Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu, FETÖ ile ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Mosturoğlu, 3 Temmuz'un cemaatin eseri olduğunu belirterek, Erdogan'ı ziyarete gittiklerini ve orada FETÖ'cü yaver Ali Yazıcı'nın elini sıkmadığını ifade etti. Avukat Faik Işık da aynı programda ilginç ifadeler kullandı.
Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu, Habertürk canlı yayınına bağlandı ve gündem yaratan açıklamalar yaptı.
Mosturoğlu, Kulüpler Birliği'nin İstanbul'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı toplantıya dair çarpıcı iddialar ortaya attı.
'ELİMİ SIKMADI'
FETÖ'cü olduğu gerekçesiyle tutuklanan Ali Yazıcı'nın da toplantıda bulunduğunu söyleyen Mosturoğlu, "FETÖ'cü sürekli not alıyordu. Cumhurbaşkanıyla görüşmemizde FETÖyle ilgili konuştum. Yaver notlar aldı, O gün elimi uzattım ancak elimi sıkmadı" açıklamasını yaptı.
İŞTE O ANLAR
Fenerbahçe otobüsünün kurşunlanması ile ilgili de konuşan Mosturoğlu, "Savcı iki kez dinleme talebinde bulundu ancak TİB bunu uygulamadı" dedi.
Mosturoğlu'nun tüm açıklamaları şu şekilde:
Fenerbahçe'nin olduğu her platformda Fenerbahçe taraftarının direnişiyle popüler davalar aklanmıştır. Bu yapının ilk duvara tosladığı yerdir. Gizli tanık Poyraz hakkında şikayetçi olduk. Bu gizli tanığın öldüğü ortaya çıktı. Bence hiçbir zaman yoktu. Ben onun için bu dosya bu yapının şahaserlerindendir diyorum. Bu kadar üstüne düşeceğimizi muhtemelen bilmediler.
Aziz Yıldırım 2009'da İBDA-C'den dinlenmeye başlandı. Ali Koç da başka bir dosyadan dinlenmişti. O tapelerin hangi soruşturma için kullanılacağı belli değildi. Bütün dosyalarda dinleme kararları alınırken bir dosya referans edilir. Bizim dosyada bazı evraklarda proje 10 numarası vardı. Biz daha sonra bu projenin bir havuz olduğunu düşündük. Daha önceki dinlemeler var. Zamanı gelince bir hikaye oluşturuluyor, iddianame oluşturuluyor ve yargılama başlıyor. Bu proje dosyası ilginç bir tespit bizim açımızdan.
'TARAFTAR OPERASYONU DA YAPILDI'
Taraftar operasyonu yapıldı daha sonra. Çarşı buradan çıktı. Bizimle ilgili olan da Kadıköy Adliyesi'ne geldi. Başkan o zaman tutuklu. Bu dosya ile ilgili daha sonra hiçbir karar verilmiyor. Baktığınızda öyle bir toplum mühendisliği yapılmış ki, taraftar grupları değişik gerekçelerle dinlenilmiş. Bunlarla ilgili kapsamlı bir suç duyurusunda bulunduk. Bu dosya savcılıkta ve hala soruşturması sürüyor.
3 Temmuz'da hiçbir ünü olmayan insanlar spor hukuku uzmanı olarak televizyona çıkarıldılar. 3 Temmuz'dan aylar evvel Mayıs ayında yapılacak operasyonu yazanlar çıktı. Ben tahmin ediyorum ki onlara da sıra gelecektir. İnanın bu programları sabahtan akşama kadar yapmak durumunda kalırız.
12 MAYIS 2012'DEKİ FENERBAHÇE-GALATASARAY MAÇI
Ben hayatımda insanların polis tarafından bu kadar gaddarca dövüldüğü, işkenceden geçirildiği bir maç hatırlamıyorum. Bizim otoparkımız vardır, orada bin kadar taraftarımız inanılmaz dayak yedi. Şikayete gidenler bir dayak da orada yedi. Bu saldırıya karşı direnenlerimiz vardı elimizden gelenler sınırlıydı. Sivil polisler bizim taraftarımızı otoparka sokup resmi polislere dövdürdüler. O gün o statta dayak yiyen tüm taraftarlarımızın o dosyaya müşteki olması lazım. Orada bir ders verilmeye çalışıldı. Bu davayı bırakmazsanız, sonucu bu olur denildi.
MİLLİ FUTBOLCULARIN FETÖ İLE GÖRÜNTÜLERİ
Adli bir soruşturmaya dönüşecektir. Sadece bu takımlar değil. Türkiye futbol liglerinde bu yapıya dahil o kadar çok kişi var ki, ben baktığımız zaman temizlendiğini görmüyorum. Aysbergin görünen kısmı. Görünmeyen kısmı çıktığında sabahlara kadar program yapmamız gerekecek. Futbol Türkiye'den bağımsız değil. Orduda komutanlar bu yapıya tabiyse, MEB'de bu yapıya dahil personel varsa futbolda da bunu düşünün.
FETÖ UEFA'DA ETKİLİ Mİ?
