Bizim tartışmasız ata sporumuz güreştir…

Her zaman yüzümüzü güldüren, altın madalyalarıyla, gümüş ve bronzlarıyla madalya yağdıran bu branş, her zaman da öyle kalacaktır…

Daha sondan bir önceki Rio Olimpiyatları’nda kazandığımız 8 madalyanın 5’i güreşten gelmişti…

Güreşin ezici katkısı azalsa da, hala her zaman potansiyelimizdir ve en garanti sporumuzdur…

***

Tabii araya yeni branşlar girmişti. Bütün zamanların en büyük sporcularından biri, 3 Olimpiyat Şampiyonu Naim Süleymanoğlu ile doğan, aynı başarıyı tekrar eden Halil Mutlu’yla devam eden halter branşı, Atina-2004’te tavan yapmıştı…

Boks ve tekvandoya atletizm de dahil olunca madalyalı branşlarımız çoğaldı… Judo, okçuluk ve cimnastik de az da olsa çokça sevindiren branşlar oldu…

Tabii Tokyo 2020’ye damga vuran 4 madalyayla karate oldu…

Yıllardır Olimpiyat takvimine alınması gerektiği halde ülkeler arası kavgalardan dolayı hep ihmal edilen karate, evsahibi Japonya kontenjanından Olimpiyat’a alınınca bize de gün doğdu…

***

Çünkü tartışmasız son 25 yıldır dünya karatesinin en başarılı ülkesi Türkiye…

Bir nevi yeni madalya depomuz.

İşte karate de gerekeni yaptı ve bizim için vasat geçecek sıradan bir Olimpiyat’ı, rekor madalya ile tamamlamamızı sağladı…

9 madalya ile kapatacağımız Tokyo’yu, 4 madalya kazandırarak 13 madalya ile bitirmemizi sağladı…

Bu, belki spor yönetiminin büyük şovuna fırsat verdi ama Türkiye’yi, 35. sıradan daha ileri bir dereceye de taşımadı…

Yani fazladan ilk defa dağıtılan 250’den fazla madalyadan 4’ü bize geldi…

***

Bundan da övünme vesilesi çıkaran Bakan ve ekibi, medyayı da yönlendirerek kamuoyunu da yanlış bilgilendirerek “kar adamdan bir zafer anıtı” çıkardı, günü kurtardı…

Ancak şimdi çok büyük bir tehlike var 2024 Paris Olimpiyatları için…

Uluslararası Olimpiyat Komitesi IOC, karate dahil, bazı branşları takvimden çıkardı…

IOC Başkanı Thomas Bach, Paris Olimpiyat Oyunları'nda Covid-19 sonrası döneme geçiş yapacaklarını belirterek masrafları kısmak için beyzbol, softbol ve karatenin 2024’te yeralmayacağını açıklamıştı..

Yani, bize 4 madalya kazandıran karate, artık olmayacak, yani madalya sayımız kafadan 9’a düşmüş olacak…

***

Onun yerine yeni takviyeler bulmak şart…

Eldeki branşlarda madalya sayısını çoğaltıp, Tokyo’da olduğu gibi okçuluk ve cimnastik gibi yeni madalya alanlarını hayata geçirmemiz gerek…

Tabii, öyle 35. sıralarla da övünmeyecek, Türkiye’yi, başarıdan başarıya taşıyacak, altın sayısını çoğaltacak ve Olimpiyatlar’da ilk 10’a sokacak 30 madalyalı bir hedefe taşımamız gerek…

Karate, eğer Atina’da olsaydı, kazandığımız 3’ü altın toplam 11 madalyaya ilaveten 4 madalya daha, 15 madalyaya ulaşacaktık, mesela…

Madalya rekoru da hala kırılamamış olacaktı…

BURADAN BÜYÜK GURUR ÇIKARILMAZ

Son Gaziantep’te yapılan Avrupa Karate Şampiyonası’nda Türkiye, 7’si altın, toplam 11 madalyayla Avrupa Şampiyonu oldu…

Şahinbey Spor Salonu'ndaki organizasyonda, Hırvatistan 2 altın, 1 gümüş ve 1 bronz madalya ile ikinci, İspanya ise 1 altın, 3 gümüş ve 1 bronz madalya ile üçüncü sırayı aldı.

Yani en yakın rakiplerimize bile büyük fark attık…

Türkiye'yi, 9'u kadın 12'si erkek 21 sporcu temsil etti..

***

Kumite bireyselde Eray Şamdan, Serap Özçelik Arapoğlu, Eda Eltemur, Erman Eltemur, Burak Uygur altın madalya kazandı.

Kata bireyselde Ali Sofuoğlu altın madalya, Dilara Bozan ise gümüş madalya aldı.

Erkekler Takım Kata'da Ali Sofuoğlu, Enes Özdemir ve Emre Vefa Göktaş’tan oluşan Milli Takım altın madalya elde etti.

Kadınlar Takım Kata'da Damla Su Türemen, Damla Pelit ve Zehra Kaya’dan oluşan Milli Takım, bronz madalya kazandı.

