Son günlerde artan çocuklara cinsel istismar haberleri, toplumda öfke uyandırdı. Pedofiliye yönelik dikkatin artmasıyla, pek çok insanın aklına da hastalığa nelerin sebep olduğu ve istismarcılara ne tür bir tedavinin uygulanabileceği gibi sorular geldi.
Kamuoyunda infial uyandıran çocukların cinsel istismara maruz kaldığı çirkin olayların artması, bu olayların neden yaşandığı üzerine tartışmaları yeniden alevlendirdi. Vatandaşlar pedofilleri (çocuk istismarcılarını); çirkin, yaşlı, izbe yerlerde saklanan ve sokaklardan geçen çocukları seyreden adamlar olarak düşünürken bu kişiler; komşularımız, arkadaşlarımız, din görevlisi, çocuk bakıcısı, öğretmenler, doktorlar, politikacılar ve hatta aile bireyleri olabiliyor.
PEDOFİLİ (SÜBYANCILIK) NE DEMEK?
The American Psychiatric Association's Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (DSM-IV) pedofiliyi; en az altı ay boyunca tekrarlayan cinsel fanteziler, dürtüleyici istekler ya da bir çocukla cinsel etkileşimi içeren davranışlar olarak tanımlıyor. Çoğu vakada, pedofili, en az 16 yaşında ve çocuktan en az 5 yaş büyük olmayı içerir. Pedofil bireyler, kendilerinden küçük çocuklara dair cinsel istismar dürtüsünü barındırırlar.
KAÇ ÇEŞİT PEDOFİL VAR, TÜRLERİ NELER?
Pedofil bireyler, çeşitli şekillerde sınıflandırılabilir. Pedofili, kişiye özgü ya da kişiye özgü olmayan biçimde karakterize edilebilir. Kişiye özgü pedofiller yalnızca çocuklara ilgi duyarlar. Bu kişiler, ergenliğine girmemiş çocuklara ilgi göstermezler ve bu istek, çocukların yokluğunda da uzun süre devam eder. Kişiye özgü olmayan pedofiller ise hem yetişkinlere hem de çocuklara ilgi duyarlar. Erkek pedofillerin büyük çoğunluğu, çocuklarla homoseksüel ya da biseksüel bir cinsel ilişki arzusundadır, yani bu kişiler yalnızca erkek çocuklara ya da hem erkek hem de kız çocuklara ilgi gösterebilirler.
Birçok insan, pedofil bireylerin yalnızca erkekler olduğunu düşünür. Ancak, pedofiliye dair vaka analizleri kadın pedofillerin de olduğunu ortaya koyuyor. Her ne kadar bu durum nadir görülse de, pedofili tanımına uygun düşen kadınlar da erkekler ile benzer mental sapmalar gösteriyor. Fakat, erkek ve kadın pedofiller arasında bazı farklılıklar da söz konusudur. Pedofili eğilimi gösteren kadınlar genellikle psikiyatrik hastalıklar ya da madde bağımlılığı problemleri yaşayan bireylerden oluşur. Bununla birlikte, erkeklerle karşılaştırıldığında, kadınların çocuklara dair cinsel istismarı görece daha fazladır.
PEDOFİLİ HASTALIĞI NEDEN OLUR?
Pedofilinin nedeni; hem biyolojik, hem de çevresel faktörlere bağlanabilir. Vaka çalışmaları serebral yani beyindeki işlevsizlikler, pedofili için bir katkı ya da baskın faktör olabileceğine işaret ediyor. Kendini kontrol etmede yaşanan sorunlar, aşırı dürtü ve bilişsel sapmalar birer örnek olarak gösterilebilir. Birçok uzmana göre, cinsel tercihleri belirleyen hastalıklar, insan gelişimi için kritik bir süreç olan çocukluk deneyimlerinden kaynaklanır. Pek çok vakada da, cinsel istismarcıların, çocukluklarında yaşadıkları travmatik deneyimlerin izlerini taşıdığı görülmüştür.
Daha açık bir biçimde ifade edersek, pedofillerin, çocukluklarında istismara uğramış olmaları muhtemeldir. Çocukken, bu durumu kontrol etme yetisinden yoksun olmalarından, çocuklara cinsel saldırılarda bulunarak travmaları yeniden yaşamak isterler ve bunda usta olma amacı taşırlar. Tam bir rol değişikliği yaşamaları, onları üst seviyeye çıkarır ve mağdur rolünde olmalarını engeller. Genel anlamda da, serebral disfonksiyon (beyindeki işlevsizlik), travmatik gelişim, cinsel istekler ve çocuklara duyulan cinsel ilgi giderek kişinin sinir sisteminde yerleşik hale gelir.
BEYNİN ROLÜ NEDİR?
