Z kuşağı, o günleri yaşamadı ama Kemal Burkay'ın "Gülümse" şiirinden bilir. Eskiden şehre bir film geldiğinde hava değişir, yüzler gülerdi.

Şimdi şehre bir konser, bir festival gelince yüzler gülüyor. Fakat o kadarını bile çok görenler var. Biraz gülümsemekten kime, ne zarar gelecekse!

Pazar akşamı, Doğubayazıt'a bir konser geldi mesela. Kimse zarar görmedi.

40 bin kadar Doğubayazıtlı, çoluk çocuk hep birlikte stadı doldurdu. Kadını erkeği, başı açığı kapalısıyla tempo tuttular, danslara ve şarkılara eşlik edip neşelerini buldular.

Şu kasvetli ekonomi ortamında bedava gülümsemek, az şey değil.

Festivallerin yasaklanmasını isteyen 25 muhafazakâr STK'nın korktuğu gibi de olmadı.

Ne kimsenin ahlâkı bozuldu ne aile yapılarına bir halel geldi.

Dosso Dossi Holding'in patronları Hikmet ve Ahmet Eraslan'ın, memleketlerine ikramıydı.

Ağrı Dağı Festivali adıyla ikincisini yaptıkları bir şölen...

Şöhretli sanatçılar Ahmet Güneştekin'le İsmail Acar da konuk tribünündeydi. Yaz dönemi gazetecilik çalışmaları kapsamında benle Ertuğrul Özkök de.

Özkök, sıcağı sıcağına yazdı izlenimlerini. Deneyimli bir konser müdavimi olarak, dünyadaki örnekleriyle kıyaslayınca nasıl etkilendiğini saklamadı.

Dosso Dossi firması, yenilikçi bir rönesans ressamından alıyor adını. Uluslararası tekstil fuarcılığına yepyeni bir konsept kazandırdı, yıllardır Dosso Dossi Fashion Show fuarları düzenliyor.

Patronu Hikmet Eraslan, bu fuar şovlarında sahne tozu yuta yuta kendine bir müzik kariyeri inşa etti. 'Mr. Dosso Dossi' sahne adıyla ünlenmiş; tutkulu, sıkı bir DJ artık.

Doğubayazıt'a turistik ilgiyi canlandırmak için de çabaları sürüyor. Daha önce bir fuar tanıtım çekimini, tarihi İshak Paşa Sarayı'na taşımışlardı. Hikmet Eraslan, burada kişisel resim koleksiyonunu da sergilemişti.

Bu kez çıtayı yükselttiler. Ancak televizyondan izleyebilecekleri bir müzik şölenini, hemşehrilerinin ayağına getirdiler.

Dünya standartlarında bir sahne kurdular. Rusya'dan Kürt şarkıcı Zara ile İstanbul'dan Mustafa Sandal gibi tanınmış isimleri getirdiler. Türkçe, Kürtçe şarkıların arasına Hikmet Eraslan'ın coşkulu DJ'lik performansları girdi.

Doğubayazıt, Doğubayazıt olalı böyle büyük bütçeli prodüksiyon, böyle sahne ve ışık gösterisi izlememiştir.

Sesi, dünya medyasında yankılanacak bir olaydı. Ertuğrul Özkök'e inanmayan, Doğubayazıtlılara sorsun.

Festivalleri yasaklatma peşinde koşanlar da kendilerine şunu sorsun:

Haksızlığa, adaletsizliğe, yalana, iftiraya duyarsızlıktan bozulmayan ahlâk; biraz müzikten, neşelenmekten, gülümsemekten mi bozulacak?

LGBT'Cİ AB'YE NİYE GİRMEK İSTİYORUZ?

Doğubayazıt'ta İshak Paşa Sarayı'na şöyle tepeden bir bakayım derken yediğim rüzgârı, sert sanıyordum.

Oysa rüzgâr, asıl Ankara'da sert dönüyormuş.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Biden'a telefonda söylemiş önce. Türkiye'nin, Avrupa Birliği'ne tam üyelik sürecini canlandırmak istiyor.

Erdoğan, dün de "Türkiye'nin Avrupa Birliği'nde önünü açın, biz de NATO'da İsveç'in önünü açalım" dedi.

Böylece İsveç'i NATO'ya kabulümüzü, AB'ye üyeliğimizin desteklenmesi şartına bağlamış oluyor.

Bir pazarlık ve zaman kazanma taktiği mi? Yoksa AB'ye üyelik, bizim için yine stratejik bir yönelim mi olmaya başlıyor?

Söylemek için henüz erken. Umarım ikincisidir.

Oyalama değil de sıkıştırmayı amaçlayan bir çıkışsa sevindirici haber.

Fakat yüzümüzü yine Batı'ya çevirmemiz, herkesi benim kadar sevindirir mi, şüpheli.

Sipsipullah takımı, ne buyuracak mesela? Batı düşmanlığını körüklemeye ara verecekler mi, küllenmiş AB sevdası yine alevlenecek mi kalplerinde?

Öyleyse bizi LGBT yapacak, erkek erkeğe evlendirecek diye nefret ettirdikleri AB'yi, halkımıza yeni baştan sevdirmeleri gerekecek. AB'nin, bizimle ilgili saldırı ve işgal içeren gizli planlarını da çöpe atmaları...

Aralarına katılmayı bu kadar şiddetli arzuladığımıza göre AB'nin battığı, bittiği söylemlerinden de çark edeceklerdir. Ama kendi kendilerini tekzipte zorlanacaklarını sanmam.

Dış güç öcüsüyle halkı korkutma imkanını elden bırakmak, daha zor gelecektir.

Dua edelim de komplo uydurmalarıyla vedalaşmayı başarsınlar. Hadi inşallah.