KARAR TV'de konuşan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, 'Erdoğan artık 50+1’in görevini yerine getiremeyeceğini gördüğü için bunu 40+1’e çevirelim diyor. Peki, CHP neden böyle bir şeye ‘Evet’ desin? Biz CHP olarak sandıkta 50+1’i buluruz ve kaldırılması bizim lehimize değil' dedi.
Elif Çakır ve Yıldıray Oğur'un yorumuyla ekranlara gelen Bi' Karar Ver programına konuk olan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, iktidarın yeni anayasa söylemlerini değerlendirdi. Hali hazırda uygulanan 50+1 sisteminin değişmesinin CHP'nin lehine olmayacağını vurgulayan Günaydın, 40+1 gibi rakamların Cumhurbaşkanlığı makamının meşruiyetini yeteri kadar yansıtmayacağının altını çizdi.
Günaydın, 'Türkiye, yargıya güven alanında dünya çapında negatif rekorlar kırıyor. Gezi davasından Kobani davasına kadar bu alanda konuşulması gereken çok örnekleri de var. Peki bunların hiçbirini öncelemeyen ve anayasa değişikliğini önceleyen, anayasa değişikliğinde de 50+1 meselesini ve Cumhurbaşkanı’nın görev süresinin sınırsız olmasını ön plana çıkaran bir değişikliğe samimi bakabilir misiniz. Yoksa bunu, mevcut rejimin aktörlerinin hayatiyetlerini biraz daha sürdürebilmeleri için yapmak zorunda kaldıkları bir hamle olarak mı görürsünüz. Son seçim gösterdi ki yalnızca Ak Parti değil onunla birlikte Erdoğan da yurttaş nezdinde güvenilirliğini önemli ölçüde kaybeden bir siyasi aktördür. Önceden ‘Vatandaş Ak Parti’ye kızıyor ama Erdoğan’ı ayrı tutuyor’ diye anlatırlardı ama şimdi durum tam tersi. Erdoğan Başbakanlığı döneminde enflasyonu tek haneli rakamlara çektiğini savunurken, ekonomiden el ayak çektikten sonra rakamların fırladığını savunuyor. Yani suçu arkadaşlarına atıyor. Bu memlekette eğer uygulananlara ekonomi politikası diyebilirsek, ekonomiyi bu hale getiren bizzat Erdoğan’ın kendi talimatlarıdır. Dolayısıyla vatandaş bu yanlış yönetimden Erdoğan’ı sorumlu tutuyor. Ve Erdoğan’ın vaat ettiği çözümlere de artık kimse inanmıyor. Bu bağlamda artık 50+1’in görevini yerine getiremeyeceğini gördüğü için bunu 40+1’e çevirelim diyor. Peki, CHP neden böyle bir şeye ‘Evet’ desin? 50+1’i buluruz ve kaldırılması bizim lehimize değil. Eğer Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi devam edecekse, Cumhurbaşkanı’nın en azından iki vatandaştan birinin oyunu alabiliyor olması lazım. Biz bu sisteme zaten karşıyız ama devam edecekse o makamın, yüzde 40’lık bir oy ile meşruiyet yaratamayacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla 50+1’in kaldırılması CHP’nin lehine değildir' şeklinde konuştu.
'TÜRKİYE'NİN ACİL VE YAKICI BİR ANAYASA SORUNU YOK'
'Türkiye’nin acil ve yakıcı bir anayasa sorunu yok. 1982 Anayasa’sı ile yönetiliyoruz ve bu bir darbe anayasası. Düzeltile düzeltile yamalanmış hale geldi. Ama yine de anayasa değişikliğinden çok daha önce memleketin acil sorunları var. Bu bağlamda uzun zamandır oturulmamışken, ilk oturmamın yurttaşın gerçek sorunlarına odaklanması gerektiğini ifade ediyoruz. Nedir bu gerçek sorunlar? Açık ara ekonomidir. Türkiye’de küçük esnafından emeklisine işsizinden memuruna kadar ekonomik durum hepimizin canını yakıyor. Memleketin ön görülebilir bir politikası yok. Maliye politikasından söz edilemez, kurun yarın nereye çıkacağını hiçbirimiz bilmiyoruz. Dolayısıyla Erdoğan-Özel görüşmesinde öncelikle ekonomiyi konuşmak isteriz ardından da adalet konusunu dile getiririz.'
'DİYALOGLAR RUTİN HALİNE GELMELİ'
'Bir ülkede Cumhurbaşkanı’nın ana muhalefet partisi lideri ile hatta tüm siyasi liderlerin birbirleri ile konuşmalarından daha doğal bir şey olamaz. Türkiye’yi bu anlamda normalleştirmeye çalışıyoruz. Çünkü bu memleketin dağ gibi birikmiş sorunları var ve bunlar belki diyalog ile çözülebilir. Cumhurbaşkanlığı Türkiye’de bir makamdır ve diyalog sürdürülmelidir. Umuyorum ki Özgür Özel, partisini birinci yaptıktan sonra bu mütevazi ve görüşmeci dili, herkesi bir miktar etkilesin. Ve bu görüşmeler taktik gereği yapılan diyaloglardan çıkarak, çağdaş demokratik devletlerde olduğu gibi sorun çözmeye dayalı, olağanüstü durumlarda toplanacak ve hatta rutine de binen toplantılara da dönüşsün.'