Soma'daki maden faciasına ilişkin Akhisar'da görülen davanın duruşmasına, iddianamenin 163 sayfalık bölümünün okunmasının tamamlanmasının ardından yarın sabaha kadar ara verildi.
Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 8 tutuklu, 37 tutuksuz sanık hakkında Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın görüldüğü duruşmada, iddianamenin, ölen işçiler, müştekiler ve sanıkların kimlikleri ile sanıkların savcılık sorgusunda verdikleri ifadeler, bilirkişi, TÜBİTAK ve Emniyet Genel Müdürlüğü raporlarının yer aldığı 163 sayfadan oluşan ilk 8 bölümünün okunması tamamlandı.
Duruşmaya, olayla ilgili savcılık değerlendirmesinin yapıldığı 9'uncu bölümle yarın sabah devam edilmek üzere ara verildi.
Mahkeme heyetinin oturuma ara vermesinin ardından tutuklu sanıkların jandarma koridoru altında dışarı çıkarılmaları sırasında salonda bulunan madenci aileleri "katiller" diyerek tepki gösterdi.
Sanıklar hakkında istenilen cezalar
Davada, tutuklu 8 sanık "olası kastla öldürme" suçundan 301 kez 20 yıldan 25 yıla, "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" suçundan da 162 kez 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istemiyle yargılanıyor.
Tutuksuz 37 sanıktan 12'sinin "taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarının istendiği davada, 25 tutuksuz sanık ise bu suçları "bilinçli taksirle" işledikleri gerekçesiyle aynı aralıktaki ceza süresinin, üçte birden yarısına kadar artırılarak uygulanması talep ediliyor.
Can Gürkan gülünce
Mahkeme heyetinin oturuma ara vermesinin ardından tutuklu sanıkların jandarma koridoru altında dışarı çıkarılmaları sırasında salonda bulunan madenci aileleri "katiller" diyerek tepki gösterdi.
Duruşmayı izlemeye gelen madenci yakınlarının acıları
yeniden tazelendi (FOTOĞRAF: AA)
Mahkemenin yarın müdahillik talebinde bulunanlarla ilgili ara karar vermesi de bekleniyor. Duruşma çıkışı konuşan Manisa Milletvekili Özgür Özel şu değerlendirmeyi yaptı:
"Madenci yakınları telkinlerimizi dinledi ve bugün salonda adeta dudaklarını ısırıp acılarını bastırdılar. Güvenlik gerekçesiyle sanık avukatlarının da talebiyle davanın başka yere çekilme ihtimali de etkili oldu. Bugün yaşananların en acı tarafı kaybettikleri yakınlarının isimlerini söylerken devamında kendi isimlerini söyleyemeyip hıçkırıklara boğuldular. Hatta çevik kuvvetten ağlayanlar oldu o ortamda. Ama sabrettiler ve duruşma düzenini bozmadılar. Bu yüzden de duruşmanın burada yapılabileceği görüldü. Bir tek en sonda tutuklu sanıklar götürürken Can Gürkan'ın arkaya doğru gülümseyerek bakmasından rahatsız olan 4-5 tane eş fırlayarak ona bir şeyler söyledi. "Ne yüzle gülümsüyorsun ne yüzle bakıyorsun, utanmıyor musun sırıtmaya" gibi. Onun dışında hiç kimseye yönelik fiili bir hareket olmamıştır. Salondan çıkarken biraz da Can Gürkan'ın kasten değil belki ama tahrike varan bir gülümsemesi vardı arkaya doğru. Dikkatimizi çeken bugünden akılda kalan bir şey de tutuklu ve tutuksuz sanıkların gelir durumları sorulduğunda Can Gürkan'ın şu anda gelirim yok" dediğinde Bir madenci annesinin "Kazandığınız kanlı paraları niye söylemiyorsunuz kanlı paraları nerede saklıyorsunuz" diye ona seslenmesiydi. Oysa Ramazan Doğru ile aralarında tartışma konusu olan başka bir şey de şirket yetki belgesiydi ve o yetki belgesinde ikisinin de yönetim kurulu kararıyla aldıkları gelir yazılı. Bir başka dikkat çeken Ramazan Doğru ve Can Gürkan'ın cezaevinde koğuşlarda ayrı ayrı olmasının yanında burada da yan yana oturmaları gerekirken birbirlerinden uzak ve arada diğer sanıklar olarak oturmaları. Aralarındaki tüm bunlar mahkeme ifadelerinde de sanırım ortaya çıkacak."
