Saadet Partisi İstanbul adayı Necdet Gökçınar, 23 Haziran seçim kampanyasını açıkladı. Mağduriyetler ve şahıslar üzerinden politika yapılamayacağını belirten Gökçınar "Toplum mühendisliği yapılıyor. Hiçbir şey demeyen adaylar parlatılıyor, öne çıkarılıyor. İnsanlar da şaşırıyor. Ekrem Bey var, Binali Bey var. Ya Necdet Bey ne oldu?" dedi.
Saadet Partisi'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine yönelik kampanyasının tanıtım toplantısı, Grand Cevahir Hotel'de gerçekleştirildi. Burada konuşan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ömer Faruk Yazıcı, 23 Haziran'da gerçekleştirilecek seçime kendi adayları ile devam etme kararlarının kamuoyunda büyük tartışmalara sebebiyet verdiğini anlatarak, "Saadet Partisi yarım asırlık hareketin siyasal temsilcisidir. Türk siyasetinde yeni bir aktör değildir. Mazisi tertemizdir. Türk siyasetinde dahi var olması bu ülke için sigortadır. Geçmişte olduğu gibi bugün de siyasal atmosferi etkileyen bir parti olmayı sürdürmekteyiz." diye konuştu.
SP'NİN İSTANBUL SLOGANI BELLİ OLDU
Yazıcı, seçim sloganının "İhtiyacımız var" olarak belirlendiğini belirterek, kullanacakları "Ayrıştırmaya değil, Birlikte Yaşamaya İhtiyacımız Var", "Çatışmaya Değil, Dayanışmaya İhtiyacımız Var" sloganlarının toplum olarak yitirilen bütün değerleri ve neye ihtiyaç duyulduğunu da hatırlatacağını kaydetti.
Saadet Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Necdet Gökçınar, mağduriyetler ve şahıslar üzerinden politika yapılamayacağını vurgulayarak, "Siz bir işten mağdur olmuş olabilirsiniz fakat benim sizi başkan yapmam için bir sebep değildir. Bugün böyle bir algı üzerine çalışılıyor. Biz inşallah bundan sonraki kampanya döneminde insanları bu konuda uyarıcı toplantılar yapacağız. Burada herhangi bir şahsı ya da partiyi hedef almış değiliz sadece dikkati çekmek istiyoruz." diye konuştu.
"MAĞDURİYET DİYE BİR ŞART YETMEZ"
Gökçınar, 23 Haziran'ın çok önemli bir fırsat olacağını anlatarak, "Biz bu hukuksuz kararla mağdur olan mazbatası verilip tekrar alınan, mağduriyete uğrayan insanların tabii ki yanına oluruz fakat başkan seçmek için mağduriyet diye bir şart yetmez. Başkan seçmenin başka kriterleri var. Beni neyle yöneteceksin? Sevgi, çiçek, böcek edebiyatıyla tamamen bununla yürüyen bir kampanyayla karar vermek isabetli olmayabilir." dedi. Mağduriyetin ve haksızlığın karşısında olduklarını dile getiren Gökçınar, şöyle devam etti:
"Ama burada küçük bir akıl yanılması olabilir. Geçen seçimde CHP'ye oy vermemiş bir seçmenimizi göz önüne getirelim. Şimdi bu hukuksuz karardan sonra kendisi bu milletin öz evladı haksızlıklara karşı çıkmak gibi şuur altında bir kabulü olduğu için ki bu çok güzel bir şeydir. O mağduriyete öfkesinden 'Ben geçen seçimde oy vermedim ama bu sefer vereceğim diyebilir.' Bu akıl yanılmasıdır. O konu başka bu konu başkadır. Başkan seçerken değerlendireceğiniz başka şeyler var. Eğer bizim bu öfkemiz fark edilirse bunu kullanarak bizi istedikleri yere yönlendirebilirler, sakın irademizi bu algı operatörlerinin yönlendirmesine bırakmayalım. Saadet Partisi'ne oy verelim."
"NİYE SEÇİME GİRİYORSUNUZ? DEMEK NEZAKETSİZLİK"
Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Gökçınar, Saadet Partisi'nin yenilenen seçime girmesinin iktidar partisi ve bazı çevrelerce eleştirildiğinin hatırlatılması üzerine, bir dava partisi, 50 yıl önce ne söylüyorsa aynı şeyleri söyleyen legal bir siyasi partiye "Siz bu seçime niye giriyorsunuz" diye sormanın çok büyük bir nezaketsizlik olduğunu vurguladı.
Gökçınar, bunu hakaret olarak da kabul ettiklerini dile getirerek, "Bu nezakette sahip olmayanlar için bunlar çok normal şeyler. Sadece oy hesabı yapılıyor. Bizim dosdoğru bir yolumuz var. Bu yolu anlatabildiğimiz kadar bize teveccüh geliyor eğer anlatamamışsak biz onu tevekkülle karşılıyoruz. Burada benim şahsım üzerine yapılan baskıları anlatsam bu nasıl bir ortam dersiniz? Peki o zaman siz niye giriyorsunuz seçime, siz girmeyin o zaman." diye konuştu.
"TOPLUM MÜHEDİSLİĞİ YAPILIYOR"
CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun seçim afişlerinde eliyle kalp işareti yaptığını anlatan Gökçınar, "Ben sizi seviyorum siz de beni sevin... Bu seçim dili, seçim atmosferini Yeşilçam film platosuna çevirdi. Toplum mühendisliği dediğim bu. Hiçbir şey demeyen adaylar parlatılıyor, öne çıkarılıyor. İnsanlar da şaşırıyor. Ekrem Bey var, Binali Bey var. Ya Necdet Bey ne oldu? " ifadelerini kullandı.