Mutasyonlu koronavirüs hakkında bilim insanlarının araştırmaları devam ediyor. Hindistan varyantının Türkiye'de de görülmesi üzerine açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Akkoyunlu, iki üç varyantı birlikte taşıyan bu mutasyonun da Güney Afrika mutasyonu gibi benzer proteinler üzerinde etkili olduğunu belirtti ve "Hem aşıya hem de hastalığı geçirmiş kişilere karşı etkisizleştirmeye neden olacağından şüpheleniyoruz" dedi.
Dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) mutasyonları vatandaşlarda endişe yaratıyor. Geçtiğimiz gün Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından Türkiye'de de tespit edildiği açıklanan Hindistan varyantı hakkında bilgi veren Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, bu varyantın kaçış proteinleri üreterek hem aşıyı hem hastalığı geçirmiş kişilerin bağışıklığını etkisizleştirebileceğinden şüphelendiklerini söyledi.
'MİLYONLARCA MUTASYON VAR'
Varyantların ve mutasyonların virüsün hatalı üretimleri olduğu için virüsün zararına da olan şeyler olduğunu söyleyen Prof. Dr. Akkoyunlu, ilk varyantın koronavirüsün ilk çıktığı zamanlarda Çin’in Wuhan kentinde tespit edildiğini ancak şu an dünyada G varyantı hakim olduğunu belirtti ve "İlk başta 6-7 varyant vardı. Şimdi ise ucu açık, milyonlarca mutasyon var" diye konuştu.
'AŞIYA KARŞI DİRENÇ OLUŞTURABİLİR'
Çin'in Wuhan kentinde görülen G varyantının büyük salgınlar yaparak çok daha kolay bulaşabildiğini söyleyen Akkoyunlu, İngiliz varyantının da çok daha hızlı bulaştığını gördüklerini söyledi. Normal virüslere göre 5 kat daha hızlı bulaşa neden olduklarını belirten Akkoyunlu, "Varyantlarda korktuğumuz birkaç özellik var. Hastalığı geçirmiş kişilerde kaçak proteinler üretebilir ve aşıya karşı bir direnç oluşturabilir. Ama aşıların yüzde 90’ının İngiliz varyantında etkili olduğunu görüyoruz" ifadelerini kullandı.
'ÇOCUKLAR ÜZERİNDE CİDDİ ETKİLERİ SÖZ KONUSU'
Güney Afrika varyantı üzerinde 20’den fazla mutasyon olduğundan ve antikor geliştiren aşılara da dirençli olabileceğine dair şüphelerin olduğuna değinen Akkoyunlu, "Bu durum bilimsel araştırmalarla net bir şekilde ortaya konmuş değil. Her mutasyon farklı bir alt kırım oluşturuyor. İlerleyen süreçlerde oluşan varyantlara karşı yeniden aşı tasarımlamak gerekebilir. Afrika mutasyonlarının en önemli sıkıntısı ise genç yaştaki kişileri yoğun şekilde etkileyebilmesi. Genç ve orta yaştaki kişileri etkiliyor. Dünyada aşılama yaşlı kişilerden başladığı için bu seçicilik aşının etkisi nedeniyle gençlere kaymış olabilir. Çocuklar üzerinde de ciddi etkiler söz konusu. Bu dönemde çocukların daha fazla yoğun bakıma yattığını görüyoruz" dedi.
'BULAŞIN ARTMASINDAN DAHA ÇOK KORKUYORUZ'
Bulaşın 100’de yüz artmasının öldürücülüğün yüzde yüz artmasından çok daha tehlikeli olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Akkoyunlu, “Bulaşın artmasından daha fazla korkuyoruz. İngiltere, Brezilya ve Kaliforniya varyantlarında öldürücülüğün çok fazla arttığını düşünmüyoruz. İki üç varyantı birlikte taşıyan Hindistan varyantı gibi yeni varyantlar ile birlikte durum da değişebilir. Hem bulaştırma hem de öldürücülük artabilir” dedi.
'HEM AŞIYI HEM DE BAĞIŞIKLIĞI ETKİSİZLEŞTİREBİLİR'
Güney Afrika mutasyonunda hem aşıya karşı hem de hastalığı geçirmiş olan kişilere karşı kaçış proteini üretiminin oldukça yüksek olduğunu belirten Akkoyunlu, “Aşılanmış ve hastalığı geçirmiş kişilerde de yeniden hastalığa yakalanma potansiyeli oldukça yüksek. Hindistan mutasyonu da benzer proteinler üzerinde etkili. Üretilen kaçış proteinleri, hem aşıya hem de hastalığı geçirmiş kişilere karşı etkisizleştirmeye neden olacağından şüpheleniyoruz” diye konuştu.