Samsun Kültür Yolu Festivali için Türkiye’ye gelen Filistinli yönetmen Ahmad Saleh: “Boykot konusunda şunu söylemek istiyorum... Bir şeyi almaya gücünüz var ama ilk defa bir niyet için almamaya karar veriyorsunuz. Bu sizi de değiştiren bir şey, sizi yepyeni bir karaktere götürüyor. Artık siz sadece bir müşteri değilsiniz, kapitalizm sizi artık en güçlü düşmanı olarak görecek. ‘Ben artık buna her şeyi şey satamıyorum’. Gerçek karşı duruş, direniş böyle bir şey."
SALİHA SULTAN
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Türkiye Kültür Yolu Festivali bu yıl Filistin’de yaşanan drama dikkat çeken yapımları ve yönetmenleri ağırlıyor. 15 şehirde gerçekleşecek festivalin dördüncü durağı olan Samsun’da düzenlenen ‘Filistin Direniş Sineması’ etkinliğinde Filistinli yönetmen Ahmad Salih’in ‘Ev’, ‘Gece’ ve ‘İkinci Gözüm’ adlı kısa filmleri, Ensar Altay’ın Witness (Şahit) belgeseli ve merhum Şafak Tavkul’un Why? (Neden?) animasyonu izleyicilerle buluştu. Samsun Müzesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen etkinliğe Filistin halkının yaşadığı drama karşı duyarlı olan Samsun halkının ilgisi ise büyük oldu.
Festival için Ürdün’den Türkiye’ye gelen, stop-motion tekniğini kullandığı yapımları ile birçok festivalde ödülleri toplayan, ‘Gece’ filmi ile 2021’de Locarno Film Festivali’nde de ödüle değer görülen Filistinli genç yönetmen Saleh etkinlikte ilk olarak filmlerinin hikayelerini ve yapım tekniklerini izleyicilerle paylaştı. Suudi Arabistan’da doğan, ardından uzun yıllar Berlin’de yaşayan, 7 Ekim’den birkaç gün önce Ürdün’e yerleşen ve ailesinin şu an İsrail’in saldırısı altında olan Filistin’de bulunduğunu belirten Saleh yaptığı konuşmalarda filmlerinde öncelikle kendi ailesinin, tanıdığı insanların hikayesini anlattığını vurguladı. Etkinlik sonunda ise Türk yönetmen Faysal Soysal’la birlikte seyircilerin sorularını yanıtladı.
‘FİLMLERİMİ HALKIM İÇİN YAPIYORUM’
Salondaki bir izleyicinin her iki yönetmene yönelttiği ‘Beyazperdede Hollywood sinemasının dayattığı açı yerine kendi bakış açımızı kurabilir miyiz, nasıl?’ sorusuna verdikleri cevaplar dikkat çekiciydi. Saleh, soruyu “Öyle bir açı bulmamız mümkün ki zaten ben böyle bir çizgi üzerinden ilerliyorum. Ama her zaman insan ve zaman değişiyor. Net duruş sergilemeliyiz. Ben şu an uzun metraj yazıyorum mesela, kimin için? Tabii ki halkım için yazıyorum. Bunu Alman bir yapımcı sevmeyebilir, ama benim için önemli olan halkımın bunu izlediğinde bir şey hissetmesi, etkilemesi. O yüzden yapımcı sevmese de ben bunu yapacağım” ifadeleriyle cevapladı.
