DEVA Partisi Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, KARAR TV ekranlarında Elif Çakır ve Yıldıray Oğun’a açıklamalar da bulundu. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un TBMM Başkanı Kurtulmuş’a yönelik sözlerini değerlendiren Ekmen, “Bu sistemin yanlışlarını kim tartışırsa tartışsın, sınıfta elinde uzun cetvel olan bir hoca gibi herkese ayar veriyor. Kimse de buna (Mehmet Uçum’a) Hayati Yazıcı ve Numan Kurtulmuş, ‘Haddini bil, sen sonuçta atanmış bir devlet memurusun.’ Demiyor" diye belirtti.
UMUT GÖR
Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’un yorumlarıyla ekranlara gelen Bi' Karar Ver programına DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen konuk oldu. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a yönelik sarf ettiği sözleri eleştiren Ekmen, “Kimse de buna sen sonuçta atanmış bir devlet memurusun demiyor” ifadelerini kullandı. MHP Lideri Bahçeli’nin DEM Parti konusunda attığı adımın olumlu olduğunu belirten Mehmet Emin Ekmen, İsrail meselesinde ise iktidarın tutarsız politikalarını eleştirdi. DEVA Partili Ekmen, son olarak Selahattin Demirtaş’la gerçekleştirdiği görüşmesinden gündem yaratacak bilgiler aktardı.
“KURTULMUŞ’UN HAKKINI UÇUM’A KARŞI SAVUNMAK İSTEMİYORUM”
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a yönelik sarf ettiği sözleri değerlendiren Ekmen, “Hükümetin resmi bir anayasa teklifi gelmeden bu konuyu değerlendirmeyi yanlış buluyoruz. Geçmişte idam ve aileye yapılan teklif önerileri gerçekleşmemişti. Yine benzer durumun yaşandığını gözlemliyoruz. Sayın Uçum ise, Türk tipi başkanlık modeli tartışıldığında kısa videolarla bu işin doktrinel babalığına soyunmuştu. Bu sistemin yanlışlarını kim tartışırsa tartışsın, sınıfta elinde uzun cetvel olan bir hoca gibi herkese ayar veriyor. Kimse de buna (Mehmet Uçum’a) Hayati Yazıcı ve Numan Kurtulmuş, ‘Haddini bil, sen sonuçta atanmış bir devlet memurusun.’ Demiyor. Eskiden Cumhurbaşkanı danışmanları çok medyatik ve görünür olmazlardı. Sayın Cumhurbaşkanı da kolu kanadı kırılmış, itibarsızlaştırılmış, sesi soluğu çıkmayan, kendi hukukuna dahi sahip çıkmayan insanlarla çalışmayı seviyordur. Bunu unutan insanları da Mehmet Uçum eliyle terbiye etmeye yeğliyordur. Ben açıkçası herkesin söz hakkını savunurum ama Mehmet Uçum’a karşı Numan Kurtulmuş’un söz hakkını savunmak istemiyorum.” Dedi.
“BAHÇELİ, ERDOĞAN’IN ÖNÜNÜ AÇTI”
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin DEM Parti’ye attığı adımın “kıymetli ve değerli” olduğunu ifade eden Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, “Olası başarısızlık 10 yıllık güvenlik ve beka merkezli dilin çöküşüne neden olur.” Diye ekledi, “Ben Bahçeli tarafından atılan bu adımın ve sonrasında yaşanan gelişmeleri kıymetli ve değerli buluyorum. 17/25 Aralık’la başlayan darbe süreciyle tamimiyle artan bir güvenlik dili üzerinden toplumun bütün renklerini ve çoğulculuğunu ortadan kaldıran bir dil oluşturuldu. Eğer gerçekten enine boyuna düşünüp bir şeyler yapılmaya karar verildiyse başarılar dilerim. Ama iyi ölçülmemiş bir girişimde bulunuyorlarsa ve başarısız olurlarsa son 10 yıllık güvenlik ve beka merkezli dilin çöküşüne tanık oluruz bundan da memnun oluruz. Yetkililer umarım geçmiş yıllarda yapılmaya çalışılan başarısız çözüm süreci girişimlerini inceleyerek aynı hataları tekrarlamaz. Bence Bahçeli, Erdoğan ile yaptıkları son görüşmesinde karşılıklı ikna oldular. İkna olunan noktayı bilmiyorum ama netice de Bahçeli çıktı, ön olarak ikna olduğunu ve Erdoğan’ın olası bir girişiminin önünü açtığını gösterdi.”
