Milli irade karşısında faiz
Dünkü haberlere göre, ticari kredi faizleri yüzde 12.85’e çıktı.
Yüzde 20’yi bile bulabilirmiş. İhtiyaç kredisi faizi şimdiden yüzde 18 zaten…
Ama “faiz sonuç değil, sebeptir” demiyor muyduk?
Merkez Bankası’na emir verecektik; faiz inecek, enflasyon düşecek, piyasaya para çıkacak, yatırım istihdam artacaktı…
Biz de oy alacaktık…
Bunun için “laf dinlemeyen” Merkez Başkanı Murat Çetinkaya’yı görevden almıştık. (6 Temmuz 2019)
Hatta faiz konusunda döviz dengesini gözeten Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’ya yüklenirken “yüksek faiz vatana ihanet” demişti Sayın Erdoğan. (27 Şubat 2015)
İşte “laf dinleyen” Merkez Bankası faizi indirmişti, hükümet de düşük faizli kredi musluklarını açmıştı… Ama dolar 7 lirayı aştı, faiz yüzde 12...
PARA POLİTİKASI?
Faizi enflasyonun altına indirince, TL değer kaybetti, birikimlerini korumak isteyenler altın ve dövize yöneldi.
İşte, bankalarımızdaki toplam mevduatta dövizin payı 2014 yılı başında %33 seviyesindeydi, yıldan yıla artarak 28 Ağustos 2020 itibariyle %51,6’ya yükselmiş! (https:kanalfinans.com)
Siz istediğiniz kadar “dış güçler” deyin, paranızı değerli tutacak politikalarınız yoksa, paranız değer kaybediyor.
İktisatçı Kerim Rota, TL’yi 7 liranın altında tutmak için 19 ayda 105 milyar doların elden çıkarıldığını söylüyor. Bunun 60 milyar doları yurtdışına giden yatırımcılara ödenen miktar!
Demek ki bizim para politikamız, dövizi sabit tutmakmış… Bu uğurda Merkez Bankası’nın rezervlerini feda etmişiz…
Ama dolar 7 liranın üstüne oturunca bu durumu iyi göstermek için “rekabatçi kur” denildi: TL’nin değer kaybetmesi iyiymiş! Ucuzlayan mallarımızla dünya piyasalarında rekabet gücü kazanırmışız…
Yani bizim para politikamız “rekabetçi kur” muymuş?!
O zaman Merkez Bankası’nın rezervlerini niye erittik?
SİSTEM SORUNU
Bütün bunlar dünyadaki iktisatçıların, finansman kuruluşlarının, şirketlerin, kurumların gözünden kaçmıyor. Derecelendirme kuruluşu Fitch, Merkez Bankası rezervlerinin, swap hariç, eksi 30 milyar dolar olduğunu belirten açıklamasında bakın ne diyor:
“Türkiye’nin dalgalı kura olan bağlılığı, kredi notunu destekleyici bir unsurdu ve 2018 ortasındaki TL krizine ekonominin uyumunu sağlıyordu. Bu durum, bu yıl dövize gerçekleşen kapsamlı müdahalelerle zedelendi… Bu, enflasyon perspektifini ve para politikasının itibarını bozdu.” (22 Ağustos 2020)
Yeni dış güçler diyebiliriz ama, farklı rakamlarla“hayır öyle değil, şöyle” diyebiliyor muyuz; önemli olan bu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “17 yılda 220 milyar dolar dış yatırım geldi” diye övündüğü dönemlerde Türkiye’de böyle kural bozulmaları, kurumlarda aşınmalar, ekonomide modern iktisada aykırı zorlamalar yoktu.
Aksine, AB sürecinde Türkiye’nin kurallarına ve kurumlarına güven artıyor, o sayede 220 milyar dolar yatırım geliyordu.
Ama artık Türkiye hakkındaki pek çok raporda kuralların ve kurumların zayıfladığı, teknik terimle “kurumsal güçlülüğün” aşındığı belirtiliyor. Kuralların ve kurumların asıl faktör olduğu çağımızda “bana güvenin” demenin bir etkisi olmuyor.
Halbuki CB sisteminin özü “bana güvenin”dir. Kurallar ve kurumlar değil “başkan” esastır.
KURALLAR VE KURUMLAR
Bağımsız bir Merkez Bankası rezervlerini böyle eritir miydi?