‘KENDİ ANLATI DİLİMİZİN GELİŞMESİ İÇİN BÜYÜK BİR KÜLTÜR POLİTİKASI LAZIM’‘
Üç Yol’, ‘Ceviz Ağacı’ gibi yapımları ile tanınan yönetmen Soysal ise, bu sorunun asıl muhatabının yöneticiler olduğuna şu görüşleri ile işaret etti: “Kameranın dili bizim, Doğu’nun bulduğu bir dil değil. Bizim dilimiz edebiyat metinleri üzerinden gelişmiştir. Heykel, resim görsel olarak bizde geçmişe dayanan bir kültür değil, dolayısıyla bu kültürle yeni aşina oluyor ve kullanıyoruz. İster istemez bazı açılarından kurtulmamız mümkün değil. Ama Ahmad’a katılıyorum, bize ait olan bir hikayeyi kendi seyircimiz için doğru görüyor ve bu açıdan hareket ediyorsak mutlaka doğru yere değecektir. Ancak bu konunun asıl muhatabı yetkililer, politikacılar ve dünyanın kapitalist sistemi. Onlar dünyayı tek şekil hale getiriyor, sosyal medya, televizyon üzerinden neyi izleyip izlemeyeceğimize karar veriyorlar. Bizler de o reytingin peşinde koşuyoruz. Ne zaman reytingi yüksek dizileri izlemek, prim vermek yerine bu tarz filmlere değer verir, salonları bugün olduğu gibi doldurursak o zaman kamera dilimiz, kendi anlatı tarzımız gelişecek ve doğru yolu bulacağız. Öncelikle kendi seyircimizden başlamamız lazım. Bu da ancak büyük bir kültür politikası ile ortaya çıkabilir.” Samsun Valisi Orhan Tavlı, Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, Kültür ve Turizm Müdürü Cemal Almaz’ın da sonuna kadar ilgile takip ettiği etkinlik Filistinli yönetmen Ahmad Saleh’in seyircilerle fotoğraf çektirmesi ile sona erdi. ‘Filistin Direniş Sineması’ etkinliğinin üçüncüsü 25 Haziran Salı günü Trabzon Kültür Yolu Festivali’nde gerçekleşecek. Etkinlikte Filistinli yönetmen Mohammed Almughanni’nin yapımları ve kendisi izleyicilerle buluşacak.
‘YANIMIZDA OLDUĞUNUZU HİSSETTİRMENİZ EKMEKTEN SUDAN DAHA DEĞERLİ’
Samsun’da gerçekleşen etkinlikte yedi sekiz yaşlarındaki bir kız çocuğunun Filistin halkıyla dayanışma adına yönelttiği “Boykot tabii ki çok güçlü bir yöntem ama boykot dışında yapabileceğimiz neler var?” sorusu ise son günlerin en çok tartışılan konusuna ışık tuttu. Filistinli yönetmen Saleh’in bu soruya verdiği şu cevap sekiz aydan fazla bir süredir İsrail’in amansız saldırıları ile boğuşan Filistin halkıyla dayanışma adına boykot yapmanın öneminin altını çiziyor: “Tam olarak nasıl açıklayayacağımı bilemiyorum, ama mesela bazen bir arkadaşınızın derdi olur, ona söyleyecek bir kelime, çare bulamazsınız. Ama hiçbir şey söylemezseniz bile ona sarılır, kolunuzu omuzuna atarsınız, o hissederse sizin ona yakın olduğunuzu bu büyük bir şeydir. Bunu gösteriyor olmamız bile aslında çok etkili mesele. Bunu yapmak için filmler yapıyor, şiirler okuyor, sosyal medyada bir şeyler paylaşıyoruz. Kendimizi göstermek için değil, onların yanında olduğumuzu hatırlatmak için, yanınızdayız demek için. Bunu hissettirmek bile aslında onlara ekmek su göndermekten daha kıymetli olabilir. Ayrıca sen çok gençsin, boykot konusunda şunu da mutlaka söylemek istiyorum... Öncelikli olarak bir şeyi alabiliyorsunuz gücünüz var ama ilk defa bir niyet için almamaya karar veriyorsunuz. Bu sizi de değiştiren bir şey, yepyeni bir karaktere sizi götürüyor. Ondan sonra bir şey alıp almamanız da çok önemli değil. Çünkü artık siz sadece bir müşteri değilsiniz, kapitalizm veya bu sistem sizi artık en güçlü düşmanı olarak görecek. ‘Ben artık buna her şeyi şey satamıyorum’. Gerçek karşı duruş, direniş böyle bir şey. Ve biz şu an bağlandık, eğer sen güçlü olursan biz de güçlü olacağız. O yüzden güçlü olmaya bak.