2025 yılında ekonomik kriz sona erecek mi”

İnanılmaz gibi görünebilir fakat son üç yılda, 2021 Haziran - 2024 Haziran, ekonomi, beklenmedik ölçülerde iyi performans gösterdi.

Aynı dönemde, yüksek enflasyon, bozulan gelir dağılımı ve bozulan fiyatlama davranışları örgütsüz ve düşük gelir gruplarını, bilhassa emeklileri adeta ezdi.

Peki, kim için iyi performans gösterdi?

Cevap: Firmalar için.

Bu “iyi”liği firmaların finansal borçlarını azaltmış ve nakitlerini artırmış olmalarından anlıyoruz. Bankaların sorunlu alacak oranlarının %2’nin altında kalması da bu iyi gidişatı teyit ediyor.

Firmalar kavramının içine sadece imalat sektöründeki şirketleri değil, hizmet sektöründeki şirketleri de hatta kendi hesabına çalışan mühendis, doktor, muhasebeci, avukat, vs, gibi meslek gruplarını da katabiliriz.

Bu dönemin bütün çalışanlara etkisi de eşit olmamıştır.

Mesela kamu personeli aldığı zamlarla maaşlarını döviz cinsinden neredeyse ikiye katlamıştır.

Toplu Sözleşme imzalayabilecek kadar örgütlü işçiler de, bu dönemde reel ücretlerini artırmışlardır.

Bazı işyerlerinde sendikalı işçilerin işverene aylık maliyeti yüz bin TL seviyesine kadar yükselmiştir.

Şu anda kamuya, ödenecek sigorta primi için verilen ücret bordrolarında asgari ücretli olarak gösterilen inşaat işçilerinin maaşı iki ila yedi asgari ücret seviyeleri arasında değişiyor.

Örnek: Düz bir işçi en az iki asgari ücret kadar maaş alırken mesela bir vinç operatörü yedi asgari ücret kadar maaş alabilmektedir.

Bazı sektörler de, temin edebildikleri işçi kadar yeni sipariş kabul etmektedir. Örnek kuyumculuk ürünleri imalatı.

Öte yandan özel sektör çalışanlarının çoğu gerçekten de asgari ücretle çalışıyor ve durumları iyi değil.

Yazdıklarımın, Hükümetin bile ekonomi konusunda yapamadığı kadar olumlu bir tasviri ortaya çıkardığının farkındayım fakat devem ediyorum.

Yazının başlığındaki “2025 yılında ekonomi krizden çıkacak mı” sorusu akademik ünvanı da olan bir arkadaşımın bana sorduğu bir soruydu.

Doğrusu bu arkadaşım yalnız değil; TV’lerde ve YouTube kanallarında da bazı akademisyen ve finansçılar “Türkiye ekonomisindeki kriz” cümleciğini, hayret edilecek ölçüde çok kolay kullanıyorlar.

Bu üç yıllık dönemde, TÜİK istatistiklerine göre tam 3 milyon 900 otuz altı bin kişi iş bulmuş.

İstihdamın bu kadar yüksek olduğu bir ekonomiye “krizdeki bir ekonomi” denilebilir mi?

2023 yılında yapılan her 100 TL harcamanın %31,9’u yatırım harcamasıydı yani 342 milyar dolar.

2024 yılında yapılan (son çeyrek tahmin) yatırım harcamalarının GSYH’ya oranı %30 civarına düşecek; buna rağmen, 2024 yılında yatırım harcamalarının tutarı 400 milyar doları aşacak.

Bir trilyon 350 milyar dolar GSYH büyüklüğü olan bir ekonomide 400 milyar dolar yatırım yapılıyorsa “kriz” kavramı, ekonomide olan biteni anlatmada makul ve münasip bir kavram olamaz.

Peki insanlar niçin “krizdeki ekonomi” kavramını sık sık kullanıyorlar?

