Cumhurbaşkanına: Sokak hayvanları adına…
Sokak hayvanlarının olmadığı bir Türkiye neye benzer?
Onlarla birlikte yaşamayı, onlarla kurulan ilişkiyi açıkçası çok az şeye değişirim. Bahar ve yaz günlerim Burgazada’da geçer. Kış gelince, İstanbul’a geçer, en çok Burgazada’daki sokak kedilerimi özlerim. Bilirim ki, onlar da beni bekler.
Alacaklı olan onlardır. Bana öğrettikleri, hissettirdikleri, onlara verdiğimden çok daha fazladır.
Benim gibi yüzler, binler var. Burgazada’daki en anlamlı sivil dayanışma gruplarından birisi Burgazada Sokak Hayvanları Koruyucuları’dır örneğin. Akülü araçların, çöp kamyonlarının çarptığı hayvanlara koşarlar, kedi, köpek barınakları yapar, kış aylarında onları besler, tedavi eder, okşarlar.
Bir de başka tür bir insan vardır. Hayvanlara eziyeti reva gören, onları hastalıklı kişiliklerinin parçası kılan insanlar… Bu “tür”, hayvanlara eziyet eder. 1998 yılında İskenderun’da bir çöp kamyonunun arkasına bilerek sıkıştırılan, preslenerek öldürülen sokak köpeğinin görüntülerini hiç unutulur mu? Bu “tür”, köpeklere daha yavruyken acı ve korku zerkederek, travmalara sürükleyerek onları saldırganlaştırır, “erkekliğini” ikame eder, döğüş köpeğine dönüştürür, dövüştürür.
Gaziantep’te küçük güzel Asiye’nin başına gelenlerin sorumlusu köpekleri çıldırtan insanlardır.
Tedbir bu insanlara getirilmelidir.
Çözemediğimiz her sorunu, adalardaki atlar örneğinde olduğu gibi, yok ederek, yol almanın anlamı olabilir mi?
Cumhurbaşkanı Asiye olayından sonra başı boş sokak hayvanlar barınaklara gönderilmeli dedi ve Çevre Bakanlığı hemen harekete geçip bir genelge yayınladı. Kötü kullanıma açık, tüm sokak hayvanlarını tehdit eden bir genelge bu.
Hayvan barınakları istisnalar dışında yalnız, mutsuz hayvan toplama kamplarıdır.
Toplama kampı deyince…
Tarihçi Murat Bardakçı’nın Türkiye’deki köpek soykırımları üzerine bundan 23 yıl önce kaleme aldığı bir yazını okuyalım birlikte:
“İstanbul köpekleri ilk toplu sürgünlerinden birini 19. yüzyılın ilk çeyreğinde, İkinci Mahmud zamanında yaşadı. Hükümdar İstanbul’da ne kadar köpek varsa yakalanıp (Sivri) adaya gönderilmesini buyurdu (…) 1910’a gelindi ve ‘‘köpek meselesi’’ni çözmeye bu defa da İstanbul ‘‘Şehremini’’, yani Belediye Başkanı Suphi Bey soyundu: Haziran başında İstanbul’daki bütün köpeklerin yeniden Hayırsızada’ya yollanmasını emretti. Hayırsızada sadece kayaydı, dikili tek bir ağaç bile yoktu ve 80 bin köpeğin feryadı söylendiğine göre geceleri İstanbul’dan bile işitilir olmuştu (...) 1910 Haziran’ında Hayırsızada’ya gönderdiğimiz 80 bin köpek birbirini yiyerek can verdi.”
Bardakçı, Pierre Loti’den de alıntı yapıyor:
“Hiçbir Türk, Hilâl’e uğursuzluk getireceği söylenen bu onur kırıcı görevi üstlenmek istemedi. Bu yüzden serseriler, işsiz güçsüzler ve haydutlar görevlendirildi. Bunlar işlerini demir kıskaçlarla yapıyorlar, zavallı kurbanlarını boyunlarından, ayaklarından ya da kuyruklarından yakalıyorlar ve onları rastgele kan-revan içinde Hayırsızada’ya götürecek olan mavnalara atıyorlardı”
1912’de ise belediye başkanı olan Cemil Topuzlu’dadır sıra : ‘‘Belediye başkanlığına tâyinim sırasında 30 bine yakın köpek buldum. Bunları yavaş yavaş imha ettirdim ...”