“TOPLUM İSRAİL MESELESİNDEN İKTİDARA GÜVENMİYOR”
İktidarın İsrail meselesinde takındığı ikircikli tavrı eleştiren DEVA Partili Ekmen, “Gücünüz sadece Rizeliye mi yetiyor” diye konuştu, “Toplum, İsrail meselesinde İktidara güvenmiyor. Toplumun beklentisi öncelikle İsrail’le içerde ve dışarda hukuki mücadele verilmesi ve ticaretin kesilmesi talebiydi. Hukuki mücadele konusunda Güney Afrika adalet divanına gitti başvurdu. İktidar, İletişim Başkanlığı’nın kampanyasıyla dedi ki ‘Biz bu sözleşmeye taraf değiliz, başvuru hakkımız yok.’ Halbuki yalan söylediler. Sonra çok geç başvururdu. Şimdi bu tutarsızlıklara toplum nasıl güvenecek? Yurtiçinde Netanyahu’yu Adalet Bakanı’nın onanıyla yargılayabiliriz. Ancak 700’ün üzerinden başvuruya rağmen Adalet Bakanı buna izin vermiş değil. Sorsak uluslararası siyaset diyecek maalesef. Toplum soruşturma izni bile veremeyen bir iktidarın nesine güvenecek? İsrail’le ticaret sona erdirildi dediler. Yardımlarımız Filistinli marketlere gidiyor dendi. Sonrasında bir yaptırım paket açıklandı. Halen İsrail’le aktif ticaret devam ettiriliyor, toplum size nasıl güvenecek? Daha dün TRT’nin İsrail’le kurumlarla iş birliği ortaya çıktı. Şimdi Rizeliye (Burger King olayı sebebiyle) kızıyoruz da ticareti sürdüren Erdoğan’a ve yaptırım uygulanmasının önüne Adalet Bakanı’na niye kızmıyoruz, gücünüz Rizeliye mi yetiyor? Bu tutarsızlıkları görmemiz gerekiyor.”
“DEMİRTAŞ: PKK EN AZINDAN TÜRKİYE AYAĞINDA SİLAHSIZLANDIRILMALI”
İktidar ile DEM Parti arasında başlayan ikili diyalogların hızlı ilerlemesi ve Türkiye’de PKK’ya yapılan ‘silah bıraktırma’ çağrılarını değerlendiren Milletvekili Ekmen dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Demirtaş’ın kendisine PKK, Türkiye’de silahsızlandırılmalı dediğini anlatan Mehmet Emin Ekmen, “Ben İsrail’in soykırım hareketi başlamadan bir ay önce sayın Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etmiştim. Oradaki sohbette Kobani olayları konusunda savunmasında ve söylemlerinde samimi özeleştirini görmüştüm. Demirtaş hiç ortada bu konular yokken meşhur Basra-Ceyhan Kalkınma yolu nedeniyle de olsa örgütün (PKK) Türkiye ayağında tamamen hatta mümkünse Irak’ta silahsızlandırılması gerektiğini anlatmıştı. Yani Irak’ın doğalgaz ve petrolünü Avrupa’ya ve Amerika’ya nakledecek, Rusya Ukrayna savaşını ortaya çıkarttığı enerji tedarik tehditlerine karşı daha güvenilir bir enerji kaynağını kalkınma yolu aracılığıyla sevkinin Avrupa ve Amerika tarafından önemsendiğinin ama kalkınma yolunun o güzergahtaki bütün problemlerin ortadan kaldırılmadan gerçekçi bir alternatife dönüşmeyeceğini bu bağlamda da PKK’nın silahsızlandırılması gerektiğini kendisinin de bu yönde bir katkısı olursa mutlu olacağını beyan etmişti. İsrail’in Kürt hareketi içerisinde yaratabileceği sancıları ve sıkıntıları göz önüne alarak öncelikle kendi içerisinde sonra da mümkünse komşu ülkelerde makul bir arayışı girmesi anlaşılabilir bir şey. Türkiye Cumhuriyeti devletini yöneten irade açısından bir zorunluluk diye düşünüyorum.” İfadelerini kullandı.