Yıkılacak evlerden bir tarih çıkarıyor her gün bu tarihi daha da genişletiyor. Maddi değeri bulunmasa da bu işi yapmaktan vazgeçemiyor teknolojinin hakim olduğu dünyada eskiyi yad ediyor. Çanakkale'nin meşhur ismi tarihe ışık tutuyor.
Çanakkale’nin Biga ilçesinde yaşayan Günay Uygun, yıllarca köylerden topladığı antik eşyaları bir araya getirerek, tarihe ışık tutuyor. Emekliliğin ardından evine sığmayan koleksiyonunu dükkanına taşıyan Uygun, geçmişin izlerini yaşatıyor. Kimi zaman maddi değeri olmayan ancak manevi değeri büyük olan bu eşyalar, hem koleksiyonerlerin hem de tarih meraklılarının ilgisini çekiyor. Yılların emeğiyle bir araya getirdiği 3 bine yakın obje, kültürel bir hazine niteliği taşıyor.
ANTİKA TUTKUSUNU MESLEĞE DÖNÜŞTÜRDÜ
Çanakkale’nin Biga ilçesinde yaşayan Günay Uygun, emeklilik sonrası yıllardır hobi olarak ilgilendiği antika tutkusunu bir mesleğe dönüştürdü. Fabrikada işçilik yaparak geçirdiği çalışma hayatında, Biga ve çevre köylerden topladığı tarihi eşyalarla dükkan açtı. Bugün, geçmişin izlerini taşıyan yaklaşık 3 bin obje, Uygun’un antika dükkanında sergileniyor ve kültür meraklılarını nostaljik bir yolculuğa çıkarıyor.
EŞYALAR EVİNE SIĞMADI, DÜKKAN AÇTI
İlk başlarda evinde biriktirdiği dokuma tezgahları, bakır kaplar, el dokuması halılar ve diğer eşyalar, zamanla yaşam alanına sığmaz hale geldi. Bu durum Uygun’u 4 yıl önce antika dükkanı açmaya yöneltti. Bugün bu dükkanda, Osmanlı döneminden kalma soda şişeleri, Fransız çini sobalar, eski tarım aletleri ve daha birçok tarih kokan eşya yer alıyor.
1850’Lİ YILLARDAN KALAN ESERLER SERGİLENİYOR
Dükkanın en dikkat çekici parçaları arasında 1850’li yıllardan kalma bir para kasası, 1930’lardan bir soba ve 1860’lardan kalma aynalar bulunuyor. El işçiliğinin en güzel örneklerini yansıtan bu ürünler, tarihi objelere ilgi duyan koleksiyonerlerin ve ziyaretçilerin büyük beğenisini topluyor.
“MADDİ DEĞERİ YOK AMA TARİHİ DEĞERİ ÇOK”
Günay Uygun, dükkanında sergilediği eşyaların değerini anlatırken, “Bazı eşyaların maddi değeri sıfır olabilir, ancak taşıdıkları hikayeler paha biçilemez,” diyor. Kentsel dönüşüm nedeniyle yıkılan evlerden ya da miras kalan eşyalardan topladıklarını dile getiren Uygun, geçmişi hatırlatmanın ve yaşatmanın kendisi için önemli olduğunu ifade ediyor.
ESKİ VE ANTİKA ARASINDAKİ FARK
Uygun, tarihi objelerle ilgilenenlere “eski” ve “antika” arasındaki farkı da anlatıyor: “Eski, herkesin bulabileceği eşyalardır. Ancak nadir bulunan ve yüksek el işçiliği gerektiren ürünler antika olarak değerlendirilir. Bu eşyalar geçmişin sanatını ve emeğini günümüze taşıyan birer mirastır.”
GEÇMİŞİN İZLERİYLE HUZUR BULUYOR
Antika eşyalardan yayılan enerjinin kendisine huzur verdiğini belirten Günay Uygun, şunları söylüyor: “Eski bir traktör oturağı elime geçiyor. Bu eşyanın ne zaman ve nasıl yapıldığını düşünmek beni gençleştiriyor. Bugünlerde herkes teknolojiye yönelmişken, el işçiliğiyle yapılmış şeylere bakmak insanı rahatlatıyor. Geçmişimizi yad etmek bana büyük bir mutluluk veriyor.”
KOLEKSİYONERLERİN VE MERAKLILARIN UĞRAK NOKTASI
Uygun’un dükkanı sadece tarihi objelere meraklı olanların değil, dekorasyon için eşsiz parçalar arayanların da uğrak noktası haline gelmiş durumda. Koleksiyonerler, müze açmayı düşünenler ve antika severler buradan ilham alıyor.
ÜRÜNLER BİRİKTİKÇE ÇEŞİTLİLİK ARTIYOR
Antikacılık işine başladığından beri ürün çeşitliliğinin arttığını vurgulayan Uygun, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Bugün biri bir ürün getiriyor, bakıyorum, hiç görmediğim bir şey. Kimi zaman ürünleri satılır mı diye düşünmeden alıyorum. Öyle ki, aldığım her 5 parçadan 2’sini satıyorum, 3’ü elimde kalıyor. Amacım sadece satış değil; insanlar gelip geçmişin güzelliklerini görsün diye bu ürünleri topluyorum.”
Günay Uygun’un tutkuyla yaptığı bu meslek, geçmişin izlerini günümüze taşıyarak hem tarih meraklılarına hem de nostalji severlere eşsiz bir deneyim sunuyor.