Küresel pazarlarda iflas artışları sürüyor. ‘Global İflas Raporu’na göre, küreselde yıllık 6, Türkiye’de ise yüzde 5 oranında iflas artışı olacağı ön görülüyor. En fazla iflas sırasıyla inşaat, enerji ve hizmet sektörlerinde gerçekleşti. Bunun en büyük nedeniyse ticari anlaşmazlıkların gecikmeli etkileri, siyasi belirsizlikler ve sosyal gerilimler olarak sıralandı.
Küresel pazarları da yakından ilgilendiren ‘Global İflas Raporu’ açıklandı. Tüm dünyada iflasların arttığı öne çıkarken, 2020 yılında da negatif bir tablo bekleniyor. Raporda, Çin’deki iflasların artışı ve Batı Avrupa ile Kuzey Amerika’da daha az oranda iflas artışlarının gerçekleşmesi eğilimin tersine dönmesinde rol oynadığı belirtildi. İflaslardaki artışa ek olarak büyük ölçekli şirketler genelinde yaşanan büyük çaplı iflas sayılarındaki artışın da kalıcılaştığına dikkat çekildi. Globalde yıllık yüzde 6 oranında iflas artışı beklenirken, bu oran Türkiye’de yüzde 5 ile düzeyinde olacağı belirtildi. Rapor verilerine göre:
* 2019 yılının ilk üç çeyreğinde toplamda 145 milyar euroluk ciroyu aşan bu tip 249 iflas yaşandı. * Söz konusu iflasların en çok yoğunlaştığı alanlar; Asya’da inşaat, Kuzey Amerika’da enerji ve perakende ve Batı Avrupa’da perakende ve hizmet sektörleri oldu. 2020 yılında iflaslar (yıllık +%6) üst üste dördüncü kez artmaya devam edecek. * Gelişmiş ekonomiler ve sanayi sektöründe düşük büyüme ivmesinin beklenenden daha uzun süredir devam ediyor olması, ticari anlaşmazlıkların gecikmeli etkileri, siyasi belirsizlikler ve sosyal gerilimler şirketler üzerinde baskı oluşturmaya devam edecek. * Raporda ayrıca, artan fiyat rekabeti ve girdi maliyetlerinin kar marjlarını sınırlayarak birçok ülkede daha fazla şirket için ek sıkıntılar yaratırken, küresel para politikalarında ve finansman koşullarında gevşeme olması şirketler için destekleyici olacak. 2020 yılında Çin, Hindistan’ın liderliğinde Asya kıtası ile küresel ‘iflasların ana sürükleyicisi’ olacağına dikkat çekildi.
Euler Hermes Türkiye CEO’su Özlem Özüner “2020 yılında her beş ülkenin dördünde iflas oranında artış olacak. Globalde yıllık yüzde 6 oranında iflas artışı beklenirken, bu oran Türkiye’de yüzde 5 ile global ortalamanın altında kalacak. 2020 yılında iflaslarda yine bir artış yaşanmasını bekliyoruz. Bu görünüm, şirketler için olağan sorunlara ek olarak 2020 yılında ek zorluklar anlamına geliyor. Küresel iflaslara ait bu görünüm daha seçici ve korumacı kredi yönetimi icraatlarını zorunlu kılıyor. Aynı zamanda, 2020 yılında yüksek seviyede oynaklık yaratacak; ticari anlaşmazlıkların ve siyasi risklerin yakından takip edilmesini gerektiriyor” dedi.
