Etiketi olan her şey
Çok pahalı. Parayla satılan her şey çok pahalı.
Mağazalardan, pazarlardan, marketlerden çığlıklar yükseliyor adeta. Ufak tepkiler, yüzü öne düşürmeler geçildi artık. Etkiketlere bakan insanların ilk tepkileri, tüm istatistiklerden daha çarpıcı.
Hem de ne çarpıcı. Tokat gibi. Yerden yere vuruyor. Fakirlik gözümüzün önünde korkunç bir hızla büyüyor.
Pervasızca büyüyor. Utanmadan, sıkılmadan, durmadan, yavaşlamadan büyüyor. Her gün evine ekmek götüremeyenlerin sayısı daha da artıyor. Uzun uzun anlatmak istemiyorum, fakirliğin acısını anlatmaya dilim varmıyor.
Her şey ateş pahası, etiketi olan her şey buharlaşıyor.
Medyanın ve siyasetin genel gündemi ise ucuzluğunu koruyor.
Bazı kanallarda her gün Ekrem İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu veya muhalefetin ortak adayı tartışılıyor. Aynı medya grubunun gazete köşelerinde de konular aynı elbette.
Sosyal medyada çok koyu bir şekilde süren kavgalar toplumun çoğunu ilgilendirmiyor. Valsmiş, zeybekmiş; yandan bakmış, önden bakmış... Sokaklar bunu o kadar da önemsemiyor.
Yine de kimliğe dayalı siyaset bir ölçüde tutuyor. “Vicdanlı” yazarlar köşelerine konu bulabiliyorlar böylece. Memleket açlıktan kırılırken bir kimlik tartışmasını allayıp pullayıp önümüze koyuyorlar. “Kimliğimize saldırılıyor” fikrinin fakirliği perdeleyeceğini sanıyorlar herhalde. Komik oluyorlar.
Siyaset, ekonomik krizi bu gürültü içinde yeterince tartışamıyor. Tartışmayı başlatması gereken taraf olan muhalefetse argümanlarını doğru yerden kuramıyor. Sütün, yağın, peynirin fiyatını konuşmak yerine merkez bankası rezervi gibi çok daha teknik konulara odaklanıyor. Bu teknik tartışma sokağa yeterince değmiyor.
Fakirlik yeterince gündem olmayınca çözüm de duyulmuyor. İktidar yeni adımlar atmak zorunda hissetmiyor. Fakirliği masaya yatırmıyor, çözüm aramıyor, imkanları zorlamıyor. “Devletin kasası boş” eleştirisine “Devletimiz çok güçlü” demekle yetiniyor.
Artık Merkez Bankası rezervini değil Mehmet Abi’nin cebini konuşmalıyız hep beraber. Çünkü o cebi ferahlatmanın tek yolu bu.
Ucuz gündemlerden, kısır tartışmalardan sıyrılıp marketteki yangını, kasadaki çığlığı duymamız şart. İnsanlar aç uyuyor, bunu konuşmak üzerimize borç.















abartmayın sayın yazar. herkes bir şekilde yaşıyor işte.
Yanıtla (0) (4)Hem o fakir dedikleriniz %90 itibariyle iktidar bloğunu destekleyip onaylıyor.
Abartmayın
Çok iyi yazı.
Yanıtla (1) (0)Her gün markette etiketlerin değiştirildiğine şahit oluyorum. Sürekli zam. Ve vatandaşın çaresiz bakışları. Çok yazık. Altta kalanın canı eziliyor böylelikle. Ekonomi ayakta deniliyor hani nerede ?
Yanıtla (1) (1)argümanlarınız gayet yerinde ama bu argümanları gündeme taşımak medyanın ve STO ların ve halkı temsil edenlerin sesiyle vasıtasıyla olur . bu nasıl olacak?
Yanıtla (0) (0)"Memleket açlıktan kırılıyor","insanlar aç uyuyor" gibi ifadeler aşırı abartılı.
Yanıtla (1) (14)Ülkemizde çöpe atılan gıda maddeleri
bir kaç Afrika ülkesini besler.Açlıktan kırılan bir ülke böyle mi olur?Sayın yazar böyle abartılı cümleler kuracağına gıda maddelerinin çöpe gitmemesi konusunda kafa yorsa daha iyi ederdi.Elbette fiyatı yüksek ürünler de var.Ama her seviyede gelire sahip kişilerin hayatını idame ettirmesini
sağlayacak ürün ve fiyat çeşitliliği de var memleketimizde.
Çok doğru bir yaklaşım önerisi..Benim karnım guruldarken bana ne merkez Bankası rezervinden!? Beni kendi rezervim ilgilendirir doğal olarak..Ama tâbi devletin ve dolayısıyla milletin parasının takibi de güçlü bir şekilde yapılmalıdır.
Yanıtla (3) (0)Ne kadar güzel dile getirmişsiniz şimdi Tele birde gördüm yazınızı. Verdiğiniz emeklere düşüncelerinize çok teşekkürler
Yanıtla (1) (1)