Erikik bir varlık olarak insan
“İslam dininin ana ilkelerini konu edinen ilim” diye tanımlanan Kelam ilmiyle ilgili literatüre yahut bu ilim dalıyla yakından ilişkisi bulunan makâlât ve fırak (mezhepler tarihi) alanındaki klasik eser külliyatına şöyle bir göz attığınız zaman, karşınıza çıkan manzaranın benim burada anlatmak istediğim şeyi size fazlasıyla anlatacağından emin olabilirsiniz. Özellikle İslam ve Hıristiyanlığın bu dünyaya karşı koyduğu onca ahlâkî rezerve rağmen bu iki dinin müntesiplerinin kimi zaman Yahudilere parmak ısırtacak kadar dünyevileşerek erikmesi hakikaten çok tuhaf bir ironidir. Bu mesele bir tarafa, koca koca din adamlarının, mesela vefatından birkaç saat önce bile “Birbirinizle, konu komşuyla iyi geçinin; dirliğiniz, düzeniniz bozulmasın” diyen ve bir şiirinde “Dünyada tükenmez murad var imiş, ne alanı gördüm ne murad gördüm” diyerek faniliğin ürkütücü anlamını çok çarpıcı şekilde gözler önüne seren Âşık Veysel gibi bir ümmi yahut “Sen söylersin söz içinde sözün var, çalarsın çırparsın oğlun kızın var, bu dünyada üç beş arşın bezin var, tüm bedesten senin olsa ne fayda?” diyen “Kul Himmet Üstadım” mahlaslı ozan İbrahim kadar bu dünyanın ne idüğünü kavrayamamış olmaları da çok esef vericidir. Ne yazık ki günümüzde din, diyanet işleriyle iştigal eden veya kendi kimliklerini dinî ve mezhebi aidiyetlerle lanse etmeyi seven birçok tanınmış figürün dünya ve hayatla kurdukları bağ, Hümeze 104/2-3. ayetlerde muhtemelen Velîd b. Muğîre isimli erikik müşriğe atfen, “Habire servet yığar ve gelip gidip servetini sayar. Sanır ki bu servet kendisini dünyada baki kılar…” şeklinde tasvir edilen tipolojiden çok farklı değildir. Hatta bu tiplerin din ve diyanetle ilişkisi Yahudi geleneğinde Ferisîler denen din tüccarlarıyla hemen hemen aynı mahiyettedir.
Kimi zaman din, kimi zaman millet, kimi zaman medeniyet, kimi zaman da başka bir dava ve hesap uğruna hep bir kavga, hep bir dalaş, hep bir çatışma… Gerek fert gerek millet düzeyinde insanoğlunun birbiriyle didişme ve kavga gürültü çıkarma hevesi maalesef hiç kırılmıyor… Aksine kimi zaman Ermenistan örneğinde olduğu gibi bazı milletlerin erikiklikleri depreşiyor, kimi zaman da Araplar örneğinde olduğu gibi “Ayı balı bol bulunca…” misali olmadık erikiklikler baş gösteriyor… Kısacası, insanoğlu uslanmak nedir, bilmiyor; bu yüzden de eririklikten hiç vazgeçmiyor. Hâlbuki bugün kadim Mısır medeniyetinden antik Yunan ve eski Roma’sına kadar bütün hepsinin yerinde yeller esiyor ve üstelik Kur’an bunu Âd, Semûd, Firavun örnekleri üzerinden kaç kez hatırlatıyor. Bütün bu yalın gerçeklere rağmen insanoğlu erikmeyi yine marifet biliyor. İhtimal ki huzur, sükûn, dirlik, düzenlik insanoğluna batıyor. Dahası, insanoğlu, Bakara 2/30. ayetteki bildirime göre, “Ben yeryüzünde bir halife/kalfa kılacağım’ buyuran Allah’a, “Sen orada fesat çıkarıp kan dökecek bir varlığı mı halife kılacaksın?!” diye karşılık veren melekleri adeta haklı çıkarmak istercesine elinden geleni ardına koymuyor. Bugün kelimenin tam manasıyla çivisi çıkmış dünyaya şöyle bir bakıp kendi kendime, “Aman, baki kalan şu kubbede bir hoş sada imiş uğruna yaşayıp da belki günaha girersiniz(!); o yüzden, erikiklikten hiç vazgeçmeyin, birbirinizle sürekli didişip dalaşın, birbirinizi habire yiyin bitirin…” diyerek insanoğlundan illallah ettiğimi haykırasım geliyor. Şimdi birileri benim bu söylediklerimi çok safça/salakça bir görüş ve anlayış olarak değerlendirebilir; ama ben de böyle bir değerlendirmenin -amiyaneliğinden dolayı özür dileyerek- çok “salakça” ve hatta “malca” bir değerlendirme olduğunu hususen belirtmek istiyorum.















