İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, iç güvenlik altyapısının PKK’yla mücadeleye yönelik olarak oluşturulduğunu belirterek "DEAŞ, YPG, KCK ve PKK, FETÖ’nün terörist faaliyetleri yeni bir güvenlik tanımı yapma mecburiyetini her birimiz için ortaya koymaktadır" dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Elimizdeki iç güvenlik altyapısı PKK’yla mücadeleye yönelik olarak oluşturulmuş bir altyapıdır oysa bugün tehdit sayımız artmış ve farklılaşmıştır” dedi.
TBMM bütçe görüşmeleri sürüyor. Bakan Soylu, yaptığı konuşmada, Türkiye’nin iddialarını tamamlaması gerektiğini söyleyerek, “Dünyayla rekabet edecek güçlü bir sisteme, ayağımıza çelme takılmayacak güçlü bir sisteme ihtiyacımız vardı. İnşallah milletimizin kabulü olur da Türkiye iddia ettiği ve hak ettiği yeni bir sistemle buluşabilme fırsatıyla karşı karşıya kalır. Meseleleri şahıstan, meseleleri kişiselleşmekten çıkartıp tam köklü bir sistem içerisine oturtursak hem bu coğrafyanın hakkını tam anlamıyla daha iyi bir noktayla verebiliriz hem de insanımızı yarına esenlikle ve aydınlık dolu bir günle getirebilme fırsatına sahip olabiliriz. Allah inşallah hayırlı eder. Ülkemiz için, milletimiz için, insanlar için gayret gösteren herkese minnetlerimizi ve şükranlarımızı ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.
YENİ TANIM MECBURİYETİ
İçişleri Bakanı Soylu, Türkiye’nin bin yıldır üzerinde bulunduğu coğrafyanın jeopolitik ve jeostratejik önemini giderek arttırdığını kaydederek, “Bir taraftan Suriye merkezli büyük göç dalgası hem transit hem de hedef ülke olması, diğer taraftan DEAŞ, YPG, KCK ve PKK, FETÖ’nün terörist faaliyetleri yeni bir güvenlik tanımı yapma mecburiyetini her birimiz için ortaya koymaktadır. Elimizdeki iç güvenlik altyapısı PKK’yla mücadeleye yönelik olarak oluşturulmuş bir altyapıdır oysa bugün tehdit sayımız artmış ve farklılaşmıştır. İçeride FETÖ, KCK ve PKK, dışarıda PKK’nın uzantısı YPG ve diğerleri. Dolayısıyla, Türkiye güvenlik kapasitesini artırmak zorundadır.
PROAKTİF GÜVENLİK KONSEPTİ
Bir de buna DEAŞ’ı eklediğinizde elbette ki sorumluluğumuz daha öte bir noktaya taşınmaktadır. Uluslararası birliklerin ve sistemlerin dağılmasının tartışıldığı bir dönemde Türkiye’nin kendi güvenlik projesini ortaya koyabilmesi gerekmektedir. PKK bizden başkasını tehdit etmiyor. DEAŞ öncelikle bizi tehdit ediyor. FETÖ yine bizden başkasını tehdit etmiyor. İşte bu yüzden tehdidin sınırlarımızın ve ulusal çıkarlarımızın ötesinde bertaraf edilmesini önceleyen, teknolojik, kültürel, ekonomik, siyasi, askeri ve polisiye yönleriyle proaktif yeni bir güvenlik konseptini hayata geçirmek zorunludur ve hükümetimiz bu yönde adımları sıklıkla atmaktadır. Fırat Kalkanı Operasyonu tam da bugün bu yaklaşımın neticesidir” dedi.
TOPLUMSAL SEFERBERLİK
FETÖ yapılanmasının terör örgütü PKK’nın hamiliğini yaptığını belirten Bakan Soylu, “15 Temmuz’un hem öncesi hem sonrası için harekat planına PKK’yı da açıkça dâhil etmiştir ancak 15 Temmuz gecesi milletimiz bu oyunu da bozmuştur. Demokrasiye, milli iradeye sahip çıkması bir yana, 15 Temmuzda bu büyük millet, bu aziz millet bağımsızlığını ve kardeşliğini tahkim etmiştir. Tankların önüne set çeken toplumsal seferberlik memnuniyetle görülmektedir ki sadece o geceyle sınırlı kalmamış, ekonomiye de sirayet etmiştir. Ekonomi cephesinde son günlerde yaşanan gelişmeler, Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısına milletimizin verdiği destek 15 Temmuz ruhunda herhangi bir gerileme olmadığını açıkça ortaya koymaktadır” şeklinde konuştu.
ANKARA/İHA