Gürkan: En mağdur biziz
Soma'daki maden faciasına ilişkin Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesine başlanan davanın duruşmasında okunan iddianame ile tutuklu ve tutuksuz sanıkların soruşturma aşamasında verdikleri ifadeler ortaya çıktı.
Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden duruşmada, savcılıkça hazırlanan iddianamenin okunmasına devam ediliyor.
Okunan iddianamede tutuklu sanıkların, soruşturma aşamasında verdikleri ifadeler dikkati çekti.
Dava dosyasında 1 numaralı sanık olarak yer alan Soma Kömürleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan'ın okunan savcılık ifadesinde, yönetim kurulu başkanı olarak şirketin strateji, finans, banka ilişkileri, bütçeler, planlama, yatırım ile ilgili konularını takip ettiğini beyan ettiğini bunun dışında teknik konularda sorumluluğun ise yaptıkları iş bölümü gereği yönetim kurulu üyesi ve genel müdürleri Ramazan Doğru'ya ait olduğunu beyan ettiği görüldü.
Gürkan'ın şirket olarak iş güvenliğine azami özeni gösterdiklerini iddia ettiği ifadesinde, şu sözlerle kendini savunduğu ortaya çıktı:
"Biz şirket olarak iş güvenliği tedbirlerinin alınmasında elimizden ne geliyorsa yapıyoruz. Biz bu işe gerek ben gerekse babam olsun bütün sermayemizi verdik, emeğimizi ortaya koyduk. 6 bin 400 kişiye ekmek kapısı açtık. Meydana gelen kazada en çok biz mağdur olduk. Bütün yatırımlarımızı güvenlik önlemlerine harcadık. Biz bütün işçilerimize, üst düzey amir ve mühendislerimize gerekli eğitimleri verdik. Her biri de belgelenmiştir. Söz konusu iş yeri devletin güzide maden ocaklarından bir tanesidir. Hatta bu maden ocağında profesörler olsun öğrenciler olsun madenle ilgili olarak bilgi amacıyla örnek madenlerden gösterilerek ziyaret edilmektedir. Biz iş güvenliği ile ilgili olarak emniyet iş güvenliği başmühendisimiz, iş güvenliği üç vardiya amirimiz iş güvenliğinden sorumlu vardiya amirleri, mühendisleri ve teknikerleri olsun yeterli sayılarda insan çalışmaktadır."
Soruşturma safhasında verdiği ifadesinde kazanan an itibariyle neden kaynaklandığını bilmediğini beyan eden Gürkan, "Benim söz konusu olay ile ilgili olarak kusur ve ihmalimin olduğunu düşünmüyorum. Üzerime atılı suçlama olursa kabul etmiyorum" dediği okundu.
"Vicdani olarak her cezaya razıyım"
Okunan iddianamede, davanın 2 numaralı sanığı şirket genel müdürü Ramazan Doğru'nun soruşturma safhasında alınan ifadesinde ise "yönetim kurulu üyesi olduğu ve kurulda yetki devri yapıldığı" iddialarını kabul etmediğini ancak genel müdür olarak sorumluluklara sahip bulunduğunu dile getirdiği okundu.
Doğru, bununla birlikte söz konusu kazanın öngörülemeyen bir kaza olduğunu, eğer öngörülebilir olsaydı mutlaka gerekli güvenlik önlemlerini alacağını beyan etiği ifadesinde, şu savunmaya yer verdi:
"Ben bu işletmede 25 yıldan beri Soma Havzasında çalışıyorum. Ölenlerin çoğunu tanıyorum. Hepsi benim canımdan çok sevdiğim çalışanlarımdı. Böyle bir elim kaza yaşadık ve çok üzgünüm. Bu üzüntümü tarif edemem. Keşke bu kazada ben de ölseydim. Bu olaydan dolayı vicdani olarak bana gelebilecek her türlü cezaya razıyım. Burada kesinlikle kendimi kurtarmak adına savunma yapmıyorum. Ben vicdan muhasebesi içerisindeyim. Bu olayda bir kusurum olduğunudüşünmüyorum. Ve suçsuzum. Üzerime isnat edilen suçlamaları kabul etmiyorum. Savunma ve beyanlarım şu aşamada bundan ibarettir."
Tutuklu diğer sanıklar işletme müdürü Akın Çelik, mühendis Ertan Ersoy, vardiya amirleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Mehmet Ali Günay Çelik ve İsmail Adalı'nın da iddianamede yer alan savcılık ifadelerinde, kazanın oluşumuna ilişkin ihmallerinin söz konusu olmadığını savundular.
MANİSA/AA