Aydını olmayan toplumun siyaseti
Geçen gün eski AK Parti Milletvekili Mustafa Yeneroğlu’nu Medyascope TV’de Ruşen Çakır’ın programında dinledim. Yeneroğlu’nun eski partisini bugüne getiren problemler ve bu bağlamda yeni parti girişimleri üzerine söyledikleri önemli göründü bana. Eski partisinden uzun süren bir “iç mücadele” sonucunda olaylı bir şekilde ayrılmış olmasına rağmen bugünlerdeki yeni parti girişimlerinin içinde neden yer almadığına ilişkin soru üzerine Yeneroğlu’nun yeni partiler konusunda dile getirdiği uyarılar bu girişimlerin sorumlularına toplumun ve özellikle “AK Parti küskünleri”nin geçen 18 yılla ilgili hissiyatını anlamak konusunda yardımcı olabilir.
Yeni parti girişimlerini olumlu buluyor Yeneroğlu, sempatisini gizlemiyor ama son dönemde yapılan yanlışları tek bir kişiye ciro etmenin doğru olmayacağını, bu yanlışlar yapılırken yüksek sesle itiraz edememiş olanların da toplum tarafından “günaha ortak” görüldüklerini söylüyor. Dolayısıyla -kendisini de dahil ederek- eski AK Partili siyasetçilerin geçmişe dair bir özeleştiri vermeden yeni partilerle sahneye çıkmalarının toplumla sağlıklı bir iletişim kanalı kurulmasında ve siyasi vizyonun kamuoyuyla paylaşılmasında zorluk oluşturabileceğini düşünüyor.
Elbette Yeneroğlu’nun bu uyarıları “ne farkları var birbirinden” diyerek yeni girişimleri gölgelemeye yönelik tutumlardan farklı. Ancak önümüzdeki sürecin çizgisinin belirlenmesi açısından önemli olduğunu düşündüğüm bu uyarıların daha geniş bir zeminde ve daha ayrıntılı olarak tartışılmasında fayda var bence.
***
İlki “yanlış”ların teşhis ve detaylandırılması konusu. Yanlış derken ne kastediliyor? Bugün AK Parti iktidarlarına “içeriden yöneltilmiş olan” eleştirilere bakarsak birçok farklı hususta şikayetlerle karşılaşıyoruz. Kimileri artan yolsuzluğun, rüşvetin ve parayla birlikte gelen şımarıklığın altını çiziyor, kimileri hukuk ve adalet alanında hayal kırıklığı yaratan uygulamalara dikkat çekiyor, kimileri akraba kayırmacılığı ve liyakat ilkesinin yerine geçirilen sadakat kriterinin yol açtığı kötü yönetim veya yönetimde kalitesizleşme meselesine vurgu yapıyor, kimileri de iç politika hesapları uğruna dış politikada atılan tehlikeli adımlardan dem vuruyor.
Aslında bunların ayrı ayrı konular olmadığı, hepsinin de özü itibarıyla ahlaki duruşla ve bir zihniyet yapısının tezahürüyle ilgili problemler olduğu ortada.
Diğer yandan, özeleştiri meselesinin de açıklığa kavuşabilmesi için bütün bunların somut, elle tutulur şekilde masaya getirilmesi, adlı adınca konuşulması gerekiyor.
***
Siyasetçilerden özeleştiri beklemeye itirazım yok ama bütün günahı sadece siyasetçilerin sırtına yüklemek haksızlık olur, asıl problemin anlaşılmasını da zorlaştırır. Nasıl ki değerli milletvekilinin dediği gibi 18 yılın yanlışlarını bir kişiye ciro etmek doğru olmazsa bu yanlışları tek başına siyaset kadrolarına mal etmek de doğru olmaz. Çünkü siyasetçiler toplumdan mücerret bir sınıf değil.
En başta yanlışa yanlış demesi gerekenler, yani “aydın” zümresi vardır her toplumda. Aydın yalnızca okumuş, bilgili kişi değildir. Okuduklarını, bildiklerini kendine saklamayan kişidir. İnancını yüreğinde, fikrini zihninde tutmaz aydın. Bunların gereğini yapar. Bir yanlış gördüğünde ortaya çıkıp konuşur. Bu durumda kendi çıkarını, ailesinin veya mahallesinin çıkarını gözü görmez. Ne olursa olsun doğru bildiğini söylemekten geri durmaz, susmaz.
