Salgınla yavaşlayan ekonominin çarklarını tüketimle döndürebilmek için uygulanan ucuz kredi seferberliği, etkisini yüzde 6.7 büyüme olarak gösterdi. Ekonomistler “Büyümenin bol krediyle geldiği net ancak devamı olmaz” dedi.
TÜİK’e göre Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde büyüdü. Beklentilerin üstünde gelen oranı ise tüketim ‘besledi’. Normalleşme döneminde kamu bankaları eliyle yürütülen ucuz kredi kampanyalarının etkisi öne çıktı.
Üçüncü çeyrekte dağıtılan kredi 159 milyar TL’yi bulunca hane halkının harcamaları yıllık yüzde 9.2 arttı. Sanayi ve inşaattaki büyüme rakamları ise vatandaş harcamasının gerisinde kaldı.
‘TÜRKİYE’NİN TEMEL SORUNU İŞSİZLİK’
- Ucuz ve bol kredi pompalamasıyla temmuz-eylül dönemi GSYH’sı arttı.
- Devamı gelmez.
- Türkiye’nin temel sorunu ne pahasına olursa olsun büyüme değil büyük işsizlik.
- Büyümenin nereden geldiği gayet net. Maliyeti yüksek batıklı kredi büyümesi.
UCUZ KREDİ BÜYÜMEYİ PATLATTI
Salgın döneminde açılan ucuz para musluklarıyla birlikte ekonomik büyüme yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 6,7 olarak gerçekleşti. Beklentinin üzerinde gelen büyümeye, kredinin etki ettiği görüldü. Tüketimle gerçekleşen büyüme karşısında istihdamın da gerilediği görülürken, aynı tablonun son çeyrekte gerçekleşmesi de beklenmiyor.
Türkiye ekonomisinin büyüme karnesi belli oldu. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, Türkiye yılın üçüncü çeyreğinde beklentilerin üstüne çıktı.
Yılın üçüncü çeyreğine (temmuz-eylül) ilişkin gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH), zincirlenmiş hacim endeksi olarak, bu yılın üçüncü çeyreğinde, yeni tip koronavirüs (kovid-19) salgınının etkilerine rağmen geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 6,7 arttı.
Beklentinin üzerinde gelen rakamlara en büyük etkinin kredi olduğu değerlendirildi. Artan salgın etkisiyle kapanan ekonomi karşısında ucuz para muslukları açılmıştı. Böylece borçlu tüketim rakamlara yansıdı. Büyüme oldu ama sadece tüketimle gerçekleşti.
Öte yandan büyümeye rağmen istihdamında düştüğü görülürken, son çeyrekte aynı oranların mümkün olmadığı düşünülüyor. Üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH tahmini, bu yılın üçüncü 3 aylık döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 22,6 artarak 1 trilyon 419 milyar 483 milyon lira olarak gerçekleşti.
GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde bu yılın üçüncü çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla zincirlenmiş hacim endeksi olarak finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 41,1 bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 15, sanayi yüzde 8, inşaat yüzde 6,4 tarım yüzde 6,2 diğer hizmetler faaliyetleri yüzde 6, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 2,8 kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 2,4 ile hizmetler yüzde 0,8 arttı.
Mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri ise yüzde 4,5 azaldı. TÜİK, bu yılın birinci ve ikinci çeyrek rakamlarında da revizyona gitti. Ekonomistler, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) 3’üncü çeyrekte yüzde 5 büyümesini öngörmüştü.
Takvim etkisinden arındırılmış GSYH, zincirlenmiş hacim endeksi, yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 6,5 arttı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH, zincirlenmiş hacim endeksinde ise bir önceki çeyreğe göre yüzde 15,6 yükseliş kaydetti.
KREDİ BÜYÜMESİ 160 MİLYAR TL: BDDK verilerine göre bu yıl ocak-kasım döneminde sadece TL kredi büyümesi 693 milyar TL oldu. Temmuz-ağustos ve eylül aylarını kapsayan dönemde ise sadece TL kredi büyümesi 159 milyar liranın üzerinde.
'BU TABLODA İSTİHDAMIN DÜŞMESİ İZAHA MUHTAÇ'
TÜSİAD Baş Ekonomisti Gizem Öztok Altınsaç ise “Yılın ilk 3 çeyreğinde Türkiye ekonomisi yıllık reel yüzde 0,4 büyüdü. (3’üncü çeyrek 2020 büyümesi yüzde 6,7). 2020’yi de benzer sınırlı artı büyüme ile bitireceğiz. Ekonomide büyüme olurken işsizliğin devam etmesi de gözden kaçmamalı” dedi.
