“Hani faiz sebep enflasyon neticeydi?”

TCMB gösterge faiz oranını değiştirmeksizin fiili borç verme faizini 10,60’a çıkarmıştı zaten, son toplantıda, resmen, haftalık gösterge faiz oranlarını 8,25’ten 10,25’e yükseltti yani faizleri 200 puan artırdı.

BDDK da zorla kredi verdirme rasyosu olan aktif rasyosunu 95’ten 90’a düşürdü, ilaveten, hem yabancı bankalarla yapılacak swap limitlerini artırdı hem de swap şartlarını gevşetti; bu sürpriz kararlar pek çok piyasa oyuncusu tarafından “yetmez ama evet” tadında takdir edildi.

Bunun üzerine, geçen hafta dolar kuru 7,51’e kadar düştü. Tahvil faizlerinde de peş peşe indirimler oldu. Bazı analistlerin görülmeye değer coşkusu ve iyimserliği, adeta tavan yaptı; Türkiye’nin artık akılcı ve piyasanın gerekleri yönünde karar alan bir ülke durumuna geldiği, iddia edildi.

İyimserlerin tedavi edilemez kusuru, aceleci olmalarıdır.

Yazıyı yazmaya başladığım bu pazartesi öğleden sonra dolar 7,86’ya ve Euro da 9,15’ ulaşarak rekor tazeledi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi döneminde her zaman kötümserler haklı çıkıyor. Bunlar da “hani yabancılar swaplar yoluyla Türkiye’ye operasyon çekiyorlardı, ne oldu?” Ya da başlıktaki soruyu hatırlatıp, “iddianızdan vaz mı geçtiniz?” diye kışkırtıcı tonda sorular soruyorlar.

Türkiye’de sorulmuş ve tartışılmış en yararsız hatta zararı kesin olan bu iddia ve üretmiş olduğu soruları tartışmak enerjimizi helak etti.

Faizlerin %24’e yükseltilmesi piyasalarda dövize ve harcamaya gidebilecek kuruş para bırakmayınca, hem kurlar hem de enflasyon düşmüştü. Hükümet de aynı dönemde faizleri inanılmaz bir hızla indirmiş hatta enflasyon düşüşünü bu faiz indirimlerine bağlamıştı.

Biz enflasyondaki düşüşün sebebinin faiz indirimleri olmadığını defalarca belirttik ve böyle giderse enflasyonun tekrar %20’lere dayanabileceğini belirttik ve şimdi o noktaya geldik.

GERÇEKTEN GEREKSİZ

BİR TARTIŞMA

Diyelim ki gelişmiş ülkelerdeki gibi enflasyon %1 ve faiz % sıfır civarında olsa, Türkiye ekonomisinin işleyişi bakımından, yukarıdaki sorunun ne gibi bir önemi olabilir ki.

Bizde hem enflasyon hem de faizler yüksek, iki yüksek kötüden hangisinin sebep hangisinin sonuç olmasının, vatandaş açısından ne önemi var ki.

Yaralı kişi ister önce kafasını elektrik direğine çarpıp düşmüş olsun, isterse de önce düşüp sonra kafasını elektrik direğine çarpmış olsun; farketmez, çünkü her iki durumda da hem kafası hem de ayağı kırıktır.

Kaza raporunu yazacak memur için hangi eylemin önce hangisinin sonra olduğu belki önemli olabilir fakat hem ayağı hem de kafası kırılmış bir insan için bu önce-sonra ikileminin ne önemi olabilir ki. Her durumda her iki olgu da zarar veriyor ve yoksullaştırıyor.

YANLIŞ SORUNUN

DOĞRU CEVABI OLMAZ

Aslında konu bu kadar da basit olsa yani yukarıdaki soru ekonomistler ve akademisyenler arasında sadece entelektüel bir tartışma başlatmak amacıyla sorulmuş olsa, istedikleri kadar tartışsınlar denilebilir.

Fakat bu tip iddialar, aynı zamanda iki kötü olgu olan yüksek enflasyon ve yüksek faizlerin hangi yöntemle düşürülmesi gerektiğine meşruiyet kazandırmayı amaçlıyor.

Tekrar edelim, bu iddia ve tartışmalar, yani faiz mi enflasyon mu sebep sorusu, temelden yanlış bir sorudur.

Türkiye ekonomisinin enflasyon ve yüksek faizlerden muzdarip olduğu herkesçe bilinen bir gerçektir. Ancak çözüm alanının merkezine faiz ve enflasyonu hatta ikisi arasındaki ilişkiyi koymak ve bu bağlamda, sorunları tanımlayıp çözüm önermenin akli ve veriye dayalı bir temeli yoktur.

Gümrük Birliği ile para ve maliye politikalarının enflasyon ve faiz üzerindeki etkileri açık, net ve kesindir, tartışılması gereken olgular bunlardır.

Eğer her yıl yüksek oranda cari açık ile bütçe açığı verilmesi alışkanlık haline gelmişse; ekonomi aşırı krediye maruz kalmışsa, yani para arzı çok artmışsa; bunların enflasyon üzerindeki etkisi, faizden bin kat daha gerçektir.

DOĞRU VE AKLİ SORU

Türkiye’de enflasyon niçin yüksekti, hala niçin yüksektir ve gelecek birkaç yılda da niçin yüksek olacaktır?

Perşembeye bu sorunun cevaplarını soruşturacağız.

YORUMLAR (15)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
15 Yorum
  • Yanlış konuşuyorsun... / 29 Eylül 2020 23:50

    İnanmadığı şeyleri yazıyorsun. Kendine bile yanlış konuşuyorsun...

