Saadet Partisi ve Demokrat Parti’den Cumhur İttifakı’na dahil olacakları iddialarına ilişkin açıklama geldi. SP Sözcüsü Birol Aydın “Onlar iktidarı temin etme arayışı içinde" ifadeleriyle, Gültekin Uysal da "Millet İttifakı'ndan ayrılmak gibi bir gündemimiz yok” sözleriyle iddiaları yalanladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk’ü evinde ziyaret etmesi, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın Diyarbakır annelerini ziyareti, Millet İttifakı’nın iki ortağının ittifaktan kopacağı iddialarını gündeme getirse de parti temsilcileri bu iddiaları net bir dille yalanladı.
Saadet Partisi sözcüsü Birol Aydın ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Halk TV’de sorulara yanıt verdi.
SAADET PARTİSİ SÖZCÜSÜ: AK PARTİ İLE İTTİFAK MANASI KESİNLİKLE ÇIKAMAZ
Erdoğan’ın ziyaretinden parti yönetiminin haberi olduğunu söyleyen Saadet Partisi sözcüsü Birol Aydın, şunları söyledi:
Uzun uzadıya, 45 dakika kadar bir görüşme oldu. Benim bildiğim bu konuşmalar çerçevesinde değerli büyüğümüz Oğuzhan Asiltürk bey sayın Cumhurbaşkanına tavsiyelerini, telkinlerini ve nasihatlarini yapmıştır.
Hep beraber Türkiye’nin normalleşmesine, Türkiye’de 83 milyonun huzuru, mutluluğu için atılması gereken adımların, terörden ekonomiye, kamplaşmadan kutuplaşmaya, hukuktan adalete her açıdan bir takım değerlendirmeler yapmışlardır.
Ama buradan bir ittifak çıkarmak doğru değildir. Sayın Cumhurbaşkanının böyle bir arzusunun, böyle bir fayda umması yürüttüğü siyaset açısından pek tabiidir. Böyle bir AK Parti ve Saadet Partisi arasında bir ittifak görüşmesi şeklinde bunu değerlendirmek doğru olmaz.
Millet İttifakı için, “Bizim ilkesel olarak ittifakımız devam ediyor. Ama resmi bir ittifak zaten söz konusu değil” diyen Aydın, Süleyman Demirel’in ‘Siyasette 24 saat çok önemlidir’ sözünü hatırlatarak “Değil 24 saat önümüzde 24 ay var. 24 ayda Türkiye’de ekonomide, siyasette, dış politikada, doğrudan ya da dolayı ülkemizi ilgilendiren neler olacak onu yaşayarak göreceğiz. Biz ilkesel olarak bir ittifak içerisindeyiz. Türkiye’de dünkü duruşumuzu değiştirmemiz hususunda hükümetin hangi politika değişikliği yaptığına bakmamız lazım. Varsa böyle bir şey oturur konuşuruz” diye konuştu.
“CUMHUR İTTİFAKI ÇÖZÜM DEĞİL, İKTİDARI TEMİN ETME ARAYIŞI İÇİNDE”
Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu tip ziyaretler aslında normal karşılanmalı. Biz diyalogdan, karşılıklı istişareden, sorunlarımızı, dertlerimizi, programlarımızı muarızlarımızla konuşarak halledebiliriz.
Öteki var ama ötekileştirmek yok. Bizim prensibimiz budur. Bu bir nezaket ziyaretidir. Bu ziyaret vesilesiyle Sayın Cumhurbaşkanı kendi arzusu, isteği, bir faydayı düşünmüş olabilir. Bunu da ifade ettiler. Ama buradan AK Parti ile bir ittifak süreci başlattığımız manası kesinlikle çıkamaz.
Türkiye mevcut yönetim anlayışıyla, bu sistemle Türkiye’nin sorunları değil çözüme kavuşması, daha da katmerleşiyor, daha da büyüyor, adeta sürükleniyoruz, tepetaklak gidiyoruz.