Analist Hakan Kara da “3’üncü çeyrekte ciddi toparlanma olduğu kesin. Hatta geçmiş kriz dönemlerine kıyasla en hızlı toparlanma diyebiliriz. Fakat bu dönemde büyüme rakamının değeri azaldı. İstihdamı takip etmek daha önemli. Peki istihdama ne oldu? Pandemi dönemi ciddi ayrışıyor. Resmi okumak için büyümeden ziyade istihdama odaklanmakta fayda var. Sağlıklı toparlanma için harcanabilir gelir artışı ve adaletli dağılım şart” açıklamasını yaptı.
İktisatçı Fatih Parlak ise “Hizmetler sektörünün daralmadığı ve yatırımların yüzde 22,5 büyüdüğü bir ekonomide, istihdamın düşüyor olması gerçekten izaha muhtaç bir konudur” diye konuştu.
‘DIŞ TALEP ETKİSİ EKSİDE’
Eski Merkez Bankası Başkanı ve İYİ Partili Durmuş Yılmaz ise “Fazla söze gerek yok. Büyümenin nereden geldiği gayet net. Maiyeti yüksek batık kredi büyümesi. 4’üncü çeyrekte o da olmayacak” diye konuştu.
Ekonomist Banu Kıvcı Tokalı da şunları söyledi: “3’üncü çeyrekte ekonomide çeyreklik bazda büyüme yüzde 15,6. 2’nci çeyrek daralmasını fazlasıyla karşılıyor. 4’üncü çeyreklik bazda tekrar daralmayla karşılaşacak olsak da pandemi etkisinin geride kalmasıyla, 2021’de çeyreklik bazda büyümeye geri dönebileceğiz. 3’üncü çeyrek büyümesinde iç talep ana belirleyici. Net dış talep ekside. Tüketim harcamalarının yanı sıra, yatırım harcamalarının katkısı dikkat çekici ve gelecek dönem açısından sevindirici.”
‘BÜYÜMEYE ARTI AMA İŞSİZLİK HÂLÂ NEGATİF’
Ekonomist Prof. Dr. Burak Arzova da “Türkiye’nin 3. Çeyrek GSYH’sı geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 6,7 arttı. Ancak GSYH ile işsizlik oranı arasında hala negatif bir korelasyon var. Türkiye’nin temel sorunu, ne pahasına olursa olsun büyüme değil, çok büyük işsizlik” dedi.
Ekonomist Mustafa Sönmez de “Ucuz ve bol krediyle temmuz-eylül dönemi GSYH’sı, 2018’un aynı dönemine göre yüzde 6,7 arttı. Bekleniyordu. Devamı gelmez. Son çeyrekte ekonomi yüzde 5 dolayında küçülür ve 2020 yüzde 1 küçülme ile kapanır” dedi. Ekonomist Uğur Gürses ise şu paylaşımı yaptı: “Muhtemelen ülkeye maliyeti en pahalıya mal olan büyüme bu; üçüncü çeyrekte yüzde 6,7’lik büyüme.”
‘YILIN TAMAMINDA YÜZDE 0 BEKLENTİSİ HAKİM’
Tera Yatırım ekonomisti Enver Erkan 2020 yılının son dönemine ilişkin yaptığı değerlendirmede ise virüs kaynaklı kısıtlamaların dördüncü çeyrek döneminde geri geldiği için hizmet faaliyetlerinin olumsuz etkileneceğini söyledi.
Türkiye’nin koronavirüs kaynaklı kısıtlamaları geri getirmesinin hizmetler üzerindeki etkileri artırabileceğini belirten Erkan, “Merkez Bankası, yüksek seyreden enflasyon nedeniyle tek faiz oranı olarak yüzde 15’i belirlemiştir. İlerleyen süreç hem para politikaları hem de ekonomi politikaları alanında enflasyonla mücadeleyi ön plana çıkaracak görünüyor. Bu da kredi büyümesi patlamasından gelen bir büyüme etkisini son çeyrek ve ilerleyen çeyreklerde görmememiz demek olacaktır. Yılın geneli için yüzde sıfır yakınında büyüme öngörmekle beraber, bunun çok az altında veya çok az üstünde sapma olabilir” diyerek sözlerini tamamladı.