Hocam bu harika makaleniz bana astrobiyolog Carl Sagan'in nerdeyse bir nefeste okudugum Pale Blue Dot (Solgun Mavi Nokta) isimli eserini hatirlatti....
Yanıtla (0) (0)1970'lerde uzayin sonsuz derinliklerine firlatilan Voyager -1 uydusunun Dunya'dan 6 milyar --evet milyar-- km uzaktayken cektigi resimlerin birinde soluk bir nokta gibi gorulen gezegenimizin imaji, Sagan'a sozkonusu kitabi yazmakta ilham kaynagi oluyor:
www.newatlas.com/voyager-1-pale-blue-dot-25th-anniversary/36129/
Hocam o kadar benzer düşüncelere sahibim ki, bazen yazılarınızı hayretle okuyor ve kalbimi, beynimi okumuş sanki diyorum. Kaleminiz, ruhunuz, düşünceniz dert görmesin...
Yanıtla (0) (0)Mustafa bey bir çok kelimeniz bizim Tokat alevileriyle aynı. Mezhep farkı olsa da aynı dil insanı sıcak hissettiriyor. Yazılarınızdaki İslamın kucaklayıcı geniş sşneli yorumu için teşekkürler.
Yanıtla (0) (0)buna karşılık sizin çok iyi bildiğiniz asr sureti özetinde anlatılan 'birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna' ... selam ve hürmetle...
Yanıtla (0) (0)Dünyada bütün canlılardan bizi ayıran tek özellik özel olduğumuzu sanmak .Kendimizi o kadar çok önemsiyoruz ki hep başka bir yaratılış öyküsüne bilincin özel olduğunu sanma sanrısına sahibiz.Ozel olan şey canlılığın kendisi orda koskocaman duruyor.
Yanıtla (1) (0)Estağfirullah hocam tam kitabın ortasından konuşmuşsunuz.Bizim sivas yöresinde böyleleri için "Başına bir çıkacak var" derler
Yanıtla (0) (0)Sayın kurukafa bence hayal bile fazla. Bir sözden ibaret olabiliriz. ' “ol” sözü. Bakara süresi 117 ayet ;O, göklerin ve yerin yaratıcısıdır. Bir şeyin var olmasını istediğinde, ona sadece “ol” der ve o şey de hemen oluverir. Bu ayet bizim var olmamızın istendiğini belirtiyor. Allah bizim var olmamızı istemiş ve “ol” demiş.
Yanıtla (0) (2)Bir gün 24 saattir. 24 saat artı bir saniye bile değildir. Tam 24 saat. Koskoca dünya dönüşünü bu sürede tamamlar. Binlerce yıl. Eğer her gün bir saniye gecikmiş olsaydı bu 10 bin yılda 10000x365=3650000/3600x24=3650000/86400=yaklaşık 42 saat eder. Yani üzerindeki dağlar okyanuslar ormanlar çöller olan dünya, dönerken günde bir saniye bile gecikse şimdi bir gün 66 saat olurdu. Saat gibi dönen dünya. Mucize ki ne mucize.
Yanıtla (0) (0)Hesabında yanlışlık var sayın Takipçi. 3600 rakamında bıraksaydın saat sayısına ulaşırdın. 24 ile çarptığına göre gün sayısına ulaşmışsın. Yani 42 gün gecikme oluşmuş olacaktı. Yine de tebrikler. İlginç bir tespit. Düşünsenize sabah olmuş saat 10. Dünya dönüşünde geciktiği için hala güneşe dönmemiş. Yani güneş doğmamış. Karanlık. Aklımız şaşardı.