Pedofil bireylerin beyinlerinde yapısal anormallikler olduğunu gösteren önemli deliller mevcuttur. Beyin gelişimi sırasında ortaya çıkan bu anormallikler belirli deneyimler ile -örneğin, çocukken istismara uğramak gibi- zihindeki yerini alır. Pedofil bireylerin beyinlerindeki anormallikler; zorlanmaya, muhakeme zayıflığına ve tekrarlı düşüncelere sebep olabilir.
Beyindeki bu anormallikler, erken nörogelişimsel bozulmalardan kaynaklanır. Fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) tekniği ve pozitron emisyon tomografisi taramaları (PET) kullanılarak, pedofil bireylerin beyinlerinde, frontal ve santral bölgelerde anormallikler olduğu belirlendi. Daha da özelleştirirsek, santral striyatumdaki gri maddede hacimsel azalma söz konusudur. Sonuç olarak da, beynin ödül merkezleri, orbital frontal korteks ve beyincik, etkilenen kısımlardır5.
Beyindeki bu bölgeler, bağımlılık davranışında önemli bir role sahiptir. Ödül merkezleri, ödül sinyallerinin ve ödül beklentisinin merkezi aracılarıdır. Striyatum ve orbito frontal korteks ise bu ödül sistemlerini kontrol eder. Sonuç olarak da, ödül eksikliği karmaşası, kompülsif ve bağımlılık davranışlarında yer alan dopamin nörotransmisyonunu bozmaktadır.
Frontotemporal işlevsizlikten kaynaklı, pedofili, obsesif-kompülsif spektrum aralığına düşen psikiyatrik hastalıklarla benzer nöral karakteristikleri paylaşır. Bu dürtüsel hastalıklar; patolojik kumar, kleptomani ve hatta Tourette sendromunu da içerir. Bu iddia üzerinde tartışmalar sürse de, fizyolojik ve genetik örtüşmelerin varlığına dair önemli deliller mevcut. Yapılan çalışmalar, özellikle frontostriyal devrelerdeki değişikliklerin, obsesif-kompülsif davranışa neden olan önemli bir anormallik olduğunu göstermiştir. Pedofiller, dürtülerini kontrol etme yeteneğinden yoksun oldukları için uygunsuz davranmaya ve zayıf muhakemeye sahiptirler.
Bu yapısal değişiklikler, pedofil birisi tarafından sergilenen anti-sosyal davranışların temelini oluşturmaktadır. Pedofiller, tekrarlı düşüncelerle ve dürtülerle yüklü haldedirler. Sonuç olarak da, bu istekleri toplumsal olarak kabul edilemez olan ve hatta -bir zamanlar- yasadışı olan davranışlarla yerine getirmeye çalışmaktadırlar. Çoğu pedofil, bu ahlâksız davranışlarından sonra utanç ve suçluluk ifade eder, çünkü nörolojik işlev bozuklukları, duygularla değil kesinlikle dürtülerle ilgilenir.
PEDOFİLİNİN TEDAVİSİ VAR MI?
Birçok rahatsızlık veya hastalık gibi, pedofilinin de tam bir tedavisi yoktur. Pedofili ile ilişkili cinsel dürtüler hiçbir zaman kalıcı olarak kaybolmayabilir, dolayısıyla da günümüzdeki tedaviler de, başka suçları önlemeye odaklanmaktadır.
Pedofiller üzerine kapsamlı bir araştırma yürüten Yuli Grebchenko; pedofilinin hayat boyu süren bir hastalık olduğunu, dolayısıyla da hayat boyu süren bir tedavi sürecinin uygulanması gerektiğini belirtiyor. Son yıllardaki araştırmalar, psikoterapi ve farmakoterapinin, pedofili hastası birine en etkili tedaviyi sağlayacak şekilde birleştirilebileceğini ortaya koyuyor.
Terapi, travmatik olayları, özellikle de istismar eden birinin çocukluğunda olanları tartışmayı içerir. Terapi ayrıca, hastaların, çocuklara yönelik zararlı davranışlara girmeye teşvik eden durumları belirlemelerine yardımcı olmayı hedeflemektedir.
Pedofili için üç standart farmakoterapi tedavisi; seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI), luteinize edici hormonu salgılatan hormon (LHRH) ve leuprolid asetat (LA) dır. Bu farmakoterapi tedavileri, vücudun belirli hormon ve kimyasallarını hedef alır, ancak çeşitli yan etkileri vardır. SSRI'lar daha az şiddetli vakalarda etkilidir ve hastalar sıklıkla sadece cinsel yan etkilere maruz kalırlar. Daha ciddi durumlarda, LA, testosteron düzeyini, pedofili dürtülerle birlikte aşırı derecede düşük seviyeye düşürebilir. LA tedavisi biraz tehlikeli olmakla birlikte, çok etkili olduğu bulunmuştur. En yeni tedavi ilacı olan, LHRH ise görsel cinsel uyaranlara karşı sinirsel yanıt vermeyi azaltır ve çok az yan etkiye sahiptir. Yazının devamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.