Şimdi... AK Parti Türkiye’deki muhafazakâr/dindar/İslamcı kesimlerin siyasi temsilcisi deniyor ya, bu kesimlerin aydını neredeydi bahsedilen “yanlış”lar yapılırken? Akademisyenler, sanatçılar, iş adamları, sivil toplum liderleri, hatta maneviyat önderleri... Yani toplumun seçkinleri. Yani bütün dünyada kendilerine “aydın sorumluluğu” atfedilen -ve çoğunlukla bu rolü gerçekten ifa eden- kişiler...
Sözkonusu mahallede ise bu zümrenin ezici çoğunluğu yapılanlarda bir yanlış görmüyorlar. Yapanlar “bizimkiler” olduğu için… Bir yanlış varsa bile, kol kırılır yen içinde kalır diyorlar. Tam olarak böyle düşünmeyenler de başıma bir şey gelmesin diyerek veya elimdeki nimetlerden olmayayım diyerek susuyor. Bu karakter “aydın karakteri” değil kuşkusuz. Ama toplumun seçkinleri bunlar. Çünkü bizim toplumsal yapımızın ürettiği bir mesele bu. Yalnızca belirli bir toplum kesiminin meselesi de değil. Öyle olsaydı işimiz çok daha kolay olurdu zaten. Aynı saksıdaki aynı toprakta yetişen bitkiler gibi aynı karakter özelliklerine sahip toplumun her kesimi. Sağcı-solcu, İslamcı-laik, milliyetçi-liberal diye ayrılmıyor yani. Hiçbir mahalle özgür, bağımsız ve cesur aydınlar yetiştirmekle övünebilecek durumda değil. Münferit örnekler elbette var ama istisnalar kuralı bozmuyorlar.
Galiba öncelikle bu mahrumiyetimizin sebeplerini tartışmamız gerekiyor.















18.27, O aslırken söylediği kendi deyimi ile ayaktı...
Yanıtla (0) (0)Bu yorum Karar gazetesınde gordugum en harıka yorumlardan bırısı. Tesbıt kanımca cok dogru. Tesekur ederız.
Yanıtla (0) (0)Deniz gecmis dini mi asagladi, Süper Gücleri mi övdü, o aydin biri degilmidi? Cok ucuz elestiri....
Yanıtla (0) (0)AKP bir tepki haraketi idi,travmatik bir geçmişe sahip 28 şubat travması ile klasik ceberrut jakoben laiklik uygulamasına tepki ile dolmuş mağduriyet yaşamış dindar mutedeyyin geniş halk yığınlarının desteği ile iktidar olmuş siyasi parti.Ekonomik krizle yeni denenmemiş olması avrupa birliği vizyonu ve dervişin ekonomi reçetesi ile geçici başarı sağlamıştır.Aydına dayanan bir kadro haraketi değildi kültürel anlamda iktidar olamadı çünkü sivil özgür bağımsız nitelikli aydın ve sanatçı kadrosu olmadı olamadı devletten maaş alan asalak edilgen emret efendim diyen besleme aydından uyarı itiraz yok
Yanıtla (0) (0)Konuşan, yazan çok lakin bunları icra eden yok. Korku hegemonyası sarmış ülkemin kendini aydın ve entellektüel addeden şahıslarını.
Yanıtla (0) (0)Demokrasi islam veya din karşıtı bir rejim değildir. Dolayısıyla islam ile demokrasiyi rakip ilan etmek saçmalıktır. Demokrasi belli kurallar içerisinde siyasi rekabet rejimidir. Ama böyle bir rejimde ben bir kez iktidara gelirsem bir daha bırakmam diyen bir fikrin veya ideolojinin yeri olamaz. bu ideolojinin adı ne olursa olsun. İster devleti dini esaslara dayandırmak isteyen bir ideoloji olsun ister faşist ideoloji olsun ister komünist ideoloji olsun, adı ne olursa olsun. Buna izin vermediği için demokrasiyi suçlamak seni öldüreceğini baştan söyleyen bir adama niye evinin kapılarını kapattığ
Yanıtla (0) (0)Baştan sona katılıyorum,aydınları,şairleri haykırmayan bir millet “düşük kalite”demokrasiye mahkumdur.Niçin haykırmıyor meselesi tabii ki önemlidir.Benim gözlemim şu;kendisine veya yakınına lütfedilen makam-mevki,mensup olduğu gruba cemaate ikram edilen avantaj veya siyasi “kör”lük.Ama bunlara tenezzül eden de zaten aydın değil yarı aydındır.Böyle olunca yarım doktor yarım hoca hikayesi ortaya çıkıyor. Yazık oldu AKP nin ortaya çıktığındaki icraatlarıyla islam alemine örnek teşkil eden vizyonuna.İşin kötü tarafı,bundan sonra gelecek olanların inandırıcı olmaları çooook zor olacak vesselam.