Yanıtla (0) (0)Halbuki bunları anne karnında bir bebek olarak tasarlayan, yaratan güzelliğini veren onu yeryüzündeki besinlerle - topraktaki mineral vitamin protein suyu birleştirmek suretiyle- hayat sahnesine çıkaran mutlak varlık, bu soyut varlıklarla kıyaslanabilir mi? Bu şekilde şimdi kanlı canlı hayat sahnesinde olan biz de bir hayalsek ki durum onu gösteriyor. Allah'ın varlığını yok yerdedir göktedir diye saçmalıyorsak. Bizim varlığımız soyut, gerçek olan mutlak varlığa göre.
Yanıtla (0) (0)Değer verdiğim için söylemiyorum,,,Amerikanın en ünlü artistleri, Robert Mitchum, Burt Lancaster, Gary Grant veya bayan artistler Hedy Lamar Marlyn Monroe şimdi birer hayal değilmi? Gerçekte ise bunlar toptakta minerallere ve gökyüzünde su buharına dönüştüler. Halbuki yaşadıkları dönemde kanlı canlı, zengin meşhur hayranlık uyandırıyorlardı. Bu varlıkların soyut olmadığını söyleyebilirmisiniz. Ne hakla bunları yaratanın soyut olduğundan bahsedebiliriz.
Yanıtla (0) (0)O halde bitiriyorum. Bir mutlak varlığın daimi bir şekilde var olduğu ve bu gelip geçici soyut varlıkları yarattığını kabul ediyorsak bu varlığın evsafı bizim bildiğimiz gibi olamaz. Bunu şuna benzetebiliriz. Zihninizde bir şey hayal edin. Hadi şimdi o hayalinizi kafanızdan çıkarıp bana verin. Mesela bir araba olabilir bu. Bunu zihninizden çıkarıp bana verebilirmisiniz. Peki ya insanoğlu Yüce Allah'ın mutlak varlığıyla kıyaslandığında bir hayal mertebesindeyse ne olacak...
Yanıtla (0) (0)Peki madem biz böyle geçici bir obje isek, ve bu dünyada var olan nebatat ve hayvanat için de geçerliyse dünyada sabit olan ne vardır. Bir düşünürsek bu toprağın hammaddesi olan kayalar ve taşların içindeki mineraller belki dünya yaratıldığından beri vardır. Su yine kah gökyüzünde kah yeryüzünde dolanımıyla sürekli var. Bununla beraber Kuran-ı Kerimde bunlarında yaratılmış olduğu, yani bir baş ve sonu olan madde olduğu bildiriliyorsa, gene mutlak bir madde olmadığı sonucu çıkar. Devamı var.
Yanıtla (0) (0)Sayın Mustafa Öztürk. Herhangi bir insan dünyada ebedi olmadığına göre ve bu kural kavim milletler için geçerliyse şöyle bir sonuç çıkar. İnsanoğlunun kendisi mutlak bir madde değildir. Yani bizim bizzat kendimiz soyut bir varlığız. Eğer mutlak olsaydık bir başlangıcımız ve ölüm gibi bir sonumuz olmazdı. Uyuruz, hastalanırız, neşeleniriz, üzülürüz, yeriz içeriz. Dünya sahnesinde varolur ve yokoluruz. Devamı var.
Yanıtla (0) (0)Ve sonunda çok erikik bir varlık olarak biz insanların kendilik algılarındaki zavallılığa içten içe hayıflanırım.
Yanıtla (1) (1)Ben de, Spinoza'nın bir lafından yola çıkıp, "Kuran ayeti artık geçerli olmamalı" diyen profesöre hayıflanıyorum.
erikmek insanlar için kullanılır.ineklerde boğasımak.keçilerde tekesek ... gibi ersemek de denilebilir dişilerde daha çok kullanılan bir deyim...
Yanıtla (1) (0)Diğer konu dinden kim para kazanmıyorki. Video yapan, kitap mecmua yazan, dini konferans veren ve topantı yapan, mevlüt ve mezarlıklarda Kuran okuyan, ilahi söyleyen, fal bakan, Cami ve Kuran Kursu yaptıran, dilenen, kendine acındıran, muska yazan, Cin çıkaran , Tarikat kuran, talebe yetiştiren.
