İlk torunu Akif sonuncusu Asım

Sümeyye-Selçuk Bayraktar çifti, ikinci evlatlarına kavuştu.

Asım Özdemir, koymuşlar adını.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hastanede ziyaret edip ismini kulağına okumuş.

Allah bağışlasın, Erdoğan'ın dokuzuncu torunu. İlkinin adı Akif'ti, sonuncusu Asım. Abdülhamid henüz yok.

Erdoğan'ın, milli şairimiz Mehmet Akif'e düşkünlüğü malum. En sevdiği, Asım şiiridir. Dizelerini sık tekrarlar. "Asım'ın nesli", "zulmü sevemem, zalimi alkışlayamam" ifadelerinden hatırlarsınız.

Cumhurbaşkanı'nın, Sultan Abdülhamid'e de ayrı bir düşkünlüğü var. Akif'e hayranlığından aşağı kalmaz. Ama Hamid, Abdülhamid isimleri bir torununa verilmiş değil.

Akif'le Abdülhamid'i yüzyıl sonra bile barıştırma, bir araya getirme zorluğundan mı? Bilmiyoruz.

Belki Akif ve Asım sevgisi ağır bastı, belki de hiç alâkası yok. Üstüne düşünülmüş de Abdülhamid'e tercih edilerek seçilmiş olduğunu sanmıyorum.

Ses, çağrışım, mana ve mesaj bakımından Akif ve Asım isimleri daha öne çıkmış olsa gerek.

Yine de Akifçilikle Abdülhamidçilik bir arada yürümeyeceği için, birinden vazgeçildiğine yormak hoşuma gidiyor.

İkisi birden sevilemez mi, seven çıkıyor.

Fakat bir kalbe ve anlayışa sığdırılamayacaklarını, ikisinin de hatırasına haksızlık olacağını düşünüyorum.

Abdülhamid, Akif’in Safahat’ında iyi anılmaz. En ağır yerildiği şiirlerse İstibdad ve Asım şiirleridir.

Akif; ‘zulmü sevecek, zalimi alkışlayacak’, ‘adam sen de’ deyip gaddarlığa aldırmayacak, baskıya seyirci kalacak biri değildir. Her haksızlığa aldırır.

Sultan'a da bu yüzden karşıydı. Asım şiirindeki yergisi şiddetlidir.

Zalim, Yıldız’daki baykuş, kadınlar gibi kafesler arkasına saklanan, cuma selamlığında bile halka karışmaktan korkan, ödlek, saraydan dışarı çıkamayan ve benzeri sıfatlar kullanır.

BENİM ADIM DA ABDÜLHAMİDÇİ DEĞİL

Abdülhamid Han’ı ‘cennetmekân ulu hakan’ sayan Akif hayranları, asılsız rivayetlere sığınıyor.

Güya Akif, Sultan Hamid'in değerini sonradan anlamış. Ve ‘kadrini bilemedik’, ‘arar olduk eski semerciyi, rahmetlininki semer değil devletmiş’ göndermelerinin geçtiği dizelerle nedamet getirmiş.

Yakın dostu Süleyman Nazif’in "hasret olduk eski istibdada biz" nakaratlı Sultan Hamid’e Şarkı'sı da yaşadıkları derin pişmanlığa delil gösteriliyor.

Peki Akif gibi düşmanları, İttihat ve Terakki’nin bin beter zorbalıklarını, despotluklarını gördükten sonra Abdülhamid'e rahmet okudu mu gerçekten?

Kalem arkadaşı ve kabir komşusu Süleyman Nazif, Mehmed Akif adlı kitabında hiç de öyle demiyor.

İstibdad şiirini kritik ederken ‘Abdülhamid dönemini arar oldukları’na dair bir cümlenin altına şu notu düşmüş:

“Bu satırlar Mütareke’nin karanlık günlerinde yazıldı. Düşman askerlerinin çizmesi, tabiatıyla bize Kızıl Sultan’ın tüfekçilerinden daha ağır, daha haysiyet kırıcı gelmişti. Hakikatte bu izmihlali, o istibdat hazırlamış ve doğurmuştu. Fakat biz o sıralar bunu (başa gelenlerde Abdülhamid'in payını) düşünemeyecek kadar perişan ve ümitsiz bir durumdaydık.”

