Okullarda yoksanız sporda da yoksunuz

2002 sürecinden sonra ilk işlerden biri, Okul Sporları Federasyonu’nu kurmak oldu…

Trabzon Lisesi futbolda, İstanbul Şehremini Lisesi de basketbolda dünya şampiyonu olmuştu…

Lisanslı sporcu sayısı, 201 bini futbol, 238 bini de diğer bütün branşlar olmak üzere toplam 439 bin olan Türkiye’yi, modern ülkeler seviyesine çıkarabilmek, dünyayala rekabet eder hale getirebilmek için acil tedbirler almamız ve radikal adımlar atmamız gerekirdi…

***

Bizimle beraber aynı nüfusa sahip Almanya’nın lisanslı sporcu sayısı, 5 milyonu futbol, 20 milyonu da diğer branşlar olmak üzere 25 milyonken, Türkiye’nin yarım milyonu bile bulamamış olması tam bir hayalkırıklığı idi…

Çok yönlü çalışmalar yaptık, müthiş teşvikler verdik… Gençlik ve spor faaliyetlerinde, spor tesisi ve gençlik merkezi yapımında, takım ve sporcu desteğinde, her türlü harcamalarda yüzde yüz sponsorluk yasası getirildi…

Harcamalar, yüzde 100 gider gösteriliyordu ve vergiden düşürülmeye başlandı…

***

Kurulan Okul Sporları Federasyonu ile, her okul bir spor kulübü ilan edildi… Hızlı bir şekilde okullar kulüpleştirildi…

Okullarda pek çok branş kuruldu… Beden eğitim öğretmenleri antrenör oldu…

Eksik kaldığı durumlarda okullar, federasyonlardan antrenör talep edebiliyordu…

Aynı şekilde antrenör noksanlığı varsa, federasyonlar da Milli Eğitim’den öğretmen isteyebiliyordu…

***

Bünyelerinde BESYO bulunan üniversite hocaları kolları sıvadı… Yaklaşık 20 milyonluk ilk ve orta dereceli okullarda yetenek testi ve sporcu taraması başladı…

Belediyeler, öğrencileri okullardan alarak spor tesislerine taşımaya başladı… Beden eğitim dersleri tatbikatlı olarak ve bizzat yüzme havuzlarında, spor salonlarında, atletizm sahalarında icra ediliyordu…

Bir taraftan da spor salonu ve yüzme havuzu olmayan okullara, hızlı bir şekilde spor tesisi kazandırılmaya başlandı…

Yeni inşa edilecek okullara ise spor salonu dahil ediliyordu…

***

Amaç şuydu: Sporda çok geri kalmıştık… Başarılı ülkeleri mümkünse en kısa zamanda yakalamaktı…

Aramızda 100 yıllık farkı, mümkünse 20-30 yılda kapatacak çok yoğun bir seferberlik gerekiyordu… 1 ileri, 1 geri giden Türk sporu, basamakları 3’er, 5’er çıkmalıydı…

Bütün bunlar yetmez, çoğu okullarda neredeyse boş beden derslerini dolu dolu geçirmek ve haftada 3’e, 4’e çıkarmak, serbest zamanlara da fırsat bırakmak gerekiyordu…

***

Türkiye olarak Olimpiyatlar’da, Paralimpik Oyunları’nda ilk 5’e girmek, A Ligi’nde yeralmak gerekirdi.

Ancak sadece sporcu yetiştirmek değildi amacımız. Gençlerimizi terör örgütlerinin şerrinden, uyuşturucu tacirlerinin ağından, çetelerin batağından ve zararlı alışkanlıklardan uzak tutmak gerekirdi…

MİLLİ EĞİTİM'LE TAM İŞBİRLİĞİ

Dünya Şampiyonu Şehremini Lisesi Müdürü’nü ilk Okul Sporları Federasyonu Başkanı olarak atadık…

Milli Eğitim Bakanlığı Spor Daire Başkanlığı’na da yine Dünya Futbol Şampiyonu Trabzon Lisesi Müdürü’nü önerdik…

Milli Eğitim Bakanlığı’yla çok uyumlu bir dönem yaşadık. Sorunları çok hızlı bir şekilde çözüyorduk…