Yanıtla (0) (0)Hangi birini yazayım saymakla bitmiyor ki .
Aslında dinden para kazanmayan varmı? Diye sormak gerekiyor.
Ayrıca din konusunda kimin söylediği doğruki , birinin söylediğine diğer yalan diyor.
Ben dini senin bildiğinin binde birini bilmem ama içimden, Hristiyanların İsa' nın öğretilerine karşı onu Tanrı edindikleri gibi, Bizim müslümanlarda Kur'an'ın içeriğinden dolayı ALLAH(C.C.) şöyle diyor yerine Kuran şöyle diyor deyip Kur'an'ı Kerim'i Tanrı'laştırıyorlar gibi geliyor.
Yanıtla (0) (0)Hocam bir lafınız vardı (yanlış değilsem); dediğimi yapın, yaptığımı yapmayın diye. Siz bile bu erikiklikten vazgeçmezken, diğer insanlardan beklemeniz ne kadar samimi ve içtendir?
Yanıtla (2) (0)Hocam bazen düşünüyorum da hayata bakışımız, hayatı değerlendirme biçimimiz,tepkilerimiz
Yanıtla (1) (0)kızgınlıklarımız,akılı kullanmaya meyyal oluşumuuz.çok benziyor..Sizi yazılarınızın takipçisi olarak tanıyorum.Adım da mustafa bir de karadenizli Tokatlıyım.belki de bunlardandır.. o kadar güzel anlattınız ki hayatı.şairin dediği gibi ''Ne Doğan Güne Hükmüm Geçer.
Tespitleriniz "insandan bir halt olmaz" şeklinde özetlenebilir ki, serapa doğru. Ancak insanın "kötü" bir varlık olduğunu tespitten sonra, konuyu yarıda bırakmamalı, devamını da tartışmalı. Soru şu: Bu kötülük bir yaratılış özrü müdür? İnsanın fıtratına zerk edilen kötülük hammaddesi, insanın kaldıramayacağı bir dozajda mıdır? Ben bu soruya "evet" diye cevap veriyorum. Kitab-ı Mukaddes'teki, TANRI İNSANI YARATTIĞINA PİŞMAN OLDU, muhtemelen sahih bir ayet.
Yanıtla (2) (4)İnsana has duyguların ve hissettiklerinin Tanrıya atfedilmesi mantıklı değildir. Ezel ve ebed her şeyi bilen Allah yarattığı canlılardan pişmanlık duymaz. Zaten pişman olmak Allah'ın sıfatları ile örtüşmez
Yanıtla (3) (0)Düşünce, Allah insanın ne yapacağını bilmez. Dikkat et, bilEmez demedim; bilmez, dedim. Allah insana irade verdi ve onun iradesine müdahale etmemek için kendine söz verdi. SÜNNETULLAH KUDRETULLAHA İLAHİ BİR MÜDAHALEDİR. İnsanın tercihi ve davranışı konusunda "ön bilgi" sahibi olmak istememesi Allah'ın kendi dilemesidir; bu konudaki sünnetidir. Dolayısıyla ne yapacağını bilmediği bir varlığın, beklentisini karşılamaması ve onu yaratmaktan pişman olması, Allah için bir eksiklik değildir.
Yanıtla (0) (2)Rabbim tüm konularında hal diliyle örnek olabilen has kullarının arasına bizleride katsın inşallah.
Yanıtla (0) (0)O işi "Rabbim" yapacaksa, sen ne yapacaksın "inşallah" F.beyazıt?
Yanıtla (3) (0)bizde gebe olan kadın için- yerikli-der büyükler
Yanıtla (0) (0)İnsan, insanlık gibi kavramlar üzerinde biraz düşününce elde etmemiz muhtemel olan sonuç, günümüzde insanlarının yaşantısı, olgusal düzeyde birbiriyle çatışır gibi görünüyor. insanlıkla kast edilen iyi, güzel, değerli olan olması gerekirken insanlar olarak yaşadığımız pratik hayat bu “çıktıyı” vermiyor. Halbuki verebilirdi. İnsanın potansiyeli buna müsait ama heyhat. Yazı harika bir konuya temas etmiş. Teşekkürler.
