Cumhurbaşkanı Erdoğan, Berlin ve Ankara arasındaki gerilimin sorumlusunun Almanya olduğunu belirterek “Tansiyonu düşürme sorumluluğu Almanya’nın bizim değil” dedi. Almanya’daki gurbetçilere de seslenen Erdoğan “Ne Sosyal Demokratlar ne Hristiyan Demokratlar. Bunların hepsi Türkiye düşmanı. 1’inci veya 2’nci olmasına bakmadan Türkiye’ye düşmanlık yapmayan partilere oy verin” çağrısı yaptı.
Türkiye ile Almanya arasında yeniden yükselen tansiyonun merkezinde bu defa Şansölye Merkel’in Gümrük Birliği’nin güncellenmemesi çağrısı ile FETÖ firasi Adil Öksüz’ün Almanya’dan iadesine ilişkin Berlin’e verilen nota var. Konu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da gündemindeydi. İstanbul Yıldız’daki Hamidiye Camisi’nde cuma namazını kılan Erdoğan, Almanya ile ilişkiler ve Adil Öksüz notası ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu:
"KENDİ SİYASİ ÇEKİŞMELERİ"
Merkel’in, Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmeyeceğine yönelik açıklamalarıyla ilgili), “Türkiye’nin tansiyon düşürme noktasında herhangi bir sorumluluğu yoktur. Eğer bu konuda sorumluluk aranıyorsa bunun baş sorumlusu Almanya’nın ta kendisidir. Almanya şu ana kadar ken di iç siyasi çekişmelerini sürekli olarak Türkiye ile ve diğer bazı Avrupa ülkelerini de yanına almak suretiyle bu sürece taşımıştır. Almanya, Avrupa Birliği müktesebatına uymayan bir ülke konumuna düşmüştür.
"GURBETÇİLERİN ONUR MÜCADELESİ"
Şu anda Almanya neyi konuşuyor? Almanya şu anda işte 25-30 gün sonra yapılacak olan seçim için adeta SPD ve Hristiyan Demokratlar olarak ‘Türkiye’yi ne kadar hırpalarsak o kadar içeride fazla oy alırız’ havasına düşmüşlerdir. Ben de Almanya’daki bütün soydaşlarıma diyorum ki, sakın bir yanlışa düşüp de bunları desteklemeyin. Ne Hristiyan Demokratları ne SPD’yi ne Yeşilleri... Bunların hepsi Türkiye düşmanıdır. Orada şu anda Türkiye’ye karşı düşmanlık yapmayan siyasi partilere gerekli desteği verin. Birinci parti, ikinci parti olmaları önemli değil, onlara verin. Çünkü bu bir yerde artık Almanya’da yaşayan tüm vatandaşlarımın bir onur mücadelesidir. O soylu mücadeleyi demokratik haklarını kullanmak suretiyle vermelerini tavsiye ediyorum.
"ALMANLARIN AKLINA İHTİYACIMIZ YOK"
Almanya’dan da Avrupa Birliği müktesebatı sürecine yönelik onların aklına da ihtiyacımız yoktur. Bir defa buradaki siyasi partilerin bu mücadeleyi demokratik bir tavır içerisinde yürütmeleri lazım. Bunu yapamamışlardır. Bunu özellikle de Hamburg Zirvesi’nde de gördük. Kendileriyle bunları konuştuk, kendilerine bunları çok açık, net söylememize rağmen, oradan döndük geldik ama değişen bir şey yok. Hala yine aynı kafadalar. Orada asıl bu işi değiştirecek olan 1 milyona yakın oy kullanacak olan Türk seçmen var.
Ben Türk seçmenlerimizin Türkiye’ye bu denli saldıran, saygısızlık yapan bu siyasi partilere karşı sandıkta gerekli dersi vermeleri gerekir diye düşünüyorum.”
"ONLARDAN TERÖRİSTİ İSTİYORUZ"
(Adil Öksüz notası) Biz şu anda üzerimize düşen diplomatik görevi yapıyoruz. Biz notamızı verdik ve Almanya’dan bu konuda gerekli adımı atmasını istiyoruz. Almanya, kendi vatandaşlarını bizden isterken nasıl bir farklı tutum içine giriyorsa, biz de şu anda orada bulunan bu teröristleri kendilerinden istiyoruz. Onlar üstelik suçluyu istiyor, biz teröristi istiyoruz. Şu anda onların burada 3-5 tane diyelim ki tutuklusu var, onları sürekli bizden istiyorlar. Onların yargısı varsa, bizim de yargımız var. Yargımız, bu konuda kararı verir, kararı verdikten sonra da gereği neyse onu yaparız.”
Karar'ın bugünkü birinci sayfası.
ERDOĞAN’IN SÖZLERİ ALMANLARI KIZDIRDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine Almanya’dan yanıt gecikmedi. Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine yönelik, “Ülkemizin egemenliğine daha önce eşi benzeri görülmemiş bir müdahale. Erdoğan’ın Almanya’nın seçim kampanyasına müdahalesi, Almanya’daki insanları birbirine karşı kışkırtmak istediğini gösteriyor” iddiasında bulundu. Almanya’da Sosyal Demokrat Partili (SPD) Başbakan adayı Martin Schulz da, sosyal medya hesabından yaptığı açıklmada “Erdoğan ölçüyü iyice kaçırdı. Özgür ve demokratik Türkiye için savaşanlara daha çok destek olacağız” dedi.