GSGM, Milli Eğitim, Üniversiteler, TMOK, federasyonlar, okullar, belediyeler, stk’lar, tam bir seferberlik başladı…

Bu çabalarla kısa zamanda lisanslı sporcu sayısını çoğaltırken, diğer taraftan da sporun tabana yayılmasında büyük mesafe aldık…

Tabii, bütün kulüplerde ve federasyonlarda sporcu yetiştirmeye, okullarımız uluslararası başarıılar yaşamaya başladı…

Ülkemize de pek çok organizasyon alırken spor sürekli konuşulmaya ve ülkede spor kültürü oluşmaya başladı…

Ancak devir değiştikçe anlayış değişti. Liyakatten hızla uzaklaşılınca federasyon seçimlerine müdahale edilmeye, başarılı federasyon başkanları tasfiyeye başlandı…

***

Bunlardan biri de en başarılı olduğumuz Okul Sporları Federasyonu Başkanı Ayhan Pala’ydı…

Dünyada gururumuz olan bir federasyon, hiç bir büyük icraat yapmayan, uluslararası skandallara konu olan, hayaleti andıran, buna rağmen bakanlık tarafından görevde tutulan bir branş haline getirildi…

İşte hikaye de burada başlıyor…

Bir federasyonda bu kadar hukuksuzluk nasıl yaşanır, sahte imzalar, sahte delegeler, nasıl yapılır, seçimlere müdahale nasıl edilir ve mahkeme kararına rağmen o federasyon nasıl görevde tutulur,, onları anlatacağız…

HA GAYRET ERSU, 41 CM KALDI

Ersu Şaşma, en yabancısı olduğumuz sırıkla yüksek atlamada ilkleri yaşatmaya devam ediyor. 6.21’le dünya rekorunu yenilemeye devam eden İsveçli Duplantis’in 41 cm gerisinde olan Ersu,15 cm daha yükseğe çıkar ve 5.94’e ulaşırsa dünya 2.’si ve 3.’sünü geçmiş olacak ve Türkiye’ye ilk madalyayı da kazandıracak…

Erkekler sırıkla atlamada, dünya rekortmeni İsveçli sporcu Armand Duplantis, 6.21 metrelik atlayışıyla bir önceki 6.20’lik rekorunu kırarak altın madalyaya uzanmıştı.

5.94’lük atlayışlarıyla ABD’li Christopher Nilsen ikinciliği, Filipinli Ernest John Obiena üçüncülüğü elde etmişti

***

Dünya Atletizm Şampiyonası’nda bu disiplinde finale çıkmayı başaran ilk Türk atlet olarak tarihe geçen Ersu Şaşma ise 5.80’lik derecesiyle 8. olmuştu….

2021’de Türk atletizmindeki en eski rekorlardan birini tarihe gömen sırıkla atlamadaki gururumuz Ersu Şaşma her yıl hatta her ay üzerine koyarak sıçramaya devam ediyor.

2021 Avrupa Salon Şampiyonası’nda ilk kez finale kaldı. Pandemi nedeniyle 2021 yazında düzenlenen Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları’na katılan 3. ancak finale çıkan yine ilk sırıkla atlamacı olmuştu...

17 YAŞ SULTANLAR DA ZİRVEDE

Voleybolun her yaş kategorisinde hep zirvedeyiz. Belki şampiyon olamıyoruz ve genelde finalde kaybediyoruz ama ilk 3’te yerimizi almayı başarıyoruz…

Filenin Sultanları, neredeyse her yaş kategorisinde varlar… Filenin Efeleri de gümbür gümbür geliyor…

İşte 17 Yaş Kadın Milli Takımı…

***

Çekya’nın Hradec Kralove kentinde gerçekleştirilen Avrupa Şampiyonası’nda Milli Takım, finalde İtalya ile karşılaştı.

İlk seti 25-16 kaybeden milliler, ikinci seti 25-23 kazanarak skoru 1-1’e getirdi. Üçüncü seti 25-20, dördüncü seti ise 25-22 alan İtalya, maçı 3-1 kazanarak Avrupa şampiyonluğuna ulaştı.

Ay-Yıldızlı ekip ise bu sonuçla üst üste 2. kez Avrupa ikincisi oldu ve gümüş madalya elde etti.Tebrikler Milli Takım’a ve emeği geçen herkese…

YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
3 Yorum