Yanıtla (1) (0)Samsun'un Alaçam ilçesinin dağ köylerinde şımarmak, azgınlaşmak anlamında kullanılan "yelikmek" ile Giresun yöresinin "erikmek"i aynı köke dayansa gerek. "Yelikenin başına bir bela gelir" derdi rahmetli ninem.
Yanıtla (1) (0)Yelikmek Çorum ve civarlarında da var.Aşırısına ise; şeytan burnuna os...du denir.Erıkmekin aynısı.
Yanıtla (1) (0)Din'ler insanoğlunun sözüdür.
Yanıtla (3) (3)Tanrı'nın dinî YOKTUR.
Tanrı mutlak güzellik ve üst sevgidir.
Tanrı kainatın sonsuz kudreti ve döngüsüdür.
Dinlerin, ırkların, uğruna savaş vermek ne kadar insanı olabilir ki?
Bütün bir savaşımı kendinle, kendi ilkel ogolarınla olmalıdır.
En büyük Savaşımın, kendisiyle olmalı yani "tanrısal VİCDAN'ı ve üst sevgi,evrensel değerleri kendinde doğurup insanlaşmayı yakalamaktır"
Eyvalllah Hakta eksik,fazla,yanlis,dogru.OLMAZ..Ama muradi ilahi var..Kışın sıcağa, Yazin soğuğa,serinliğe ihtiyac vardir yine .Tedaviye,Sihhate,Huzura vd.Bunu Kamilen tarif edene Hakkin Kulu ve Resulu denir..Tarif eder pratige doker gider...Ademoglu bi muddet sonra yine bozar..Koyun Sahibi yine bir Tamirci gonderir..:)))..Tamirciler olmadan Köyün işleri Kamilen yurumez..!....!...
Yanıtla (0) (0)Hazinışık deist olmuş.Deniz feneri kafasında takılı.Işığa aya yıldıza pusulaya gerek yok..
Yanıtla (2) (0)Artık MENZİL ,ŞEYH , TARİKAT noktalıyorum bilen bilir FETÖ tehlikesini 2007'den 2016 gününe kadar haftada en azxiki kez yazdım SABAH gazetesi okur yorumlarında " büyük bir fırtina yaklaşıyor" cümleleriyle darbeden12 saat önce DİKAAAATTT!!!! çember daralıyor çabuk oln diye yazdım 12 saat sonra darbe oldu hemen bir yıldır MENZİL ve tarikatları yazdım KARAR gazetesi sayesinde 50 e yakın yazı yazdım facebook 'da 20 yazı yazdım görevimi yatım benden bu kadar artık bu konulara nokta
Yanıtla (0) (0)Yüce ve ulaşılmaz şeyhlerimizin karamet lerini biz müminlere aktarıp öngörülerini yanılmaz olduklarını yüce şeyhlerimin bu dünya nimetlerinin tamamına hemde fazlasıyla tamamına !!! layık olduklarını günahkar ve çok malı olanların onları şeyhe devirederek ancak cehennem ateşinden korunacaklarını aktaran Şemseddin BEKTAŞOĞLU buyurduki MUHUDDİN ARABİ sizin taptığınız benim ayağım altındadır SİNCİN gelecek beni bulcak 1270 tarihinde söylemiş ve 1520 yani 250 yıl sonra ayağıyla işaret ettiği 1
Yanıtla (0) (0)Bimediğini bilmemekte bir biliş.En azında açık kapılı olmak; olabilir mi?
Yanıtla (0) (0)Şimdi herkes her şeyi biliyoo
Hocam bu mallık ve salaklığı bende sahiplensem olurmu. Sizi seviyoruz beraber olmak isterim. Delilik ile olgunluk arasındaki çizgide delirmeye doğru meylederse insan tedavisi nedir. Allah razı olsun.
Yanıtla (1) (0)Hocam bütün inançlar en derin saygıya layık ama kurumsallaştığında avamın uyuşturucusu siyasetin sopası ulemanın makam mansıp aracı haline geliyor ebusuudun yunus emre şiirlerini yasaklaması gibi siyastle ruhban elele verdiğinde yeryüzü cehhennem oluyor bırakında insanlar cemal sıfatı ile temaşa edip kemalini arasın deri yüzücü kurumsal güç yani gazlimi arabimi bence arabi
Yanıtla (0) (0)''din insan içindir, insan din için degildir'' kurumsal dinler insanları denetim altında tutmak içindir. bunun en iyi yöntemide cami ve kilisedir. gelip gideni saymak baskı unsurudur. samimiyeti yok eder, iki yüzlü insan yaratır ve aracıya ihtiyaç duyar. samimi inanç yaratıcı ve insan arasında olandır. kişiseldir,özneldir, ve aracıya ihtiyaç duymaz.
