Osmanlının kronik meselelerine dair eşsiz birikimi ile tanınan tarihçi ve yazar Necdet Sakaoğlu, 85 yaşında Amasra’da vefat etti. Selçuklu ve Osmanlı tarihinin yanı sıra, yerel tarih, kent tarihi ve eğitim tarihi konularındaki özgün çalışmaları ile tanınan Sakaoğlu kültürel miras tartışmalarında da otorite bir isimdi. Vefatı tarih ve kültür dünyasında derin üzüntü yaratan Sakaoğlu’nun cenazesi 28 Ağustos Çarşamba günü ikindi namazının ardından Bartın-Amasra’daki şehir mezarlığına defnedildi.
SALİHA SULTAN
Osmanlının kronik meselelerine dair eşsiz birikimi ile tanınan tarihçi ve yazar Necdet Sakaoğlu, 27 Ağustos’ta 85 yaşında Amasra’da vefat etti.
Sakaoğlu’nun vefatını kitaplarının yayıncısı Alfa Yayınları “Hayatını tarihe adamış ve önemli eserlere imza atmış değerli yazarımız Necdet Sakaoğlu’nu kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Merhuma Allah’tan rahmet; ailesi ve sevenlerine başsağlığı dileriz” ifadeleri ile duyurdu.
Tarih Vakfı’da Sakaoğlu’nun vefatının ardından yayınladığı taziye mesajında şu ifadeleri kullandı: “Tarih Vakfı mütevellimiz, yerel tarih, kent tarihi, Selçuklu tarihi, Osmanlı tarihi ve eğitim tarihi konularındaki çalışmaları ile bilinen tarihçi, öğretmen ve yazar Necdet Sakaoğlu’nu 27.08.2024 tarihinde kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz.” Selçuklu ve Osmanlı tarihinin yanı sıra, yerel tarih, kent tarihi ve eğitim tarihi konularındaki özgün çalışmaları ile tanınan Sakaoğlu ömrünü araştırmaya ve çalışmaya adayan bir isim olarak biliniyordu.
Tarihe önemli katkılar sunan Sakaoğlu’nun çalışmaları yalnızca akademik alana değil kültürel alana ve geniş okur kitlelerine de hitap etti. Titiz çalışmaları ile coğrafya, kültür ve kent konularını ustalıkla işleyen yazar, Türkiye’deki tarih araştırmalarına ve yöntemlerine zenginlik kattı. Osmanlının kronik meselelerinde derin bir birikime sahip olan Sakaoğlu, tartışmalı birçok konuda da bilirkişi konumundaydı. Sakaoğlu, ‘Osmanlı Tarih Sözlüğü’, ‘Osmanlı Eğitim Tarihi’, ‘İstanbul’un Tarihi Kimliği’, ‘Türk Anadolu’da Mengücekoğulları’, ‘Tarihi, Mekânları, Kitabeleri, Anıları ile Saray-ı Hümayun-Topkapı Sarayı’ gibi birçok eserinin yanı sıra, roman tadındaki ‘Anadolu Derebeyi Ocaklarından Köse Paşa Hanedanı’ kitabıyla da geniş bir okur kitlesi edinmişti.
Eser, 1984 yılındaki Sedat Simavi Vakfı Sosyal Bilimler Ödülü’ne layık görülmüştü. Sakaoğlu’nun dikkati çeken diğer bir çalışması da 297 padişah eşi ve 267 padişah kızının hayat hikayesini bir araya getirdiği ‘Bu Mülkün Kadın Sultanları’ adlı hacimli eseriydi. Yaşamı boyunca yüzlerce makale de yayımlayan Sakaoğlu için 2022 yılında Hayri Fehmi Yılmaz editörlüğünde, sanat tarihi, restorasyon, mimarlık tarihi üzerine alanlarında uzman kişiler ve araştırmacılar tarafından ele alınmış yazıların bir araya geldiği ‘Necdet Sakaoğlu’na Armağan’ kitabı basıldı. Sakaoğlu’nun cenazesi 28 Ağustos Çarşamba günü (dün) ikindi namazının ardından Bartın-Amasra’daki şehir mezarlığına defnedildi.
‘EŞSİZ BİR BİRİKİMİ KAYBETTİK’
Sakaoğlu’nun tarih ve kültür camiasında büyük bir üzüntü yaratan vefatının ardından sosyal medyada başsağlığı mesajları art arda geldi:
MAHİR POLAT: Çok çok üzgünüm Necdet Sakaoğlu hocamızı kaybettik. Bu toprakların tarihine adanmış bir ömür, nasıl büyük bir emek, büyük bir tevazu… Mekanın cennet olsun sevgili hocam. Eşsiz bir birikimi kaybettik, bütün ömrünce üretmek yetmezcesine devam ettirdiği nice fikir, proje ve bilimsel emek yetim kaldı.