Yani İttihat ve Terakki döneminin daha kötü çıkması; Abdülhamid döneminin iyiliğini, karşıtlarının bin pişman olup mumla aradığını, çok özlediklerini filan doğrulamıyor.

İttihat nefretinden söyleniyorlar, Abdülhamid sevgisinden ya da övgüsünden değil. Hakkında yanıldıklarını, çok haksızlık ettiklerini anladıklarından hiç değil.

Asım; uysal koyun gibi zulme boyun eğmez, hakkı tutup kaldırır, doğruluktan şaşmaz, ahlâk ve şahsiyetini dünya menfaatine değişmez. Akif'in örnek gösterdiği bir vatan evladıdır.

Süleyman Nazif'e göre Asım; gelecek asırlara bir heyecan selamı, bir mucize şiir.

Benim adım da babamın Mehmet Akif hayranlığından gelir. En sevdiği tarafı, şiirlerini yaşamış bir şair olması.

Asım Özdemir'in doğumunu kutluyor, ismiyle müsemmâ hayırlı bir ömür yaşamasını diliyorum.

BALIK VE HAFIZA GÜNÜ

Geçen cumartesi, benim için balık ve hafıza günüydü.

Yolum, önce İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'ne düştü. Taviloğlu Koleksiyonu sergileniyordu.

Yarısı Gümüş, Yarısı Köpük adıyla İstanbul balıkları, balıkçıları ve tekneleri üzerine. 77 eserlik bir resim ve enstalasyon sergisi.

Mustafa Taviloğlu, hazır giyim ve dekorasyon mağazaları Mudo'nun kurucusu. Medyatik bir sanatsever ve koleksiyoner. Öyle olunca sergi davetine de iş, sanat ve sosyete yani kibarlar âleminin önde gelenleri katılmıştı.

Rahmi Koç, Aydın Doğan, Bedrettin Dalan, Hamdi Akın, Mehmet Ali Yalçındağ ve Murat Çeçen'den usta sanatçı Ahmet Güneştekin'le Salih-Nursuna Memecan çifti, Sedef Orman, Ertuğrul Özkök, Ali Güreli ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Handan İnci Elçi'ye... Pek çok tanınmış sanat dostu oradaydı.

Taviloğlu, 50 yıldır eser topluyor. 2 bin 500 parça arasından bir seçkiydi. 20 Şubat'a kadar açık.

Balığa gitmişken sonraki hafıza durağıma da mutlaka uğrayın.

Galataport'un vitrin yerinde Ahmet Güneştekin'in devasa bir enstalasyonu yükseliyor. Adı, İsimlerin Şehri İstanbul.

Şehrin hafızasından silinen isimlerle örülmüş, daire formunda bir Güneştekin klasiği.

Güneştekin, etraftaki meydan taşlarına da şehirde basılan eski madeni paralardan bronz plakalar gömmüş.

Galataport'un simgesi, alâmet-i farikası şimdiden. İstanbul'unsa hafızası.

Ben şanslıydım, Ahmet Güneştekin'le gezdim.

Siz de gidip İstanbullu gözüyle ikisini mutlaka görmelisiniz, turist gözleriyle kalmasın.

basliksiz-2n.jpg

basliksiz-1v.jpg

YORUMLAR (59)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
59 Yorum
  • Ali Efe / 11 Ocak 2024 11:06

    Bir tek şeyi anlasam ben de biat edeceğim ama olmuyor. Azcık İnternete baktım, Osmanlı'nın zaferler kazanmış imparatorluk olmasına neden olmuş padişahlar değil de neden II. Abdülhamit bukadar değerlidir ?
    Osmanlıyı sevmek ise çok başarılı olandan başlamak gerekmez mi ? İstanbul u ele geçiren değil de Yıldız Sarayı ve parkından çıkamayan padişaha bu kadar övgü düzülür ?
    Belki de idam edildiği için diyeceğim ???? ama Genç Osmanın akıllara durgunluk veren katliamı vardır.