Para Karate Avrupa Şampiyonası'nda ise Mürvet Demirtaş, gümüş madalya alırken Oya Ekici ise bronz madalya elde etti…

Madalya alan bütün sporcularımızı, hocalarımızı, idarecilerimizi, kulüplerimizi ve ailelerini tebrik ediyoruz…

***

Türkiye karatede elbette madalya yağdırmaya devam edecek… Dünya, Avrupa şampiyonalarında, turnuvalarda milletimizi sevindirecek…

Ancak Paris’te olmayacağı için büyük kayıp olacak… Bunu telafi edecek tedbirleri de artık fazlasıyla almak gerekiyor…

Bir de “küçük sonuçlardan büyük sevinçler” çıkaracağımıza, gerçek başarıyı yakalamak için şovu bırakıp samimiyetle çalışmak ve gençlerimize tam yatırım yaparak destek olmak gerek…

MİLLİ TAKIM YOK, ÇAKIR YOK…

Milli Takım Dünya Kupası’nda yok zaten gidemedik… Cüneyt Çakır da listeden çıkarılınca, bir başka düdüğümüz de çağrılmayınca hakemlerimiz de yok…

E ne yapacağız şimdi… Bize dövünmek düştü yine…

Ancak müjdeler olsun ki, enazından müteahhitlerimiz var da tesellimiz olacak… Çok eleştirdiğimiz işadamlarımız, özellikle spor tesisi yapımında ve galiba sonraki aşamalarda ülkemizi temsil edecekler… Buna da şükür…

***

Enazından övünebileceğimiz bir şeyler var… Maçlar oynanırken bunları bizim müteahhitler yaptı, şu malzemeler Türkiye’den geldi diye…

Peki son 10 yılın dünyadaki en başarılı ikinci hakemi seçilen dünya kupalarının gediklisi Cüneyt Çakır veya bir başka başarılı hakemimiz niye yok?

Yine iç çekişmeden, bitmeyen kavgalardan ve çözemediğimiz ve yumak haline gelen iç sorunlarımız yüzünden…

Birbirimizi yemeye devam ederken eldeki bulgurdan da olmaya devam ediyoruz…

***

Katar'daki 2022 Dünya Kupası'nda maç yönetecek isimler listesinde tarihte ilk kez kadın hakemlere yer verildi.

Yoshimi Yamashita, Stephanie Frappart ve Salima Mukansanga organizasyonda düdük çalacak isimler oldu.

Cüneyt Çakır, MHK Başkanı Ferhat Gündoğdu döneminde işine son verilen 13 hakem arasındaydı...

Merkez Hakem Kurulu'nun 8 Mart'ta liste dışı bıraktığı Cüneyt Çakır, Antalyaspor-Kayserispor maçıyla geri döndü.

Bu süreçte üst üste görevler alan Çakır, FIFA'nın listesinde kendisine yer bulamadı.

KİMLER YOK Kİ, BİZDEN BAŞKA

FIFA'nın bu kararında bir önceki MHK döneminde haftalarca görev alamayan Cüneyt Çakır'ın maçlara çıkamaması büyük sebep oldu diyorlar…

Türk dostu olarak bildiğimiz FIFA Hakem Komitesi'nin başkanı Pierluigi Collina, "Dünya Kupası'nda hakem seçimindeki ilk kriterimiz, her zaman 'yüksek kalite' olmuştur.

Dünya genelinde en yüksek seviyedeki isimlerin turnuvaya katılması, seçim kriterimizi oluşturdu.

2018 Dünya Kupası'nın çok başarılı geçmesinin temel nedenlerinden birisi de hakemlerin yüksek standarttaki maç yönetimleriydi.

Katar'daki turnuvada, bu çıtayı daha da yükseğe çekmek için elimizden gelenin en iyisini yapacağız" ifadelerini kullanmıştı.

***

Demek ki listeye layık bir Türk hakem göremedi, Çakır’ın eski performanslarını yeterli bulmadı ama dünyanın dört bir yanından, sıradan ülkelerden bile hakemleri davet etti…

El Salvador’dan Yeni Zelanda’ya, Guatemala’dan BAE’ye, Zambia’dan Gambia’ya kadar…

Bizim de ülkemizde gururundan, kibrinden geçilmeyen bir spor yapımız var…

Kulüplerimiz Avrupa’da yok, Milli Takım Dünya Kupası’nda yok, hakemlerimiz sahalarda yok ama havamız hep yerinde maaşallah…

Yazık, hakikaten yazık, koca Türkiye, ehil olmayan ellerde sürünüp gidiyor…

SEN EY ÇUKUR ADAM!..

Sportmenlikten nasibini almamış, ahlaktan uzak, fair play’e düşman, sporun yüzkarası…

Bir sporcunun taşıması gereken asgari şartları hiç taşımıyorsun… Güya mensubu olduğun milletin örf ve adetleriyle, ahlaki değerleriyle zerre kadar alakan yok…

“Zeki, çevik, ahlaklı” tanımına da hiç uymuyorsun… Bir milletin değerleriyle de bağdaşmıyorsun…

Türkiye veya bir başka devlet, isterse Kribati Cumhuriyeti olsun…

Cumhurbaşkanı’nın fotoğrafını ayakları altına alacak kadar alçalmışsın…

Aynı hareketi ABD Başkanı’na yap da görelim bakalım cesaretini…

Anadolu’da kendinden yaşça büyüklerin ellerini öpen, bir yaş büyüğüne bile saygısızlık göstermeyen bir “töre”nin, imalat hatasısın…

Normalde kulübünün seni hemen kovması, lig yönetiminin lisansını iptal etmesi gerekirdi…

Ancak demek ki onların da fair play kriterleri, adamına göre değişiyor…

Yazıklar olsun sana… Yuh olsun seni alkışlayana, sana sahip çıkana, seni adam yerine koyup muhatap alana…

Sen alçak bile denmez… Zira Üstad’ın deyimiyle alçaklığın bile bir seviyesi vardır…

Olsan olsan yukardaki boyun kadar, yerin altında da olan bir dipsin…

Çukur adam seni…