"YA RABBİ BUNLARIN SAYISI ÇOĞALSIN"
Erdoğan, kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın dünyaya gelen bebeği ile yeniden dede olduğunun hatırlatılması üzerine, “Tabii çok tatlı, hoş. Altıncı torunum. Allahıma dua ediyorum, yarabbi bunların sayısı daha da inşallah çoğalsın. Çünkü milletçe sayımızın yükselmesi lazım” diye konuştu. Gazetecilere, “Darısı sizin de başınıza. Bilmiyorum, adımları attınız mı? Çok ağırdan alıyorsunuz gibi geliyor bana. Bİraz hızlandırın” tavsiyesinde bulunan Erdoğan, bir gazetecinin hamile olduğunu söylemesi üzerine “Aferin, bak hamile varmış. Çok da güneş altında durma” dedi.
GÜMRÜK BİRLİĞİ İÇİN BİZ DE CAN ATMIYORUZ
Başbakan Yıldırım, merkel’in Gümrük birliği çıkışı için “AB benden sorulur havasıyla racon kesiyor” diye değerlendirdi. Yıldırım, “Zaten bu tek taraflı bir anlaşma da değil. Biz de öyle aman aman bir havada değil. Menfaatlerimize göre karar veririz” dedi.
Türkiye ile Almanya arasında yükselen tansiyon Başbakan Binali Yıldırım’ın da gündemindeydi. Adil Öksüz ile ilgili olarak Berlin’e nota verildiğini hatırlatan Yıldırım, “Biz Almanya’dan bu darbeye karışmış bulunan FETÖ mensuplarının barındırılmamasını, yargılanmak üzere Türkiye’ye iadesini istiyoruz” dedi. Ankara’nın Kahramankazan ilçesindeki Şehitler Camisi’nde cuma namazını kılan Yıldırım çıkışta gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Almanya’nın FETÖ firarilerini koruyup saklamasının dostluğa yakışmayacağını söyleyen Yıldırım bu isimlerin Türkiye’ye iade edilmesini istedi.
Gümrük Birliği meselesinin, Almanya’nın AB adına tek başına karar vereceği bir konu olmaması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, “Almanya, ‘bütün Avrupa Birliği benden sorulur’ havasında, birlik adına racon kesiyor. Bu doğru değil. Bir dayatma anlamına gelir” diye konuştu. Gümrük Birliği’nin tek taraflı bir anlaşma olmadığına dikkati çeken Yıldırım, “Yani Türkiye ‘aman aman bir an önce Gümrük Birliği’ni değiştirelim’ havasında da değildir. Türkiye’nin menfaatleri neyi gerektiriyorsa, o yönde karar verecektir. ‘Ne olursa olsun da bu Gümrük Birliği değişsin’ diye can atar bir halimiz de yoktur. Onun için çok fazla endişelenmelerine ve heyecanlanmalarına gerek yok” dedi. Yıldırım, FETÖ firarisi Adil Öksüz’ün Almanya’da olduğuna dair Türkiye’nin elinde somut bilgi ve belge bulunup bulunmadığına ilişkin soru üzerine, “Tabii ki birtakım çalışmaların sonucu bu bilgiler elde ediliyor ve bu bilgiler çerçevesinde de ilgili ülkelerden suçluların iadesi talep ediliyor. Yapılan işlem bu çerçevededir” dedi.
AB MERKEL’E BOYUN EĞDİ
Şansölye Merkel’in Gümrük Birliği çıkışının ardından Berlin’in Türkiye’ye karşı yeni bir ekonomik hamlesi daha geldi. Almanya’nın girişimleri sonucu sonbaharda AB’nin Türkiye’ye yaptığı mali yardımlarda kesintiye gitmeye hazırlandığı belirtiliyor.
Türkiye-Almanya ilişkilerinde yaşanan gerginlikliklerin ardından Ankara’ya ekonomik tehdit kozunu masaya süren Berlin, AB nezdinde de girişimlerde bulunuyor. Alman resmi haber ajansı DW Türkçe’nin haberine göre Berlin’in girişimleri sonucunda Türkiye’ye 2014-2020 yılları arasında yaklaşık 4 milyar 450 milyon euro yardımda bulunmayı planlayan AB, sonbaharda yapacağı ara değerlendirme toplantısında bu kaynakta kesintiye gitmeye hazırlanıyor. Kısaca “IPA II” olarak adlandırılan, Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı’nın ara değerlendirme toplantısının, Eylül ya da Ekim ayında yapılacağını belirten DW’nin isimsiz ‘AB diplomatik kaynakları’, toplantı sonrasında bu kaynakta birkaç yüz milyon euro’luk kesinti yapılmasını beklediklerini ifade etti.
Kaynaklar bu paranın Türkiye ile AB arasında imzalanan çerçeve anlaşmaya göre aktarıldığını, ancak bu anlaşmada aday ülke Türkiye’de demokrasinin, insan haklarının gerilemesi durumunda mali yardımların askıya alınmasını öngören bir maddenin bulunmadığına dikkat çekti. Ancak AB’nin, mali desteğin Türkiye’nin üyeliğe hazırlanması için öngörüldüğü, son dönemde yaşanan gelişmeler nedeniyle ise bu kaynağın kullanılabileceği alanların azaldığı tespitinden hareketle kesintiye gitmeyi planladığı belirtiliyor.
Bir AB yetkilisi, Türkiye’ye demokrasi ve yönetişim ile hukukun üstünlüğü ve temel haklar için toplam 1 milyar 581 milyon 400 bin euro mali yardım öngörüldüğünü anımsatırken, kesintini bu maddeler gerekçe gösterilerek yapılacağını belirtiyor.