Yanıtla (1) (0)Allah kimseye ZIRNIK bisey vermez..Ne kadar Akıllı,Kudretli olsa da .Ademoglu ,Bir muddet yeryüzünde gezinir sonra Cukura (kabire) mars,mars komutu gelir ,Cirilciplak girer..Altin filan duyuldugu anda soyarlar,,Dişleri bile coksa altindan,haramiler kazmayla ceneyi kırıp alirlar..!..Sn Hocam Anadolu irfani yani Bilgelerin Islamdan ve Onun Temsilde yegane Numunesi Sevgili Peygamberimizden aldiklari feyizle Toplum Sosyolojisini mayalamışlar..Yapilmasi gereken bu Yapiyi Pratik hayatta yaymak..!..
Yanıtla (0) (0)Sayın yazar, yazınızda insana karşılık seziliyor Ki günün moda tutumu budur. Her medyada köpürtülen bu tutum insanı kendine değersiz gösterme propagandasıdır. .Sanırım siz de etkisinde kalmışsınız.
Yanıtla (2) (3)Dünyayı ve insanı küçücük görme fikri benim çocukluğumdaki duygularıma benziyor.
Oysa dinimiz tam da tersini söylüyor. Dünya küçücük olsa da bu kocaman alem dünyanın üzerinde küçücük görünen o insan için yaratıldı ve ona emanettir.
İnsana sen küçüksün dersen o da alçalır ve alçak işler yapar.
Dünyanın ve hatta kainatın insan için yaratıldığına delilin nedir kardeş? Yukardaki "halife" ayetinin yanlış yorumunu saymazsak. Zannetmiyorum ama eğer hakikaten öyleyse büyük bir israf hüküm sürüyor demektir.
Yanıtla (4) (2)Tarıkselim kainattaki herşey doğrudan ve dolaylı insana bakar insana çalışır hizmet eder.Güneş 150 milyon km ötede; insanı ve insana çalışan dünya ve tüm canlılar için durduruluyor.Normalde labarotuvarda oksijen hidrojen birleşimi asittir ama gökte yağmur/ rahmet olur.Ana babanın yumurta ve tohumları rahimde yarıştırılır en iyi döllenme olsun diye.110 elementi almak zorundasın ama sadece boğaza tıkıştırırsın.Fosfor göze ayarında kalsiyum kemiğe yeterince gider.Karaciğerin 4bin işlemci bir labora
Yanıtla (1) (0)Bak gene buldunuz Hocanın nereden etkilendiğini ve niçin böyle bir yazı yazdığını... Tebrik ediyorum sizi;; ne kadar bilgili, ne kadar firasetlisiniz. Hele de Kuran’ın dünya hayatı hakkında neler söylediğini bize öğretmeniz apayrı bir tebrik ve takdiri hak ediyor. Çok çok helal olsun size... Allah vergisi işte..., ilamaşallah...
Yanıtla (2) (0)Allah size hayırlı, huzurlu ömürler bahşetsin Mustafa Hoca’m!
Yanıtla (0) (0)2 Çıkan altını hemen tarikat şeyhine veriyor çöplük haline gelen Muhuddin ARABİNİ'in mezarı bulunuyor "SİN" Yavuz Sultan Selim Han " CİN " ise Şam şehriymiş ve şeyhden seyitden hacıdan hocadan hiç başı hoş olmayan YAVUZyapmış kutsal mezarlığı yıkıp ölübedenleri etrafa atıpMENZİL köyüne yol açan Semarkand holding 'e ait tv .de anlatıyor çok mal haram ama MENZİL holding kuruluşunun mallarının reklamı yarım saat sürüyor şeyhime herşey ama herşey!!! helal onlara helal olan 200 milyar dolar
Yanıtla (0) (1)Kötülüğün olmadığı bir dünya olsun da biz iyiler rahat edelim mi diyorsunuz. Oysa dünya kötülüğün değil iyiliğin sınandığı yerdir.
