Faiz konusundaki yaklaşımı nedeniyle Erdoğan’ın eleştirilerine hedef olan MB Başkanı, süresinin dolmasına 10 ay kala KHK’yla görevden alındı. Ekonomideki krizi tetikleyen görüş ayrılığı sonrası alınan sürpriz kararın gerekçesinin ‘hedeflere ulaşılamaması’ olduğu belirtildi. Sert tepki gösteren muhalefet ‘Merkez hükümetin tutsağı’ dedi.
Uzun zamandır Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının (TCMB) bağımsızlığı tartışılıyordu. Atılan adımlar ve yapılan açıklamalarla Merkez’in bağımsızlığı tam resmiyet kazanmışken, şimdi de TCMB Başkanı Murat Çetinkaya görevden alınması tartışmaları yeniden gündeme getirdi. Atamaya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete’de yayımlandı.
Karara göre, Murat Çetinkaya 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin ek 35’inci maddesi ile 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 2’nci maddesi gereğince görevine son verildi. Bu suretle boşalan TCMB Başkanlığına, kurumda Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Murat Uysal getirildi. Atamanın ardından TCMB’den yapılan duyuruda, Merkez Bankası Başkanlığına atanan Uysal’ın, 9 Haziran 2016 yılından bugüne kurumda Başkan Yardımcılığı yaptığı hatırlatıldı. Duyuruda, şu ifadelere yer verildi: “Başkan Murat Uysal yaptığı ilk açıklamada, bankamızın kanunla kendisine verilen görev ve yetkiler çerçevesinde temel amacı olan fiyat istikrarını sağlamaya odaklı para politikası araçlarını bağımsız bir şekilde uygulamaya devam edeceğini belirtti. Yeni dönemde fiyat istikrarı ve finansal istikrar hedefleri doğrultusunda uygulanacak politikalar ile ilgili iletişim kanallarının en üst düzeyde kullanılacağını belirten Uysal, bu çerçevede önümüzdeki günlerde bir basın toplantısı düzenleyecektir.”
Eski Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve yaklaşık 4 yılı Merkez Bankası Başkan Yardımcısı olarak görev yapmış olan İbrahim Turhan “Merkez Bankalarının başkanlık konumu çok kritiktir. Görevden alınan ve yerine atanan kişilerden bağımsız olarak, bu değişikliğin gerçekleşme yöntemine ve zamanlamasına benim aklım ermiyor. Bunun ciddi zararlar verebileceğinden endişe ediyorum” dedi. Turhan, başkanların görev süresi bitmeden görevden alınamaması Merkez’in bağımsızlığının önemli bir bileşeni olduğunu ifade etti. Turhan şöyle devam etti: “Ekonomi yönetiminde öngörülebilirlik ve kurumsallaşma açısından da kritik önem taşır. Bütün dünyada da böyle algılanır. 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname; ‘Cumhurbaşkanınca süreli atanan üst kademe kamu yöneticileri, ilgili kanunlarda öngörülen görevden alma gerekçeleri yanında kurumsal hedeflere ulaşılamaması nedeniyle de süreleri tamamlanmadan görevlerinden alınabilirler’ diyor. Oysa TCMB Kanununun 28’inci maddesi; ‘Başkan (Guvernör) ancak, 27’nci maddedeki yasakların gerçekleşmesi ve bu kanunla kendisine verilen görevlerin devamlı surette ifasını imkansız kılacak durumların ortaya çıkması hallerinde, atanmasındaki usule göre görevinden af olunabilir’ der.”
‘YARDIMCININ GETİRİLMESİ HATALI’
CHP’li Faik Öztrak Çetinkaya’nın görevden alınma kararının ardından twitter hesabından şu paylaşımı yaptı: “Bunu da gördük. Bağımsız TCMB’nin Başkanı, Cumhurbaşkanı tarafından kurumsal hedeflere ulaşılamaması gerekçesiyle bir gece yarısı görevden alındı. Bunu yapanlar bizim ekonomi yönetimimize güvenin deme hakkını kaybetmiştir.” Bluebay Varlık Yönetimi ekonomisti Timothy Ash, Çetinkaya’nın görevden alınmasından sonra yerine yardımcısının getirilmesini de ayrıca eleştirdi. Çünkü dışarıdan yapılacak bir atama yerine yardımcının gelmesini, hatalı TCMB politikalarının yardımcısı da sorumlu olduğundan kötü bir hamle olarak niteledi.