Birincisi ekonominin bütün verilerini uçtan uca takip etmek ve yorumlamak yetenekleri sınırlı olduğu için, ikincisi de otorite veya uzman bellediği kişiler başta olmak üzere herkes kullandığı için.

Bir üçüncü kriz kavramı kullanıcıları da muhalefet partileri veya ideolojik gruplardır.

Bence muhalefet partileri ve muhaliflerin en acımasız hatta zaman zaman infial uyandırıcı kavramlarla ekonomiyi eleştirmeleri hem haklarıdır hem de görevleri; bu gruba girenlerin söylemlerine katılmıyorum fakat eylemlerini anlayışla karşılıyorum.

EZİLENLER: EMEKLİLER

Son üç yılın kesin ve istisnasız olarak ezilenleri emekliler olmuştur. EYT dolayısıyla bunca insan, tahminen olağan emekli sayısında iki milyon daha fazla kişi, emekli olmasına rağmen SGK’nın bütçesi EYT öncesine göre daha olumluya dönmüştür.

SGK enflasyon sayesinde adeta yoğurda su ekleyerek giderleriyle gelirleri arasındaki dengeyi korumuştur.

Bir bakıma emekliliği hak edenlerin reel gelirlerinden kırptığı parayla yeni emeklilerin maaşlarını ödemeyi başarmıştır.

Bir zamanlar çalıştıkları dönem maaşının %70’i kadar maaş alabilen Emekli Sandığı emeklilerinin de reel gelirleri kırpılarak azaltılmıştır. Bu reel gelir azalışından sonra Emekli Sandığı emeklilerinin de geçinmesi çok zorlaşmıştır.

On yıl önce en yüksek maaşla emekli olan bir SSK’lının aldığı maaş, bugün emekli olanın aldığı maaşın tam yarısına inmiş durumda.

Muhtemelen aynı şey, on yıl sonra bugün yeni emekli olanların da başına gelecek.

Hükümetin 2025 yılında enflasyon oranından daha yüksek bir oranda emeklilere zam yapması da mümkün değil.

Sayın Şimşek’in bütün itirazlarına rağmen, 2025 yılı bütçesi %33 arttırıldı; emeklilere daha yüksek zam daha yüksek bütçe demek ve bu mümkün değil.

Son yıllar bütün emekliler için tam bir “kriz dönemi” oldu ve gelecek yılların daha kötü olacağı da neredeyse kesin.

Piyasa ekonomisi acımasız, ayırımcı ve zalimdir, herkese eşit davranmaz; ekonomi bazılarına bahar bahçe olurken diğerlerine karakış olabiliyor.

Piyasanın doğasını bildiği için adeta bir sosyal güvenlik kıtasına dönmüş olan Avrupa, ekonominin, bu apaçık ve tehditkâr zulmünü hafifletmek için çırpınmaya devam ederken, bizim zalim hükümetimiz sosyal güvenlik harcamalarını biraz daha kısmanın yollarını arıyor.

YORUMLAR (30)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
30 Yorum
  • ümid arda / 09 Ocak 2025 20:10

    ne 10 yılı ne 20 yılı üstadım. Yıl 2021 eylül ben 2860 TL emekli maaşı alıyordum. O zaman en düşük emekli maaşı 1000 TL idi. Şu anda 2000 TL lik bir zam ile 2025 Ocak 22 de % 15.75 zam verirlerse toplamda 16413 TL alacam. 2021 den bu yani gıda,giyim,yakıt,kira yani zaruri ihtiyaçlar en az ortalama 10-12 kat arttı. Ynai gerçek enflasyona göre benim şu anda en az 28600 TL EMEKLİ maaşı almam lazım. 3 yıl yahu hadi 3,5 yıl diyelim. Bu kadar Venezuellavari zamlardan sonra maaşın yarısı gitmiş. yazık!