Halk Balkan savaşı ve sonucunun bu kırımların uğursuzluğu olduğuna inanırdı.
Bugünün yöneticileri bu örneklerden olmayı istemezler herhalde.
Islah edilmesi gereken önce insandır, insan zihnidir.
Bundan bir süre önce bir başına toplu taşıma araçlarıyla seyahat edip İstanbul’un simgesi haline gelen, ve bir “alçağın” dışkı hilesiyle barınağa gönderilen Boji’yi hatırlayın…
Bu alçakların sayısı mı artsın?
Bu ülke, sokak hayvanlarıyla bizim, öyle güzel…
Sokak hayvanları herkesin arkadaşları, bizim, kağıt toplayıcıların, evsizlerin…















Galiba toplumdaki pek çok arıza dünyayı saran bireyselleşme modasından kaynaklanıyor.
Yanıtla (2) (2)Birey olmak ve bireyselleşme aynı şeyler mi?
Yanıtla (0) (1)Türkçe; kelime kelime, ek ek sel olmuş akıyor. Maşallah!
Allah cc, beğenmiş yaratmış , bu Dünya yalnız insanların değil ,bu gün her yerde domuz popülasyonu çok arttı tarım alanlarına zarar veriyor , orman veya tarım bakanlığı her bölgeye domuz Avcı birliği kurup , avlayıp Avrupa’ya organik domuz eti satmalı , ki popülasyon sayısı azalsın , çok zarar veriyor , evcil hayvanlar insanlar kadar zarar vermiyor , her gün bir kadın öldürülüyor ,
Yanıtla (2) (0)Evet, korktuğum işte buydu. Yazının sonundaki okur yorumları, durumu özetliyor: Laik, üst sınıf, muhalif KARAR okuyucuları; yiyin birbirinizi; iktidar kazansın, güçlenerek işine devam etsin. İktidar en uygun zamanda, en uygun şekilde fitili ateşledi. Kimse mani olamaz, zafer O'nundur.
Yanıtla (1) (0)Böyle fantastik yazılara değil, dört başı mamur çözümlere ihtiyacımız var. Yüzyıllar geçmiş, hayirsizadadan başka çözüm bulamıyor muyuz hala?
Yanıtla (1) (1)Kırk katır ile kırk satır beyninde şapşal olmaya mahkum muyuz hep?
Avrupa'da ve ABD'de neden başıboş köpek yok? Sokaklarda başıboş hayvan, hele ki köpek gibi saldırgan ve hayati tehlike oluşturabilecek canlıların 20-30 kişilik çeteler oluşturarak dolaşmasını normal mi ? Maalesef bu konuda bir akıl tutulması yaşıyoruz 'Can dostlarımız' edebiyatı her hafta bir çocuğumuzun canına mal oluyor. Belediye bu çakma hayvanseverler yüzünden önlem de alamıyor.
Yanıtla (8) (8)sen hiç bir köpeğin başını okşadın mı bir kediyi okşayıp onun mırmırını duydunmu.önlerine bir kap su bir kap mama koydun mu.
Yanıtla (6) (5)merhamet silinmiş kalbinizden buz çölünde yol alıyorsunuz.
o canları sevenlerede çakma lakabını takıyorsun.
esas senin gibiler çakma yaşan formudur.
her hafta bir çocuk ölüyormuş.hem çakma hem de yalancı.
Okşatmıyorlar ki...
Yanıtla (1) (0)Öyle bir hırlıyorlar ki..
Hayvanseverlik hisleri yusuf yusuf demeye başlıyor. Sabah namazına doğru mahmur mahmur girdik istanbula. Çocuklar arabada uyuyor. Köpek çetesi arabaya saldırdı, kaportaya diş tırnak geçirmeye çalışıyorlar. Gürültüye uyandı çocuklar panik içinde...