Siyaset seçim uğruna bu kadar kaynak tüketebilir miydi?
Faiz bir siyasi tercih sorunu değil, bir piyasa fonksiyonudur. Bu yüzden faiz reaya ekonomisinde kalmış Osmanlı’da kapitalist Avrupa’nın iki üç kat fazlasıydı.
Çağımızda da faizi düşük tutmak istiyorsak bunuN yolu, emir vermek değil, sermaye arzını artıracak rasyonel politikalar geliştirmektir. Bunu sağlayacak kuralların ve kurumların güçlü olmasıdır.
Jakobenlerin, Rousseau’dan esinlenerek “mutlak hükümdar” yerine düşündükleri “mutlak milli irade” kavramı gerilerde kalmıştır.
Modern anayasa hukukunda milli irade yasama, yürütme ve yargı erklerinden oluşur, bunlar birbirini dengeler ve denetler. Tek kişide, tek kurumda toplanamaz.
Modern devlette “her alanda yetki” hayal bile edilemez. Aksine, ekonomik gelişme için siyasetten bağımsız Düzenleme ve Denetle kurumlara ihtiyaç var.
Özetle, modern devlet hukuk devletidir, kurallar ve kurumlar devletidir.
Ekonomik gelişmenin de başka yolu yoktur.















Teşekkürler Taha Akyol
Yanıtla (0) (0)Otobüsümüz çılgın şöförümüz nedeni ile hızla uçuruma yuvarlanmaktadır.%49 umuz eyvah diyerek şoförü uyarırken %51 gözlerini kapatmış İyi yoldayız kaptan devam demektedir.Türkiyenin bana göre güncel özeti budur.
Yanıtla (0) (0)mevlüt akça millet ,adalete güvenmediği için vede çeresindeki insanlara güvenmediği için isim yazmıyor.
Yanıtla (0) (0)Korkuyorum.
Yanıtla (0) (0)Taha Akyol günümüzün ortak kanayan yarası ekonomik batmazi kaleme aldım kalemine yüreğine sağlık
Yanıtla (0) (0)Modern demokrasilerde kişiler değil kurumlar güçlü kurallar halkın menfaatine işler...Ak Parti kuruluşunda buna uygun davranıp ülkeye ve halkımıza güzel hizmetler üretirken işler lider eksenliye döndükçe tersine işler çoğaldıkça çoğaldı...Yazdıklarınızın uyarıcı olması Dilek ve temennilerimizle, Sağolasınız...
Yanıtla (0) (0)Sayin Mevlut Akca Siz herhalde Isvicrede yasiyorsunuz. Biz herseyden korkariz hukumetten polisten savcidan hakimden daha da sayayim mi ?
Yanıtla (0) (0)Sayın Akyol, yorumcular isimlerinini yazmıyorlar kimden korkuyorlar!
Yanıtla (0) (0)Kurumlar, kurullar, komisyonlar, imza atanlar, parmak kaldıranlar kılı kırk yarmalı. Sorumluluk, yaptırım uygulanmalı. Radar uygulama gibi %1 katlamalı yaptırım şart. Yapamayan başka işe bakar. Önce insan.... Adil adalet....
Yanıtla (0) (0)‘Yabancı para haram’ demiş hazret. Yabancı araba neden değil, sessiz kalmış!
Yanıtla (0) (0)vallahi hükümet yakında yeter bu kadar ekmek yediniz şimdi kı....ki donu istiyorum derse şaşmam .gidişat heryıl daha beter oldu.daha pahalılık daha baskı,daha karanlık...
Yanıtla (0) (0)Rekabetçi kur iyi de İhraç etmek için ne üretiyoruz? Gıdamızı bile ithal edecek duruma gelmişiz. Hakikaten aklımızla mı oynanıyor?
Yanıtla (0) (0)Faizler insin mi? çıksın mı? Kılıçdar Erbaş hazretleri ne düşünürler?
Yanıtla (0) (0)Son bir yıl içinde toplam 27 İmam Hatip Okulu açılmış. Tercih ediliyor mu? Peki Milli Eğitim Bakanı hala neden açıyor ? Kendi özel okullarını İHL yapsın...Örnek neden olmuyor?
