Galatasaray'ın efsane ismi Fatih Terim'in hayatını konu alan 'TERİM' adlı belgesel ABD merkezli online dizi ve film platformu Netflix'te yayınlandı. Belgesel yayına girdiği günden itibaren Türk futbolseverler tarafından yoğun ilgi görürken sarı-kırmızılı ekibin eski yöneticisi belgeseli sert sözlerle eleştirdi.
Galatasaray'ın efsane ismi Fatih Terim'in hayatını konu alan 'TERİM' adlı belgesel cuma sabahı ABD merkezli online dizi ve film platformu Netflix'te yayınlandı. Sarı-kırmızılı taraftarlar başta olmak üzere Türk futbolseverler tarafından yoğun ilgi gören belgesel sosyal medyada en çok konuşulanlar arasında yer aldı.
Fatih Terim belgeseli cuma günü Netflix üzerinden izleyenler ile buluştu. Türk futbol tarihinin efsaneleri arasında görülen teknik direktörün kariyerine ve özel hayatına odaklanan yapım futbolseverler tarafından yoğun ilgi gördü. Efsane teknik adamın Adana'da başlayan hayat hikayesinin ele alındığı tarihi belgeselde İtalyan temsilcileri Fiorentina ve Milan'daki günlerine de yer verildi.
Dört bölümden oluşan belgeselde sarı-kırmızılı ekibin efsane isimleri Gheorghe Hagi, Gheorghe Popescu, Cláudio Taffarel, Felipe Melo, Fernando Muslera ve Portekiz futbolunun önde gelen isimleri Nuno Gomes ve Rui Costa gibi dünyaca ünlü yıldızlara da yer verildi.
ESKİ YÖNETİCİDEN SERT ELEŞTİRİ
2001-2002 yılları arasında Galatasaray Spor Kulübünde Mehmet Cansun yönetiminde ikinci başkanlık yapan HaberTürk yazarı Fatih Altaylı, Fatih Terim'in hayatını konu alan belgeseli sert sözlerle eleştirdi. Belgeseli Fatih Terim'i yakından tanıyan arkadaşlarıyla izlediğini belirten Fatih Altaylı, belgeseli ""Fatih Terim övgüsü" olarak tanımlayarak şu ifadeleri kullandı:
"Netflix'in büyük bir tanıtım kampanyası ile yayına soktuğu Fatih Terim belgeselini dün gece Galatasaray maçının ardından, hepsi Terim'i yakından tanıyan, dostu olan birkaç arkadaşımla beraber izledim.
KİMSE DE BU "ŞEYİ" BELGESEL DİYE İZLEMESİN
Kimse kızmasın ama bu belgesel falan değil. Netflix bu "şeyi" belgesel diye kimseye yutturmaya kalkmasın, kimse de bu "şeyi" belgesel diye izlemesin.
SÖZDE BELGESEL
Buna belgesel denmez. Böyle filmler falan vardır ama bunlar belgesel değildir. Buna "documentary" değil "tribute" denir. Gerçekler değil, gerçeklerin hoşa gidecek tarafları anlatılır. Yapılan şey tam bir "Fatih Terim övgüsüdür". Belgeselde olumlu, olumsuz, tartışmalı her şey gerçekçi bir biçimde, doğru ve gerekli tanıklarla anlatılır. Bu sözde belgeselde ise böyle bir şey yok. Gerçek tanıklar yok. Olayların kahramanlarının bazıları tarihten silinmiş, yok sayılmış. İşin içindeki insanların tanıklıkları yok. Kritik anlarda yaşananlar yok. Bunları anlatacak kimse yok. Terim'in Galatasaray'dan nasıl ayrıldığı yok. Üstünkörü bir anlatım, bolca yalakalık ve bolca övgü. Terim kutsaması. Terim'in başarıları elbette tartışmanın ötesinde ama başarısızlıkları, arkasındaki nedenler hiçbir şekilde anlatılmıyor.
BUNA BELGESEL DEMEK BELGEYE DE, SELE DE HAKARETTİR
Çok önemli futbolcuların transferlerine karşı çıkışları, yanlış transferleri, İtalya'daki günleri ile ilgili futbolcu ve yönetici tanıklıkları, hiçbiri yok. Galatasaray'ı bırakıp İtalya'ya gittiği ev toplantısında neler olduğu bile yok. Şişirme bir belgesel. Dahası berbat bir senaryo.. Felaket bir hikaye anlatımı. Rezalet bir kurgu. Netflix böyle berbat bir işi nasıl kabul etmiş anlamak mümkün değil.Aynı platformda yayınlanan ve Michael Jordan'ı anlatan Last Dance belgeseline bakın, bir de buna. Ya da Luis Figo'nun Barcelona'dan Real Madrid'e transferini anlatan Figo Vakası belgeseline bakın bir de buna. Bu tam bir "Bonne pour L'Orient" hikayesidir. Buna belgesel demek belgeye de, sele de hakarettir."