    Yanıtla (7) (2)
  • fikri hür / 11 Ocak 2024 17:01

    İdam edilmedi ki...

    Yanıtla (4) (0)
  • Ali Efe / 11 Ocak 2024 23:17

    Başkanımız öyle dedi. Ben onun yalancısıyım.

    Yanıtla (1) (0)
  • tarlabaşılı / 11 Ocak 2024 22:01

    ulu hakan, yiğit kağan, marangoz hamit, cennet-ül mekan, ahret-i iman, yedi düvel galibi, denizler hakimi, berlin panteri, mavi gözlü dev, tanrının kırbacı, ikinci adam, kıbrıs fatihi, son halife, tanrının gölgesi, tefeşle kayyuş. yok, tefeşle kayyuş olmadı..

    Yanıtla (1) (0)
  • Ahmed 61 / 11 Ocak 2024 14:22

    Ulu Hakan'dan sonraki durumu değerlendiremeyenler(felaket)Ulu hakanımızı nasıl anlasın?

    Yanıtla (4) (9)
  • Hulk'ın sesi / 11 Ocak 2024 17:08

    Rusya'dan korkusundan kendi askerlerini idam ettiren, darbe korkusundan donanmayı çürüten Ulu (!) Hakan!

    Yanıtla (6) (5)
  • M.D. Edep..Edep.. / 11 Ocak 2024 17:18

    Ya arkadaş siz bu ululuk, kutsallık vb. yakıştırmaları ne de özensiz ve dikkatsiz kullanıyorsunuz.. Bu kardeşimizin ululuğu nerden geliyor.. Adalet ve liyakate şahitlik edip, şuraya özen mi göstermiş yoksa işi ehline verip, zenginliği topluma mı yaymış.. ???

    Yanıtla (5) (0)
  • Ahmed 61 / 11 Ocak 2024 20:01

    Evet edep,Uluhiyet Allah'a mahsustur, ve onun sıfatıdır.Burda kulanılan mecaz olarak büyüklüktür.

    Yanıtla (0) (0)
  • karar okuru / 11 Ocak 2024 00:57

    Abdülhamit, 1970li yıllarda N. Fazıl, fesli Kadir, Y. Bahadıroğlu takma adlı kişilerce parlatıldı. Cumhuriyetle arası hoş olmayanlar Atatürk'e karşı Abdülhamit 'ulu hakan' diye sahiplendiler. oysa Sultan Reşat ve Vahdettin Abdülhamit'ten sonra ama hiç kale alınmadı garipler.

    Yanıtla (20) (9)
  • OkurM / 11 Ocak 2024 11:43

    Sultan Abdülhamid Han son muktedir Osmanlı padişahı idi. 1909 itibariyle artık ittihat terakki komitacilari dönemi başlar. Padişah ve halife semboliktir. Abdülhamidi birilerinin parlatmasina gerek yok. Yaşadığı dönemde dünyanın gidisati uzerinde etkili olan sayılı isimlerden biriydi. Onun yönettiği devletin onda biri büyüklüğündeki bir gazoz paşa devletinin sıradan vatandaşları onu ne kadar parlatabilir ki?

    Yanıtla (7) (20)
  • Kararlı Karar Okuru / 11 Ocak 2024 12:32

    Dönemi osmanlı'nın en çok toprak kaybettiği dönem değil mi? Kıbrıs, Mısır ve pek çok toprak kaybı onun basiretsiz yönetimi sayesinde. Yoksa geride kalan 325 bin km2 ile yetinecektin !

