Değişimde korkaklık ve cesaret

Değişim ve istikrarı konu alan geçen haftaki yazıyla ilgili olarak bir okuyucumuz şöyle bir yorum yapmıştı: “Sizin üç ilkenizi rehber alırsak hiçbir şeyi değiştiremeyiz. Bu ilkeler korkaklara göre.”

Yazarlar, gazete köşe yazılarında ele aldıkları konuları detaylı olarak ele alamaz, özet bilgilerle yetinmek zorunda kalırlar. Eksik kalan yerlerde okuyucuların yorumları veya soruları yönlendirici etki yapar. Yorum ve sorular, köşe yazısının elverdiği ölçüde, eksikleri tamamlama fırsatı verirler.

Okuyucumuz değişimle ilgili yazıda önerilen ilkelere uymanın korkaklık olduğunu ifade etmiş.

Biz de bu vesile ile “korkaklık ve cesaret” kavramlarına açıklık getirmeye çalıştık.

KORKU VE KORKAKLIK

TDK, “korkak” terimini “çok çabuk ve olmayacak şeylerden korkan (kimse, hayvan)”, “korkaklık” terimini de “korkakça davranış” olarak tanımlıyor.

Korku duygusu faydalı olabileceği zararlı da olabilir.

Allah korkusu, kul hakkına girme korkusu, günaha girme korkusu, bir canlıya zarar verme korkusu bizi insanlığa yaklaştırdığı için faydalıdır. Buna karşılık kayıtsız şartsız korkusuzluk, değerleri aşındırır. İnsanlara ve canlılara zarar verme korkusu olmayanlardan her türlü kötülük beklenir. Atalarımız bu sebeple “kork Allah’tan korkmayandan” demiştir.

Korku, hayatta kalma içgüdüsü olarak da kabul edilir. Atalarımız, yırtıcı hayvanlarla ve doğal afetlerle karşılaştıklarında, korku içgüdüsü ile kendilerini tehlikeden uzaklaştırdılar.

Korku, bazen bizim yaşamımızı kurtarırken, bazen de korkumuzu yenerek harekete geçmemiz gereken hallerde, hareket kabiliyetimizi felce uğratır, bizi esaret altına alır.

Korku, insan vücudunda ateşin yükselmesi gibi, bir tehlike işareti ve eyleme geçme için bir uyarıcıdır. Ateşin bastırılması hastalığı yok etmeyeceği gibi, korkunun bastırılması da korkunun arkasındaki sorunları yok etmez. Yapılması gereken, korkuya (ateşe) yol açan olayın teşhis edilerek uygun önlemlerin alınmasıdır.

Ateş 40’a yükselmişse acil olarak ateşi makul seviyeye indirecek önlemler alırız. Yani korkumuzu kontrol altına alırız. Bunu yaparken bir yandan da en yakın sağlık kuruluşuna baş vurarak ateşe yol açan sebebi teşhis ettirerek kalıcı tedaviye başlarız.

Yükselen ateşi kontrol altına alıcı önlemleri almazsak sağlık kuruluşuna gidene kadar vücutta kalıcı hasarlar oluşabilir.

Korkuyu doğuran olayın şiddetine ve potansiyel etkilerine bağlı olarak gösterilecek ilk tepki farklılaşır. Bizim veya yakınlarımızın canına veya malına kasteden bir saldırı karşısında, öncellikle tehlikeyi bertaraf etmeliyiz. Tehlikeyi def etmenin hukuktaki karşılığı nefsi müdafaadır.

Korkunun seviyesi nefsi müdafaaya engel oluyor, pısırıklığa, acizliğe yol açıyorsa buna korkaklık denir. Ahlakçıların ayıpladığı korkaklık davranışı budur. Hz. Peygamber de “acizlikten, tembellikten, korkaklıktan” Allah’a sığınmıştır.

