Türkiye, misafir ettiği milyonlarca mülteci için bir türlü sistemli bir göç politikası oluşturamadı. Toplumda yükselen tansiyona çözüm, ‘huzur operasyonları’ ile gözaltına alınan Suriyelileri sınırdışı ederek bulundu. SUK eski Başkanı Halit Hoca “Böyle bir planın hazırlık aşaması olmalıydı. STK’larla görüşülüp yol haritası hazırlanmalı ve mültecilere önceden bildirilerek süre verilmeliydi. Bu plan yeni yaralar açar” diyor.
Suriyeli mülteciler, İstanbul’da son günlerde ardı ardında yapılan ‘Huzur Operasyonları’nın asıl hedef haline gelmiş durumda. 7 yıldır süren kanlı Suriye iç savaşından kaçarak Türkiye’ye yerleşen, 3.5 milyon mülteci uzun süredir hem siyasetin hem de sosyal hayatın en büyük tartışma konularından biri olmuş durumda.
Artan ekonomik sıkıntılar, 7 yıl boyunca ortaya konulmayan sistemli bir göç politikası, sağlanamayan entegrasyon ve rehabilitasyon sorunları içinden çıkılamaz hale getirince sosyal patlamalara neden olmaya başladı. İstanbul başta olmak üzere pek çok kentte Suriyeli mültecilere karşı kitlesel linçler yaşanınca hükümet çözümü mültecilerin Türkiye’de kalma koşullarını sıklaştırmada ve Suriye’ye geri gönderme sopasını daha güçlü kullanmada buldu. Özellikle son 10 gündür Türkiye genelinde yapılan ‘huzur operasyonlarında’ binlerce Suriyelinin basit gerekçelerle gözaltına alınarak doğrudan geri gönderme merkezlerine yollandığı ortaya çıktı. Şu ana kadar bu mültecilerden en az 400’ü de İdlib’e sınırdışı edilmiş durumda. Uygulamanın panik havasında ve yine sistemsiz yapılmasının yeni yaralar açılmasına yol açtığına dikkat çeken STK’lar ve uzmanlar ise hükümete çağrı yapıyor.
KARAR’a konuşan Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu Kurucusu ve Suriye Ulusal Koalisyonu eski başkanı Halit Hoca, sadece geçtiğimiz hafta 400 Suriyeli sığınmacının 4 gün içerisinde sınırdışı edildiğini ve İdlib’e gönderildiğini söyledi. Son günlerde yapılan işlemlerin panik havasıyla uygulandığını kaydeden Hoca, şunları söyledi: “2011 yılında Suriye iç savaşı başladığında Türkiye göçmenleri misafir olarak alıyordu. 2012’de BM Türkiye’ye göçmenlerin mülteci sıfatıyla alınması yönünde çağrıda bulundu. Ancak Türkiye daha önce Irak’ta da olduğu gibi BM’nin sığınmacılara müdahalesini önlemek adına kendilerini misafir olarak kabul etti. Tabii o dönem gelenlerin sayısı 140 bindi. Bu sayı çok farklı şu anda.”
Hoca, son dönemde ise yeni başlayan bir uygulama ile farklı bir yönteme başvurulduğunu kaydederek şöyle devam etti: “Son günlerde suça karışmış olanlar dışında geçici kimlik kartı olup da yanında olmayanlar, geçici kimlik kartı olmayanlar veya geçici kimlik kartını aldığı il dışına çıkanlar Geri Gönderme Merkezleri’ne gönderiliyor. Yüzlerce kişi de buralardan sınırdışı ediliyor. Sadece geçtiğimiz hafta pazartesiden itibaren 4 gün içerisinde 400 Suriyeli sığınmacı sınırdışı edildi. 5 bin sığınmacı da geri gönderme merkezlerine konuldu. Örneğin, İstanbul’da 9 kişilik bir aile dışarıda kimlik kontrolüne tabi tutuluyor. 16 yaşındaki bir çocukları kimliğini evde unuttu diye İdlib’e sınırdışı ediliyor. Hatay’da ufak bir arbedede geri gönderme merkezine gönderilen bir kişi de İbdib’e gönderiliyor. Üstelik El Nusra bölgesine gönderilen bu kişi El Nusra tarafından aranıyor ve orada hemen yakalanıyor. Sınırdışı edilenlere ayrıca ‘kendi isteğimle gidiyorum’ diye bir belge imzalatılıyor. Bazı sığınmacılar da örneğin pasaport süresi 3 ay ve kendisine geçici kimlik kartı için 6 ay sonrasına randevu veriliyor. Bu kez de elinde olmayan nedenlerle geri gönderme merkezine gönderiliyor. Elbette Türkiye bazı düzenlemeler yapabilir yapmalı da ama öncelikle belirli bir hazırlık aşaması olmalı. İçişleri Bakanlığı, Suriyeli kuruluşlar ve aktivistlerle toplantı yapmalı. Daha sonra bu kuruluşlar alınan önlemleri sığınmacılara duyurmalı. Belirli bir süre verilmeli. Yani bir hazırlık aşaması olmalı.”
