Bu defa ‘Zamansız’ adını verdiği bir müzik albümüyle sevenlerinin karşısına çıkan duayen tiyatro, dizi ve sinema oyuncusu Işıl Yücesoy’a göre, ‘Nerede o eski bayramlar?’ klişesi tamamen safsata: “İyi ya da kötü yaşanan her an en iyi bayramdır. Ben, hiç geriye değil hep ileri giden insanlardanım.”
IŞIL ÇALIŞKAN
İşini heyecanla yapan duayen sanatçılardan. Eline mikrafonu aldığında sesiyle huzur veren, ekrana çıktığında ise her rolün kadını. Sanat yaşamında yarım asrı deviren, kariyeri boyunca birçok dizi, film ve tiyatro projesinde yer alan Işıl Yücesoy, 37 yıl aradan sonra eline mikrafonu tekrar aldı ve ‘Zamansız’ albümünü çıkardı. Albümde Sezen Aksu, Nilüfer ve Mithat Körler gibi Türk pop müziğinin unutulmaz isimlerinin parçalarını söyleyen Yücesoy, genç yaşlı her kesmin ilgisini ve beğenisini kazandı. Albümde 10 şarkı bulunuyor. Bu parçalara Cenk Eren, Yeşim Salkım ve Çağan Irmak da eşlik ediyor. Yücesoy “Hiç geriye değil, hep ileriye gidenlerdenim” diyor. Ona göre eski bayramlar sözü de bir safsatadan ibaret. Hayatın gelecekte olduğunu söyleyen Yücesoy’la sanat yaşamını ve bayramları konuştuk.
Işıl Yücesoy her role girmesine rağmen gerçek hayatta biraz çekinir. Ta ki konuşana kadar... Bunun sebebi nedir?
Çocukluğumdan beri mesafeli bir insanımdır. Nedendir bilmiyorum. Belki öyle yetiştirildim. Bir de tam yetişme çağlarımda aileden ayrıydım. İlkokulu bitirdikten sonra Ankara’ya Ankara Maarif Koleji’nde okumaya gittim. Hayatın her türlü haliyle karşılaşırken tek başınaydım. Paramla, namusumla, haysiyetimle, çalışkanlığımla ya da tembelliğimle. Tabii kontrol altındaydım ailem tarafından ama gene yalnızdım sonuçta. Bu süreç de bana dik durmayı, problemlerle kendi başıma mücadele etmeyi ve belki de insanlarla mesafeli olmayı öğretti.
Bu durumdan şikayetçi misiniz?
Hayır, aksine her zaman yararını gördüm. Hatta kızım Menevişi yetiştirirken de aynı yöntemi uyguladım. Ortaokul birinci sınıfta onu da İngiltere’ye gönderdim. Yaşamının mesuliyetini insanın kendi halletmelidir diye düşünüyorum. Yanlış ya da doğru insan kendi kararlarını kendi vermeli, ayakları üstünde dik durmayı öğrenmeli. Tabii bu süreç insanlara olaylara karşı daha dik durmayı öğretiyor. Belki de işte tam bu devrede insanlara biraz uzak, donuk geliyorsunuz.
Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Muhteşem bir çocukluk yaşadım ben. Öğretmen bir ailenin kızıydım. Çok paramız yoktu. Bunu hissediyordum. Ama ben hayatım boyunca evde para konuşulduğunu, herhangi bir şey için baskı yapıldığını, terör estirildiğini bilmiyorum. Babam çağın çok önünde bir adamdı Allah rahmet eylesin. Sana bir şey için ‘hayır’ diyorlarsa mutlaka nedenini sor derdi. İlk önce senin aklına yatması lazım. Çok arkadaşım vardı. Hala da öyledir. Mutlu bir çocuk oldum arkadaşsız dostsuz hayatın gitmeyeceği kanısındayım.
Geçen yıllar üretkenliğinizden hiçbir şey götürmüyor. Sırrınız nedir?
Hayal gücüm, çalışkanlığım ve en önemlisi hayatın kıyısında köşesinde kalmama isteğim. İnsan hep yeniden ve yeniden kendini doğurmalı diye inanıyorum. Cebinizde hep farklı taşlar olmalı. Siz hep hazırlıklı olmalısınız çünkü hangi zaman diliminde hangi taşı kullanacağınız hiç belli olmaz. Yeterki inandığınız güvendiğiniz bir taş olsun cebinizde
Uzun zaman sonra ‘Zamansız’ albümünü çıkardınız. Kendinizi müzik yaşamının neresinde görüyorsunuz?
O da cebimdeki taşlardan biriydi artık gün yüzüne çıkmalı diye düşündüm ve yaptım. Çok da iyi ettim. Gençlerle bir araya geldim. Beni merak ettiler. Kim bu kadın dediler. Demek ki yaptığım şeyler, aradaki yaş farkını kaldırıyor. Üstelik siz herhalde torunum yaşındasınız demek ki doğru yoldayım o zaman ölünceye kadar yola devam.
Çemberimde Gül Oya dizisi ile Alzheimer hastası bir kadını canlandırdınız. Sema Bayraktar karakterinin oyunculuk hayatınıza en büyük katkısı ne oldu?
Çağan Irmak. En büyük armağan oydu.Ve dizi olarak çok büyük kitlelere ulaşmama aracılık etti.
Bu güne kadar girdiğiniz roller içinde sizi en çok zorlayan hangisiydi?
Hepsi. Her dümdüz gibi görünen karakterin bile içine girip araştırmaya başladığınızda aklınıza bile gelmeyecek çetrefilli tarafları çıkar ve oyuncuya bu çok heyecan verir. Yeni bir insan yaratacaksınızdır. İş sırasında kendinizi unutup o olacaksınız. Ve sizi izleyen insanları da o olduğunuza inandıracaksınız. Büyülüdür oyuncunun işi, kendi hayatınız bu tarafta dururken bir başkasının hayatının ruh durumunu oynamak. İş bitimi onu öldürmek ve yeniden bir başka karaktere dönmek. Böyle konuşmak bile heyecanlandırıyor beni.
‘Nerede o eski bayramlar’ diyenlerden misiniz? Çocukluğunuzdaki bayramları özlüyor musunuz?
Bu tür safsatalara inanmam. İyi ya da kötü yaşanan her an en iyi bayramdır. Hiç geriye değil hep ileri giden insanlardanım ben. Anılar hep tüm canlılığı ve güzelliği ile beynimizde kalbimizde kalacaktır. Yarın da bu an bir anı olarak kalacak.
KAVGA ETMEYELİM
Bayram mesajınız nedir?
Ülkeme barış, sevgi, birlik beraberlik, hoşgörü, kavgasız gürültüsüz hiç kimsenin kimseyi ötekileştirmediği günler dolu olan nice bayramlar.
RABBİM UTANÇSIZ GÜNLER NASİP ETSİN
Önümüzdeki günlerde sizi hangi projelerde göreceğiz?
Bu sorunuza şöyle bir cevap vereyim: Kul plan yaparmış Rabbim de yukarından gülermiş. Rabbim hepimize en güzel, en sağlıklı ve en utançsız günler nasip etsin inşallah. İlginize çok teşekkür ederim.
SİZİ VAR EDENLERİ UNUTMAYIN
Genç sanatçılara önerileriniz neler?
Herkes kendi yolunu düşe kalka bulacaktır. Ama bir tek şey söyleyebilirim. Çalışmak, çalışmak, çalışmak... Ve sizi var eden kitleyi hiç unutmamak.