    Yanıtla (21) (7)
  • karar okuru / 11 Ocak 2024 15:27

    Sembolik olduğu için değil, ondan önce Abdülaziz, Abdülmecit var. içki içmeyen ve dindar bir sultan gerekiyordu. Abdülhamit onun için seçildi ama içki içmediği doğru değilmiş. hatta fesli Kadir, 'Yahudi bir arkadaşı alıştırdı' demişti. yersen yoğurt, içersen ayran.

    Yanıtla (4) (2)
  • BELDİBİ / 11 Ocak 2024 18:25

    Ege denizinde 18 adayıda akp ikidarında kaybettik.

    Yanıtla (4) (1)
  • meraklı / 11 Ocak 2024 19:19

    15:27 Abdulhamid seçildi ne demek? Bari seçimdeki rakiplerini de söyleseydin. Mesela %50+1'le mi seçildi, yazı tura ile mi seçildi; bunları da yazsaydın.

    Yanıtla (0) (0)
  • yurdum insanı / 11 Ocak 2024 13:22

    Gazze'de bebekler parçalanırken, İsraile her gün türkiyeden 8 gemi gidiyormuş...İyi Uykular Türkiye, Hiç Uyanma...

    Yanıtla (9) (1)
  • Adnan / 11 Ocak 2024 16:50

    Bazıları 21 yıldır uyuyor.Uyuuuuu...

    Yanıtla (3) (2)
  • Mehmet HATİPOĞLU / 11 Ocak 2024 15:26

    Akif in öldüğü dönem ASRI SAADETMİYDİKİ bir şiiri yok?

    Yanıtla (1) (0)
  • Mr / 11 Ocak 2024 14:33

    Yarın bugünden kötü olacağımız belliyken, iktidar TRT dizileriyle, hamasi söylemlerle 100 yıl öncesini tartıştırıyor. Belediyeleri alırsa Hunları, Göktürkleri tartıştırır.

    Yanıtla (6) (1)
  • Muharrem Özalp / 11 Ocak 2024 13:40

    Toplum olarak birilerini sevip sevmemek değil doğru değerlendirmek gerekir. Asıl sorun bu gün din adına halkı soyan yöneticilerin dindar olduğunu iddia edenler tarafından göklere çıkarılması, yaptıkları soygunların din adına onaylanmasıdır. Bu günkü ahlaki seviyesizliği ne Mehmet Akif nede Sultan Abdulhamit kabul eder. .

    Yanıtla (10) (0)
  • Filozof Rıza / 11 Ocak 2024 04:35

    Yazınızın ilk bölümü Rıza Tevfik Bölükbaşı’nın “SULTAN ABDÜLHAMİD HAN'İN RUHÂNİYETİNDEN ISTİMDAT” şiirinden bahsetmeyerek eksik kalmış.

    Yanıtla (2) (3)
  • meraklı / 11 Ocak 2024 09:13

    Konu Akif'in pişmanlık duyup duymadığı. Rıza Tevfik pişmanlık duymuş olabilir, bunun Akif'le ilgisi ne? İttihatçılar Hamid'i aratmış olsa da bu Hamid'i aklar mı? Süleyman Nazif'in dediği gibi Hamid'in istibdatı olmasaydı, Meclis'i kapatmasaydı, merdiven altında bir İttiihatçı muhalefet de üremezdi.

    Yanıtla (9) (3)
  • OkurM / 11 Ocak 2024 11:52

    Merdiven altını istemiyorlardı zaten. Her yeri istiyorlardı. Abdülhamid Han onun için tüm konağı temiz tutmaya çalışıyordu. Yetişemediği merdiven altı gibi yerlerde urediler maalesef...

    Yanıtla (1) (6)
  • Filozof Rıza / 11 Ocak 2024 13:27

    İttihatçı olan veya olmayan bir çok insan, daha sonraki dönemlerde yaşadıkları darbeci istibdat ve diktatörlük dönmelerinde Sultan Abdülhamid dönemini mumla aradılar.