Metro girişinde Suriyeli denetimi
‘ÜÇ DURUMA DA SINIRDIŞI’
Ailesiyle İstanbul’da yaşayan ve ismini vermek istemeyen Suriyeli bir esnaf da Suriyeli mültecilerin tedirginliğini anlattı. Geçici kimlik kartı sahibi olan ve Türk vatandaşlığı için başvuru süreci devam eden Suriyeli esnaf “Malesef son dönemde bizlere çok ciddi haberler geliyor. Sınırdışı olaylarında özellikle 3 durumda olanlara işlem yapıldığını biliyoruz. Bunlardan ilki geçici kimlik kartı olmayanlara sınırdışı işlemi uygulanıyor. Ayrıca Avrupa’ya kaçmaya çalışırken yakalananlar da hemen sınırdışı ediliyor. Bunların dışında bir de geçici kimlik kartı olup da farklı bir ilde GBT’si sorulanlar da hemen sınırdışı ediliyor. Öyle ki kayıtlı olduğu şehirlere gönderilmiyorlar. Hemen geri gönderme merkezine gönderiliyorlar. Sınırdışı edilenler ise sadece İblib’e gönderiliyor” şeklinde konuştu.
İÇİŞLERİ BAKANI DUYURMUŞTU
İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu, geçtiğimiz günlerde yeni uygulamaların işaretini vermişti. Soylu, özellikle büyükşehirlerde, İstanbul’da düzensiz göçmenler konusuna yönelik, ‘Yani hiç kimse kayıtsız kuyutsuz ortalıkta gezinemeyecektir. Kaçak göçmen çalıştırma, kaçak işportacılık gibi faaliyetlere müsaade edilmeyecektir’ demişti. Yine İçişleri Bakanlığı yayınladığı bir genelgeyle de göçmenlerin geçici kimlik kartı aldıkları kent dışına da izinsiz çıkmaları yasaklanmış, izinsiz çıkanların da Suriye’ye deport edileceği belirtilmişti.
Suriyeli anne oğlunun ardından böyle baktı
ÇALIŞMA İZNİ OLMAYANLAR DA TAKİP ALTINDA
Göç İdaresi de çalışma izni olmadığı halde Türkiye’de çalışan Suriyelilere sıkı bir takip başlatmış durumda. Kaçak olarak çalışan Suriyelilerin tespiti için çalışmalar yoğunlaşmış durumda. Bu durum suç olarak kabul edildiği için yasal oturum hakkı varsa bile çalışma izni olmadan bir işte çalıştığı için sınır dışı edilen sığınmacılar bulunuyor.Sığınmacılar için çalışma izni alabilmek çok zor şartlara bağlı. Son aylarda çalışma izni alabilen sığınmacı sayısı yok denecek kadar az. Bu konuda önümüzdeki dönemlerde denetimlerin artacağına dikkat çeken yetkiller “Ülke genelinde incelemeler sıklaştırılacak, çalışma izni olmayanların istihdamı önlenecek, çalışma izni olmayanları çalıştıran işyerlerine ağır cezalar kesilecek” diyor. Bu uygulamaların geri dönüşleri artıracağına inanılıyor.