Yanıtla (0) (0)Bu yorumla bütün okurları zan altında bırakmadınız mı? İnsanlar zaten her şeyden çekinir korkar oldu. Gazete de okuyamayacaklar. Yazar yaldızlı davetiyeyle mi çağırıyor okuru? Ayrıca kim okursa okusun. Aklında bir şey kalır belki okuduğundan.
Yanıtla (0) (0)Muhalefet etmenin ne olduğunu bilecek kadar bilgi ve tecrübeye sahibim elhamdülillah. Kriptoların dilinin ve zihniyetinin ne olacağını bilecek kadar da...
Yanıtla (0) (0)22.38, Bütün muhalifler Fetöcü değil elbet. Ama bütün Fetöcüler muhalif...
Yanıtla (0) (0)22.38, Ya sekülerizmi bilmiyorsun ya İslam'ı...
Yanıtla (0) (0)Ak parti demokrasi hikayesine yazik etti
Yanıtla (0) (0)Dini aşağıladın mı, süper güçleri haklı dedin mi oldun aydın...
Yanıtla (0) (0)Önemli bir hususa parmak basmışsınız.neye kayıksanız öyle yönetilirsinizin bir Hikmet'inde bu olsa gerek.uyarılar israrlı ve yeterince kuvvetli olmayınca yöneten her şeyi mükemmel yaptığını zannediyor...birde tarihe nam bırakmak hırsı buna eklenince vay halimize diyoruz...
Yanıtla (0) (0)Haklısınız Fuat Bey; Ne kadar Muhalefet eden varsa Fetöcü, Hain, Satılmış vb. zaten :)
Yanıtla (0) (0)Valla nereden nasıl bu sonuçlara ulaşıyorsunuz bilmiyorum ama sizin bildiklerinizi bizde biliyoruz..o sonuçlara ulaşmıyoruz...
Yanıtla (0) (0)ABD dışişleri bakanı Mike Pompei, Çin’in Uygur Türklerine karşı yapmış olduğu insan hakları ihlallerine karşı Mesut Özil’in tepkisine destek verdi. Kendisiyle fotoğraf çektiren yöneticilerimiz Mesut Özil’e neden destek vermez. Neden Uygur Türklerine destek vermez?
Yanıtla (0) (0)16.14, Keşke söylediğiniz gibi olsa. Ama kendini aydın sananlar toplumun eksiğini, gediğini söylemiyor. Bir başka bir topluma benzemediği için aşağılıyor...
Yanıtla (0) (0)Hani İmamhatipliler deist oluyordu. İşinize geldiği gibi konuşuyorsunuz. Yeter artık... Ayıptır...
Yanıtla (0) (0)9.01, Aynı şey demokrasi için de geçerli değil mi? Bu söylediğin sebeple çoğunluk olsa da İslamı sistemi yasaklamakla, kafire yönetimi devretmemek arasında ne fark var. Bu konuda İslam daha mert ve şeffaf. Baştan bunu açıklıyor. Demokrasi ise baştan yumuşak karnını hep gizliyor... Yumuşak karnı ortaya çıkınca çirkinleşiyor, kendini korumak için kabakuvveti mubah sayıyor. Derin mevzu. Ama bu kadarını konuşmak bile iyidir...
Yanıtla (0) (0)İbrahim, sözüm yazınla ilgili değil. Doğru ve isabetli şeyler yazmışsın. En azından senin iyi niyetinden şüphe etmiyorum ama ne kadar FETÖcü kripto tip varsa sizin okuyucunuz olmuş. Internet sitesinde yayınlanan köşe yazılarının altına döşenen yorumlara, yorumlara yazılan cevaplara, like-dislike sayılarına bakarsan bunu rahatlıkla görürsün. Bu işte bir terslik yok mu sence?
