Türkiye Futbol Federasyonu ve Kulüpler Birliği, yayın ihale süreciyle ilgili en zayıf ve en çaresiz sürecini yaşıyor…
600 milyon dolarları gören Türk futbolu bu gün 146 milyon dolarları konuşur hale geldi…
Yayın ihale süreci o kadar çok daraldı ki, çaresizlik de o derece arttı…
Bütün kulüplerimizi büyük bir sıkıntı bastı…
Her yayın ihalesinde daha da artan gelirler, ilk defa bu kadar ciddi bir daralma yaşıyor…
***
Aslında buna daralma değil, kuşa çevrilmiş bir tablo da diyebiliriz…
Onca büyük gelirler aslında futbolumuzun kalitesinin karşılığı değildi.
Sayın Cumhurbaşkanı’mızın müdahalesiyle çok yüksek rakamlara tırmandırılmıştı…
Kamu kurumları da devreye sokularak pasta payı yükseltilmişti…
Derken yayın geliri, Avrupa’nın en yüksek 5 ülkesinden biri haline gelmemizi sağlamıştı…
Ancak ne yazık ki futbolumuzun kalitesi, hiç bir zaman o seviyeye çıkmamıştı…
***
Futbol yönetim kaabiliyetimiz, kulüpçülük anlayışımız, pasta payını tamamen transferlere endeksli harcayışımız ile çok daha gerilerde kalmıştık…
Bir gün geldi, acı gerçeği yüzümüze çarptılar…
Son yayıncı kuruluş Beinsport’un da iştirak ettiği ihale sürecinde verilen teklifler yerlerde sürünüyor…
Aslında ülke futbolu açısından da yüz kızartıcı rakamlara muhatap oldu TFF ve Kulüpler Birliği…
***
Önümüzdeki hafta son tekliflerin gelmesiyle muhtemelen ihale süreci noktalanacak…
Bir miktar daha artırılabilir belki 200 bin dolarları da görebiliriz ama artık 600’lere yaklaşmak hayal…
Ancak Sayın Cumhurbaşkanı’mız yine devreye girer de Spor Toto’yu veya herhangi bir kamu kuruluşunu, sponsor veya garantör yaptırırsa rakamlar tırmandırılabilir ve tatmin edici hale gelebilir…
Aksi halde Türk futbolunu da, kulüplerimizi de çok zor bir yayın dönemi bekliyor…
***
Endüstriyel futbolun Türk futboluna büyük bir tokadı olacak bu süreç…
Zaten büyük borçları olan kulüpler, bir taraftan yakında öteledikleri borçları ödemeye başlayacaklar, diğer taraftan da diğer giderlerini karşılayacaklar…
Gelirsiz giderli bir bütçeyi bozdur bozdur harca…
Yılda, çoğu çöp, 20-30 dış transfer yapmaya alışmış kulüplerimiz, yeni döneme nasıl adapte olacak doğrusu merak ediyoruz…
***
G,Saray Başkanı Burak Elmas’ın açıklamaları kan donduracak cinsten. 7 yılda 51 oyuncu temsilcisi 66 kişiye 39 milyon Euro, yani 650 milyon Tl komisyon ödenmiş. Sadece komisyon, bonservis değil. Sadece bir kulüp bu… Nasıl da soymuşlar kulüpleri Allahaşkına?