Net bir veri olmadan söyleyemiyorum. Şunu söyleyeyim Etik Kurulu Başkanı'nın açıklamaları var. İki temel argüman var Etik Kurulu raporu ve polis fezlekesi. Bugün bunun kumpas olduğu söyleniyor. Polis fezlekesine bakıyoruz yazan tutuklu. Akademik altyapısı var, onu yazanlar ortada. UEFA ne yapsıni eline gelen belgelere bakıyor. UEFA, Türkiye ile ilgili görüşlerini alırken burada bir hukuk bürosu ile çalıştı. Önümüzdeki günlerde bu büro da ortaya çıkacak. Büyük ihtimalle bu yapı ile ilişkisi de ortaya çıkacaktır.
Disiplin Kurulu'nda savunma yaparken başkanı dedi ki, 'Hiç devlette polis vatandaşına tuzak kurar mı' dedi, başkan da kurul başkanına 'Siz İsviçre2de yaşadığınız için bu sizin aklınıza yatmaz' dedi. Daha sonra 17-25 Aralık'a gelecek süreci anlattı. Bu ütpya denilen şeyi Türkiye 15 Temmuz'da Türkiye yaşadı.
FENERBAHÇE OTOBÜSÜNÜN KURŞUNLANMASI
Nisan ayında otobüsün Trabzon'da kurşunlanmasından sonra biz bir suç duyurusunda bulunduk. Avukatımız Trabzon'a gitti. Olayın failleri ile ilgili bir kişiden şüpheleniyorum dedi. Dinleme kararı çıktı TİB bunu uygulamadı dedi. Bir daha dinleme kararı çıkarıldı TİB yine uygulamadı. Bu şüpheli kişi polis muhbiri olan kişidir ve büyük bir ihtimalle Hrant Dink olayı gibi bir yapıyla ilgili kişidir dedi. Bu olaydan bir ay sorna Trabzon emniyetinde bir değişim yapıldı. Biz bunu savcı ile yapılan görüşmeleri bildirdik. Önümüzdeki günlerde bu yapı da ortaya çıkacaktır.
'BUGÜNKÜ GİBİ MÜCADELE EDİLSEYDİ...'
Fenerbahçe o sene şampiyonluğu kaybetti. Ertesi hafta sahaya çıkacak futbolcuları sahaya çıkarmakta zorlandık. Volkan o maçta 13 gol yemiş, geri kalan maçlarda 18 gol yemiş. O bile motivasyonunu kaybetmiş. Bu olaylar yaşanırken olay olduğu andan sonra kamu görevlileri bunun bir taşlama olduğunu söylediler. Bugünkü gibi mücadele edilseydi o yapı ortaya çıkardı.
Avukat Faik Işık da Karşıt Görüş programında Balçiçek İlter'in sorularını yanıtladı. 3 Temmuz sürecini, FETÖ terör örgütünün Aziz Yıldırım'a karşı gerçekleştirdiği bir komplo olduğunu söyledi.
Faik Işık'ın açıklamalarından satır başları;
FAİK IŞIK: "FETÖ TÖRER ÖRGÜTÜ İHALELERDE..."
"Şekip Mosturoğlu, 3 Temmuz'dan önce beni Fenerbahçe-Trabzonspor maçına davet etti. Locaya Aziz Yıldırım'ın arkasına oturduk. Soluma baktım; hakimler savcılar, sağıma baktım; devlet memurları. Şekip'e dedim ki: "Sen çok iyi bir avukatsın. Ekip arkadaşların da çok iyi neden beni çağırdın?"
"Ağabey başka bir konu var" dedi. Ankara'da bir konu vardı. Bu konu askeri ihale konusuydu. FETÖ örgütünün işgal kuvveti olarak devletin bütün birimlerine nüfus ettiğini, devletin bütün ihalelerine müdahil olduğunu zaman içerisinde görüyoruz.
"2010'nun daha başlarında Aziz Bey'in alehinde askeri casusluk davası vardı. Güya Aziz Yıldırım'ın katıldığı bir askeri ihalede yasaklama haline getirebilmek için sanık haline getiriyorsunuz. Şimdi onu sanık haline getiren ordunun içindeki komutanların tamamı tutuklu ya da kaçak. Büyük bir hava savunması ihalesinden dolayı, Savunma Sanayi Müsteşarlığı internet sitesinde yayınlanan herkese açık olan şartları, sanki Aziz Bey casusluk yapmış da almış gibi bir havada sundukları için özel yetkili mahkemede davası vardı. Şekip Bey, Aziz Bey, Abdurrahim Bey ile hep birlikte oraya gittik ve saçmalığı gördük.
'ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE HER ŞEYİ GÖRECEĞİZ'
O iddia nameden Aziz Yıldırım'ın mahküm edilemeyeceğini heyete gösterdik derken, 3 Temmuz dosyası patladı. Casusluktan alamayınca 'şike'yi çıkardılar. Bu örgüt, başka işadamlarının da alehine bir takım saçma sapan davalar açıp, bu açılan davalar sebebiyle ihalelerden yasaklı hale getirildiğinin örneklerini, önümüzdeki günlerde göreceğiz. Onları dava konusu haline getirip, yerlerine kendi istedikleri adamları getirdiklerini duyduk. Önümüzdeki davalarda da sonuçlarını göreceğiz."