Bu devlet kimin?
Devletin mahiyeti üzerine sayısız kitaplar okudum yıllarca.
Devlet nasıl doğar, unsurları nelerdir, devlete itaat ne şekilde sağlanır, devletsiz bir toplum olabilir mi?
Hele biz Türkler için devlet meselesi… Zihin dünyamızın derinindedir devlet. Devlet-i ebed müddet, hayat memat meselesidir bizim için…
Yukarıdaki sorulara cevap arayan kitaplarla ve devlet meselesiyle iştigal etti zihnim.
Devleti kutsallaştıran ideolojileri, devleti yok sayan fikirleri öğrendim.
Devlet denen iradenin, nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalıştım.
Devletin yeniden üretilmesiydi, devlet üzerine yaptığımız tartışmalar bir anlamda.
Devleti anlamaya çalışmak, devlet denen iradeyi bir nevi kabul etmekti, zamanla bunu anladım.
Bir de şunu gördüm, her birimiz bir yerinden yapışmışız devlete, birimiz sırtında, birimiz belinde, birimiz kolunda, çekiştiriyoruz.
Devletle hemhal olmuşuz. Hayatımızın merkezine oturtmuşuz devleti, en değerli meslek olarak seçmişiz kâtiplik yapmayı.
Memur olmak, devlet kapısında iş bulmak, evlilik kurumu için bile en önemli referans halini almış.
Mesleksiz bir toplum oluşumuzun temelinde yatan da belki bu.
“Devleti yönetmek,” “devleti ele geçirmek,” “devleti kurtarmak” kavramları her Türk’ün kafasında.
Her Türk’ün kafasında bunlar var yüzyıllardır... Bunlara kafa yoruyoruz daha çok.
Batı’da genel çerçeve şöyle: Batılı devletlerin mensupları yönetim meselesini siyasal elitlerine bırakmışlar. Daha çok onlar kafa yoruyor devleti yönetme meselesine. Siyaset zenginlerin yaptığı bir uğraş. İnsanlar siyasetle uğraştıkları için zengin olmuyorlar Batı’da, zengin oldukları için siyasetle uğraşıyorlar. Devlet bir zenginleşme aracı olarak algılanmadığı gibi bir rant paylaşım kurumu olarak da görülmüyor.
Serveti dağıtan devlet değil; serveti toplumsal sınıflar üretmiş ve bu servetin paylaşımı üzerine sınıflar mücadele etmiş yüzyıllarca.
Biz Türklerin kafasında devletin sahibinin bulunmadığı, sahipsiz olduğu için de yüzyıllardır Batı karsısında mağlup olduğumuz düşüncesi hâkim.
Türk insanının kafasında olan bu düşünce kıvrımlarına sürekli baskı yapan bu psikoloji belki de devleti yönetilemez bir hale getirdi.
Devleti anlamaya çalışmıyorum artık. Devleti anlamaya çalışmanın altındaki hin düşünceyi biliyorum.
Mutlu pazarlar.















-16 büyük devlet kurmuşuz hep öncekinin tecrübesi üzerine.
Yanıtla (4) (0)- Devletler canlı gibi doğar büyür ölür.
- Amma devletsiz olmayacağından yine yeniden daha tecrübelice kurulur.
- Anadolu devletler mezarlığıdır da: Hitit Frig Lidya Yunan Roma A. Selçuklu Osmanlı…
- Yine yeni bir gerçeklik üzerine kurulmazsa TC de yıkılabilir hatta düşmanların istediği gibi Asya’ ya da sürülebiliriz.
- Devlet milletin aracı organizması, millet devletin amacı ve ruhu beynidir.
Devletler akıl ile yonetilmezse adalet ile hareket etmez ise yıkılır. Bir insan gibi ölmek zorunda değil. Önemli olan devlet yıkıp yeni kurmak değil. Devleti yaşanabilir daimi tutmak. Yıkılan devletler koleksiyonu ile övünmek sacma
Yanıtla (9) (0)16 kere devlet kurmak, 15 kere başarısız olunduğu anlamına gelir.
Yanıtla (8) (1)Şerocan Atsız'ı okumuşsun galiba. Atsız Türk tarihinde iki devlet olduğuna inanır. Doğu devleti ve batı devleti. Yıkılanlar hanedanlardır. Devlet devam eder manasına bir şeyler söyler Atsız. Bakıp doğrusunu yazmak istedim amam Türk Tarihinde Meseleler kitabını bulamadım. İlgilenirsen bak. Keşif senin değil, sahibini tanı dedim. Slamlar
Yanıtla (0) (0)Yazar orta yere bir top atmış, artık hangi yöne giderse!
Yanıtla (6) (1)Bir millet varsa onun başında da bir devlet vardır yani devlet millet içindir ama bizde bu tam tersidir , millet devlet içindir!
Bu yüzden devleti ali vatandaşını kendi kulu kölesi olarak görür, onun hakkını hukukunu pek düşünmez , bu zihniyet de bize Osmanlı'dan miras kaldı!
Bendeniz 7 sene yatılıda okudum , 31 sene de devlete hizmet ettim ama hiç bir devlet dairesinde de asla insanca muamele görmedim!
Boş beleş ortadoğu demogojisi. Yumurta tavuk zirvasindsn hallice. Ama yine de zırva.
Yanıtla (0) (3)Devletin..: derin devletin, militaristlerin, irkcilarin, din tuccarlarinin, sagcilarin, somuruculerin, sahte laikci firildaklarin, medyadaki her seyi bilenlerin, ozetle... demokrasi karsitlarinin !! elinde ve kontrolunde olmasi ihtimali, sizce ne kadardir ?
Yanıtla (5) (0)artık devletin sahibi senin zihniyetin
Yanıtla (9) (2)neden bunca yıldır haksızlıklar karşısında bu boş yazılar
ama biz biliyoruz görüyoruz ve hatırlıyoruz
çocuklarımıza sizi ve çılgın adaletsizliğinizi anlatacağız
siz de resmi yalan tarihinizi
Bu da çok acayip biri. Adam amansız İran düşmanıydı bir ara sonra iktidarcı oldu sonra ne bileyim işte acayip.
Yanıtla (1) (2)Çılgın adaletsizliğiniz, resmi yalan tarihiniz vs. Büyük laflar ! Muhalefette iken demokrasi-insan hakları. İktidara gelince ye babam ye. Bunun istisnası hemen hemen yok. İnsan dediğin budur. Esfelisafilinde. Kendisi haklı, karşısındaki haksız. Makamla-parayla sınanmaya görsün, yapmayacağı kötülük, haksızlık yoktur...
Yanıtla (3) (1)Sayın yazar yazıda hiçte devleti anlatan veya anlamışlikla ilgili bir cümleye rastlamadım, kusura bakmayın
Yanıtla (2) (0)Devlet reisin ve onun adamlarının.
Yanıtla (2) (0)Devlet geniş toplumsal kesimleri ezmek hizaya getirmek için onu ele geçirenlerin kullandığı araç.kim ele gecirdiyse Ali kıran baş kesen oluyor.
Yanıtla (3) (0)Barış zamanı zenginlerin; savaş zamanı fakirlerin.
Yanıtla (10) (0)