Yanıtla (0) (0)Ak ampul altında aydınlanmayanlara aydın denmez ki;Buradan baktığımızda ülkemiz nufüsunun önemli bir bölümü aydın zaten. Bu kadar aydını olan ülkede işler yolunda demektir ve sonuç ortada.......Öğrendiğimiz son örnek simit külliyesi pardon sarayı...
Yanıtla (0) (0)Yeneroğlu çok doğru ve güzel şeyler söyledi. Siyasetçi olarak eleştirilerini daha yüksek sesle söylemediği için kendisini bile suçladı. Umarım yeni partilerden birinde etkin bir görev alır. Öte yandan ses çıkaran aydın ve gazetecilerin hapishane leri aşındırdığını biliyoruz. Diğer bazı toplumda öne çıkan kişilerin, S. Soylu, N.Kurtulmuş, D. Bahçeli gibi kişilerinse en sert eleştirileri yaparken, mevki karşılığında yanlışları daha çok savunur olduklarını görüyoruz. Bunları göz önüne aldığımızda ister istemez yeni partiler biraz umut veriyor...
Yanıtla (0) (0)Hükümet imam hatip okullarına neden çok önem veriyor, sorgulamayan, biat eden nesiller yetissinki, biz koltuğumuzda yıllarca oturalım.
Yanıtla (0) (0)Malesef ülkenin İslamcı kesimide her zaman ahlak ve vijdan yoksunu diye suçladıkları kesimlerle aynı kadere yol alıyor. Düşüncesizce gözlerini kapatıp bir kişinin kendilerini aydınlığa çıkaracağını zannediyorlar. İrade ve akıllarını tamamen bırakmış gibi davranıyorlar. Bırakın eğitimsizleri, eğitimlileri bile bu duruma geldi malesef. Ahlak ve vijdan yoksunu İslamcılığın militan Kemalizm den farkı olmadığını anlamaları zaman alacak ama o zamanda iş işten geçmiş olacak.
Yanıtla (0) (0)12.16, Aydın olmak için Tanrının yetkilerinin insan aklı tarafından sınırlandırılmasını şart koşmak yani bildiğin deizmi dayatmak, hastalıklı bir ruh halidir...
Yanıtla (0) (0)Aydın kimdir? Ne bileyim, çiftçidir ama antik Çin vazolarına meraklıdır. Anahtar sözcük burada, "meraklı" olmak, üzerine vazife olmayan işlerle uğraşan adamdır aydın. Aydınlanma derseniz, o da benzer bir konu, matbaanın icadı ile başlar, müspet (ispatlanmış) bilimlere merakla başlar. Matematik, fizik, kimya gibi. Tarih gibi değil, siyaset gibi değil. Kendini muhafazakar olarak adlandıran, ama aslında dünya malına düşkün olan insanlar
Yanıtla (0) (0)Bu cevap olmamış.Toplumun eksiğini gediğini dile getirdiği için toplumdan saymamak ümmilik işareti.
Yanıtla (0) (0)Ben bir türk olarak soruyorum size toplumumuzun cahil kesimini bir tarafa bıraklım, sizin gibi yazarlar aydınlığı kendi kitabına uydurarak sofraya servis ediyorsunuz. Geçen bir yazınızda hdp nin milliyetçi korosuna katılmadığından topa tuttunuz bumu aydınlık? herkesin benim senin gibi düşünüp inanmasımı aydınlık? türk ırkından olmayanların susup kendilerine türk demeleremi aydınlık? Bu ülkede islamda aydında solu sağıda aynı tabaktan besleniyor, yani milliyetçilik bu ülke aydın demokrat solcu islam değil sadece milliyetçi faşisttir. Avrupadayım aydınlık demokrası sol nedir görüyor
Yanıtla (0) (0)Başkalarından özeleştiri beklerken kendi özeleştirisini de yapabilmek gerekmez mi? İnsanın kendi hatasını kabul etmesi erdemli bir davranıştır. Ancak sorumluluğu eşit değil hakkaniyetle paylaştırmak lazım. Siz hakkaniyetli olduğunuzdan ne kadar emin siniz?