Türkiye’de yılın on bir aylık döneminde kredi hacmi 693 milyar TL’ye ulaştı. BDDK verilerine göre bu rakam üçüncü çeyrekte 159 milyarı aştı. Kredi bolluğu ise vatandaşın tüketim harcamalarının artmasına yol açtı.
MAKİNE VE TEÇHİZAT YATIRIMI DARALIYOR
Ekonomistlerin yorumları dikkat çekerken Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz “Tüketerek büyüdük, kredi genişlemesinin katkısı büyük” dedi.
Dr. Orhan Karaca da yüksek oranlı büyümenin kredilerdeki büyük artış sayesinde geldiğine dikkat çekerek “Aşırı kredi genişlemesiyle tüketim ve yatırım harcamalarının patlatılması sayesinde elde edilen bu büyüme sürdürülebilir değil. Bu daha kredi genişlemesi başlatılırken belliydi ve kurların patlaması ve faizlerin yeniden yükseltilmek zorunda kalınmasıyla da tescil edildi” diye yazdı.
İktisatçı Prof. Dr. Erinç Yeldan ise ekonomik büyümeye rağmen makine teçhizat yatırımlarındaki daralmaya dikkat çekerek şöyle dedi: “Makine teçhizat yatırımlarında 2018’in 3. çeyreğinden bu yana, son iki senenin yıllık ortalaması -% 3.5; birikimli daralma -% 27.4. İnşaattaki daralmayı da hesaba kattığımızda kredi pompalanmasına dayalı spekülatif-büyümenin çöküşü net biçimde görülüyor.”
HANE HALKININ TÜKETİM HARCAMALARI ARTTI
Hane halkı nihai tüketim harcamaları yılın üçüncü çeyreğinde yıllık bazda zincirlenmiş hacim endeksine göre, yüzde 9,2 arttı. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 1,1 gayrisafi sabit sermaye oluşumu yüzde 22,5 yükseldi. Mal ve hizmet ihracatı, yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre zincirleme hacim endeksi olarak yüzde 22,4 azalırken, ithalatı da yüzde 15,8 arttı.
İş gücü ödemeleri yılın üçüncü çeyreğinde, geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 9,7 net işletme artığı/karma gelir yüzde 32,1 yükseldi. İş gücü ödemelerinin cari fiyatlarla gayrisafi katma değer içindeki payı, geçen yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 32,9 iken bu oran yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 29,9 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 50,5’ten yüzde 55,3’e çıktı.
‘VERİLERE İNANÇSIZLIK HIZLA yükselmiş GÖRÜNÜYOR’
Türkiye’nin büyüme rakamlarıyla ilgili yorumlarda bulunan ekonomist Mahfi Eğilmez “3-4 yıl önceye kadar insanlar açıklanan enflasyon oranına inanmazdı. Sonra işsizlik oranına ve büyüme oranına da inanmamaya başladılar. Açıklamayı yazar yazmaz tepkiler başlıyor. Salgın oranları sonrasında resmi verilere inançsızlık hızla artmış görünüyor” dedi.
Ekonomist Prof. Dr. Veysel Ulusoy ise “İşsizlik artarken büyümüşüz. Hikâye yazıyoruz” yorumunu yaptı.
‘STOK DEĞİŞİMİ OLMASA YÜZDE 1,6’DA KALACAKTI’
Analist Fatih Sezer ise şu paylaşımı yaptı: “2020’nin 3. çeyreğinde büyüme beklentilerin çok üstünde açıklanmış. Yıllık bazda büyüme yüzde 6,7 olmuş. Kur artışı nedeniyle yıllıklandırılmış GSYH 736 milyar dolara inmiş. Gayrisafi sabit sermaye oluşumu yüksek miktarda artmış. Stok değişimi 2020’nin 3’üncü çeyreğinde 5,1 puan katkı yapmış. Stok değişimi olmasa büyüme yüzde 1,6 olacaktı. Son 4 çeyrekte stok değişiminin büyümeye katkısı olduğu görülüyor.”
Analist Cüneyt Toros ise “Türkiye 3’üncü çeyrekte yüzde 6,7 büyüdü. Artık büyümenin yerine ‘kapsayıcı büyüme’ kavramını tartışmak gerekiyor. Büyüme istihdam yaratıyor mu sorusu önemli ama yetmez. Bu dönemki büyümeye gelir dağılımı açısından bakarsak pandeminin etkilerini net görürüz” dedi.