Dolayısıyla Cumhur İttifakı’nın Türkiye’de temel beklentilerine denk düşecek bir çözüm temin etmeleri mümkün değildir. Onlar günü kurtarmaya, önümüzdeki seçimlerde yeniden nasıl olur da iktidarımızı temin edebiliriz bunun arayışı içindeler. Sorunları çözme arayışı içerisinde değiller.
UYSAL: MİLLET İTTİFAKI’NDAN AYRILMAK GİBİ BİR GÜNDEMİMİZ YOK
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ise Diyarbakır annelerini ziyaretinin ardından dillendirilen ‘Demokrat Parti Millet İttifakı’ndan ayrılıyor mu?’ iddialarına yanıt verdi.
Uysal, şöyle konuştu:
Demokrat Parti’nin bir yere gittiği, bir yere geldiği yok. Durduğu yerde duruyor. Millet İttifakından ayrılmak gibi ne gündemimiz var ne bu tevattürlerle işimiz var.
Arka arkaya pek çok şeyle birleşince halk tabiriyle dananın altında buzağı aranıyor. Öyle bir durum yok. Kırmızı çizgilerimiz net. İddialarımız, sözlerimiz net.
Türkiye’nin bir iklim değişikliğine, iktidar değişikliğine ihtiyacı var. Türkiye’nin derinden nefes almaya ihtiyacı var. Türkiye’nin bu ucube, milli ve yerli diye pazarlanmış, bir kişinin şahsında kodlanmış, devletin bütün kurumları hiçleştirilmiş, bunun bedelini vatandaşımızın ödediği, bu sistem adı altındaki yönetim mekanizmasının, keyfi düzenin değişmesine ihtiyacı var. Demokrat Parti olarak bu iddialarımız ve çerçevemiz dün neyse bugün de o. Bizde bir değişiklik yok.
Uysal, Diyarbakır anneleri ile ilgili şöyle konuştu:
PKK’nın bölgeye giydirmeye çalıştığı bir vesayet var. Bu vesayete karşı bir sivil iradeyle ortaya çıkmış, direnç gösteren insanlar var. Meramı, feryadı var. Biz bu feryada kulak vermeye gittik. O açıdan önemsiyorum.
PKK’nın bölgenin üzerinde, siyasetin alanını daraltan, siyasetin üzerinde vesayet oluşturduğu ikincil, üçüncül hiyerarşiler var. Bunları yırtmalı bölge.
Siyaset konuşulabilsin. Yoksa siyahla beyaz arasında sıkışmış, şiddet sarmalı içerisinde siyasetin demokratik tavır alanlarının sınırı zaten daralır. Biz bu maksatla Diyarbakır annelerinin bu feryadına karşı çok net bir şeyi söylüyorum.
Terör ne müsamahayı kaldırır, ne tereddütü kaldırır, bu noktada orada Diyarbakır annelerinin yükselttiği sese, cesarete tüm siyasi partiler, tüm sivil toplum örgütleri destek koyarak bu cesareti büyütmeli. Biz de bu maksatla gittik.
Orası bir iktidar sahasının meselesi, öbür taraf muhalefet yapısının meselesi diye bakmıyoruz. Türk insanıyla Türk insanının arasında örülmüş duvarları yıkmak için Diyarbakır’a gittik.
“İKTİDARIN SÖYLEYECEK SÖZÜ KALMAMIŞ, HİKAYE BİTMİŞ”
Uysal, AK Parti’yi şöyle özetledi:
AK Parti siyasetiyle beraber Türkiye’yi dört nala felakete götürüyor. Burası çok net.
Türkiye’de koronavirüs dışında pozitif olan bir şey yok. Bugün üniversiteler çökmüş durumda. İşte Boğaziçi’nin hali…
İktidarın sürdürülebilir bir tarafı yok, söyleyecek söz kalmamış hikaye bitmiş.