Yanıtla (0) (0)Kalanı da her gün şikayet eder. Makul çözüm önerileri de yapsa vatandaş. (Eleştiri için değil ek olsun diye)
Yanıtla (0) (0)Sayın yazar yazınızı beğendim ama doğruları yazdığınız için değil, çok önemli bir konuyu işlediğiniz için! Ülkemiz maalesef, en çok aydın ve gazetecinin hapiste olduğu ülkeler arasında bulunuyor. Sözcü Gzetesi, Cumhuriyet Gazetesi FETÖ suçlamasıyla yüzyüze kaldı! Siyasi iktidar bu iklimden ilk sormludur! İkinci sorumlu kendine aydın diyen dindar okumuşlardır! Onlar birkaç yerde yönetim kurulu üyeliği aldıkları cepleri dolduğu için susmuşlardır! Hayrettin efendi YOLSUZLUK HIRSIZLIK değildir diyerek muhteşem!? bir fetva vermiştir! Yani en büyük vebal dindarlarda!
Yanıtla (0) (0)10:02 Katılıyorum, toplumun kalitesi bu. Türkiye'de solun beceriksizlikleri, kifayetsizlikleri ve geri kafalılıkları çoktur. Ancak hep mazlumları oynamış muhafazakar kesimin solun bir tık bile üstünde olmadığı artık günümüzde aşikardır. Son kertede sağ soldan daha çok zarar vermiştir, o da belki daha çok fırsat bulmuş olduğu içindir.
Yanıtla (0) (0)Seküler aydınlanmayı başaramayan toplumlarda aydın olmaz ki..toplumsal kalkınma içinde önce zihinsel kalkınma şart.....bu ulke insanları düşünmenin bedelini ödemeyi değil rantını seviyor..aydının değil imamin bir bilen olduğu toplumlarda cami de siyasetin merkezi oluyor cemaatlerde sivil toplum hareketi...yaşanılanları anlamak için rönesans avrupasini iyi anlamak gerekiyor..
Yanıtla (0) (0)"Aslında bunların ayrı ayrı konular olmadığı, hepsinin de özü itibarıyla AHLAKİ duruşla ve bir ZİHNİYET yapısının tezahürüyle ilgili problemler olduğu ortada." diyorsunuz. İşte özeti budur. Ahlaksız Allahsız Müslümanlık Rahmetli Ömer Lütfi METE'nin tasvir ettiği muhafazakar, islamcı, tarikatcı, partili. İslamcı tipi.. Ne Allah ne Ahlak ile ilişkimiz kalmamış. Yalansız sözümüz yok! Ahlaki problemimizi halletmez isek Pislik içinde devwknşp duracağız
Yanıtla (0) (0)Sayın yazar öyle aydın, okumuş, entelektüel, münevver vs. güzellemesi yapmayın "hafakanlarım depreşiyor"... bu ülkeye ümmi, basireti açık!!!!, sadık yurttaşlar lazım... ne yapacaksın okumuş, aydın monşer adaylarına!!!.... bize; kefenini giymiş, reis ne derse onu bilen, gözüyle görse inanmayan, 40 yönetim kurulu üyeliğini birden yürütebilen vasıflı!!! insanlar lazım.... milletin kafasını bulandırmayın bizim ampülün ışığı herkese yeter de artar bile....
Yanıtla (0) (0)Toplumun aydinlari da var, gazetecileri de, bilim aamlari da, sanatcilari da var. Hepsi ya canini yurt disina atmis ya da hapislerde curutuluyor. Boyle zehirli bir atmosferde ot bile bitmiyor.
Yanıtla (0) (0)17 yıldır davası islam olanlar yönetti yönetiyor. Ne oldu deyince bu islam değil e peki niye peşindeyiz! Bizim eski aymaz solculara da Sovyetler’de ve Çin’de baskıcı rejimden bahsedince komünizm bu değil diye anlatırlardı! Yüzyıl dolmadan, gerçek komünizmi tanıyamadan komünizm bitti. Bosnalı Begoviç meşhur konuşmasında özetle batıyı kötüleyenlere her şeyleri bizden iyi, yıllarca koministler de batıyı kötülediklerini ama kendilerinin çöktüğünü anlattı. Kendi beceriksiz ve yetersizliğimizi örtmek için dini örtü olarak kullanmayalım. Hiç bir yasak dinle ilgili yok aksine yoğun bir kötüye kullanım
Yanıtla (0) (0)Zorla kimse günaha ortak olmaz aklı varsa.Vicdan açma kapama düğmesi olan bi aygıt mı ki, günahın ortağı olup o ara konuşamıyordum demelerini anca kendileri gibi olanlar anlar.Bizim mekanizma böyle çalışmıyor biyer de bi yanlışlık var ama bilemedim.