Yanıtla (0) (0)Yazar ve yorumcularının %90 kadarı aynı fikirdeler ve bu günkü yönetime karşılar . Seçimlere İki-üç yıl kaldı buyurun aday olun, aday gösterin , talip olun, halkı inandırın, yönetime geçin, şu dünyalık sorunlarımızı o ekonomik dehanızla çözüversin. Söz, oyum sizlere.
Yanıtla (0) (0)Kültürümüz kurumsallığı kaldıramıyor. Hele hele uzlaşmayı, güç/yetki paylaşımını, ortak aklı, güçlerin ayrılığını zayıflık olarak düşünüyoruz. Hız çok önemli, kurumsal akıl ve işleyiş yavaştır, bizse sabırsız bir milletiz. Uzlaşmacı, demokratik liderler bizde ayrılıkçı otokratik, karizmatik liderlere galip gelemiyor. Otokratik liderler kendilerine sadık ama liyakatsiz kadrolarla egemenliklerini sürdürüyor. Firmalarda böyle partiler de, cemiyet ve cemaatler de.
Yanıtla (0) (0)Come mi ekonomi sayın yazar? Avro bölgesinde, Japonya, Amerika vb birçok gelişmiş ekonomide yıllardır faizler %0, yani adamlar pratikte resmen faizsiz İslami ekonomiyi uyguluyorlar. İki çift sözle de olsp bu duruma da bir değişiverin ...
Yanıtla (0) (0)Bize önerilen de bu politika idi! "Koreli iktisatçı Chang, kalkınmış ülkelerin onları yukarı çıkaran "merdiveni ittiklerini" ve böylelikle daha yoksul ülkelerin kalkınma şanslarını ellerinden aldıklarını iddia ediyor. O, zengin bir tarihsel malzeme kullanarak, ortodoks kalkınma reçetesinin dayanaklarını çürütüyor. Avrupa Evrimci Ekonomi P. V.'nın 2003 Myrdal Ödülü'nü alan bu kitap, bugün Türkiye dahil pek çok ülkeye dayatılan ve protestolarla karşılaşan reçetenin gerçek yüzünü gösteriyor. "Dediğimi yap, yaptığımı yapma" diye bir reçete bu." Kalkınma Reçetelerinin Gerçek Yüzü -H-J. Chang
Yanıtla (0) (0)"Bugünün kalkınmış ülkeleri hiç de öyle zannedildiği gibi serbest pazar - serbest ticaret politikalarıyla ve temel demokratik kurumlarıyla kalkınmadılar. Bu ülkelerin IMF, Dünya Bankası ve DTÖ ile birlik olup, kalkınmakta olan ülkelere önerdikleri, hatta uygulanmasını şart koştukları politikalar, onları kalkındıran politikalar değil. Bilakis hepsi, sanayilerini geliştirmek için tarife koriması ve teşvik kullandılar. Kalkınmalarının erken aşamalarında, demokrasi, merkez bankası ve profesyonel bir kamu idaresi gibi temel kurumlardan yoksundular"-Kalkınma Reçetelerinin Gerçek Yüzü Ha-Joon Chang
Yanıtla (0) (0)Damat ve Kayınbaba'nın ekonomiden ihtisasları yok. Ekonomi heyt huyttan anlamaz. Rasyonel kararlar alamazsan Erdoğan da olsan başarısızsın. Erdoğan'ın anlatmalara doyamadığı o görece ekonomik başarı ve refah sırf kendisine ait değil. Bu ortaya çıktı. İyi ekonomistleri vardı. (Babacan ve Şimşek). İyi bir programı devam ettirdiler. (Derviş). Üç beş yılda ülkeyi 15 yıl geri götürdüler.
Yanıtla (0) (0)Kesin çözüm önerim.Anayasaya bir madde eklenerek Enflasyona neden olmayı Anayasa suçu kabul etmek.
Yanıtla (0) (0)Herkese müstehak. Demokrasiyi amaca ulaşmak için araç olarak görenlerden daha iyisini ummak da ayrıca saflıktır. Hiç kimsenin itiraz etmeye hakkı yoktur. Herkes hak ettiği biçimde yönetilir.
Yanıtla (0) (0)60 yılda faizden ne anladım ki: 1- İnsanlığın kanseri zehiri, vicdansız paradinlinin tanrısı havası canı. Bu açıdan faiz sonuç gibi.Amma faiz kaynayan kazanın buharı, hastalık göstergesi, su kaynatan motorun hırıltısı.İkisine bir bakar düşünürüm.Parasız aslan
Yanıtla (0) (0)Sabahtan akşama kadar faiz de faiz,milli piyango,alkol fiatları vs. Yahu bunları kuran yasaklamamış mı?Hmmmm demek ki neymiş....