    Yanıtla (1) (0)
  • Süleyman Aguş / 29 Eylül 2020 23:43

    Arka arkaya gelen olaylar arasında neden sonuç ilişkisi kurmak bilimsel düşünme değildir gündelik bilgidir. Yönetenlerin liyakatsızlığı ve bilgilerinin gündelik bilgi olması acı gerçeği bizden bağımsız olarak dünya ekonomik koşullarının lehimize olmasının yarattığı yalancı bahar sayedinde anlaşılamadı. Şimdi ise koşullar aleyhimize döndü acı gerçek ortaya çıktı. Dünyaya aldığından daha çok mal satamazsan aynı trajik filmi tekrar izlersin. Sanırım. Bence. Benim fikrime göre.

    Yanıtla (1) (0)
  • Bos tartismalar / 29 Eylül 2020 17:44

    Tek adam gitmedikce (Tabii ki demokratik yollarla) bu ülkede hic bir sey degismez. Gerisi laf-i güzaftir..

    Yanıtla (3) (0)
  • konuk1 / 29 Eylül 2020 13:24

    damat bakan, doların yükselişi şahsı için önemli değil diyor peki dolarda yüksek kur'u durdurmak için mb döviz stokunu n'için erittiniz pahalı dolar siz tuzu kuru a.k.p.lileri etkilemez lakin garip-gurebayı silindir gibi ezip geçmekte.bugüne kadar bir bakandan benzer söz işitilmiş değil efendime söyleyim havlu atılmış mağlubiyet kabul edilmiştir bu iş onyedi ay sonra terörist muamelesiyle sınavlarını iptal ettiğiniz gençlere benzemiyor değilmi sn.bakan berat bey

    Yanıtla (7) (0)
  • karar okuru / 29 Eylül 2020 13:13

    Maliye bakanı ve önceki hükümet sözcüsü M.Ünal dolara yatırım yapmayın yoksa yanarsınız demişlerdi. aslında vatandaşları yanılmak zarara ugratmaktan şikayetçi olmak lazım.

    Yanıtla (5) (0)
  • insan haklari savunucusu / 29 Eylül 2020 12:43

    Dun oyleydi, bugun boyle. Suleyman Demirel'in dedigi gibi "dun dundu, bugun bugundur". Bu derin felsefe yapilan her yanlisa kulp olur.

    Yanıtla (3) (0)
  • samilhas / 29 Eylül 2020 11:51

    2 Evet BERAT ALBAYRAK gibi bir şansızlığınız varsa ve maliye bakanysa ve bu zat sizin ülkenizdeyse başınıza başka felaketgelmesine gerek yok yandan karşıdan uzaklara bakarak dalgın bakışlarını süzüp kendine bir parmağı havada esrarlı çok bilmiş büyük adam pozları veren sadece kendi bilgi beceri yeteneği ile değl damat kontejanından orya gelmiş yurdum insanı miyonlarcası kahvede vaan kurtaran birilerinden başka birşey omayan birisi varsa ekonomi falan düzelmez seni FİZAN konsolusu yapalım

    Yanıtla (5) (0)
  • samilhas / 29 Eylül 2020 11:43

    Ekonomnin iyi veya kötü gitmesinin onbinlerce sebebi var iklime bağlı sebepler toprağa bağlı nedenler ülkelerin konumları tarım veya endüstrinin yeterince güçlü olmamasından veya olmamasından nedenler insan eğtim beceri yeteneğine bağlı nedenler ülkenin hammadde kaynaklarının azlığı veya çokluğu maden varlığı iklim orman akarsu eksikliği vaya yeterli oluşu bunlar olur ama siyasetciye hele bilgisi bu alanla hiç ilgisi olmayan hergün yeni bir önlem fikir ve cat açıklayan BERAT ALBAYRAK gibisi var

    Yanıtla (1) (0)
  • Ekonomi çocuk oyuncağı, kamu kaynağı yetim hakkı / 29 Eylül 2020 09:06

    Koca ülke bir adamın iki dudağı arasında, Oda keyfine göre bilgisine meşrebine göre çocuklar gibi özgür istediğini yapıyor. Bilime hakaret bir kahve teorisiyle 6 ayda nakit olarak 120 milyar dolar rezerv kaybettik, dış borç yükü %30 arttı, Paranın değeri %30 azaldı, Cari açık ve faizler arttı. Enflasyon ve işsizlik ve cari açık sorunları ekonominin yapısal sorunlarıdır. Kahve teorileri ile çözülmez, millet fakirleştirilerek öğrenildiği gibi ekonomide yanlış kararı düzeltmek öyle kolay değildir.

    Yanıtla (11) (0)
  • Ozet / 29 Eylül 2020 03:01

    Yaralı kişi ister önce kafasını elektrik direğine çarpıp düşmüş olsun, isterse de önce düşüp sonra kafasını elektrik direğine çarpmış olsun; farketmez

    Yanıtla (2) (0)
  • okur / 29 Eylül 2020 02:15

    faizi indirirken islami ekonomiden bahsediyordunuz işler kötü gidince başka telden çalıyorsunuz. tutarlılık önemli

    Yanıtla (3) (0)
  • Fatih / 29 Eylül 2020 00:52

    Bu sistemde her şey düşebilir her şey yükselebilir. Ama hiçbir şey optimum, ideal, dengeli, istikrarlı olmaz. Çünkü hızlı karar almanın, istişare kurullarını kaldırmanın, bilgiyi ve bilimi değersizleştirmenin başka bir sonucu yok.

    Yanıtla (19) (0)