Rusya'nın, kriz bölgeleriyle ilgili son dönem dış politikasındaki "çifte standartlar" dikkat çekiyor. Ukrayna'da Kırım'ı işgal eden Moskova yönetimi, ülkedeki ayrılıkçılara destek veriyor. Suriye'de ise Esad karşıtı muhalefeti bombalıyor. Rusya'ya yönelik yaptırımlara karşı çıkan putin şimdi aynı silahla Türkiye'yi vurmaya çalışıyor.
Rusya'nın, kriz bölgeleriyle ilgili son dönem dış politikasındaki "çifte standartlar" dikkat çekiyor.
Moskova yönetimi, tek taraflı olarak Ukrayna'dan ayrılan Kırım'ı ilhak ettikten sonra, Ukrayna'nın doğusundaki ayrılıkçılar için her defasında "canlarını koruyorlar" değerlendirmesi yapıyor.
Donbas bölgesini Kiev yönetiminden koparmak için silahlı mücadeleye giren ayrılıkçıları destekleyen Rusya, Suriye krizinde, yüz binlerce sivilin ölmesine neden olan Esed rejimine karşı çıkanları havadan bombalıyor, muhaliflere binlerce kilometreden füze atıyor.
Ukrayna'nın doğusundaki Rus yanlısı ayrılıkçıların silahlı eylemlerini "sivilleri korumak" olarak değerlendiren Moskova yönetimi, Suriye'de Esed rejiminin baskısından kurtulmak için mücadeleye giren muhalifleri terörist olarak görüyor.
Ukrayna'da "direnişçi", Suriye'de "terörist"
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 29 Ağustos 2014'te yaptığı konuşmasında, Ukrayna ordusunun ülkenin doğusundaki sivillere saldırılar düzenlediğini öne sürerek, Rusya yanlısı ayrılıkçıların "Kendi evleri, yakınları, kadınları ve çocuklarını korumak için savaşmasının doğru olduğunu" savunmuştu.
Rus yanlısı ayrılıkçıların, ordu güçlerini mevzilerinden geri iterek, askeri açıdan doğru yaptığını ifade eden Lavrov, "Eğer kendi evin, yakınların, kadınların ve çocukların için savaşıyorsan, sen haklısın ve sen kazanacaksın" demişti.
Ukrayna krizinde böyle bir tutum sergileyen Rusya'nın dış politika oyuncusu Lavrov, Suriye'de evini, kadınlarını ve çocuklarını hem Esed ordusundan hem de terör örgütü DAEŞ'ten koruyan muhaliflerin bombalanmasını haklı buluyor.
"Rusya tek taraflı yaptırımlara karşı"
Kremlin yönetimi, Kırım'ın ilhakı ve Ukrayna tutumu nedeniyle ABD ve AB'nin Rusya'ya uyguladığı yaptırımların, uluslararası normlara aykırı olduğunu savunmuştu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Dışişleri Bakanı Lavrov, çeşitli açıklamalarında, "tek taraflı yaptırımların" Dünya Ticaret Örgütü ve BM tüzüğüne aykırı olduğunu savunmuş ve buna karşı olduklarının altını çizmişti.
Karşı olduğu yaptırımları savunuyor
Son BM Genel Kurulu'nda "Bugün BM tüzüğü bypas edilerek alınan tek taraflı yaptırımlar neredeyse norm haline dönüştü. Bunlar sadece politik amaç taşımıyor aynı zamanda piyasada rekabeti ortadan kaldırmaya yarıyor" diyen Putin, şimdi Türkiye'ye tek taraflı yaptırım paketleri açıklıyor
G20 Antalya Zirvesi'nden önce Türkiye'nin Batı'nın baskılarına rağmen Rusya'ya uygulanan yaptırımlara katılmamasının takdire şayan olduğunu söyleyen Putin'in, kısa bir süre sonra "tek taraflı" yaptırım yoluna gitmesi dikkati çekiyor
Rusya, "barış denizi"nden füze atıyor
Rusya'nın dış politikasındaki bir diğer çelişki de Hazar denizinin statüsüyle ilgili. Hazar'ın statüsünün belirlenmesi için yapılan toplantılarda Rusya ve İran, buranın bir "barış denizi" olmasını savundu.
Hazar'a kıyısı olan ülkeler 2010'da "Hazar'da güvenlik alanında işbirliği" anlaşması imzalayarak, Hazar'ı "barış denizi" ilan etti.
Ancak, Rusya şimdi, Hazar'daki gemilerinden Suriye'deki Esed yönetimi karşıtlarına füzeler fırlatıyor. Böylece Moskova yönetimi, hem daha önce kendi savunduğu barış denizi tezine hem de anlaşmaya aykırı davranıyor.
Vatandaş Rusya'nın yaptırımları hakkında ne düşünüyor?
KİEV/AA
