Berlin’de mezuniyet töreni
Yıl 2011 Berlin’de bir Türk girişimcisi tarafından açılmış mütevazı bir otelin bodrum katında bir basın toplantısı, toplantıya Türkiye ve özellikle de Almanya merkezli Türk basın kuruluşları katılıyor. Toplantının çok önemli bir konusu var; 1960 yıllarda binlerce, yüzbinlerce insanımızın sadece kol gücü olarak gelip çalışmaya başladığı Almanya’nın beşeri sermayesini geliştirmek için eğitim ihracatı yapmaktı. O ilk sözleri hiç unutmuyorum. Bir eğitim girişimcisi olan Enver Yücel masanın başında “Değerli arkadaşlar Almanya’da bir Türk girişimcisi olarak üniversite kuruyoruz” deyince ben dahil salondaki herkes bunu bir ütopya olarak görmüştü. Sadece Enver Yücel inanıyordu ve kafasında çoktan planlarını yapmıştı. O toplantıda yaklaşık iki saat anlattı, hepimiz iyi niyetle ama pek olabilecek bir iş görmedik. Yıllar geçti ve bu hafta bir mezunyet töreni için Berlin’e gittim. Bu tören 2011’de Enver Yücel’in “Kuracağız” dediği ve kurduğu, büyütüp Alman yasalarına göre onayını aldığı üniversitenin BAU International University Berlin’in ilk mezuniyet töreni idi. Tören ile ilgili yazacağım çünkü eğitim yazarı olarak bu ülkede sürekli sınavlar, TEOG gibi konuları konuşmaktan yoruldum. İşte size bir istenince yapılabiliyormuş denilecek bir girişim. Almanya’da dünyanın en gelişmiş ülkelerinin birisinin başkenti Berlin’de bir Türk eğitimcisi tarafından kurulan ve kuruluşunun henüz 5 yılında 48 farklı ülkeden öğrencinin eğitim aldığı bir üniversite, şimdi biz bunu konuşmalıyız ki eğitimde gerçek gündemi yakalayabilelim.
Tören, Berlin Sosyal Bilimler Merkezi Binası’nda düzenlendi. Bu bina akademik dünyanın en saygın binası burayı Berlin Eyalet eğitim bakanlığı tahsis etmiş. Amaç üniversiteyi desteklemek. Törene Devlet Senato Şansölyesi Steffen Krach, BAU Mütevelli Heyet Başkanı Enver Yücel, BAU Rektörü Prof. Dr. Şenay Yalçın, BAU International University Berlin Rektörü Prof. Dr. Dr. hc mult. Hans-Dieter Klingemann, BAU International University Washington DC rektörü Sinem Vatanartiran, Berlin Üniversiteleri Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Jutta Allmendinger, öğrenciler ve veliler vardı. 2012 yılında bir Avrupa Birliği ülkesi içinde kurulan ve ilk Türk Üniversitesi olarak Almanya Bilim Kurulu (Wissenschaftsrat, WR) tarafından akredite edilen BAU Uluslararası Berlin Üniversitesi’nin ilk mezunları iç mimarlık ve işletme bölümü öğrencileri mezun oldu.
Enver Yücel, konuşmasında çok duygusal ve gururluydu. Eğitimin insanlığın ve dünyanın bugünkü sorunlarının tek çözüm yolu olduğunu söyledi ve “1960’lı yıllarda Almanya’ya acı vatan diyerek kol güzüyle çalışmaya gelen atalarımızın evlatları olarak bugün Almanya’nın beşeri sermayesini geliştirmek üzere burada kurduğumuz üniversitenin ilk mezunlarını vermenin gururunu yaşıyorum. Artık ‘alamancı’ değil karşılıklı bilim üreten ve kültürel, bilimsel çalışmalar yapan kurumlar olduk” dedi. Konuşmasında “Berlin’deki bu üniversitenin hem kültürlerarası diyaloğa hem ekonomik iş birliklerine hem de Türk-Alman ilişkilerine aracı olmasını istiyoruz. 48 ülkeden öğrencinin burada oluşu ve BAU’nun önemli bir üyesinin burada faaliyetlerine devam etmesi çok önemli ve bizi mutlu eden bir gelişme. İlk mezunlarımızı bugün verdik ve burada diğer kampuslerimizin rektörleriyle bir arada olmak çok güzeldi. Dilerim bundan sonra daha da güzel mezuniyetleri yine hep birlikte kutlarız” dedi. Törende benim çok özel itimam gösterdiğim birisi daha vardı. Daha önce tanıştığım ve tanışmaktan onur duyduğum Almanya’nın yetiştirdiği en büyük sosyal bilimcilerden Prof. Dr. Dr. hc mult. Hans-Dieter Klingemann, kendisi Alman bilim dünyanın her kademesinde her kurumunda görev yapmış çok saygın bir bilim insanı, peki neden önemli; bu kadar önemli bir bilim insanı BAU International University’inin Berlin’de kurulması fikrinin başından bu yana en başta Enver Yücel’in heyecanına ortak olmaya karar vermiş. Ama Prof. Dr. Klingemann’nın bir Türk eğitimcinin Almanya’da kurduğu bir üniversitede önce hocalık yapması ve şimdi de rektörlük yapması konusunda Prof. Dr. Yılmaz Esmer’in katkısını anmadan geçemem.
Sonuç olarak bir Türk gazeteci olarak yıllardır eğitim yazmaya çalışan ve eğitim işiyle uğraşan birisi olarak çok gurur duydum. Törende Almanya’nın eğitim bakanı, müsteşarı, bilim insanları orada ve kim yok biliyor musunuz? Berlin’de bulunan Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği’nden ne büyükelçi ne konsolos, ne de herhangi bir yetkili vardı. Çok ayıp ve büyük bir haksızlık olarak gördüm. Türkiye’de Başbakan, bakanlar en ücra illerde eğitim kurumu açmaya giderken, Almanya Berlin’de görev süreleri boyunca olabilecek en önemli etkinlikte yoktular. Sanırım Dışişleri Bakanı Sayın Çavuşoğlu soracaktır ve umarım önemli bir mazeretleri vardır. Siz yine de takılmayın bu ülkeyi gururla onurla temsil eden bu insanlara destek olun. Çünkü eğer biz dünyada söz sahibi olacaksak bunun tek yolu eğitimdir ve eğitimin yaratacağı kültürel kazanımdır. Bunu hem Türkiye’de hem de dünyada yapan devletine milletine bağlı bu insanları, ki başta Enver Yücel’i, kutlamak ve onlara destek olmak çok önemlidir.