    Yanıtla (0) (0)
  • Kahkaha Atan Karar Okuru / 08 Ocak 2025 12:05

    Madem piyasa ekonomisi acımasız ayrımcı ve herkese eşit davranmıyor.O halde piyasa ekonomisi içinde aktör taklidi yapan trolleri ayıklama vakti gelmiştir.Ayrımcılığı yaptığı günün ertesi gününde Sn.Erdoğan çok şikayet alıyorum aramıza tatlı su siyastçileri sızmış dedi.Bunu kime hangi maksatla söyledi acaba?Acaba?Acaba?Bu saatten sonra pilavdan dönenin kaçığı kırılsın ritüeli meşruiyet kazanmıştır.Kökünü kazımayanda namerttir.Yııllarda sürse bunu melek edinmek vaciptir.

    Yanıtla (0) (0)
  • Karar okuru / 07 Ocak 2025 18:45

    Okuyucu masallarınızı pek yutmuyor değil mi?

    Yanıtla (5) (0)
  • Zekeriya / 07 Ocak 2025 12:27

    Tek Adam ve hukuksuzluklarolduğu müddetçe hayır.

    Yanıtla (3) (0)
  • Okur / 07 Ocak 2025 11:54

    Açın halinden tok anlamaz

    Yanıtla (4) (0)
  • Okur / 07 Ocak 2025 11:39

    Siyaset istediğine veriyor memurlar gibi istemediğini emekli asgari ücretli hepsi oy hesabına göre sürüyü guduyorlar yalanla dolanla bu arada yazar söylemiyor ama ekonomi borca batmış enflasyo 100

    Yanıtla (4) (0)
  • okur 41 / 07 Ocak 2025 11:36

    Yazar'a göre kriz yok, hatta bazı göstergelerde iyileşme var. Mesela Yurt dışına giden üretimden hiç bahsetmemiş, bütçe açıklarının ne kadar arttığından hiç bahsetmemiş. Haklı olduğu yanlar var, mesela patronlar için kriz yok ama çalışanlar ezildi, özellikle düşük gelirliler ve emekliler. Bir ülkenin bir aylık ev kirası kadar maaşa çalışan %40 ı asgari ücretli ve 13-15 bin tl alan 15 milyon emeklisi toplam 40-50 milyon için kriz var ama yüzde on için yok. bu durumda krizden bahsedilemez değil mi

    Yanıtla (7) (0)
  • Ozet / 07 Ocak 2025 11:30

    Peki insanlar niçin “krizdeki ekonomi” kavramını sık sık kullanıyorlar?

    Birincisi ekonominin bütün verilerini uçtan uca takip etmek ve yorumlamak yetenekleri sınırlı olduğu için,

    Yanıtla (3) (1)
  • Fikremincegülü / 07 Ocak 2025 10:22

    Soruları birileri hep yanlış yerden sorduruyor! Öbür taraftan cevaplar ceplerinde bazılarının:(
    Enflasyon kur niçin ANİDEN DÜŞSÜN? Kim kazanacak bu arada? (Kur’un bir gecede yükseldiği unutuldumu?)
    Binlerce insan borçlanmış yüksek oranlardan. Mal almış ilaç borçlanmış vs.. ve satıp aynı parayı bile alamayacak, satamayacak ürünü belkide!
    Emekli çeyrek altın ile hesaplıyor! aylıkçığını. Çalışanlar ve hatta yönetenler kaç para alıyor acaba? DİYE SORMAK GELMİYOR AKLINA:(
    birde böyle kıyasla.

    Yanıtla (3) (0)
  • Necmi Uğurlu / 07 Ocak 2025 09:50

    Çok ilginç bir yazı. Yılda 400 milyar dolarlık yatırım yapılan bir ülkede mantıken piyasanın arz talep dengesinde arz lehine ciddi bir rahatlama ve arz yetersizliği kaynaklı enflasyonun zayıflaması demektir. İşin ilginç yanı ticaret odaları çığlık atıyor yılda 60 70 milyar dolarlık üretim hattı Mısır'a Tunus'a Fas'a kaydırılıyor diye. Ama Sn. Yazar ülkede yatırım patlaması var diyor kafam karıştı. O zaman neden gerçek enflasyon hala % 70 lerde?

