Rifkin Erdoğan’a danışman olsaydı...
CHP’nin cumartesi günü yeni vizyon belgesini açıkladığı “İkinci Yüzyıla Çağrı Buluşması” törenini televizyondan canlı olarak başından sonuna kadar pürdikkat izledim.
Şunu gönül rahatlığı ile söylemeliyim ki uzunca bir aradan sonra siyaset bana ilk kez heyecan verdi. Dünyada en çok alıntı yapılan 10 ekonomist arasında gösterilen iktisat profesörü Daron Acemoğlu’nu… Türkiye’nin en iyi Merkez Bankacılarından Prof. Dr. Hakan Kara’yı, ülkemizin saygın iktisatçılarından Prof. Dr. Refet Gürkaynak’ı,
IMF, OECD, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Danimarka Bilim ve Eğitim Bakanlığı’na danışmanlık hizmetleri vermiş, halen Dünya Bankası ve Chicago Federal Merkez Bankası’na danışmanlık yapan, birçok uluslararası ödülün sahibi, araştırmaları dünyanın önde gelen akademik ekonomi dergilerinde yayınlanmış, çalışmalarına OECD, Dünya Bankası ve IMF politika raporlarında atıflarda bulunulmuş Prof. Dr. Ufuk Akçiğit’i dinlerken içim umutla doldu.
Türkiye’de yoksulluk hakkında akla gelen isimlerden Hacer Foggo’nun konuşmasını ayakta alkışladım.
Kim ne derse desin… Sadece Almanya’nın önceki Başbakanı Merkel’in değil, birçok dünya liderinin başdanışmanlığını yapmış, Avrupa Birliği’nin küresel ekonomik kriz, enerji güvenliği ve iklim değişikliği üçlü sorununu ele alan ‘Üçüncü Sanayi Devrimi Uzun Vadeli Ekonomik Sürdürebilirlik’ planının baş mimarı olarak bilinen, fikirlerini bütün dünyaya kabul ettiren, eserleri dünya genelinde 35 dile çevrilen Jeremy Rifkin’in adı önemlidir…
Bu isimleri ikna etmek, bir masanın etrafına toplayıp vizyon belgesi hazırlatmak, danışman kadrosuna almak, CHP logosu altında konuşmaya, sunum yapmaya ikna etmek organizasyonun şahıdır.
Ve büyük bir başarıdır.
***
Siz iktidar kanadının Jeremy Rifkin için yaptıkları “Almanya’yı batıran adam” kara propagandalara bakmayın, Rifkin Lütfi Kırdar’da CHP’nin vizyon toplantısında değil de 28 Ekim 2022’de AK Parti’nin Ankara Arena’da düzenlediği “Türkiye Yüzyılı” programında konuşmuş olsaydı yerlere göklere sığdıramazlardı. İktidar medyası Rifkin’in özgeçmişini günlerce manşetlerinden duyururdu.
Daron Acemoğlu AK Parti’nin Türkiye Yüzyılı programında konuşsaydı iktidar kanadı yeri göğü inletirdi, davul zurna çaldırır, yedi cihana duyururdu. AK Partili siyasetçiler paylaşım üzerine paylaşım yapar, Daron Acemoğlu’nun nasıl da kıymetli bir ekonomist olduğunu anlatmak için sıraya girerdi. Röportaj üzerine röportaj verirlerdi.
***
Önümüzde iki örnek var, mukayesesini yapabileceğimiz.
İlki AK Parti’nin 28 Ekim 2022 tarihinde -çok değil hepi topu bir ay önce- açıkladığı “Türkiye Yüzyılı” Vizyon Belgesi…
İkincisi de önceki gün CHP’nin açıkladığı “2. Yüzyıla Çağrı Buluşması” vizyon belgesi…
İki programı mukayese etmek için uzun boylu araştırmalara gerek yok.
AK Parti’nin vizyon belgesinde kimler konuştu? Cumhurbaşkanı Erdoğan nasıl bir vizyon belgesi ortaya koydu?
Elle tutulur, gözle görülür, yarına umutla bakmamızı sağlayacak ne vardı o belgede?
O vizyon belgesini ülkemizdeki hangi saygın iktisatçılar övdüler, sahip çıktılar, başarılı buldular?
Kimler konuştu? AK Parti’nin Türkiye Yüzyılı vizyon belgesini kimler hazırladı?
Ankara Arena’da kimler konuştu?
Lütfi Kırdar Kongre Salonunda kimler konuştu?
Çok basit sorular bunlar.
***
Hadi 28 Ekim 2022 tarihini, Türkiye Yüzyılı programını geçelim, 3 Aralık Urfa’ya bakalım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin genel merkezindeki Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında CHP lideri Kılıçdaroğlu’na “3 Aralık’ta açıklama yapacakmış, vizyon belgesi açıklayacakmış. Ayın 3’ünde biz de Şanlıurfa’dayız, biz de oradan açıklamamızı yapacağız. Sen açıklamanı yaparken bizi de takip et. Bak bakalım Şanlıurfa’dan ses nasıl geliyor” diye meydan okumuştu.
Peki ne oldu Urfa’da?
Erdoğan ne söyledi?
Ortaya nasıl bir fotoğraf çıktı AK Parti ve Erdoğan açısından?
Erdoğan’a bakanlar kimi gördü yanında?
Kılıçdaroğlu’na bakanlar kimleri gördü?
Ben söyleyeyim size. AK Parti Urfa’da “artık yapacak bir şeyimiz kalmadı, yarına dair söyleyecek sözümüz de, bu ülkenin sorunlarını çözmeye yönelik politikalarımız da, gücümüz de, enerjimiz de yok” fotoğrafını verdi.
CHP de İstanbul’da “Bu ülkenin sorunlarını biz çözeriz, yapacak çok şeyimiz, söyleyecek çok sözümüz var” fotoğrafını verdi.
Gönül rahatlığı ile kendi adıma şunu ifade etmeliyim ki, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu “3 Aralık’ı bekleyin” çağrısının hakkını teslim etti, hayal kırıklığı yaşatmadı.
Toplantıyı başarılı buldum, ülkem adına, gelecek adına umutlandım.
***
Mesele asla parti meselesi değil. Lider meselesi de değil. Mesele, siyasi hayatımızda uzmanlığın, bilginin, liyakatin önem kazanması meselesi…
Bilginin, liyakatin, uzmanlığın değerini kabul ediyorsak bunu savunmalıyız, destek vermeliyiz, hangi parti olursa olsun.
AK Partililer de Erdoğan’ın parti kurarken ve iktidardaki ilk yıllarında etrafında olan ve birlikte çalıştığı politikacıların, bürokratların liyakatine bir bakmalı, bir de bugünkülere…
İktisatçıları karalamak yerine böyle bir mukayese yapmaları ülke için de partileri için de daha olmaz mı?