Bırakın SADAT için Meclis soruşturması açılsın
Konuştuğu her platformda, yaptığı her açıklamada “cumhurbaşkanlığına değil başbakanlığa aday” olduğunu söyleyen İYİ Parti lideri Meral Akşener 19 Mayıs Perşembe günü Samsun’dan “iktidara yürüyüşünün” startını şu sözlerle verdi:
“Kurtulan değil, kurtaran şehirde, 1919 ruhu ile buradayız. Birlikteyiz. O ilk adamının bize bağışladığı, bize yüklediği hem sorumluluğun, hem o güzelliğin bize ışık tuttuğu güzel anda bugün iktidar yürüyüşünü başlatıyoruz. En geç bir sene sonra 19 Mayıs ruhunu, bu memleketin bekçisi ve sahibi olan gençlerle birlikte yeniden hayata geçireceğiz. İyilik için yürüyoruz, cesaret için yürüyoruz. İktidar için yürüyoruz. Allah yardımcımız olsun.”
Yağışlı ve soğuk hava koşullarına rağmen çoğunluğu gençlerden oluşan kalabalık bir kitleye seslendi Akşener ve konuşması “Gençliğin umudu Meral Akşener”, “Başbakan Meral Akşener” sloganlarıyla kesildi.
Tütün İskelesi’nde toplanan kalabalık ile Cumhuriyet Meydanına kadar yürüdü. 10 bin simit dağıttı, gençlerle çay içti, sohbet yaptı, sorunlarını dinledi. Sayın Akşener’i katıldığı programları takip üzere az sayıdaki gazeteci meslektaşlarımla birlikte ben de Samsun’daydım.
Dönüş yolculuğunda kısa bir röportaj gerçekleştirdik. Mülakatı, açıklamalarını okumuşsunuzdur.
Vakit dar olduğu için geniş bir röportaj yapma ve sorularını açma imkanımız olmadı.
Sayın Akşener’in “Kemal Bey’in SADAT’ın önünde yaptığı açıklamadan sonra SADAT yetkilileri ne kadar şeffaf olduklarını anlatmaya çalışıyor. Peki sizin SADAT hakkındaki düşünceniz nedir, seçim güvenliğini tehdit edecek bir yapı olarak görüyor musunuz?” soruma verdiği yanıtta dikkatimi çeken hususla ilgili soruyu sonrasında yönelttim kendisine.
Bu soruya verdiği yanıtı okumuşsunuzdur. Ancak ben mevzu ve neyi merak ettiğim anlaşılsın diye önce soruma verdiği yanıtı özetle yeniden yazayım, şöyle demişti: “SADAT’la ilgili ilk olarak 2017 yılında bazı bilgiler ve fotoğraflar gelmişti bana, Konya’da, Tokatta insanların eğitildiğine dair görüntüler vardı. Ben hangi kuruma ait olacağı için o fotoğrafları almadım.. Ancak bu yapıya dikkat çekmek için de bu yapıyı ilan ettim, sorular sordum, deşifre ettim. Benimle ilgili suç duyurusunda bulundular. İfadeye gittim ve savcıya gördüğüm fotoğrafları anlattım..”
İYİ Parti lideri Akşener, 2 Ocak 2018 tarihinde Sözcü Gazetesinden Saygı Öztürk’e verdiği mülakatta SADAT kamplarını gündeme şöyle getirmişti, okuyalım:
“Son dönemlerde uzun namlulu silahlarla bazı kişilerin ortalıkta dolaştığını ve bu kişilerle ilgili çok önemli iddialar duyuyoruz. Örneğin Tokat ve Konya’da silahlı eğitim kampları bulunduğunu duyuyoruz, bu iddialar söyleniyor. Araştırılsın ve bize bilgi verilsin. Bunların seçim döneminde rol alacakları, istenmeyen sonuç çıkması halinde karışıklık yaratacakları yönünde yoğun söylentiler var. SADAT’çılar falanca örgütler sandık başlarını tutacaklarmış diye vatandaşa korku aşılıyorlar. Ben de diyorum ki korkmayın. İnanın SADAT da değer yapılar da benim için toz zerresidir.”
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Akşener’i bildiklerini anlatması için ifadeye davet etti.
Akşener’in bu açıklamasının ardından SADAT “SADAT’ın kamuoyu önünde ve iş çevrelerinde ve hatta devlet kademelerinde itibarlarının zedelendiği, Akşener’in yaptığı asılsız ve hakaret dolu açıklamaların haksız bir takım algıların oluşmasına sebebiyet verdiği” gerekçesiyle Akşener’e 50 bin Tl’lik manevi tazminat davası başvurusunda bulunmuş.
Akşener ifadesinde “Ben eski İçişleri Bakanı olduğum için zaman zaman devlet içerisinde görevli bürokratlar ve sivil kesimden bazı insanlar önemli gördükleri konuları benimle, iktidarda tanıdığım insanlara iletmek üzere paylaşırlar. Kamuda çalıştığı için ismini açıklayamayacağım birisi Tokat kırsalında sivil şahıslara silahlı eğitim verildiği iddiasıyla bana fotoğraflar gösterdi. Video kaydı yoktu. O fotoğrafların Tokat kırsalında sivillere silahlı eğitim verilen kamplara ait olduğunu belirtmişti. Fotoğrafları bana bırakmadan kendisi geri götürdü. Tokat ve Konya illerinde nerede, kimler tarafından ve kimlere silahlı eğitim verildiği konusunda somut bilgiye sahip değilim” demişti.
İşte Sayın Akşener’e SADAT’ın açtığı bu dava sonucunu sordum. Akşener, “mahkeme bizim lehimize hükmetti” diye cevap verdi. SADAT Akşener aleyhine açtığı manevi tazminat davasını kaybetmiş.
İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi 23 Aralık 2021 tarihli kararında Akşener’in sözlerini hakaret saymamış, tazminat gerektirmediğine hükmetmiş. Dolayısıyla mahkemenin iftira saymadığı, tazminat gerektirmediğine hükmettiği iddiaların ciddiyeti açıktır.
Böyle bir karar olmasaydı bile ‘paralel silahlı güç’ iddiasını hiçbir hukuk devleti ciddiye almazlık edemez.
Yargı bağımsızlığı konusunda ciddi kuşkular bulunan ülkemizde, bu son derece şaibeli konuyu aydınlatmanın yolu Meclis soruşturması, en azından Meclis araştırması açılmalıdır.
AK Parti ve MHP, CHP’nin “SADAT araştırılsın” önergesini reddetmemeliydi. Madem ki bu yapı şeffaf o halde bırakın Meclis araştırması açılsın. İktidar çoğunluğu neden gocunuyor, niye kabul oyu vermiyor. Neden Meclis’in soruşturmasının önünü açmıyorlar?