Yanıtla (3) (0)"fakat ne yazık ki onların tebliğ ettikleri dinî-ahlâkî öğretiler kurumsallaştıklarında, her biri bir ideolojiye dönüşmüş inanç sistemleri olarak tarih boyunca sürgit devam eden medeniyet odaklı güç ve nüfuz kavgalarının çok kullanışlı aparatları haline gelmişlerdir." diyerek dinin tanrısal kaynaklı, vicdana yönelik, kişisel bir öğreti olay olduğunu söylüyorsunuz. Dinin nasıl anlaşılması gerektiği konusundaki devrim niteliğindeki anlayışın devamıdır. tebrik ederim.
Yanıtla (0) (0)Erıkık. Kelımeyı ılk defa duyuyorum ve sevdım. Guzel bır yazı. Tesekur ederız.
Yanıtla (2) (0)Bir de suyun/denizlerin altındaki muhteşem hayatı, bilmem hangi coğrafyadaki o sayısız böcekleri ve onların tek tek rızıklandırılmasını düşünürsek insan türü olarak kendimizi ne derece gereksiz yere önemli ve değerli eşi benzeri yok gördüğümüzü anlarız. Tek farkımız irademiz aklımız. Onu da terkettik zaten cümleten.
Yanıtla (0) (0)Güzel yazınız için teşekkürler hocam, sizden ricam alim ve alimlik hakkında da bir yazı yazmanız. Bir üniversiteyi bitirmek alim olmak için yeterli midir? Malumunuz biraz bilgisi olan kendini alim olarak pazarlıyor. Bilgi sahibi olmak ile alim olmak arasındaki fark nedir? Şimdiden teşekkür ederim.
Yanıtla (1) (0)Çok doğru hocam.Dünyanın çivisi çıktı.Özellikle bu Covid sürecinde sıkça hatırladığım ayet " İnsan kendini yeterli gördüğünde azar" İnsanoğlunun Dünyaya bırakın dünyayı başka gezegenlere yaptığı hoyratlıklar ve azgınlıklar yüzünden değil mi bu başımıza gelener...Bütün doğal yaşam alanlarına müdahale" dünyanın hakimi benim" anlayışı, diğer canlılara yaşam hakkı tanımama...Gibi gibi....Insanoğlu çok azdı ve haddini aştı bence de...
Yanıtla (6) (0)Ey insanlar! Haberiniz olsun ki, Allah'ın vaadi muhakkak haktır. Sakın bu dünya hayatı sizi aldatmasın, sakın o aldatıcı şeytan sizi, Allah hakkında da aldatmasın. (FATIR/5)
Yanıtla (3) (0)Nefsince de, sabah akşam rızasını isteyerek Rablerine yalvaranlarla beraber candan sabret. Sen dünya hayatının süsünü isteyerek onlardan gözlerini ayırma. Kalbini, bizi anmaktan gafil kıldığımız, nefsinin kötü arzusuna uymuş ve işi hep aşırılık olan kimseye uyma. (KEHF/28)
" la rahata fiddünya" ASV
Sayın yazar, çok değerli yazınızı okudum ve erikik kelimesini ilk defa duydum.Bende bazı arkadaşlara bardacık ağaçlarımız vardı,dediğimde hayret ederlerdi. Bardacık=yemiş,incir Beni vatandaş olarak ilgilendiren ise neden erikik bir toplum olmağa uygun adımlarla gidiyoruz?
Yanıtla (2) (0)Budur! Hocam, büyüksünnnn.
Yanıtla (2) (1)Evren içerisinde toplu ignenin başı kadar bile olmayan gezegenimizde yaşayan bazı insanların ben hakikati yakaladım diye herkese ahkam kesmeside bir çeşit Erikiklik degilmidir.? öte yandan dünyanın çivisi her zaman çıkıktı. insanda dogasına aykırı hareket edemiyor. iki dünya mutlulugu beylik bir söz ama yaşanılan örneklik bunun mümkün olmadıgını gösteriyor.
Yanıtla (2) (0)Sular hep aktı geçti
Yanıtla (3) (0)Kurudu vakti geçti
Bu Dünya penceredir
Her gelen baktı geçti
Yunus