Şarbon hastalığı insanları tedirgin etmeye başladı. Geçen yıl şarbon hastalığı şüphesiyle pek çok kişi hastanelere başvurdu. Bu olay üzerine insanlar ‘’Şarbon nedir?’’ sorusuna cevap aramaya başladı. İşte belirtileri, nasıl bulaşacağı konusuna dair bilgiler…
Vücuda girmesinin ardından 2 ila 7 gün içerisinde belirtilerini gösteren şarbon hastalığı, özellikle sığır, koyun, keçi, deve gibi ot yiyen hayvanlardan insanlara bulaşan zoonotik bir hastalık olarak tanımlanıyor. İşte bulaşıcı bir hastalık olan şarbonun tedavisi ile ilgili detaylar…
ŞARBON NEDİR?
Şarbon, genel olarak evcil ve doğada bulunan ve otla beslenen hayvanlarda bulunan bir hastalıktır. İnsan ve hayvanlarda bilinen en eski hastalıklardan biridir. Bu tehlikeli hastalık, hasta hayvanlarla doğrudan veya dolaylı temas yoluyla insanlara da bulaşabilir. Ancak tarihin hiçbir döneminde veba, kolera ve çiçek hastalığı gibi kitlesel insan ölümlerine neden olmamıştır. Etkeni “Bacillus anthracis” isimli bakteridir.
Şarbon etkeni olan bakteri, esas olarak evcil veya yabani hayvanlardan veya bunların ürünlerinden insanlara bulaşır. Dünya üzerinde giderek azalmasına rağmen halen tam olarak yok edilemeyen bu sorun özellikle gelişmekte olan ülkelerde hayatı tehdit etmeye devam ediyor.
NASIL BULAŞIR?
• Şarbonlu hayvanlarla doğrudan ya da dolaylı temas edilmesiyle,
• Şarbon hastalığı bulunan hayvanların kesilmesi esnasında etine temas edilmesiyle,
• Şarbon hastalıklı hayvanın etinin yenilmesiyle,
• Şarbonlu hayvanların yünleri, derileri ve kılları gibi ürünlerinin sanayide kullanılmasıyla,
• Şarbon hastalığının görüldüğü ülkeden hayvan ve hayvan ürünlerinin alınmasıyla,
• Laboratuvar çalışmaları esnasında bulaşan şarbon mikrobunun bulaşması yoluyla bulaşabilen bir hastalıktır.
3 TÜRLÜ ŞARBON BULUNUR
Şarbonun belirtileri, mikrobun vücuda girmesinden sonra 2-7 gün içinde ortaya çıkıyor. Bu konu ile ilgili Profesör Doktor Meral Sönmezoğlu Şu bilgileri paylaşıyor. Üç tür Şarbon vardı. Bunlar sırasıyla;
• Deri:
Ülkemizde de en sık görülen şarbon türü deri şarbonudur. Virüslerin deriye girdiği yerde, kabarık, kaşıntılı şişlik oluşur. Bu şişlik 1-2 gün içerisinde içi su dolu kabarcığa ve daha sonrada ağrısız, genellikle 1-3 santimetre genişliğinde ortasında karakteristik siyah renkte ölü dokunun yer aldığı bir yaraya dönüşür. Deri şarbonunda yaranın bulunduğu lenf bezlerinde de şişmeler görülebilir.
ŞARBONLA İLGİLİ DİĞER BİLGİLER İÇİN TIKLAYIN
• Bağırsak:
%1 - %2 oranında görülen barsak şablonu, bulantı, kusma, iştahsızlık, ateş gibi belirtilerle başlıyor. Bu belirtileri karın ağrısı, kanlı kusma, kanlı ishal izliyor. Şok ve yaşam kayıplarının da meydana gelebileceği durumlar oluşabiliyor.
Hastalık %60 oranında tedavi edilebilmektedir. Buna rağmen antibiyotik ve destek tedavilerine rağmen ölüm oranı %40’tır.
• Akciğer:
Görülme sıklığı %1 - %2 olarak belirtilen akciğer şarbonu, soğuk algınlığına benzeyen belirtilerle başlıyor. Yüksek ateş, titremeler görülüyor. Hastada ağır solunum güçlüğü ve şok gelişiyor. Şarbonun en ağır formu olan bu durum yaşam kaybıyla sonuçlanabiliyor.
TEDAVİSİ
Şarbon için standart tedavi, siprofloksasin veya doksisiklin gibi 60 günlük bir antibiyotik tedavi süreci vardır. Hangi tek antibiyotik veya antibiyotik kombinasyonunun hasta için en etkili olacağı şarbonun nasıl bulaştığına, hasta yaşına, genel sağlığına ve diğer faktörlere bağlıdır. Tedavi en kısa sürede başladığında etkilidir.
Deri ve sindirim sistemi antraks vakaları antibiyotiklere yanıt vermesine rağmen, akciğer şarbonu tedaviye yanıt vermeyebilir. Hastalık ilerledikçe bakteriler ilaçların etkisiz hale getirebileceğinden çok daha fazla toksin üretmiş olabilir.
ERKEN MÜDAHALE ŞART
Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu, “Tedavinin başarılı olabilmesi için, mümkün olan en kısa sürede tedaviye başlamak gerekir. Hastalık belirtisi görülen kişiler derhal en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Hastalığın tedavisinde, penisilinler, doksisiklin ve siprofloksasin etkin antibiyotikler kullanılıyor.” diyor.
KORUNMA YOLLARI
• Şarbonlu olduğundan şüphelenilen veya şarbondan ölen hayvanlar asla kesilmemeli, yüzülmemeli,
• Şarbondan ölen hayvanlar mümkünse yakılarak imha edilmeli. İki metre derinliğinde çukurlar açılarak, üzerine sönmemiş kireç dökülerek gömülmeli,
• Hasta hayvanların bulundukları yerler ve taşındıkları nakil araçları temizlenmeli, dezenfekte edilmeli,
• Hasta hayvanların temas ettiği yem maddeleri, altlıklar ve gübre gibi bulaşık materyaller yakılarak imha edilmeli,
• Hastalık şüphesiyle, yetkili birimler tarafından yapılan müşahede ve konuşan karantina süresi sona ermeden, hayvanlar kesilmemeli, etleri tüketilmemeli,
• Riskli bölgelerde, hayvanlara şarbon aşısı yaptırılmalı.
RİSK ALTINDA OLANLAR
Hayvancılıkla uğraşanlar, çobanlık yapanlar, kasaplar, mezbane çalışanları, dericilik sanayiinde çalışanlar, veteriner hekimler, hastalığın yaygın olduğu bölgelerde ölen hayvanların kesildiği veya yerleşim birimlerine yakın ölen hayvanların gömüldüğü yerlerde bulunanlar şarbon hastalığı açısından en çok risk altında bulunan gruplardır.
HANGİ ÜLKELERDE GÖRÜLÜR?
Şarbon, sanayisi ve endüstrisi az gelişmiş bazı Asya, Afrika ve Güney Amerika ülkelerinde endemik olarak görülebilmektedir. Buna karşın ABD ve AB ülkeleri gibi endüstrileşmiş ülkelerde, hayvan şarbonu nadir olarak görülmektedir.
Türkiye’de ise yıllar içinde görülme sıklığı azalmış, ancak başta Doğu Anadolu Bölgesi olmak üzere birçok ilde hem hayvanlarda hem de insanlarda şarbon olguları halen görülmektedir.