Yanıtla (0) (0)Sanırım siz de yetmez ama evet diyen gruptandınız, 12 Eylül 2010 referandumunda çıkan evet sonucu ülke bu hale geldi. 2011 itibari ile dolar kuru bunu kanıtlıyor. Esasında Tek Adam devri o tarihte başladı. O Tarihten sonra sürekli hata yapıldı , Mısır'da, Suriye'de, Gezi'de, Çözüm sürecinde, AB'de, ABD'de Almanya'da, Hollanda'da bütün ikili ve uluslararası ilişkilerde, başından itibaren de Fetö ve diğer cemaatlerle aşırı iç içe ilişkilerle sürekli hata yapıldı! Sonuçta bunlarla içinden çıkılmayacağı anlaşılan sorunlarla baş başa kaldık.
Yanıtla (0) (0)evet, faiz piyasanın fonksiyonudur, paranızın başka bir katma değerden vazgeçtiği fiyatıdır. faiz sebep değil sonuçtur, bu doğruyu söyleyebilecek biri varmı etraflarında? 33 milyar M.B.ihtiyat akçesinden sonra şimdide halk'ın154 milyarlık bes parası işin içinde, kararda bugün manşet. bu işlerde bir hata var diyebilecek bir kimleri var? fabrika bacalarına filtre konmamasını alkışlayanlar, konma kararından sonra gözyaşları içinde methiye düzdüler. faizi emirle düşüre düşüre TL. develüe olup yerlerde sürünüyor. varmı biz yanlış yapıyoruz diyebilecek biri? siz olsaydınız söylebilirmiydiniz?
Yanıtla (0) (0)CEM TOKER @tokcem · 23h Yanıtlamayacaksınız ama yine de soralım @drfahrettinkoca - Seyrantepe İstanbul’da kaba inşaatı 2018de biten Etfal Hastanesi neden açılmıyor? - Milyarlık Atatürk havalimanı pistine apar topar yapılan pandemi hastanesi açıldı mı, faal mi?
Yanıtla (0) (0)önce ordu sonra hukuk sonra eğitim sonrada ekonomi ve basın:‘Gazetecilik birinin basılmasını istemediklerini basabilmektir.George Orwell
Yanıtla (0) (0)Mandacılığı reel politik diye dayatanlar, Atatürk'ü suistimal ediyor.
Yanıtla (0) (0)İyi ki Erdoğan var. Yoksa memleket muhalefetin aptalca düşünceleri ile maskara olurdu.
Yanıtla (0) (0).....kar yaği saçlarima Ak düştü başima........ .................biraz geç kalmadikmi.............
Yanıtla (0) (0)ikbal ve istiklal diyorlar kimin için bütün imkanlarıyla kendileri için bi de muhalefet lideri var diyorki çık buhrandan nasıl çıkacaksın açıkla zaten açıkladı ekonomi.rayına oturmuş
Yanıtla (0) (0)Ne diyorsunuz.Cumhurbaşkanlığı sistemi, iyi değil mi demek istiyorsunuz, beğenmiyor musunuz ?
Yanıtla (0) (0)Sayin Taha Akyol Anlatamazsiniz. Yuzbinlerce kere yazsanizda anlatamazsiniz. Cunku karsi tarafin dunya gorusu sizinle uyusmuyor. Bir kere bunlarin inancina gore faiz haramdir. Bunu degistiremezsiniz cunku felsefeden anlamiyan felsefe okumayan insanin beyni esnek degildir. Ezberledikleri onun icin mutlak hakikattir. Su anda gercek olan %55,60 Cahil bir kesimin turkiyenin tum aydin kesimlerini mutlak hakimiyetleri altina almis olmalaridir. Siz istediginiz kadar hukuk ekmektir tcmb bagimsiz olmalidir deyiniz Hitab ettiginiz kitle bunu duymuyor. Esasen onlar duzenlerini bu sisteme uydurmuslardir.
Yanıtla (0) (0)Cumhurbaşkanı, muhalefette iken ekonomi hakkında sorulan soruya, Kervan yolda düzülür diye cevap vermişti. Işte ekonomi modelleri buymuş, onmilyonlarca işsiz, dargelirli.Acaba amaçları neydi? Başarı neydi?