Yanıtla (0) (0)Hay yasayasin İbrahim Bey. Bir toplumun alimleri, aydınları yoksa veya varsa da susuyorsa (ki o da yok sayilir) o toplumdan hayır gelmez. Ülkeyi menfaatleri siyasetciler tarafindan suistimal edilen avam tabakasinin oyları yönetiyorsa o ülkede geriye gidiş başlamıştır. Halkı uyandirmak, bilinçlendirmek ve gerektiğinde haklarini savunmak için önlerine geçmek aydınların görevidir. Maalesef ülkemizde ne böyle bir aydın tabakası ne de buna talip bir halk var. Vaziyet bu.
Yanıtla (0) (0)Türkiye’de sol ve ne zaman nereye döneceği belli olmayan soldan çark etmiş yerli liberalleri de az değildir aymazlıkta. 50’li yılların tanınan simalarından Sakallı Celal’in ünlü bir sözüdür bilenler için “Türkiye doğuya (geri kalmışlık anlamında) giden bir gemidir, içinde bazıları batıya koşar!”. Yazının konusu olan toplumsal kalite bu!
Yanıtla (0) (0)Herkes bizim gibi müslüman mı? Yazılmadan böyleyiz, yazılsa ne olacak?
Yanıtla (0) (0)Ortalık islamcıdan! geçilmiyor, İslam bu memlekette hiç bu kadar antipati kazanmamıştı.
Yanıtla (0) (0)Apartman dairesinden malikaneye geçmeyi umarken hoop saraya. Sistem değil adam desteklediler. Yaratacakları ucube sistemin de kim olsa böyle yapacağını hesaba katmadılar. O kuyuya düşenleri de şimdi yine biz savunuyoruz, geldik Karar Gazetesine!
Yanıtla (0) (0)Mesele o değil dostum. Mesele bu şekilde devlet nizamını islami esaslara dayandıran ve iktidar olan bir partinin, bir sonraki seçimde yeterli oy alamazsa iktidarı kaybetmeye ve dolayısıyla kurduğu islami düzenin yıkılmasına razı olup olmayacağı? Eğer iyi düşünürsen söz konusu parti açısından islami düzenin yıkılmasına izin vermenin (yani iktidarı kaybetmenin) küfürle eşdeğer olduğunu ve bunu önlemek için her yola başvuracağını görürsün.
Yanıtla (0) (0)Söyleyeceğiniz söz havada kalacaksa kaçmak daha az yıpratıcı oluyor. Mesela siz de 15 temmuz sonrası sancılı dönemde asıl sorunlardan kaçarak Osmanlı tarihine merak sarmıştınız.
Yanıtla (0) (0)Bir de aydınlarımızın halkın anlayabileceği bir dille yazmaları gerekir ki anlaşılsınlar. Dün, M. Karaalioğlu’nun yazısına, iktidara geldiklerinde bu yönetimden hesap soracaklarını yazmış bir yorumcu. ‘Siz önce nasıl kurtulursunuz diye bir düşünün isterseniz. İktidara sırayla değil sayıyla geliniyor. Hem siyasi partilerin uzlaşacağı hem de milletle uzlaşacak bir yönetim lazım. Matematik?’ diye bir cevap yazmıştım, 9 tane olumsuz işaretleyen olmuş.
Yanıtla (0) (0)çok büyük bir yanlışı savunmuşsunuz. Siyasetçiler her şeyden sonuna kadar sorumludur. Eleştiren ve doğruyu söyleyen kimi aydın olarak kabul ediyorlarki?
Yanıtla (0) (0)"Hatalarımızı, yanlışlarımızı ve günahlarımızı ifşa etmeyelim, dostluklarımızı bozmayalım, birlik ve beraberliğimiz zedelenmesin" anlayışı var. Bir de benim izlenimim "Allah'a havaleci" "bırak Allah'ından bulsunlar", "ilahi adalet tecelli edecek nasıl olsa" şeklinde öbür dünyaya öteleyen bir anlayış var... Şunu da belirteyim, biraz eleştiri yapıp da rüyasında görevinden alındığını gören ve daha sonra akademik eleştiride bulunmayan akademisyen arkadaşlar tanıyorum...