    Yanıtla (1) (5)
  • OkurM / 11 Ocak 2024 12:01

    Chelsea karşısında 4-0'lık yenilgiden sonra chelsea antrenörü muzip bir gülüşle açıklama yapmıştı: "fatih terim bu dört golü nasıl yediğini bile anlayamadı" gibi... turkiyede kimsenin pişmanlığının önemi yok. Abdülhamid devrinden, Ankara Yozgat kayseri üçgenine sıkışıp, sonra da bize bırakılan devletin başına konan kahramanın bir milletin nasil atasi olduğunu bile anlayamadi daha kimse... dört golü nasıl yediğimizi bilen yok ki, defans vs pişmanlık yaşasın...

    Yanıtla (5) (3)
  • KARARLI / 11 Ocak 2024 13:01

    Selçuklu ve Osmanlı Türk olduğunu biliyor muydu? Muhtemelen Alparslan ana dilini Farsça sanıyordu. Anadolu Selçuklularının resmi dili Farsça idi. Osmanlı sarayı Türkçe yerine, adına Osmanlıca dediğimiz bir yapay dil, bir jargon kullandı. Gazi'nin Türkçe için yaptığı çalışmalar, imparatorluk artığı kimliksiz bir yığından Türk adıyla bir ulus oluşturma çabası, yeter de artar bile onu ata yapmaya.

    Yanıtla (20) (2)
  • Abdullah Özbek / 11 Ocak 2024 11:56

    Sayın BEKİ,
    Daha önce de aynı konuya değinmiştiniz. (13.02.2018). Tekrar edilmesi ve hatırlatılması, inşallah faydalı olmuştur. Ancak söylemek istediğim şudur: Akif'in de temas ettiği gibi, aslolan tarihten ibret almaktır. Ne demek ibret? Geleceğe doğru giden yol, herhangi bir sebeple tıkanırsa, geçmişten bir çözüm bulmak, bir anlamda, geçici "servis yolu" açmaktır.

    Yanıtla (1) (0)
  • Pirireis / 11 Ocak 2024 10:47

    Osmanlı sultanlarını devir devir uygulamalarıyla değerlendirmek yerine, Atatürk ün karşısında kıyaslamaya gidilmesi, elma ile armudu toplamak gibi bir şey olur. Atatürk ve silah arkadaşları yeniden bir devlet kurarken, Osmanlı devletini ve saltanatı kurtarmayı değil, bu topraklarda yaşayan insanların bağımsızlığını ve egemenliğini kendilerine düstur edinmişlerdir. Eleştiri ve övgü bazen yan yana da gelebiliyor, takdir kişilerindir burada. Regaip kandilimiz mübarek ve hayırlara vesile olsun.

    Yanıtla (9) (0)
  • OkurM / 11 Ocak 2024 11:56

    Selefiyeciler kandil işlerine soğuktur. Normal müslümanlar tebriğinizi aldı kabul etti. Mukabil tebrikler...

    Yanıtla (2) (0)
  • isürek / 11 Ocak 2024 11:40

    Sayın Yazar, malum şahsı artık bırakın, onun ailesini torunu yazmayın...AKP devlet hazinesi yerine kendi kasalarını tesis edip devlet ve kurumlarını tahrip etmiş bir başarısızlık örneğidir. Nokta koyunda bitsin bu saçmalık.

    Yanıtla (9) (1)
  • Emin / 11 Ocak 2024 11:24

    Torunlar ve isimleri, geçim sıkıntısı çeken bu halkı hiç ama hiç ilgilendirmiyor.

    Yanıtla (14) (0)
  • karar okuru / 11 Ocak 2024 10:38

    İnsan düşmeye görsün... Tereddide duracağı yer olmuyor.
    Esfel-i safilîn...

    Yanıtla (1) (0)
  • ülkesini seven vatandaş / 11 Ocak 2024 09:36

    Yazı güzel ,en ağır eleştirileri hak eden Abdülhamid'e en yumuşak eleştiriler tamamen isabetli ve doğrudur, bu konuda Karar Tv de çok güzel bir program yapılmıştı Elif Çakır Yıldıray Uğur katılımcı Hüseyin Çelik. Tekrar tekrar izlenebilecek bir program. https://www.youtube.com/watch?v=OQcv4j6oEHI&ab_channel=KararTV.