Yanıtla (0) (0)Ayak takımı iktidara gelmeyi ne isterse yapmak zannediyor. Ne istersen yapamazsın, sistem ve kurallar içinde kendi politikalarını uygularsın. İktidar halka hesap verir geyiğini bir kenara bırakalım, kim ne hesap vermiş şimdiye kadar? Seçimde kaybetmek hesap vermek mi. Memleketin içine defi-i hacet etmenin hesabı seçimde kaybedip gitmek mi. Devleti bir terör örgütüne iktidar uğruna bile isteye teslim etmenin,ülkenin bir kısmı hendeklerle ülkeden ayrılırken oturup seyretmenin sonra da geri alacağım diye yüzlerce vatan evladını o hendeklere gömmenin hesabı sandık mı? Hesap mahkemede görülür.
Yanıtla (0) (0)Maşallah devletimizin bütün değerli kağıtlarının değeri artıyor para hariç.
Yanıtla (0) (0)Polemik yapmak aydın olmak mıdır?Yahu adamlar TL basıyor,ne kadar ve nereye verildiğini bilen var mı?Bastığın TL sı ile sattığın doları toplarsın ve millete,doları kurunu düşük tutmak için MB'sından döviz sattım dersin! Siz ve ekonomistlerde bu yanlış diye yorum yapar.Adam çarpıyor,yağmalıyor siz uyuyun.Damat,Rekabetçi Kur balonu uçurur,sizde tartışırsınız?Yazık.
Yanıtla (0) (0)Sizi bilmeyen, hukuku önemseyen biri olduğunuzu zanneder. Son beş yıldır seçimle gelen yüzden fazla belediyeyi silah yoluyla gaspeden akmhp örgütlerine yönelik tek bir sözünüz yok. Demokrasiye yapılan böyle saldırıların varlığını görmezden gelip sanki sadece ekonomik sorunlar varmış gibi yapmaktan vazgeçin. Mahkeme kararlarının uygulanmadığı, cb ve iç.b. nin talimatlarının hukuk sayıldığı bir toplumda ekonomi konuşmak garip bir hal...
Yanıtla (0) (0)Geçmişte dolarlar bol bol gelmiş iyi güzelde şimdi neden gelmiyor.Bırakın sermaye girişlerini dış güçler swap bile yapmıyor.
Yanıtla (0) (0)Devlet, demokrasi, cumhuriyet nedir ve kurumları nasıl oluşturulur ve yazarın kaleme aldığı makalede yer alan "Erk" lerin ne olduğu hakkında temel bilgi sahibi olmadan yorum yapmazsanız iyi olur. Aksi takdirde kendinizi bu konuda metafizik bir dünyaya hapsedersiniz. Yorumunuzda açıklamaya çalıştığınız gibi merkez bankası da diğer her şey de siyasetin emrinde olsun. Halk beğenmezse değiştirir noktasına gelirsiniz.
Yanıtla (0) (0)Demokrasi diye ağızlarda sakız edilen sistem bir türlü dikiş tutmuyor.Bir taraf az bir farkla kazanır sonra diğer taraf az bir farkla iktidar olur.Gelenin yaptığı şey gidenin yaptıklarını rafa kaldırmak,kendi destekcilerinin gönlünü hoş edecek şeyler yapmaktır.Her gelen bir daha kazanmak için türlü oyunlar türlü dalavereler yaparak koltuğunu korumanın peşinde.Sonrada aşık olduğunuz sistemi işte böyle yerden yere vurursunuz.
Yanıtla (0) (0)Sermayesini ülkenin bütün bankaları sağlar. Amacı sadece fiyat istikrarını sağlamaktır. Yani siyasetçinin anlamayacağı teknik bir iş yapar. Yaptığı iş siyasetçinin ve halkın yararınadır. Bilip bilmeden yorum yazanlar, siyasetin kısa vadeli hırslarına ülkenin geleceğini harcadıklarılarının farkında değil veya kasten bunu yapıyor ve destekliyorlar. Dini siyasete alet edenler, bütün kurumları alet ediyorlar.Kurumları ve kuralları vatandaş bilirse kesinlikle koruyacaktır. Biz de buna töre denir, dinciler kendilerinden olmayan herşeye vesayet diyorlar. Milli irade aydınlatılmış rızadır.
