FETÖ’nün Orta Asya’daki küresel terör şebekesi Kazakistan’dan Tacikistan’a Orta Asya Cumhuriyetlerini ağ gibi sardı. Darbe girişiminden sonra Ankara kardaşları, “Biz yandık siz yanmayın’ diye uyardı. “Mesajı aldık” diyen çoğu ülkede örgütle kapsamlı mücadele için ilk adımlar atıldı.
YAZI DİZİSİ: SAMİ BAYRAKTAR
FETÖ, Türkiye dışında ilk örgütlenmesine Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, 1992 yılından itibaren Azerbaycan başta olmak üzere Kafkaslar ve Orta Asya’da başladı. Yönetici ve elit kesimlerin çocuklarını eğiten örgüt, mezunlar vasıtasıyla bürokrasiye yerleşirken, iş adamlarını da örgütleyerek varlığını kökleştirdi. Bütün bunları yaparken arkalarında Türkiye Cumhuriyeti vardı. O yıllar FETÖ’nün ‘Türkiye’nin yumuşak gücü’ olarak görüldüğü zamanlardı.
FETÖ-CIA BAĞLANTISI
FETÖ’nün Orta Asya’ya açılmasının ya da Orta Asya’da önünün açılmasının bir Amerikan planı olduğu iddiası ise baştan beri gündemdeydi. Sovyetler’in dağılmasından sonra Rusya’nın güneyinde oluşturulacak ‘Yeşil Hat’ta ‘Amerikan İslamı’nı temsil edecek güç olarak FETÖ’nün seçildiği hep yazıldı, söylendi. Fetullah Gülen’e ilk kırmızı kartı Vlamidir Putin gösterdi. Örgütün tüm okulları kapatıldı, öğretmenler sınırdışı edildi. Kararın en başta gelen gerekçesi, bu okullardaki öğretmenlerin CIA ajanı olduğu suçlamasıydı.
ÖĞRETMEN DEĞİL CIA AJANI
Gülen-CIA ilişkisine dair iddialar, Türkiye’de üst düzey MİT mensuplarının açıklamalarıyla da kamuoyuna yansıdı. MİT eski İstanbul Bölge Başkanı Nuri Gündeş’in, “İhtilaller ve Anarşi’nin Yakın Tanığı” isimli kitabındaki şu satırlar Gülen-CIA işbirliğine işaret ediyor: Gülen cemaati tarafından özellikle de Türki cumhuriyetlerde açılan okullarda diplomatik pasaportlu Amerikalı CIA ajanları ‘İngilizce öğretmeni’ diye barındırılıyor. Bu işbirliği, Türkiye’de yapılan üst düzey resmi bir toplantıda bizzat Fetullahçı okul yöneticisi tarafından itiraf edildi.
KOZİNOĞLU’NUN SIRRI
FETÖ-CIA bağlantısına dair MİT kaynaklı çarpıcı bir iddia da Kaşif Kozinoğlu’ndan geldi. MİT Orta Asya masasında önemli görevler üstlenen Kozinoğlu, 2011 yılı Mart ayında, Ergenekon kapsamında açılan Odatv soruşturmasında “gizli belgeleri sızdırmak’ suçlamasıyla tutuklandı. 12 Kasım’da Silivri Cezaevi’nden Kozinoğlu’nun ölüm haberi geldi. Adli Tıp, ölüm sebebini kalp krizi olarak açıkladı. 22 Kasım’da ilk duruşmaya çıkacak olan Kozinoğlu’nun mahkemede vereceği ifade merakla bekleniyordu. O ifadeyi veremeden öldü ama kendi el yazısıyla cezaevinden Aydınlık gazetesine gönderdiği mektup vefatından sonra yayımlandı.
