Myanmar'da Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddet olayları devam ediyor. Rohingya Kurulu Genel Sekreteri İbrahim, "Myanmar’daki katliamlar önlenmezse yakın zamanda bölgede tek bir Müslüman dahi kalmayacak" uyarısında bulundu.
AA muhabirine konuşan İbrahim, bölgede son günlerde şiddetin yeniden tırmanmasının, Ashin Wirathu liderliğindeki radikal Budist grup Ma Ba Tha tarafından yürütülen sistematik ve güçlü bir kampanyanın sonucu olduğunu belirtti.
Arakan'daki yerel yönetimin aşırı milliyetçi Budist unsurları desteklediğini ve Ma Ba Tha'nın yanı sıra polisin de son katliamların içinde olduğunu kaydeden İbrahim, "Dünyanın tepkisinden çekindikleri için eskiden olduğu gibi toplu katliamlar yerine, Müslümanları tek tek öldürüp korkutmak suretiyle, Arakan'ı terk ettirmek istiyorlar" değerlendirmesinde bulundu.
"Katliamların sebebi etnik değil dinsel ayırım"
Rohingya Müslümanlarının önceki yıllarda da toplu katliamlara ve zorunlu göçe maruz kaldığını hatırlatan İbrahim, Ma Ba Tha liderlerinin Budist toplumu Müslümanlara karşı kışkırtan söylemlerinin etkili olduğunu açıkladı.
İbrahim, "Bize ulaşan yeni bir videoda Ma Ba Tha'nın bir lideri, dünyada İslam karşıtı hareketleri örnek göstererek taraftarlarını Müslümanları öldürmeye davet ediyor. Batı'yı örnek gösterip İslamofobik mesajlar veriyor. ‘Müslümanlar ülkemizi ele geçirecek’ şeklinde konuşarak onları cesaretlendiriyor. Buradan da anlaşılıyor ki, katliamların sebebi etnik değil, dinsel ayırım" şeklinde konuştu.
Rohingya Müslümanlarına karşı işlenen suçlar hakkında uluslararası platformda herhangi bir farkındalığın olmadığına vurgu yapan İbrahim, Myanmar yönetimine İslamofobi konusunda bir yaptırım yapılmazsa, bölgede uygulanan soykırımın komşu ülkelere de sıçrayacağına işaret etti.
İbrahim, "Tayland, Kamboçya, hatta Bangladeş derken bu ateş bütün dünyayı saracak" dedi.
Muhammed İbrahim "Myanmar’daki katliamlar önlenmezse yakın zamanda bölgede tek bir Müslüman dahi kalmayacak" uyarısında bulundu.
"NLD de çare değil"
Myanmar'da 8 Kasım'da yapılan genel seçimde Aung San Suu Çii liderliğindeki Ulusal Demokrasi Birliği Partisi'nin (NLD) parlamentoda çoğunluğu elde etmesinin, uluslararası toplumda Myanmar'daki insan hakları ihlallerinin sona ereceği algısının oluştuğunu dile getiren İbrahim, şöyle devam etti:
"Zannedildi ki Suu Çii gelince problemler çözülecek. Hayır, 50 yıldır askeri bir dikta rejimi var ve NLD seçimi kazandı diye kısa bir sürede hiçbir şey değişmeyecek. Zaten, NLD'nin Myanmar'daki gidişatı değiştirmek gibi bir niyeti de yok. Sadece kendilerini düşünüyorlar."
İbrahim, Devlet Başkanı Thein Sein'in, NLD lideri Suu Çii'ye hükümeti devretmek için 1 yıla daha ihtiyacı olduğunu söylediği yönünde iddiaların bulunduğunu hatırlattı.
"Biri hamile, dört Müslüman katledildi"
Öte yandan, Avrupa Rohingya Kurulu, Arakan'da meydana gelen şiddet olaylarına ilişkin "Aniden artan Arakan cinayetleri, soykırım gündeminin bir parçasıdır" başlığıyla bir rapor yayınladı.
Genel Sekreter Muhammed İbrahim imzalı raporda, aralık ayı başından itibaren Rohingya Müslümalarına karşı işlenen cinayetlerin aniden yükselişe geçtiği belirtilerek bunun "yeni bir kitlesel etnik temizlik" korkusu oluşturduğuna vurgu yapıldı.
Raporda, Muhammed Musa, Muhammed Harun Kasım ve Muhammed Haşim Cemal isimli Rohingyalı Müslümanların polis ve çeteler tarafından katledildiği ve Buthidaung köyü yakınlarında da kimliği belirlenemeyen hamile bir kadın cesedinin bulunduğu açıklandı.
Bir hafta içinde dört kişinin öldürülmesinin, küçük bir azınlık olan Rohingyalılar arasında paniğe yol açtığına işaret edilen raporda, Myanmar yönetiminin Arakan'ı Rohingyalılardan temizlemek için uzun vadeli bir plan benimsediği savunuldu.
Raporda, binlerce Müslümanın ölümüyle sonuçlanan 2012'deki şiddet olaylarından sonra, Myanmar hükümetinin uluslararası tepkilerden kaçmak için taktik değiştirdiği, "yavaş soykırım" metodunu uygulamaya koyduğu iddia edildi.
Ülkede 1982'de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybeden Arakanlı Müslümanlar, "devletsiz" sayılıyor. Birleşmiş Milletler tarafından "eziyet gören dini azınlık" olarak kabul edilen Arakanlı Müslümanlar, hem şiddet olaylarına hem de yasal, ekonomik ve toplumsal ayrımcılığa maruz kalıyor.