Günlerdir CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun görüşmesinden verilen fotoğraf üzerine yorumlar yapılıyor.

Açıkçası soba kime daha yakın, kim sobadan daha fazla faydalandı sorularına nasılsa birçok kişi cevap verdi.

Gelin biz de şu soruya cevap arayalım…

“Bu fotoğraf bize ne anlatıyor?”

Öncelikle önseçim üzerine bir mutabakatın ortaya çıkmadığını anlatıyor. Bir anlamda ne zamandır konuşulan Yavaş’ın önseçime katılmayacağı meselesi böylelikle netleşmiş oldu.

Ayrıca bu fotoğraftan yola çıkarak İmamoğlu’nun da Yavaş’ın da adaylık için kolları sıvadığı söylenebilir. Her ne kadar Yavaş şimdi yola çıkacak gibi durmasa da eninde sonunda bu yola çıkacağı düşüncesindeyim.

Dolayısıyla muhalefetin iki önemli aktörünün de sahneye çıkacağını söylemek yanlış olmaz sanırım. Bu aynı zamanda bir süre sonra doğal olarak iki aktörün rakip olarak karşı karşıya geleceği anlamına da geliyor.

Ve çoğunlukla aynı seçmen havuzuna hitap ettikleri için de rekabetin belli bir süre sonra kızışacağı anlamına da geliyor.

Dolayısıyla Özgür Özel’in toplantı sonrasında sosyal medyadan paylaştığı ‘Birlikteyiz. Hep birlikte olacağız, hep beraber kazanacağız’ cümlesinin geçerliliğinin çok uzun sürmeyeceği söylenebilir.

Diğer taraftan ‘erken aday belirleme’ tartışmasının da bu dakikadan sonra anlamsız olduğu düşüncesindeyim. Bu konu öyle ya da böyle toplumun gündemine gelmiştir. Bu noktadan sonra enerjiyi erken, geç tartışmalarına yönlendirmektense bundan sonrasına bakmak ve buna uygun yol haritası oluşturulması anlamlı olabilir.

Gelinen bu noktada bu süreçte asıl önemli olan Cumhurbaşkanı adaylarının kitleleri harekete geçirmesidir. Açıkçası asıl dananın kuyruğunun koptuğu yer de burasıdır. Sayfalar dolusu programlar ortaya konabilir, çok iyi bir kampanyayla çıkılabilir. Yalnız günün sonunda aday kitleleri ardından sürükleyemiyorsa bunların pek bir anlamı kalmıyor.

Bunu diyorum zira yeni hükümet sistemiyle birlikte Başkan adayı en önemli faktör olarak karşımıza çıkıyor. Yani liderlik kavramı en önemli kavram olarak karşımıza çıkıyor.

Diğer taraftan bu süreçte yukarıda yapılan partiler arası ittifaklar elbette olabilir, yalnız asıl tabanla yapılan ittifakın önemli olduğu söylenebilir.

Yani adayların direkt olarak seçmene sesini duyurması esastır.

Bir anlamda adayların Anadolu’nun altını üstüne getirmesi gerekir. Sokak sokak gezmesi, kendini anlatması, kitleleri harekete geçirmesi gerekir.

Nihayetinde ne yapacaksa adaylar yapacak da denilebilir. Bütün yük adayların omuzlarında olacak. Yanında elbette ekipler olacaktır ama asıl yük başkan adaylarında.

Dolayısıyla önümüzdeki dönemin İmamoğlu ve Yavaş için kolay bir süreç olmayacağı şimdiden söylenebilir. Omuzlarındaki ağır yükle hem kendi aralarında rekabet edecekleri hem de asıl karşı blokla rekabet edecekleri belirtilebilir.

Bir taraftan da bir yerden başlamak gerekiyor. Bu saatten sonra şu aday mı bu aday mı tartışmalarından ziyade bundan sonra adaylar ne yapacak sorusuna odaklanmak anlamlı olabilir.

Ayrıca her ne kadar omuzlarında ağır yükler olsa da avantajlı tarafları da halkın iki adayı da sevmesidir. Zira beğeni oranları ortada…