Mektupta, Gülen-CIA ilişkisine yönelik iddialar vardı. Kozinoğlu şunları yazmıştı: Anılan okulların faaliyet göstermesi için çok büyük meblağlarda para gerekmektedir. Anılan para, Türkiye’deki bazı işverenlerin bağışlarından elde edilen paranın çok üzerindedir. Bu paraları ABD vermektedir. Söz konusu ülkelerde belirttiğim şahıslar, özellikle okul müdürleri o ülkelere ilişkin raporlarını da belli periyotlarda anılan ülkelerdeki CIA temsilcileri ile paylaşmaktadır.
ÖNCE ‘AÇ’ SONRA ‘KAPAT’
FETÖ’nün Orta Asya cumhuriyetlerindeki faaliyetlerine Türkiye’nin bakışı 17/25 Aralık’tan sonra değişti. O güne kadar açılması için devreye giren Türkiye, bu kez ‘Kardaşlar’dan okulları kapatmasını istedi. 15 Temmuz’daki başarısız darbe girişiminin ardından ‘kapatın’ çağrıları ivme kazandı. Örgütün en yaygın olduğu Kırgızistan’dan ‘Kapatmıyoruz’ cevabı gelirken Kazakistan, Türkmenistan ve Tacikistan Türkiye’nin çağrısına olumlu karşılık verdi. FETÖ Özbekistan’da ise hiç tutunamadı.
İLK DARBE ÖZBEKİSTAN'DAN
Özbekistan, Fetullah Gülen Terör Örgütü’nü yasa dışı örgüt suçlamasıyla mahkum eden ilk ülkeydi. 1992 yılında ülkeye adım atan örgütün açtığı okulların sayısı kısa sürede 16’ya yükseldi. Ancak İslam Kerimov yönetimi, 2000 yılında tüm okulları kapattı, öğretmenler ve çalışanlar sınırdışı edildi. FETÖ ile bağlantılı 3 Türk işadamı, “yasa dışı örgüt kurmak ve yasa dışı faaliyetlerde bulunmak, toplum düzenini bozucu yayın yapmak, toplumda huzur ve güveni bozmak” suçlarından hapis cezasına çarptırıldı.
Özbekistan hükümeti, eğitim kurumlarıyla aynı dönemde yayına başlayan “Zaman-Özbekistan” gazetesinin de faaliyetlerini sonlandırdı.
KAZAKİSTAN: BİZ BU İŞİ ÇÖZECEĞİZ
FETÖ’nün en rahat örgütlendiği ülkelerin başında gelen Kazakistan’da Kazak-Türk Eğitim Vakfı (KATEV) bünyesinde 33 okul bulunuyor ve bu okullarda yaklaşık 10 bin öğrenci eğitim görüyor. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in darbe girişiminin hemen ardından 5 Ağustos’ta Ankara’ya yaptığı ziyarette okulların durumu ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın okulların kapatılması talebine olumlu cevap veren Nazarbayev, “Biz Türkiye’ye karşı iş yapan kimseyi desteklemeyeceğiz. Türkiye’nin bütün talebine karşılık vereceğiz. Bu konu çözülecek” sözleriyle güvence verdi.
TÜRKMENİSTAN EL KOYDU
FETÖ’nün 1992’den itibaren Türkmenistan’da kurduğu 14 Türkmen-Türk okulunun faaliyetlerine “büyüyen Nurculuk tehlikesi”ne bağlı olarak 2011’de son verilmişti. Kalan 5 okul için 2015 yılı Aralık ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan devreye girdi. Erdoğan, Türkmenistan’a yaptığı ziyarette Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhammedov’a FETÖ tehlikesini anlattı. Berdimuhammedov’un talimatıyla bu okullara da el konuldu, öğretmenler ve idareciler değiştirilerek FETÖ ile bağlantısı kesildi.
TACİKİSTAN DEVLETLEŞTİRDİ
Tacikistan da Türkiye’nin çağrılarına kulak veren ülkelerden. Ülkede Şelale Eğitim Kurumları bünyesinde faaliyet gösteren 7 okul geçen yıl devletleştirildi. İsimleri ‘Üstün Yetenekli Çocuklar Lisesi’ olarak değiştirildi. 1994 yılında FETÖ okullarına verilen eğitim lisansı da iptal edildi.