    Yanıtla (0) (4)
  • I.öz / 11 Ocak 2024 08:09

    Ben Abdülhamid'in kızıl sultan olduğuna asla inanmam. Devlet adamlığını İlber Ortaylı anlatıyor. Mehmet Akif"in eleştirilerinin de haklı olduğunu düşünüyorum.

    Yanıtla (3) (1)
  • a reader / 11 Ocak 2024 09:31

    Sizin düşünmemeniz gerçeği değiştirmez.

    Yanıtla (3) (3)
  • Destursuz Bağa Giren / 11 Ocak 2024 09:28

    Akif, N.Topçu'nun nitelendirmesiyle 'Büyük Adam'. O; devrin, sultanın hatta mensubu olduğu İttihat Terakki'nin adamı değildir. Mevkiin, makamın, paranın peşinde olanlar birilerinin adamıdır. O dosdoğru, tam bir Müslüman'dır. Birileri 'milletin adamı'nı arıyorsa AKİF'in hayatına bakmalıdır.

    Yanıtla (4) (0)
  • SG / 11 Ocak 2024 09:06

    Çocuklarını((İLKOKULA) Sabah Okula çay kuru ekmek yedirip(kahvaltı değil) göndere n insanlar var.Zenginin malı Zuhurdun çenesini yorarmış .Sayın Beki Birde ASIM ABİ NE DEMİŞTİ(M .A.ERSOY) SADECE YAZININ BAŞLIĞINI OKUDUM

    Yanıtla (4) (0)
  • FARKLI AÇI / 11 Ocak 2024 09:05

    Biri İslamcı, diğeri halife. Halife ama ispiyoncu ordusu besleyen bir zorba. İslamcı Akif'in büyüklüğü burada: Zalim ülü'l emre itaat etmem, zulüm karşısında sessiz kalamam, diyor. Sarayda bir koltuk kapmak uğruna, halife ile aynı safta aynı camide cuma namazı kılmak için çaba sarf etmeyi geçtim, ola ki halife cuma selamlığına giderken yolda karşılaşsa yüzünü görmemek için yol değiştiriyor.

    Yanıtla (3) (3)
  • Fani / 11 Ocak 2024 07:01

    Bazılarını veya bazı şeyleri bizmi önemsiyoruz. Herşey kendi içinde yaşar ise, su akar yolunu bulur doğallık her zaman iyidir, iyi gelir. Ben bilmem eşim bilir cinsinden.

    Yanıtla (2) (0)
  • OkurM / 11 Ocak 2024 02:43

    Elmalili Hamdi Yazır, Eyub Sabri Hayirlioglu, Ömer Nasuhi Bilmen gibi son alimler osmanlidir. Hafife alınırlar. Hayreddin Karaman kuşağı 1960'da son medreseli Eyub Sabri Efendi ve Ömer Nasuhi Bilmen harcandiktan sonra kollanıp palazlandirilan ekoldendir. Akif ile Abdülhamid farkı gibi... Akif ama delikanlı adamdı.

    Yanıtla (9) (1)
  • Musto / 11 Ocak 2024 01:31

    Terzi Agop ile kuyumcu Salomon Çok yakın arkadaşlar.. Bir gün Agop hışımla Salomon'a Okkalı bir tokat Akşeder..Tokat'ın acısıyla.. Salomon kuzum ben sana ne yaptım..Niye vuruyorsun bana?? Siz Hazreti İsa'yı çarmıha germişsiniz.. Ama kuzum o 2000 yıl önceydi.. Agop olsun der.. Ben şimdi duydum... Sayın Erdoğan da aralarındaki anlaşmazlığı duymamış olabilir..Kitap okumadığı için danışmanları da hatırlatmamış olabilir...

    Yanıtla (25) (7)