Efendiler!
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı açıkladı: En düşük memur maaşı 22 bin lira olacak. Kapağı devlete memur olarak attığın an maaş 22 bin lira...
Ya da kapağı devlete işçi olarak attığın an maaş 17 bin lira... Ama özel sektörde ortalama maaş 12,670 lira.
Maaşları ödeyenler (özel) maaşlarını ödediklerinin (kamu) yarısına yakın maaş alacak. Böyle bir düzen nasıl kurulur ve nasıl uygulanır?
Artık özel sektör üzerinden kalkınma, özel sektörde çalışma gibi bir motivasyon bu ülkede bitti demektir.
Zaten yoktu ama artık daha da zorlaştı.
Mesaj şu...
Özelde çalışanın canı çıksın... Hatta savcı halı sahaya erken geldi diye sizler maçı yarıda bırakıp sahayı savcınıza vermezseniz derhal gözaltı ve kodes sizi bekliyor olabilir.
Haddinizi bilin... Çalışın ve efendilerin maaşlarını ödeyin.
Şimdi onca makam aracı, onca makam şoförü nasıl bakılacak... Çakar araçlarla giderlerken sakın ha aracınızı kenara çekip yol vermemezlik etmeyin...
***
İşin sokak muhabbeti kısmını geçerek gerçeğe bakalım.
2007 yılı:
Nüfus 70.586 bin kişi
Kamu istihdamı 2.927 bin kişi
Nüfusun %4,15’i kamuda istihdam ediliyor.
2022 yılı:
Nüfus 85.280 bin kişi
Kamu istihdamı 5.037 bin kişi
Nüfusun %5,91’i kamuda istihdam ediliyor.
Kısacası durum şu: Nüfusa orantıladığımızda kamu istihdamı 3.540 bin olması gerekirken 5.037 bin kişiye çıkmış.
Kamuda açık ve net olarak 1,5 milyon kişi fazladan istihdam ediliyor.
Diyeceksiniz ki, taşeron işçiler kadroya alındı, aslında eskiden de bunlar kamuya çalışıyordu ama taşeron olduklarından kadroları gözükmüyordu...
O zaman memur dediğimiz ‘genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin” istihdamına bakalım: Orada da memur istihdamı 2007 yılından bugüne 1.727 binden 2.649 bine yükselmiş. Merkezi kamu istihdamında da nüfusa oran 2,45’ten 3,11’e çıkmış. Kamu personel sayısı nüfusa oranla artsaydı 2.085 bin olması gerekirken 563 bin fazla istihdamla 2 milyon 649 bin olmuş.
Kamu istihdam artışı sadece taşeron işçilerden kaynaklanmamış, memur kısmında da hızlı bir istihdam artışı gerekleşmiş.
***
Hatırlarsanız SGK açığı ve kamu personel ödemesi hakkında bilgiler veriyordum. Bu yılın ilk 3 ayında SGK’ya Hazineden aktarılan para ile kamu personel maaş ödemesinin bütçe gelirlerinin yüzde 53’üne ulaştığını vermiştim.
Bu rakam çok büyük bir oran... Oysa bu oran yüzde 40’ları geçmemeliydi.
Ama durun... Henüz ne emekli maaş zamları yapıldı ne de EYT ödemeleri yapıldı... Hatta kamu maaş zamları da yapılmadan bu orana geldik.
Acaba yılın ikinci yarısında kamu bütçesi ne hale gelecek!!! Ya da Mehmet Şimşek’in Bakanlık devir teslim töreninde söylediği cümle “Maliye politikası da enflasyonla mücadeleye destek olacak” sözü gerçekleşecek mi?
Ben söyleyeyim: Hiç sanmıyorum...
Arjantin benzeri bir çıkmaza girmiş bulunduğumuzu tekrar edeyim.
***
Kamu istihdamının yüksekliği kamu kaynaklarının verimsizliğine neden olur. Kamu hizmetlerine yatırım yerine vergiler ücretlere ve kamu personelinin aracından tutun bürosuna kadar ekstra giderlere harcanır.
Ama asıl sorun şudur: Kamu-özel ücret dengesi bozulduğunda toplumda özel sektör üzerinden kalkınma vs artık olmaz. İnsanların tek hayali kapağı kamuya atmak olacağından bu sürdürülemez ve ülkeyi yapısal olarak çökertecek bir yola girildiğini gösterir.
Bu arada not: Kamu-Özel ücret dengesi asgari ücretle ölçülmez. Burada ölçü ortalama ücrettir.
Hatta tüm kamu personel ücretinin ortalama ücrete endekslenmesi gerekir. Bu sayede herkes aynı gemide olarak tüm ülkenin kalkınmasına çalışır.
Maaşı garanti, işi garanti olan hangi çalışan kaygı duyar ve daha çok çalışır?
Yapısal yıkımlar maalesef ardı ardına hayatımıza giriyor ve biz bunu sadece seyrediyoruz.
Oysa Milletin efendisi köylüdür demişti Mustafa Kemal Atatürk.