Yanıtla (0) (0)Taha Bey değerli yazınız için çok teşekkür ederim. İktidar maalesef bilimle, kuralla, liyakatle bağını koparmış durumda, bundan sonra da bağ kurabileceğini sanmıyorum. Olabilecek en yakın seçime kadar "YALAN EKONOMİSİ" ile işi yürütmeye çalışacaklar fakat gemi karaya oturdu, gidemiyor.
Yanıtla (0) (0)Gene aynisi olacak ,faiz cekilecek 16-17 ye kurda 7.5 olacak.Ne anladik,neye yaradi.105 milyari satmasaydik hur gene bu olurdu.Kime hizmet ettik
Yanıtla (0) (0)"Sermaye arzını artıracak rasyonel politikalar geliştirmek." Yazar diyor ki: Reel ol, hakkını arama, mandacı ol kurtul...
Yanıtla (0) (0)Ha-J. Chang,I. Grabel'in "Kalkınma Yeniden Alternatif İktisat Politikaları Elkitabı"-1980’den bu yana TC Hükümetlerinin IMF-Dünya Bankası-ABD reçetelerine teslimiyet içinde izledikleri politikaları değerlendirip eleştiren birçok iktisatçı, bu kitaptakine benzer saptamaları tekrar ve tekrar ortaya koydu. Chang-Grabel ikilisi, bu işi, iktisatçı olmayanların da rahatça izleyebilecekleri etkili bir biçimde ve sağlam bir bilgi birikimine dayanarak yapmışlar. Ve sonunda okurlara şu haklı mesajı açık seçik iletmişler: "Neoliberalizm yıkıcıdır, yararsızdır. Ve işte alternatifleri..." K. Boratav
Yanıtla (0) (0)Gerçek ne? "...Kapitalizm Hakkında Size Söylenmeyen 23 Şey'de Ha-Joon Chang dünya ekonomisinin işleyişine ilişkin mitleri büyük bir ustalıkla yıkıyor. Çamaşır makinesinin dünyayı internetten daha çok değiştirdiğini, aslında sanayi sonrası çağda yaşamakta olmadığımızı, zenginleri daha da zenginleştirmenin yoksulları daha da yoksullaştırdığını ve aslında serbest piyasa diye bir şey olmadığını ikna edici ve çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.Serbest piyasa ideolojisini son derece esprili bir üslupla eleştiren Chang, yanıtlarını eğlenerek okuyacağınız oldukça ilginç sorular ortaya atıyor"
Yanıtla (0) (0)Çarpıklıkları ve yanlışlıkları gündeme taşımak oldukça gerekli!Ancak, eleştirilerde ve dönemsel kıyaslamalarda da biraz insaf ve hakkaniyet gerekmiyor mu?.Zira, belirlenen dönemlerin iç ve dış şartları (dışa açıklık derecesi vb) aynı değil ki!"Dış ticarette serbestleşme tuzağı ne zaman/nasıl oluştu?" sorusu gölgede/cevapsız kalıyor!Erken sanayisizleşme ne şekilde ortaya çıktı?Cari açık nasıl kontrol edilemez hale geldi!Önce sorunlarımızın kök nedenlerine inmek gerekmiyor mu?Aksi takdirde, kısır döngüden çıkış hiç mi hiç gerçekleşmeyecek!Dünün "parlak çözümleri" bugünün sorunları değil mi?
Yanıtla (0) (0)Her şey siyah-beyaz gibi mi görülmeli?Kitapçı rafları, ekonomist ve yorumcuların anlaşılabilir bir dille yazdığı, küresel serbest ticaretin dünya ülkeleri tarafından neden arzu edilmesi, hattâ neden vazgeçilmez olduğunu anlatan kitaplarla dolu. Fakat serbest pazar ortodoksluğuna temkinli yaklaşan okurlar, “Sanayileşmenin Gizli Tarihi”nin ikna gücüyle keyiflenecekler. Ha-JoonChang’ın kitabı, küreselleşme amigolarının yaydığı küresel serbest ticaret dogmasına karşı zengin bir anlatı sunuyor.” - Paul Blustein, Washington Post
Yanıtla (0) (0)"Kalkınma Reçetelerinin Gerçek Yüzü"- Ha-Joon Chang -"...Bugünün kalkınmış ülkeleri hiç de öyle zannedildiği gibi serbest pazar - serbest ticaret politikalarıyla ve temel demokratik kurumlarıyla kalkınmadılar. Bu ülkelerin IMF, Dünya Bankası ve DTÖ ile birlik olup, kalkınmakta olan ülkelere önerdikleri, hatta uygulanmasını şart koştukları politikalar, onları kalkındıran politikalar değil. Bilakis hepsi, sanayilerini geliştirmek için tarife koruması ve teşvik kullandılar...."