Allahtan arabadaydik...
Sizin gibiler hayvansever değil, köpekseverdir. Kedilerden bahsetmişsin ama senin sevimli(!) köpeklerin kedi mi bıraktı. Kediyi içgüdüsel olarak gördüğü yerde öldürüyorlar. Asıl sorun aslında köpekler değil, köpeği tüm insan dahil tüm canlılardan üstün gören sizin gibi çakma hayvanseverlerdir
Yanıtla (3) (2)Sn yazar isyerimizin önünde ve civarda başıboş köpekler oluyor tabiki buraya gelen serçe ve benzeri kuşlarda ve gördüğümüz köpeklerin kuşları bogazlayip öldürmesi ve yemiyorda hatta bir çok kedi de var .bu konuyu gündeme getirdik kamera kayıtları ile lakin hayvanseverlerde ve ortamda gerginlik oluştu sonuç olarak kuşlar hayvan haklarından yararlanamadı ..kopekseverlerin bence insanlara oluşan bir antipati duygusu mantığın önünde oluyor
Yanıtla (5) (1)Makul ve akılcı seviyede bir pozisyon almak yerine her zaman abartı ve gösterişe yönelme maalesef az-çok okumuş yazmış kesimin bizdeki karekteristik özelliği. Bu yakın çevremizde de sıklıkla gördüğümüz bir durum. Hayvan sevgisi, çevre hassasiyeti gibi konular abartılar ve “yaygara” ile anlamından saptırılır ve antipati uyandırır. Ancak hatırlanacağı üzere böyle “entellektüel öforiler” sonra büyük sıkıntılar yaratıyor.
Yanıtla (5) (2)Çok iyi tasvir ettiğiniz bu karaktere lumpen desek uyarmı?
Yanıtla (3) (1)Ali Bey bu meseleyi romantize etmek, işin edebiyatını yapmak güzel fakat bir de işin gerçek boyutu var. Kenar mahallelerde insanlar akşam dışarı çıkamıyor, çocuklar parklara gidemiyor. Köylerde sürüler, kümes hayvanları telef ediliyor. Sokaklarda kedi kalmadı. Bugün Türkiye'de de 10 milyon başıboş köpek var. Hızla ürüyorlar ve sayıları 5 yıla 50 milyonu bulacağı tahmin ediliyor. Bu olduğu takdirde hiçbir çocuk, yaşlı sokağa çıkamayaca hale gelecek. İşler bu noktaya mutlaka gelecek, ne yapacağı
Yanıtla (4) (0)Sokak hayvanı diyeceğinize köpek deyin...Çünkü mesele köpek üzerinden dönüyor.. Kopek kodlu bir sosyal mühendislik faaliyet. Bu faaliyete kendini kaptıranların ortak özelliği ise insan nefreti ve insanı suçlamak. "İnsan nefreti" daha sonra birileri tarafından kullanılmak üzere biriktiriliyor.. Böyle birisi şoyle diyebiliyor : kopek birini ısırdıysa sebebi o kişinin o kopek hakkında kötü düşüncesi olmasıdır....Bir diğeri "bu köpek var ya senden daha değerlidir.." vs. Ne oluyor böyle.....
Yanıtla (5) (2)Cebinde kuru mama ile dolaşıp bir köpek gördüğünde etraftakilerin duyarsızlığına homurdanarak ve bunu duyurarak o anda köpeğe mama verip biraz kendi vicdanını rahatlatarak toplumda ayrı bir stadu ve kalkan yaratmak kendisi için onure bir duygu velhasil toplumsal diğer olaylardan kendini tamamen soyutlayarak örneğin organ nakli bekleyen bir çocuğun çocuklarin acısını ömür boyu bilmeyerek yaşaması gibi ..belkide etraftaki insanlara homurdanabilmenin en kolay yolu köpeğe mama vermek
Yanıtla (6) (1)Sorunu, bir bütün halinde ele alarak sorun haline getirmezseniz çözümü de sorun oluyor.
