Sahanın her yerinde koşan, basan, mücadele eden İtalya, kimsenin beklemediği kadar dinamik bir takım görüntüsü sergiledi. İtalya ile kaliteyi aynı cümlede kullanmak zor ama takım oyunu konusunda övgüyü hak ediyor. Bu özelliği ile de şu ana kadar EURO 2016'nın öne çıkan takımı oldu.
Turnuva başlarken Belçika ve İspanya İtalya'nın önünde görünüyordu ama her ikisini de benzeri bir oyunla yenmeyi başardı. Gök Mavililer, İspanya önünde ikinci devre baskıyı kabul etmesine rağmen istediğini almayı başardı. Şampiyonluklarına alıştığımız İspanya'dan daha iyi takım değil ama daha istekli ve mücadeleciydi.
Oyun tamamen ispanya'nın kontrolündeyken rakiplerinden kilometrelerce fazla koşan İtalyanlar zor, anlamlı ve haklı bir galibiyet aldı. Kaleci Buffon'dan ayrıca bahsetmek gerek... Sanırım “ikinci bahar” yerine “Buffon” desek özetlemiş oluruz.
Cüneyt Çakır'a gelince... Orta alandaki 1-2 faul pozisyonu dışında son derece başarılıydı. Maça tesir edecek bir hata yapmadı.
Zorluk derecesi bu denli yüksek bir karşılaşmanın altından başarıyla kalktı. Otoritesi, yaklaşımı ve tespitleri yerindeydi.