Yanıtla (0) (0)"...kalkınmış ülkelerin onları yukarı çıkaran "merdiveni ittiklerin" ve böylelikle daha yoksul ülkelerin kalkınma şanslarını ellerinden aldıklarını iddia ediyor. Chang, zengin bir tarihsel malzeme kullanarak, ortodoks kalkınma reçetesinin dayanaklarını çürütüyor. Avrupa Evrimci Ekonomi Politik Vakfı'nın 2003 Myrdal Ödülü'nü alan bu kitap, bugün Türkiye dahil pek çok ülkeye dayatılan ve protestolarla karşılaşan reçetenin gerçek yüzünü gösteriyor. "Dediğimi yap, yaptığımı yapma" diye özetlenebilecek bir reçete bu..." -Kalkınma Reçetelerinin Gerçek Yüzü Ha-Joon Chang
Yanıtla (0) (0)"ekonomi, neo-klasik ekonomi, Marksist ekonomi, kalkınmacılık ve neo-liberalizm gibi belli başlı ekonomi anlayışlarına eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşan kalkınma iktisatçısı H.-J. Chang, ekonomide tek bir doğru olmadığını, farklı doğruları savunan farklı okullar bulunduğunu belirtiyor.Ona göre eğer ekonomide tek bir doğru yanıt yoksa o zaman ekonomiyi sadece uzmanlara bırakamazsınız. Bu da her sorumlu vatandaşın biraz ekonomi öğrenmesi gerektiği anlamına gelir. Kısacası ekonomiyi ekonomistlere bırakmamalısınız ki kendi siyasal ve ahlaki görüşlerini size bilim diye yutturmasınlar"E. Rehberi
Yanıtla (0) (0)Ayrıca devlette devamlılık esastır. Her bürokratı halkın seçtiği birileri atıyor, kimse darbeyle gelmiyor o koltuğa. Bir önceki seçilmiş iktidarın aldığı borçlar beni bağlamaz diyebiliyor musun? Yüksek yargı gibi, MB gibi bağımsızlığı olan kurumlara yapılan atamalar da seni bağlar. Bir zaman iki yılda bir iktidar değişirdi. Her iki yılda bir tümüyle değişecek mi AYM üyeleri, MB üst yönetimi, dış işleri bürokrasisi. Demokrasiden anladığınız buysa böyle bir şey hiç bir gelişmiş ülkede yok bu daha çok kabile devletine benziyor. Türkiye'yi getirdiğiniz yer burasıdır.
Yanıtla (0) (0)Reis her şeyi bilir.
Yanıtla (0) (0)Hükümet yanlısı arkadaşlar kurumların bağımsızlığının ne demek olduğunu ya anlamıyor veya anlamak istemiyor. Dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinde merkez bankası gibi kurumlar bağımsızdır. Bağımsız demek siyasetten bağımsız olması demek değildir. Çarpıtıyorsunuz. Zaten siyasetçi atıyor bunların başındakileri dış güçler atamıyor. Ama bir kere atayınca da kaymakamı görevden aldığı gibi günlük politikaya göre iki günde bir başkan atayamaz demek bağımsızlık.
Yanıtla (0) (0)Aşağıdaki ilk yorumcuya göre hicbir kurum yürütmeden bağımsız olmamalı hatta tam bağımlı olmalı. Bu şekilde işleri iyi işlediği iyi bir yönetim var mı?
Yanıtla (0) (0)sapla sapan karışmış yine, yürütme içinde siyasetten bağımsız kurumlar, halktan da bağımsızlar demektir. kime hesap verecekler? merkez bankası yargı erki içinde mi? hukuk devletinde korunan temel hak ve özgürlüklerdir. sizin derdiniz devleti halktan koparıp uluslararası sermayeye bağlamaktır. başarısız görürse halk siyasetçiyi değiştirir. yazdığınız, demokrasi için hariçten gazel...
Yanıtla (0) (0)