Yanıtla (6) (1)Sizin çözümlemeler hep yarım yamalak.
Paris’te de var mıydı, oradaki gibi sokaklarda sürüler halinde yaşayan köpekler?
Bir ilçede oturuyorum, yazın turistleri yerel sakinlerinden çok; bir tane bile rastlamadım sokakta sahipsiz dolaşan kediye köpeğe.
Yerli, yabancı hiç kimse sokağa evcil hayvan bırakamıyor; bırakana lazım gelen ceza derhal veriliyor.
İnsan her zaman hayvandan önemlidir. Sokaklarda köpek dehşeti yaşanıyor. Çocukları dışarı çıkaramıyoruz.. Birkaç köpekkutsayıcı yüzünden onlarca çocuk can verdi. Yılda yüzbinlerce kişi köpek saldırısına uğruyor. Bırakın artık bu hikayeleri. Sokaklar hayvanlar için değil insanlar içindir. İnsana zararı varsa da uyutulur gider!. Hiçbir Avrupa ülkesinde sokaklarda süsü sürü köpek olmaz. Barınağa alınır, sahiplenen olmaz ise uyutulur. Bu köpektaparlara bakın, ortak özellikleri insan sevmemeleridir.
Yanıtla (6) (8)Sahibinin yanında koskoca bir ırk köpek sana hirliyorsa alacağın cevap bellidir ..yahu kimseye hirlamaz saldirmaz size niye yapıyor anlamadım der yani sizde bir sorun var anlamında ve orada bulunanlar da size tuhaf bakmaya başlar ve yapmanız gereken yaşadığıniz korku ile oradan ayrılmak ve tekrar bu fobi ile tedirgin dolaşmak olur ortaçağ zulümü gibi
Yanıtla (4) (2)İlahi yazar! Hayvan davranışı, doğal davranıştır, eğitimi insan eliyle olur. Hayvan hakları bile insan eliyle gelişen bir şey... İnsanın da vahşi, barbar dönemi oldu. Her işte olduğu gibi burada da bir denge unsuru var. Başında da üreme sorunu ve sayı dengesini sağlayabilmek gelir. Yönetilebilirliği ise belediye ve sivil toplum kuruluşlarınca sağlanabilir. Aklı evvel Bakanlığın yönetmeliğinin hükmü 15 gündür. Zaten CB de siyaseten yapıyor.
Yanıtla (2) (0)Hayvanlar meselesi önemli. Kendi içinde çözüm bulmak gerekir. Ama her nereden bir karşı grup oluştururuz ya da herhangi bir olaydan hemen bir toplumsal gruba yükleniriz yaklaşımı ile hareket etmek(beyaz türkler örneğinde olduğu gibi) meseleyi farklı boyutlara taşıyor.
Yanıtla (3) (0)İnsani olan Allah'ın ona verdiği iradeyi kullanandır. Elbetteki pitbull köpeği sokakta münferit dolaştırılacak bir hayvan değildir ama bahse konu imhalar da yanlıştır. Her canlı ekolojisi içinde yaşamalıdır. Hata şurada alıp bakım yapıp baktıktan sonra sokakta salıvermektir. Köylerde kasabalarda bir görev ifa eden köpek ve kedi şehirde insan yanlızlığına yoldaş oluyor. Şehir ekosisteminde tam oturmuyor. Her canlı Allah'ın bir emanetidir
Yanıtla (1) (0)ali bey,çok güzel dokunuşlar yapmışssınızkaleminize sağlık.ben bir ekleme yapmak istiyorum müsadenizle:bu sorunun çözülmesini istemeyen aslında yerel yönetimler ve hükümetlerdir.deve kuşu gibi yıllardır başını toprağa gömerek sorunu görmezden geldiler.sorunu görmeyince de sorun yok zannettiler
Yanıtla (1) (4)Tam bir aymazlık,rezalet,ben yaptım,oldu bitti anlayışı.Sahipli köpek saldırıyor,sorumlusu bizlerin yıllardır tedavisi,mamasi için emek verdiğimiz hayvanlar oluyor.Yasalari da uygulanmayan kendileri.Sahipli zenginin köpeği yüzünden,bizim sokaktaki garibanlar neden gidecekmiş ölüm kamplarına.Hiç bir can diğerine üstün değildir..Aklıni kullanmayan kibirli ve hırslı insan hiç de üstün değildir..Hadi akıldan vazgeçtim,merhametini yitiren herseyini kaybetmiştir.
