Katar’ın üstlendiği rolün anlamı
Küresel sistemi hâlâ ayakta tutan tek faktör ise yanlışa direnen bizzat o sistemin kalbi olan ABD ve Avrupa’nın sokaklarıdır. İngiltere’den Almanya’ya, ABD’den Avustralya’ya, İrlanda, İspanya ve Kanada’ya kadar dünyanın vicdanı Gazze’de çocuk, kadın ve sivillerin katledilmesine isyan ediyor. “İnsanlık hâlâ ayakta” duygusu bazı ülkelerde hükümetlerin yasaklamasına rağmen son derece sağlıklı şekilde yaşıyor. Kabul ve itiraf edelim, bu duygu Türkiye dahil bütün İslam dünyası sokaklarından daha güçlü yaşıyor. Sokaklar hükümetlerin yanlış ve insanlık dışı politikasını cesaretle protesto ederek, İsrail’in kuralsız ve sorumsuz saldırılarına tepkilerini gösteriyor. En önemlisi de bunu dostlar alışverişte görsün diye değil, bıkmadan, usanmadan, ısrarla ve inatla sürdürüyor.
Uluslararası toplumun liderleri tarihin yanlış yerinde tutum takınsa da toplumun kendisi tam yerinde durarak küresel gerilimi yatıştırıyor. Büyük şehirlerin sokakları hamasetle değil insanlık değerleriyle, sloganla değil herkesin hakkı olanı talep ederek empati ve dayanışma örneği veriyor.
Öte yandan Katar’ın esir takası girişiminde üstlendiği önemli rol de diplomasinin imkanlarının harekete geçmesi adına umut vericidir. Aynı zamanda, savaşın başından beri Gazze’ye ilk kez bir heyetin -Katar’lı bakan ve yetkililer- girmesi de olumludur. Uzun yıllardan beri Hamas’la ölçülü bir ilişki kuran ve Hamas yöneticilerine ev sahipliği yapan küçük bir ülkenin takas sürecinde sergilediği profesyonellik diplomatik başarı olarak kaydedilmelidir. 7 Ekim’den beri gerçekleşen tek diplomatik başarı üstelik… Bu da hamasetsiz ve slogansız tavrın sonucudur. Gösteriş ve abartı yerine fonksiyona odaklanınca gösterişli bir başarı elde edebiliyor ve sonuç alabiliyorsunuz. Bunu gördük…
Tarafların gergin ve sürekli karar değiştiren tutumuna rağmen soğukkanlılığını kaybetmeyen Katar yönetiminin izlediği yöntem, ABD ve Avrupa’nın süresiz ateşkesi masaya getirmeleri için referans olabilir. Olmalıdır da… Bir yandan yok edilen, bir yandan da mülteci olmaya zorlanan Gazze’nin dramına son vermek adına daha cesur girişimlerin zamanıdır. İki tarafı esir takası için bile olsa masaya yaklaştırmak ilk adımdı; böylelikle savaşın dramatik sahnelerinden birisi olan esirler kurtuluyor. Bundan sonrası için baskı kurmanın ve saldırıları durdurmanın en azından zemini oluştu. Bunun tek şartı ABD yönetiminin istekli olması ve Avrupa liderlerinin kendi sokaklarına yansıyan insani tepkiyi diplomasiye yansıtma cesareti göstermeleridir.
İsrail bombaları altında yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olan uluslararası sistemi ayakta tutmak için başka fırsat da zaman da yoktur.