Türk Silahlı Kuvvetlerince (TSK) sürdürülen Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında, keşif ve gözetleme vasıtalarıyla tespit edilen 60 DAEŞ terör örgütü hedefinin, 171 Fırtına mermisi atılarak imha edildiği bildirildi.
Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, Fırat Kalkanı Harekatı'nın 28. günündeki gelişmelere ilişkin bilgi verildi.
Açıklamada, bugün Azaz-Çobanbey bölgeleri arasında, muhalif unsurlardan oluşan 5 Özel Görev Kuvvet Grubunun, güney istikametinde terör örgütü DAEŞ'e yönelik taarruzlarına devam ettiği, Çobanbey batısında yer alan Bahvurtah ve Cakka meskun mahallerinde kontrolün sağlandığı belirtilirken, Yeni Yaban meskun mahalline yönelik harekata devam edildiğine işaret edildi.
Keşif ve gözetleme vasıtalarıyla tespit edilen 60 terör örgütü DAEŞ hedefinin, ateş destek vasıtaları tarafından 171 Fırtına mermisi atılarak imha edildiği bildirilen açıklamada, toplam 824 hedefe, 3 bin 330 atım yapıldığı belirtildi.
Açıklamada, koalisyon güçleri tarafından Bahvurtah (Zeytinlik) bölgesinde tespit edilen terör örgütü DAEŞ unsurlarına yönelik toplam 3 hava harekatı düzenlendiği bildirildi. Hava harekatında, 4 DAEŞ mensubunun etkisiz hale getirildiği, 2 bina ve 2 havan silahının ise imha edildiği belirtildi.
Suriye sınır hattında kesintisiz keşif ve gözetleme faaliyeti gerçekleştirildiğine işaret edilen açıklamada, AFAD ve Kızılay'a ait unsurların ile Özgür Suriye Ordusu ve sivillere yönelik lojistik faaliyetleri kesintisiz olarak sürdürdüğü kaydedildi.
Açıklamada, terör örgütleri tarafından kullanılan ve hudut bölgesinde güvenlik riski doğuran Suriye kuzeyinde, düzenlenen koalisyon harekatına destek veren TSK'nın, bölgede yaşayan sivil halkın zarar görmemesi için her türlü tedbiri aldığı ve bu konuda azami hassasiyet gösterdiği vurgulandı.
Açıklamada, TSK tarafından, terör örgütü DAEŞ başta olmak üzere terör örgütlerinin yarattığı tehdidi bertaraf ederek, hudut güvenliğini artırmak ve koalisyon güçlerine destek vermek amacıyla 24 Ağustos'ta başlatılan Fırat Kalkanı Harekatı'nın, Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynaklanan hakları ve Birlemiş Milletler (BM) Sözleşmesi'nin 51. maddesinde yer alan "meşru müdafaa hakkı" ile BM'nin terör örgütü DAEŞ'le mücadeleye yönelik aldığı kararlar çerçevesinde sürdürüldüğü kaydedildi.