Yanıtla (0) (0)Sayin Kiras cok guzel bir yazi ve tespit, cok tesekkur ediyoruz
Yanıtla (0) (0)Biraz ‘mürekkep yalamış’ vatandaş da doğruluğunu farklı kaynaklardan araştırarak hareket etse öğrendiklerini ailesine, yakın çevresine anlatsa ‘her şeye üzülen ama hiç bir şeyle ilgilenmeyen insanlar’ın oluşturduğu toplumların arasından sıyrılabilir, biraz gelişebilir, birbirimize karşı daha anlayışlı olabilirdik belki. Böyle düşünenlerimiz dahi çileden çıkınca ipin ucunu kaçırabiliyor. Bu kutuplaşmadan ve gerginlikten kurtulmamız zorunlu. İyi ki o münferit örnekler var.
Yanıtla (0) (0)Aynen öyle. Mikroda neyse makroda da o. Birey olamayan kalabalıkların oluşturduğu toplumlarda ortalama kalite kaldırımından demokrasisine kadar aynı seviyede olur. Kısaca her millet hakettiği gibi yaşar. (Hatta bana hakettiğimizden daha iyi yaşıyoruz gibi geliyor.)
Yanıtla (0) (0)Bu gün Türkiye'de bir siyasi parti, hiç bir kaba güç kullanmadan, sadece siyaset yolu ile devletin nizamını İslami esaslara göre tanzim etmeyi tüzüğüne yazabilir mi? Kanunlar buna müsait mi?
Yanıtla (0) (0)İslama karşı negatif tutumu iman edinenler sağlıklı düşünemez.
Yanıtla (0) (0)Türkiye'de hakikatten yasak olan tek şey İslamcılıktır. Yasak bir düşüncenin aydını da yasaklıdır. Sesi duyulmaz. Cismi görülmez. Hele hele Batı düşüncesi karşısında esas duruşuta olanlar, hiç duyamaz, hiç göremez...
Yanıtla (0) (0)Çok doğru bir yazı ancak muhafazakar mahalledeki sözde aydınlar için kesinlikle daha fazla geçerli bu dedikleriniz. Yandaş medya bu derece hiç olmamıştı mesela.
Yanıtla (0) (0)Bu ülkede aydın olmanın ön şartı kendini bu toplumdan saymamaktır.
Yanıtla (0) (0)Laikçi, milliyetçi,liberal,solcu ya da sağcı aydınları eleştirip yerden yere vurabilirsiniz ama muhafazakar ya da dincileri eleştirmek çok zordur. Onların fikirlerine karşı gelmek dine karşı gelmek olarak algılanıp algilandirildigindan o kesimden aydın çıkması çok daha zor.
Yanıtla (0) (0)Yazı güzel ve aydınlatıcı hep kenarından dolanılan soruna parmak basıyor. Siyasal görüşler, mahalleler, bir tarafta sistemin beline vuran düzenlemelere fetö ile birlikte “yetmez ama evet” diyen güya solcu liberal aymazlıklar, diğer yanda yolsuzluğu nerede ise ahlak dışı saymayan fetvacılar, yok vesayet rejimi, yok kemalist sistem, vs. Diyerek bu güne getirenlere destek vermiş olanlar, her şeyin daha da kötüye gittiğini anlatıyorlarsa yaptıkları tahribattır. Bunların çok azı kalemi utanıp bıraktı, kimi kazdığı kuyuda hapiste. Sonuçta toplumsal kalitemiz bu. Bu kalite ilede iş düzelmez!!!
Yanıtla (0) (0)Cemil meriç'in bizi tarif eden meşhur felsefemiz geldi aklıma "Söyletmen,vurun!"
Yanıtla (0) (0)Sayın Yeneroğlu "islâmî kesimden bir Ahmet Altan çıkmadı doğru bildiğini her koşulda söyleyebilecek" serzenişinde aydın sorumluluğunu dile getirmeye çalışmıştı.Yeni kurulacak partilerin hamaset dilini kullanmadan söylemlerini liyakat dili üzerine kurmaları hayırlı olacak.
Yanıtla (0) (0)Bugün geldiğimiz noktada turkiyede özellikle islami kesim diye adlandırılan yapı içerisinde aydın olmadığını gördük.aydinlar bedel ödemeyi de göze alarak hakikatleri dile getiremiyorlar bunun sebeblerinide siz yazmışsınız.
Yanıtla (0) (0)Aydini olmayan toplumun siyaseti/iktidari capulcu siyaseti/iktidari olur!
Yanıtla (0) (0)