NEZİH BAŞGELEN: Pek çok açıdan kederim büyük, üzüntüm derin. Ailesinin, kültür sanat ve tarih camiamızın, dostlarının başı sağ olsun. Nur içinde yatsın. Ruhu şad olsun. HAŞİM ŞAHİN: Tarihçiliğimiz için hazan yılı.. Mikail Bayram, Mücteba İlgürel, Mustafa Öztürk ve Necdet Sakaoğlu.. Rahmet olsun her birine.. hepsini bizzat tanırdım
HALİM GENÇOĞLU: Necdet Sakaoğlu hoca vefat etmiş. Hocayla 23 yıl önce İstanbul’da tanışıp kitabını imzalatmıştım. Köse Paşa Hanedanı adlı eseri tavsiye edeceğim roman tadında çok kıymetli bir tarih kitabıdır. Necdet hocanın Türk kültür tarihçiliğine katkısı büyüktür. Mekanı cennet olsun.
GÖKÇE GÜNEL: Bir çınarı daha kaybettik. Tarihçi, öğretmen, yazar Necdet Sakaoğlu hocayı da sonsuzluğa uğurladık. Hocayla 1980’li yıllarda Amasra’da tanıştığımız günden itibaren, Çekül toplantılarında, Divriği Ulu Cami restorasyon kurulu toplantılarında defalarca sohbet edip değerli bilgilerinden yararlandım. Işıklarda kal hocam. Seni unutmayacağım.
2020’DE KARAR’A ‘GALATA KULESİ İBB’NİN TAPULU MALI’ DEMİŞTİ
Tarihçi Necdet Sakaoğlu, 2020’de tapusunun Osmanlı döneminde ‘Kule-i Zemin Vakfı’na kayıtlı olduğu iddiası ile Galata Kulesi’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden alınarak Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredilmesini KARAR’a değerlendiren isimlerdendi. 18 Mayıs 2020 tarihli ses getiren haberimizde kulenin tapu kaydı ile ilgili bilgilerini tarihi kayıtlara dayandırarak aktaran Sakaoğlu, “Bu konuda en önemli kaynak Osman Ergin’in ‘Mecelle-i Umur-ı Belediyye’ eseridir Galata Kulesi, hendek ve etrafındaki alan 1856’da İstanbul’un ilk belediyesine tapulanmıştır” ifadeleri ile Galata Kulesi’nin ve etrafındaki meydanın İBB malı olduğunun altını çizmişti.
ARAŞTIRMAYA ADANMIŞ BİR ÖMÜR
1939 yılı Sivas Divriği doğumlu olan Necdet Sakaoğlu, Sivas Öğretmen Okulunu bitirdikten sonra (1957) kısa bir süre ilkokul öğretmenliği yaptı. İstanbul Çapa Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü bitirdi (1961), lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde tamamladı. Sırasıyla öğretmen okulu öğretmenliği (1961), ortaokul öğretmenliği ve müdürlüğü (1963), lise müdürlüğü (1980), Millî Eğitim Bakanlığı müfettişliği (1982), başmüfettişliği (1988) ile Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu üyeliği ve başkan yardımcılığı (1994) görevlerinde bulundu. Akademik bir heyetle birlikte ABD’ye giderek Georgio ve Arizona eyaletlerinde, ilkokuldan üniversiteye kadarki eğitim kurumlarında (1997) incelemelerde bulundu. ABD gezisi gözlemlerini ‘ABD Georgia ve Arizona Üniversiteleri İnceleme Gezisi Raporu’ başlığıyla Çağdaş Eğitim dergisinde (1997) yayımladı.1998 yılında emekliye ayrıldı. 1969 ve 1971 yıllarında ‘Ali Naci Karacan Armağanı Büyük Ödülü’ne layık görülen Sakaoğlu, 1985’te ‘Anadolu Derebeylerinden Köse Mustafa Paşa Hanedanı’ adlı eseri ile Sedat Simavi Vakfı Sosyal Bilimler Ödülünü kazandı. Ardında araştırma inceleme dalında 20’ye yakın eser bırakan Sakaoğlu, Bostanzade Yahya’dan ‘Duru Tarih’ (1978), Yazıcıoğlu Ahmed Bican’dan ‘Dürr-i Meknun’ (1999) eserlerinin çevirisine de imza attı.