Kulüplerimiz hala bu kafaya göre hareket ederlerse alacakları yayın geliri, sadece menajerlere ödenecek komisyonları bile karşılayamaz…
***
İnşallah ayaklarını yorganlarına göre uzatmasını bilirler de bu süreci en az hasarla atlatırlar…
Yani tüketim kültüründen vazgeçer de üretimi keşfederler… İçerdeki gençleri, öz kaynaktaki kabiliyetleri bulurlar, yıldız yapıp piyasaya sürerler, hem para kazanmasını öğrenirler, hem de gerçek başarıyı yakalarlar…
Tesadüfen forma şansı bulan, mecburiyetten oynatılan Uğurcan’lar, Altay’lar, Ersin’ler, Kerem’ler, Yunus’lar, gerçekten oynatılır, yenileri de yanlarına monte edilir, yerli futbolcuların sayısı yabancıları geçerse Türk futbolu da kurtulur…
***
Bizim ligimizde elini kolunu sallayarak 25 golle kral olan ve futbol seviyemizin çok üzerinde gördüğümüz Sörloth’ların bırakın Bayer veya Dortmund’u Leipzig’de bile süre alamayışını, gönderildiği İspanyol kulübü Real Sociedad’ta bile forma şansı bulamayışını görünce haddimizi öğrenmiş oluyoruz, liglerimizin seviyesinin ne kadar da çukur olduğunu anlıyoruz…
Avrupa Kupaları’nda takımlarımızın nasıl tel tel döküldüğünü bizzat yaşıyoruz.
***
UEFA’da grubunda lider olsa da G.Saray’ın Şampiyonlar Ligi’ne bile katılamayışını, Beşiktaş’ın bütün maçları kaybederek averaj takımı oluşunu, Trabzonspor’un Avrupa Ligi’nden ekenişini, F.Bahçe’nin en zayıf takımlarla bile başa çıkamayışını, iyi sonuçlar alsa da Sivasspor’un da tutunamayışını görüyoruz…
***
İşte bütün bunlar, bizim ligimizin gerçek değerinin bir göstergesiydi… Anlamazlıktan gelerek gerçekleri saklayabileceğimizi zannettik ama kimse yutmadı…
Yayın ihalesiyle gerçekler suratımıza çarpıldı… Şimdi takke düştü kel göründü…
Resmen dip yaptık…
Yeniden bu bilgiler ışığında derlenip toparlanmalı ve kalıcı bir yapılanmanın yolunu açmalıyız…
Yoksa gelinen durum Türk futbolunun iflasının belgesidir…
ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ, BİSİKLET GÜZERGAHI
İşin ehli işbaşına gelince nasıl da hava değişiyor, görüyor musunuz?..
Farkı fark ediyorsunuz hemen…
İşte “kılıç” darbesiyle görevden uzaklaştırılan Emin Müftüoğlu’nun yeniden Bisiklet Federasyonu Başkanı olması, hemen etkisini göstermeye başladı…
Bisiklet yarışları dış mekanlarda yapıldığı için ülke tanıtımına büyük katkı sağlıyor…
Sultanahmet Meydanı, Ayasofya, Efes Antik Kenti, “Kız Kulesi’nden Alanya Kalesi’ne etap etap Türkiye” güzergahında bütün şehirler, tarihi zenginlikler, coğrafi güzellikler, kültürel değerler hepsi 100’den fazla ülkeye canlı yayınlanan yabancı ülkelere izletiliyordu…
Şimdi buna, neredeyse bütün milletlerin katıldığı ve bizim zaferimizle sonuçlanan, kanlı savaşlara sahne olan Gelibolu’suyla Çanakkale’nin dahil olması çok büyük bir görsel şölen olacak…
İşte bunlar bir vizyon projesi…
İŞTE BU YILKİ GÜZERGAH
Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Türkiye Bisiklet Federasyonu tarafından gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun 57.’si için tur parkuru açıklandı.
Açıklanan tur parkurunda 18 Mart’ta açılacak olan 1915 Çanakkale Köprüsü de yer alıyor.
Uluslararası Bisiklet Birliği’nin (UCI) Pro Series kategorisinde yer alan etaplı yol bisikleti yarışı, profesyonel takım ve sporcuların katılımıyla 10 Nisan Pazar günü Bodrum’da başlayıp 17 Nisan Pazar günü İstanbul’da sona erecek.
1915 Çanakkale Köprüsü’nden geçerek Ege’den Trakya’ya ilerleyecek olan kıtalararası dev organizasyonun final etabına İstanbul ve tarihi yarımada ev sahipliği yapacak.