Yanıtla (2) (3)“Bir milletin büyüklüğü ve ahlaki gelişimi, hayvanlara olan davranış biçimi ile değerlendirilir.”
Yanıtla (5) (0)(Mahatma Gandi)
Ben yazlık bölgede yaşayan biri olarak problem büyük ..birincisi mahallede kedi kalmadı Direkt saldırıp kediyi öldürüyor doğası gereği .. yürüyüş yapmak haram nereden çıkacağı belli olmayan sahipli yada sahipsiz köpek ..bisiklet sürmek kabus aradan birden çıkan köpek sizi düşürebiliyor ..dağda gezelim desek zengin birinin yaptığı büyük bir evden çıkan kocaman ırk köpeklerden ödümüz koparak kaçıyoruz ..koşarken site sakinleri size gülüyor acı olanda bu
Yanıtla (3) (0)Peki bize saldıran köpeklere kim dur diyecek? Buna da bir çözüm üretseniz iyi olurdu. Sayın Cumhurbaşkanının çözümü gayet insani ve değerli, sizin niçin bir alternatifiniz yok?
Yanıtla (4) (0)Sonuç: köpekler çoğalsın, insanları yemeye devam etsin. Köpekleri insanlardan daha çok sevdiğiniz, bir çözüm getirmediğiniz gibi her çözüme de engel olmaya odaklandığınız için hep kaybettiniz. Kaybedin, beter olun, bunda bir sorun yok ama sizin yüzünüzden biz de köylü zorbaların altında inliyoruz.
Yanıtla (6) (11)Çoğu sokak hayvanlarıyla birlikte yaşanamaz. Dünyada yok böyle bir şey. Ya saldırabilir ya da hastalık bulastırabilir. Batı'da sokakta başıboş dolaşan hayvan genellikle göremezsiniz. Şehirde yaşayan kuşların bile özel veterineri ve bakıcıları var. Hasta sokak kuşlarını veterinere gotürseniz masrafları devlet karşılar, kuşlara düzenli yem verilir yuva yapılır.Fakat sincaplar ve tavşanlar parklarda, insana zarar verecek durumda değiller. Ülkemizde özellikle sokak köpekleri tehlike arz ediyorlar.
Yanıtla (9) (6)Hindistan'da sokaklarda inekler nasıl kutsal hayvanlarsa Türkiye'de de köpekler kutsal bir statü kazanmış vaziyette. Sokak köpekleri zaman geçtikçe gittikçe büyüyen bir problem olma yolunda. Sokak köpeklerini tek tek yakalayıp kısırlaştırma tek başına bir çözüm olmaz, çünkü kısırlaştırılamayan az sayıda köpek kısa zamanda eski sayıya ulaşacaktır. Artık köpekler nedeniyle sokaklarda rahat yürüme imkanı kalmadı. Avrupa ülkelerinde sokaklarda köpek olmadığını görelim. Köpekler evde bakılsın.
Yanıtla (14) (3)kedilerde sorun yok. ama köpekler... ıssız yerlerden ve gece geçer iken ciddi bir tehlikeler. televizyonda izledik. bir köpek sürüsü bisiklet ile geçen küçük çocuğa saldırdı. korkan çocuk şaşalayıp kaldırımdan caddeye girdi, ezilerek öldü. bizi korkutuyor, tedirgin ediyorlar, çocuklar için dehşet olabiliyorlar. destek olanlar sahiplensin ve sahip olsun, kurumsal kapasite ve öncelikliklere göre değerlendirilsin. ama her halükarda sokaklardan temizlensin.
Yanıtla (11) (3)