‘EKONOMİ KURMAYLARIYLA GÖRÜŞ AYRILIKLARI DERİNLEŞTİ’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Merkez Bankası’nı faizleri yüksek tuttuğu gerekçesiyle birçok kez eleştirmişti. Reuters’a konuşan üst düzey bir hükümet yetkilisi “Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz oranından memnun değildi ve bu memnuniyetsizliğini her fırsatta ifade etti. Çetinkaya ile arasındaki soruna son olarak bankanın haziranda oranları sabit tutması eklendi” dedi. İsmini açıklamak istemeyen yetkili “Erdoğan ekonomiyi düzeltmeye kararlı ve bunun için Çetinkaya’yı görevden almaya karar verdi” diye ekledi. Hükümete yakın iki ayrı kaynak da Çetinkaya ile ekonomiden sorumlu bakanlar arasında para politikası konusundaki görüş ayrılıklarının son birkaç ayda derinleştiğini söyledi.
ATAMA YETKİSİ CUMHURBAŞKANLIĞINDA
1211 Sayılı TCMB Yasası TCMB başkanının görevden alınma veya affedilme şartlarını Madde 27 ve Madde 28’de şöyle yer verilmiş: ‘Madde 27- Başkanlık görevi, özel bir kanuna dayanmadıkça banka dışında teşrii, resmi veya özel herhangi bir görev ile birleşemez. Bundan başka başkan, ticaretle uğraşamayacağı gibi, bankalar ve şirketlerde de hissedar olamaz. Hayır dernekleri ile amacı hayır, sosyal ve eğitim işlerine yönelmiş vakıflardaki görevler ve kâr amacı gütmeyen kooperatif ortaklığı bu hüküm dışındadır. Madde 28-Başkan ancak, 27’nci maddedeki yasakların gerçekleşmesi ve bu kanunla kendisine verilen görevlerin devamlı surette ifasını imkansız kılacak durumların ortaya çıkması hallerinde, atanmasındaki usule göre görevinden af olunabilir.’ Ancak cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildikten sonra bir Cumhurbaşkanı kararnamesiyle Cumhurbaşkanlığına TCMB başkanlarını atama yetkisi tanınmıştı. Aynı zamanda çok sayıda üst düzey kamu yöneticisinin atanması ve görevden alınması yetkisi Cumhurbaşkanlığına verilmişti.
'PARASAL GENİŞLEME VE FAİZ İNDİRİMİ BEKLENİYOR'
Eski TCMB çalışanı olan ekonomist Uğur Gürses ise kararı şöyle yorumladı: “Ankara’nın yerel seçimde ana metropolleri kaybetmesinin ardından ekonomide ‘maceracı yollara’ gireceğini, örneğin Merkez Bankası kaynaklarına el atılacağını bekliyordum da bu kadar ‘radikal’ biçimde olabileceğini beklemiyordum. Öyle görünüyor ki; hükümet Merkez Bankası’nın hızla parasal genişlemeye ve faiz indirimine gitmesini istiyor. Türkiye’de sadece vitrinde duran Merkez Bankası bağımsızlığı, bu tür bir görevden alınma ile vitrinden de kaldırılmış oldu. Merkez Bankası (TCMB) ile kamusal demiryolu işletmesinin (TCDD) arasında hiçbir fark kalmadı. Görünürde de olsa bağımsızlık ve kurumsal itibar açısından da ağır bir darbe almış oldu. Başkanın görevden alınma gerekçesinin ise ‘kurumsal hedeflere ulaşılamaması’ olduğu kararnamede belirtilen maddenin içeriğinden anlaşılıyor. Merkez Bankası’nın yasasında görev verilen tek bir kurumsal hedefi var: Fiyat istikrarı. Banka, 2010 yılından bu yana, hükümetle birlikte belirlediği yüzde 5 olan enflasyon hedefini tutturamıyor. Çetinkaya’nın son döneminde, 2018 yılında hedefin 15.3 puan üzerinde, yani 4 katı oranında bir enflasyon gerçekleşmişti.”
Murat Uysal
HALK BANKASINDA ÇEŞİTLİ GÖREVLER ÜSTLENDİ
İstanbul’da 1971 yılında doğan Murat Uysal, Galatasaray Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi (İngilizce) İktisat Bölümünden mezun oldu. Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü Bankacılık ana bilim dalında yüksek lisans yapan Uysal, bu dönemde “Enflasyon Hedeflemesi, Dünyada ve Türkiye’deki Uygulamaları” konulu yüksek lisansını tamamladı. Meslek hayatına 1998 yılında bankacılık sektöründe başlayan Uysal, Döviz ve Para Piyasaları ile Menkul Kıymetlerden Sorumlu Uzman ve Yöneticilik görevlerinde bulundu. Türkiye Halk Bankasında çeşitli görevlerde yer aldı.
