Almanya’nın aşamadığı durağanlık
Dünya siyasetinin Trump'un seçilmesinden sonra ne denli dalgalanmalara, krizlere gebe olduğunun ilk işareti Almanya'daki hükümet krizinde kendisini gösterdi. Sosyal Demokratlar (SPD), Yeşiller ve Özgür Demokratlardan (FDP) müteşekkil koalisyon, Başbakan Olaf Scholz'un (SPD) koalisyonun üçüncü ortağı ve Maliye Bakanı Christian Lindner'i (FDP) siyasi teammülleri aşarak görevden alması ile son buldu.
Lindner'in hükümette hep hayır diyen, engelleyen imajı bu dramatik sonla daha da pekişti. Paradoks gibi gözükse de krizin ortaya çıkış nedenlerinden birisi Linder'in erken seçim talep etmesiydi. Aslında bu görevden alma hadisesi olmasaydı da erken seçim gelecekti ama buna üç ortak birlikte karar vermiş olacaktı.
Aslına bakılırsa koaalisyonun bugüne kadar kazasız gelmesi de bir başarı sayılabilir. Çünkü kurulduğu günden beri hükümet sürekli krizlerin, erken seçim söylentilerinin gölgesinde yaşıyordu. Ve her üç parti, hükümetin kurulduğu günden beri sürekli oy ve partilerin liderleri de güvenililirliklerini kaybediyordu.
***
Frankfurter Allgemeine Sonntgszeitung'da yayımlanan bir yoruma göre Almanya devlet ve hükümet krizi yaşamadı, bilakis üç yıldır süren kronik bir hükümet krizinden kurtuldu. Bitmesine kesin gözüyle bakılan hükümet üç yılın sonunda yıkıldı. Şimdi erken seçimin Mart ayında mı yoksa daha erken mi olacığı pazarlığı yapılıyor.
Yeni seçimlerin en favori partisi Hıristiyan Birlik Partileri (CDU-CSU). Hıristiyan Demokratların muhtemel adayı Friedrich Merz en iddialı başbakan adayı. Almanya'da ikinci siyasi güç haline gelen Almanya için Alternatif'in (AfD) hükümet kurması ya da koalisyonda yer alması mümkün değil çünkü hiçbir parti böyle bir koalisyona dahil olmaz, olamaz.
Hiristiyan Birlik Partileri muhtemelen şu anda iktidarda olan partilerden birisiyle ya da ikisiyle koalisyon yapacak. SPD ve Yeşiller'in Merz önderliğinde kurulacak hükümette yeniden görev almaları çok yüksek ihtimal. FDP ise muhtemelen yüzde beşlik seçim barajını aşamayacak. Aşsa bile koalisyonlarda sabıkalı bir FDP ile kimse ortaklık kurmak istemeyecek.
***
Almanya'da koalisyon bir siyaset geleneği. Savaş sonrası Almanya'da kurulan hükümetlerin hepsi koalisyon hükümetiydi. Bu yönüyle ülkede çok gelişmiş bir siyasi uzlaşma geleneği ve bunu destekleyen kurumsal siyasi bir yapı var. Bu gelenek ve kurumlar geniş bir toplumsal uzlaşmayı mümkün kılıyor. Ancak bu yapının bir de dezvavantajı var: Dönüşüm ve değişim kolay olmuyor.
Eyaletlerdeki hükümetler de göz önüne alındığında, federal hükümetin üyeleri eyaletlerdeki dengeleri de gözetmek zorunda. Bunun ötesinde yasalar, zaten hantal bir bürokrasiye dönüşmenin eşiğinde olan Alman devlet aparatının hareket kabiliyetini sınırlıyor. Anayasa mahkemesinin hükümetin aldığı can alıcı kararları iptal etmesine dair sayısız örnek var. Son hükümet krizinin kökenlerinin bile Anayasa Mahkesi'nin geçtiğimiz yıl hükümetin hazırladığı bütçenin kısmen anayasaya aykırı olduğu kararına dayandığına dair yorumlar var.
Almanya'nın temel sorunu, acilen ihtiyaç duyulan yapısal reformlar ve bu reformları gerçekleştirecek bir iradenin oluşması çok zor gürünüyor. Made in Germany artık tek başına ekonomik bir argüman değil. Bir zamanlar yüksek teknolojiler ve özellikle otomotiv sektöründe dünyanın öncülüğünü yapan Almanya, başta otomotiv olmak üzere, yapay zeka, çip teknolojileri, iletişim teknolojileri, solar enerji gibi geleceğin teknolojilerinde öncüğü, Çin ve ABD'ye kaptırmış durumda. Eski ihtişamlı günlerine dönmek için nereden başlayacağını da bilemiyor. Yeni bir başlangıca karşı ağır bir yasal ve bürokratik muhalefetle karşı karşıya.
***
Erken seçim sonrası kurulacak yeni hükümet de aynı sorunları yaşayacak. Merz'in de dönüşüm ateşini tetikleyecek potansiyeli ve imkanları yok. Adı konulmamış bir durağanlık sarmalı, dönüşümü imkansız hale getiriyor. Bu durum zaten iktidara gelemeyecek olan AfD'nin bir sonraki seçimlerde daha güçlü olarak gelmesini tetikleyecek.
Sadece Almanya için değil, Çin, Rusya ve elbette bizim için de çok şey Trump'un neler yapacağı ile yakın alakalı. Trump'un Ukrayna savaşını sonlandırmak, Çin ve AB'ye uygulaması muhtemel gümrükler, İran ve Ortadoğu'da yapacağı girişimler siyasette çok şeyi değiştirebilir. Trump belki tıpkı Obama döneminde olduğu gibi, büyük bir dönüşüm beklenirken, statükoyu korumaya da yönelebilir.
Her halükarda Almanya için Trump'un neler yapacağının çok büyük önemi var. Dünya hızlı bir şekilde dönüşüyor. Almanlar bu tempoya uymakta güçlük çekiyor. Türkler ise bu değişimi hala umursamıyor.