    Yanıtla (10) (0)
  • Bay Kamil / 07 Ocak 2025 09:46

    Taş çatlasa, %20yi geçmeyecek bir "mutlu" azınlığın penceresinden ekonomi tarifi yapmışsınız. MemurSen gibi uydu sendikaları çıkarın ülkede sendikalaşma oranı%10 un altındadır. Harcama yapan-kafeleri-lokantaları dolduran işte bu %10-20 arası mutlu azınlıktır, bunların arasında orta sınıf ise her geçen gün eriyip tükeniyor. Bu mu iyi ekonomi?

    Yanıtla (8) (0)
  • Karar okuru / 07 Ocak 2025 09:45

    Adalet hukuk olmayan, bunu talep etmeyen, AİHM kararlarını uygulamayan bir ülkede ekonomi asla düzelmez.
    Maalesef basında bu konuda sınıfta kalmış durumda.

    Yanıtla (8) (0)
  • Veli / 07 Ocak 2025 09:44

    Sayın yazar, özel sektör çalışanlarının çoğu asgari ücretle çalışmıyor. Bulunduğumuz Osb de asgari ücretle çalışan sayısı Yüzde 10 bile değildir. Sorun alım gücünün düşmesidir. 50 kişinin çalıştığı işletmede sadece 2 kişi asgari ücretli. Diğer kısmı asgari ücretin minimum Yüzde 30 üstünde almaktadır. Pazar mesaisine geldiğinde direkt maaşının Yüzde 10 fazlasını almaktadır. Osb de şu anda işsizlik yok, bu maaşlara rağmen iş beğenmemizlik vardır.

    Yanıtla (0) (5)
  • Takipci / 07 Ocak 2025 08:34

    "Bu üç yıllık dönemde, TÜİK istatistiklerine göre tam 3 milyon 900 otuz altı bin kişi iş bulmuş"
    Yilda 1 milyon 300 bin ISTIHDAM, muthis bir rakam, ABDde bile olsa muthis(!) Maalesef bu rakamlar izaha muhtac, zira rakamlarin yalan soyledigi bir donemden geciyoruz...???

    Yanıtla (6) (0)
  • Taha Güven / 07 Ocak 2025 08:17

    2018 yılında başlayan ekonomik sorun, 2021'de "ekonomik krize" dönüşmüş, 2024 itibariyle de "ekonomik buhrana" dönüşmüş durumdadır. Herkesin alım gücü minimum 10 kat azalmış durumdadır. Değerli yazar firmaların çok kar ettiğini söylüyor, firmalar enflasyon muhasebesi yapsınlar bakalım kar mı-zarar mı görürüz. Mevcut Ak Parti iktidarı ile hiçbir sorun çözülemez, nokta.

    Yanıtla (6) (0)
  • Okur / 07 Ocak 2025 01:23

    Ameliyat çok iyi geçti ama hastayı kaybettik maalesef

    Yanıtla (17) (2)
  • Kunduz / 07 Ocak 2025 01:22

    Sayın yazarın Türkiye ekonomisinin 2023 performansını o kadar övdükten sonra emeklilerin iç karartan durumunu anlatması sinirimi bozdu. Okumaz olaydım

    Yanıtla (8) (2)
  • Bilem Okur / 07 Ocak 2025 00:23

    Çok ilginç bir yazı. İnsanın bakış açısına yeni pencereler açıyor. Son yılların ücretliler için nasıl zulüm yılları haline gelirken sermaye için yükseliş yılları olduğunu anlıyoruz. Oysa; biz alt tabaka herkesi aynı gemide sanıyorduk.

    Yanıtla (16) (2)