‘KARAR OLUMSUZ TEPKİ VEREBİLİR ENDİŞELİYİM’
İbrahim Turhan “Özel kanun niteliğindeki 1211 Sayılı TCMB Kanunu görevden affedilmeyi sadece iki şarta bağlamışken KHK Hükmüyle Merkez Bankası başkanını görevden almak hukuken de yanlıştır” dedi. İçeriğinden ve kişilerden bağımsız olarak, Merkez Bankası başkanının bu yöntemle değiştirilmesinin kurumsallaşmaya, kurumsal kapasiteye ve bağımsızlığa büyük zarar vereceğini belirtti. Turhan “2011 Ağustos’tan beri ekonominin gerçekleri ile uyumlu, Merkez Bankası bağımsızlığının gerektirdiği ve sürdürülebilir para politikası izlendiğini düşünmüyorum. Merkez Bankası kurumsallığı, bağımsızlığı ve para politikasının güvenilirliği açısından bu kararın olumsuz etki yaratacağından endişeliyim. 25 Temmuz’da gerçekleştirilecek PPK toplantısı öncesinde, görev süresinin dolmasına 9 ay kalmış başkanın ‘kurumsal hedeflere ulaşılamaması nedeniyle’ görevden alınması para politikasının bundan sonraki seyri açısından da büyük sıkıntı oluşturacaktır” diye konuştu. Turhan sözlerine şöyle son verdi: “Merkez Bankasının temel amacı olan fiyat istikrarını sağlama ve kalıcı kılma konusundaki performansı da hükümetle birlikte belirlenen enflasyon hedefine ulaşmadaki performansı da ortada. Para politikasındaki başarısızlığın en önemli nedeninin faiz konusunda maruz kaldığı politik baskılar olduğunu biliyoruz. Kararın Merkez Bankasının kurumsal hedeflerine ulaşmasına ne ölçüde katkı sağlayacağını maalesef hep birlikte göreceğiz.”
‘GÖREVDEN ALINMASI BAĞIMSIZLIĞI ZEDELER’
Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz sosyal medya üzerinden şu açıklamaları yaptı: “Anayasada belirtilen hususlar dışında, kendisi istifa etmediği sürece, başkanın görevden alınması mümkün değildir. Bu güvence merkezin bağımsızlığının ayrılmaz bir parçasıdır. Uygulamadan da görüleceği üzere bu hususun yasada yazması gerekli koşuldur. Yeterli koşul ise bu düzenlemenin siyasetçi tarafından içselleştirilmesidir. Amerika Merkez Bankası (FED) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) gibi kurumsal kimliği güçlü kurumlarda görev değişikliğinin nasıl yapıldığını biliyoruz. Önce aday isimleri ortaya çıkıyor, toplum şöyle veya böyle görüş bildiriyor ve nihayet, üç aylık bir geçiş süresinde, atamaya yetkili makam bir isimle ilgili kararını açıklar. Süreç şeffaftır, belirsizlik yoktur, piyasa açısından sürpriz yoktur. Bu da o topluma düşük enflasyon, yüksek büyüme ve güçlü istihdam ve refah olarak döner. Ülkemizdeki uygulamayı bu açıdan değerlendirebilirsiniz.”
‘HEDEF YANLIŞTI TUTMASI MÜMKÜN DEĞİLDİ’
İktisatçı Mahfi Eğilmez, Çetinkaya’nın kurumsal hedeflere ulaşamadıkları gerekçesiyle görevinden alındığını ifade etti. “Hedef yanlıştı” diyen Eğilmez “Maliye politikası, para politikası hedefinin tam tersi bir hedefe yönelmişti. Bu koşullar altında hedefin tutması zaten mümkün değildi” dedi. İktisatçı Mustafa Sönmez ise gerekçenin enflasyonda başarısızlık olduğunu söyledi. Sönmez, enflasyonun iki kaynağı olduğuna değinerek “Çöken tarım, gıda arz eksikliği ve güven kaybıyla kaçan dış sermayedar. Dövizle tırmanışa geçen maliyetler” dedi.