İRAN’IN HÜRMÜZ KOZU PETROLÜ PATLATABİLİR
Süleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis’in 3 Ocak’ta Bağdat Havalimanı yakınına ABD tarafından düzenlenen saldırıda öldürülmesi bölgede tansiyonu yükseltmişti. İran da 8 Ocak’ta ABD’nin Irak’taki iki üssünü onlarca balistik füzeyle vurdu. Tahran’ın misilleme olarak bununla yetinmesi ve ardından ABD Başkanı Donald Trump’ın daha ılımlı bulunan mesajları bölgedeki gerginliği biraz da olsa düşürdü. Uluslararası petrol uzmanları ve ekonomi kurumları ise tarafların açıklamalarındaki yumuşamanın aldatıcı olabileceğini belirtiyor. İran’ın Hürmüz Boğazı’ndaki seyrüseferi kesintiye uğratarak veya Yemen’deki Husiler, Lübnan’daki Hizbullah gibi vekilleri aracılığıyla petrol tesisleri ve tankerlerini hedef alarak dolaylı şekilde cevap verebileceğinin altı çiziliyor. Bölgede patlak verecek bir çatışmanın tüm dünyayı olumsuz etkileyeceği, böyle bir durumda petrol varil fiyatının 100 doların üzerinde rekor bir seviyeye çıkabileceği yorumları yapılıyor.
EKONOMİK BÜYÜME DENGELENECEK
ABD’li kredi derecelendirme şirketi Fitch Ratings, ABD ve Çin arasında imzalanan ticaret anlaşmasının ilk aşamasının, iki ülkede de iş güvenini artırarak küresel ekonomik büyümenin dengelenmesine katkı sağlayacağı yorumunu yaptı. Pekin-Washington uzlaşısının oluşturacağı etkinin, anlaşmanın uygulanmasına bağlı olarak değişebileceği belirtilen Fitch raporunda “Ticaret anlaşması, küresel ekonomik büyümenin bu yıl dengeleneceği yönündeki beklentilerimizi destekliyor” denildi. Kurum, Çin ekonomisinin 2020’de yüzde 5,9 büyüyeceğini, bunun da küresel ekonomik büyümeye yüzde 2,6 katkı sağlayacağını öngörüyor. Fitch ayrıca, küresel ekonomik büyümenin yeni ticari koşullardan etkilenecek olan eyaletlere bağlı olacağını da ekliyor. ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Başbakan Yardımcısı Liu He anlaşmayı imzalamadan önce, ABD Hazine Bakanlığı Çin’in döviz manipülatörleri listesinden çıkarıldığını açıklamış, Hazine Bakanı Steven Mnuchin de ABD’nin Çin’e yönelik ek gümrük vergilerini anlaşmanın ikinci aşamasında kaldıracağını duyurmuştu.
‘REEL FAİZİN SIKIŞTIRILMASI RİSKLERE NEDEN OLUYOR’
Ayrıca Fitch Ratings, zayıf para politikası kredibilitesi ve reel faizlerde geçen yazdan bu yana gidilen geniş çaplı indirimin Türkiye’nin ‘Durağan’ görünümdeki “BB-” kredi notu üzerinde baskı yapmayı sürdürdüğü belirtildi. Notta, faizlerin Haziran 2019’dan beri yaklaşık yarıya inmesine rağmen liranın ekonomik toparlanma, düşük enflasyon, cari denge ayarlanması, ABD yaptırım riskinin azalması ve küresel finansman koşullarındaki genişlemeden destek bularak görece durağan seyrettiği ifade edildi. Buna karşın volatil enflasyon, zayıf para politikası kredibilitesi ve reel faizlerin sert bir şekilde sıkışmasının piyasada yeniden volatilite riskine neden olduğu belirtilen notta, Türkiye’nin 2020’de yaklaşık 170 milyar dolar ile yüksek dış finansman ihtiyacını sürdürdüğünün altı çizildi. Ayrıca Türkiye’nin jeopolitik şoklara karşı hassas olduğu belirtilirken yaptırım riskine dikkat çekildi. Fitch Türkiye’de enflasyonun 2021 sonunda yüzde 10 seviyesinde kalmasını bekliyor. Kurumun notunda Ekim 2018’de görülen yüzde 25.2’lik zirvenin ardından yaşanan sert düşüşte baz etkisi, TL’deki toparlanma ve enflasyon beklentilerinin etkili olduğu belirtildi.
DHA