile yapamıyor...şimdi sormak lazım ,bu nasıl eğitim? geçen gün Matematik öğretmeni bir arkadaşım "hocam Bir öğrencim okulda 18 saat matematik dersi görüyormuş fakat kursa geliyor sıfır,hiçbir şey anlamamış".bunun için bence meb verimlilik üzerine kafa yormalı ve çalışmalı...Öyle tam gün eğitim, şu kadar bina yaptık falan diyerek eğitimin düzelmesi mümkün değil.

    Yanıtla (0) (0)