Mustafa Çağrıcı Hoca konuyu şöyle özetliyor (1):

Korkaklık, "cesaret ve atılganlık gösterilmesi gereken durumlarda ileri atılmaktan korkup çekinmeye yol açan ruhi zaaf, aklıselimin cesaretli olmayı gerektirdiği hallerde korku ve telaşa” kapılmadır.

Mustafa Hoca’nın da açıkladığı gibi korkaklık, cesaret ve atılganlık gösterilmesi gereken durumlarda söz konusudur.

Bu açıklamalara göre, değişimin gerekli olduğu durumlarda harekete geçmemek korkaklık olup, değişimin gerekli olmadığı, belki de zararlı olduğu durumlarda değişim için harekete geçmemek korkaklık değil ihtiyatlılık ve akıllılıktır.

CESARET

Korkaklığın zıttı olan cesaret, TDK sözlüğünde “güç veya tehlikeli bir işe girişirken kişinin kendinde bulduğu güven” olarak tanımlanıyor.

Cesaret, korkuyla yüzleşmeyi, korkuyu kontrol altına almayı, aklın gerektirdiği eylemleri hayata geçirmeyi içerir.

Cesaret, haksızlık ve zulme karşı durmaktır aynı zamanda.

Mustafa Çağrıcı Hoca’nın makalesi konuya açıklık getiriyor (2):

Müslüman düşünürler, gazap gücünün aklın kontrolünden çıkarak ifrata sapmasına saldırganlık (tehevvür), insanı her türlü değerini korumaktan aciz bırakacak derecede zayıf kalmasına korkaklık (cübn), aynı gücün terbiye edilmek suretiyle her iki aşırılıktan kurtarılıp itidal noktasında tutulmasıyla kazanılan erdeme şecaat demişlerdir.

Kaynaklarda faziletlere ancak insandaki duygusal eğilimlerin akla itaat etmesi sayesinde ulaşılabileceği, bu çerçevede şecaat erdemini kazanabilmek için gazap gücünü akla tabi kılmak gerektiği üzerinde önemle durulur.

Yine kaynaklarda, kontrolsüz öfke ve tehevvürün zararları üzerinde önemle durulmakla birlikte aklın kontrolünde bir öfke duygusunun yaşatılması ve yiğitlik erdeminin geliştirilmesi gerektiğine, hem ferdi hakları ve değerleri hem de zayıfların ve mazlumların hakkını korumanın ancak bu sayede mümkün olduğuna, cesaretten yoksunluğun gayretsizlik, hamiyetsizlik, kişilik zafiyeti gibi insan onuruna yakışmayan ve onun alçaklıkla damgalanmasına yol açan sonuçlar doğuracağına dikkat çekilir.

Bu sebepledir ki şecaat dört temel erdemden biri sayıldığı gibi korkaklık da bir tür hastalık kabul edilerek tedavi yolları gösterilir.

Övgüye mazhar olan cesaret aklı esas alan, akla tabi olan cesarettir. Aklı esas almayan, duygusal tepkilere tabi olan cesaret övgüye mazhar olamaz.

Japonya’da, Almanya’da nasıl faiz negatif uygulandığını ve Osmanlı Para Vakıflarını incelemeden, akla değil, “faiz sebep enflasyon sonuçtur” sloganına tabi olan cesaretle, faizlerin talimatla düşürülmesiyle neler yaşandığına hep beraber şahit olduk. Faize karşı savaşma iddiası sonunda faizciler kazandı, Millet kaybetti, kaybetmeye de devam ediyoruz.

Değişim faaliyetleri de böyledir. “Değişim için değişim” sloganıyla ve duygularla değil aklın rehberliğinde yapılacak değişimler başarılı olurlar.

Aklın ve bilimin gerektirdiği değişimleri yapmamak korkaklık, bu değişimleri zaman geçirmeden gerçekleştirmek cesarettir.

(1) Mustafa Çağrıcı. Korkaklık. İslam Ansiklopedisi.

(2) Mustafa Çağrıcı. Şecaat. İslam Ansiklopedisi.

YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
3 Yorum